bugün

fransa da arap kökenlilerden, amerika da latin kökenlilerden, rusya da yabancı kökenlilerden nasıl nefret ediliyorsa türkiye 'de de öyle nefret ediliyor. haklı ve haksız durumlar vardır illa ki. misal fransa da kapkaç, hırsızlık vesaire devşirme arapların elinde şuanda, fransız arkadaşım clementine kürtleri hiç sevmezdi ve sebebi de kendinden bildikleriydi. he gidip şimdi elin sömürgecisi soykırımcısı fransızları da savunacak halimiz yok tabi ama bu da rahatsızlık verildiği gerçeğini değiştirmez.aborjinler var avusturalya 'da. zulümden kaçtılar, zarar gördüler ama bir kısmı bozuk davranışlarda bulundular. haklı hallerini birkaçı gidip lekeledi. ancak yine de genel yargı aborjinlerden yana. amerika 'da uyuşturucu meseleleri mesela. latinler de her bok var gerçi. sonuçta insanlar insanlardan nefret edebilir. sinek ufaktır ama mide bulandırır.

nedir efendim durum, kürt arkadaşlarımız vardır, olmuştur ve olacaktır. hepsi de beni sevecek ama denyoluk yapan her insan gibi yaptığı denyoluğun ardından ensesine tokat yiyecektir. ama bu sinsi kürt azınlığın verdiği gaz ile yapılan şiddet kürt halkına mal edilecektir. yok efendim 20 yıllık komşum kadar saygı duyduğum, selamımı eksik etmediğim başka birisi yok apartmanda, halis muhlis kürttür ancak insandır. böyle pişmemiş eşek sosisi kıvamında değildir.

dünyanın neresinde olursa olsun hangi mecrasında bu boyutta bir sıkıntı yaşanırsa yaşansın muhtemelen sinsilik zehri zerkedilmiştir kalabalıklara. her bokun başında 10 taneden 9 u diye başlanıyorsa kürtlerin yanlışları hakkında değişmesi gereken şikayetçiler değil şikayet edilendir. ancak bu kafayla gidildiğinde nefret edilmeye, ezik hissetmeye mahkum kalacaklardır. kafa dikine gitmek hiç eyi deeldir. sonra elde avuçta ibişlikten başka bir şey kalmayınca benim gibi bu işlere uzak bir insana bile faşist denir.

neyse ki insanoğlunun önünde "şerefli kızılderili"ler var. onurdan, gururdan bahsedilecek ise önce ben onları örnek vereyim...
x'lerden nefret etmek kalıbında x yerine "kürt" koyarak oluşturulan ve x'in almanya'da, fransa'da, vs. faşik bünyelerce farklı şekilde doldurulacağından bihaberce duyumsanan his.

peki' bu x'lerin* ortak noktası yok mu? elbette var, x'in yerine sadece bir azınlık gelebiliyor, ne büyük tesadüf değil mi mi'rim?
(bkz: kürtlerin azınlık olma hevesi)

edit: nasıl bir hevesmiş bu.
(bkz: alevi ve kürtlerle ilgili başlık açma hevesi) *
oda arkadaşımın bir planı vardı,tüm kürtleri bir çukura doldurup yakmak ve bu eylemi kışın yapmak,ateşin karşısına geçip ellerini ısıtmak ve bu adan şu anda avukat nefret tohumları bünyeye nasıl yerleştiyse sevmezdi bu insanları.
olmayacak hevesler peşinde koşup ortalığı velveleye vermelerinden mütevellit olabilecek hadisedir.

yani akıllarına yattığı itibariyle davrandıkları için olsa gerek son derece kaotik bir ortamda yaşayabilen kalabalıktır. gittikleri yere de götürürler. hemen bir kargaşa kopuverir. kendimi zaman zaman ortaçağ döneminde bir zavallı kanadı kırık gibi hissediyorum. kimselerden çekincem olduğundan değil, kargaşayı sevmediğimden olsa gerek. birçok ortamda bozgunculuk rolünü üstlenmiş durumda olduklarından mıdır bilinmez ilgi sevgi göreceklerine suratlarına bile bakılmıyor. göç edip zavallı hale düştüklerinde dahi o fitnecilikleri yüzünden, o karmaşa sevdaları yüzünden hiç kimseler yardım dahi etmiyor. kendi düşen ağlamaz derler, ne ekersen onu biçersin de demiştir peygamberler...

edit: güzel bir örnek için; (bkz: #3945702)
pkk ve onu destekleyip insanların arasına nifak sokmaya çalışanların istediği durumdur.

ancak bu çabalamalar boşunadır insanlar daha da kenetlenmektedir.
bölücülük zihniyetine sahip olanlara karşı büyüyen histir.

genelleme yapmayı çok doğru bulmamakla beraber, istisnalar kaideyi bozmaz demekten alıkoyamıyorum kendimi. sonra düşünüyorum bu ülkede aslında nelerden nefret ediliyor.

türk-ermeni kardeştir deniyor, ermeni soykırımını kabuleden nobel ödülü almaya hak kazanmış! bir yazar göklere yükseltilirken, bu ödül ona verilen bir ücrettir diyen türkten nefret ediliyor.

türk-kürt kardeştir deniyor, pkk'ya destek veren kürtler gözardı edilirken, dağa çıkma potansiyeline sahip kürtler yetiştirildiğine dikkat çekmeye çalışan türkten nefret ediliyor.

sonuçta ne mi oluyor.. türk herkesle kardeş edilmek isteniyor, türk herkesle kardeşiz diye çıkıyor sokaklara, ama bir kendinden olana kardeş olamıyor.

türk kendini sömürenlerle kardeş oluyor,ama bu sömürüye dur diye haykırına düşman oluyor sadece.

ermeniyim, kürdüm diyen türk sayılıyor da, ne mutlu türküm diyene sözünü unutmayan türk sayılmıyor, bir de üstüne ırkçısın diye ekleniyor.

fark ettiniz mi aslında türk kime kardeş, kime düşman ediliyor. fark etttiniz mi türk kardeşlerim!

a pardon, düşman mıydık yoksa..
iç savaşa sürüklemek isteyenlerin toplumun geneline yaymak istediği duygu. Son derece tehlikeli ve üzücüdür.
Irkçılık yapmaktır. Nefret nefreti doğurur.
(bkz: yazıklar olsun)
diyarbakırlı çocukların "ilerde ne olacaksın" sorusana verdikleri cevabların içinde dağ kelimesinin bulunması sebebidir.
"insan bilmediği şeyden korkar"

bu nefret etme eylemi daha çok kürt kökenli insanların çok fazla bulunmadığı bölgelerde cereyan ediyor. zira bu bölgelerde yaşayan insanlar kürtlerle birebir karşılaşmadıklarından ötürü kürtlerle ilgili bilgileri her daim 2. ve 3. ağızlardan alıyorlar. "bir arkadaşım anlattıydı", "geçen haberlerde gördüm" ya da "bilmemkim yazmış köşesinde" gibi cümlelerle başlayan bu faşist hikayeler ile kemikleşen bu bilinçsiz nefret aslında yıllar yılıdır oynanan bir oyun. eğer bu ülkede kürtler olmasaydı otorite "kötücül kutup" olarak muhakkak yine bir ırkı bulacaktı. lazlar olur, çerkezler olur, illa ki birileri olur. neden? çünkü kapitalizm tüketim demektir ve tüketimin devam etmesi için en karlı sektör olan silah sanayisi yüksek miktarda satış yapmak zorundadır. silah satmak için de bir düşmanın var olması lazım, bakınız bu nefret dolu hikayelerle düşman da yarattık kendimize. silah sanayisinin kodamanlarının da neden iktidarlara en büyük desteği verdiğinin açıklamasıdır aslında bu.

gelin türk-kürt meselesinden çıkalım ve anlatmak istediğimize 11 eylül olayları üzerinden yaklaşalım. the carlyle group adındaki özel sermaye fonunu duyanınız var mı? bu şirketin danışmanları arasında amerika başkanı george w. bush ve baba bush da var. henüz kanıtlanamamış olsa da george w. bush'un bu şirketin en büyük ortağı olduğu söyleniyor, kanıtlanmış olansa başkan bush'un bu şirketin ortağı olduğu.

bir ekonomi haberinden alıntı;

"the carlyle group, 52 milyar dolar ile 2003 yılından bu yana yönettiği varlık toplamını en hızlı artıran özel sermaye fonu oldu. geçen yılki pei 50 sıralamasında, carlyle 32.5 milyar dolar ile yine birinci sırada yer almıştı."

bu şirketi neden anlatıyoruz? çünkü 11 eylül'de uçaklar dünya ticaret merkezine girerken başkan bush ve usame bin ladin'in küçük kardeşi şefik bin ladin* carlyle group'un merkez ofisinde yemek yemekteydiler. şefik bin ladin bu şirketin ortadoğu masası şefidir.

sağlaması için: http://en.wikipedia.org/wiki/Carlyle_group

baba bush, 1998 ve 2000 yıllarında 2 kez bu şirketin başdanışmanı sıfatıyla ladin ailesini ortadoğu'daki evlerinde ziyaret etti.

şimdi parçaları birleştirin ve düşünün. amerika'ya tarihindeki en büyük saldırıları gerçekleştiren adamın kardeşi amerikan başkanının şirketinde yöneticilik yapıyor. ki bu şirket 11 eylül olaylarından sonra karını onlarca kat arttırmış. başkanın babası bu aileyi terör eylemlerinden 3 ve 1 yıl önce evlerinde ziyaret etmiş. sizi bilmem de ben kıllandım bu ilişkilerden.

demem o ki, kapitalist sistem tüketimi arttırmak için her zaman bir korku ütopyası peşindedir. 20. yüzyılın ilk yarısında korku ütopyası komünizmdi, şimdi ise müslümanlık. bizde ise savunma sanayisi için harcanan paraları meşru kılan korku ütopyası her zaman kürler olmuştur.

biraz kafanızı çalıştırın, minimum 15 milyonluk bir nüfusa sahip olan kürtler bu ülkeyi bölmek isteseydi zaten bu ülke bölünürdü.
(bkz: tanımadığı birinden nefret etmek)
(bkz: türkleri sevenlerden nefret etmek)
(bkz: kendinden nefret ettirmek)
kürt ve terörist ayrımı yapamamaktan kaynaklanmaktadır.

edit: şunu da söylemek gerekir. terörist eylemlerde bulunmasa bile aklının en ücra köşesinde bu saçmalıgı mantıga bürüyecek bir beyin hücresi bile varsa o zaman oturup bu konuda biraz düşünmek lazım.
turklerden nefret etmek demektir. kurt turk hepsi ayni boktur. butun insanligin %99dan fazla orandaki benzerligini birakip binde bire bakarak sen kurtsun sen zencisin diye ayiran kimsenin birbirinden farki yoktur.
dağa çıkıp askerime kurşun sıkan ve bunu haklı sebeplerle yaptığını kabul eden kürtlerden ve onlara sempati duyan bütün kürtlerden nefret etmektir. ayrıca; bunları kötülemeyen, hümanizm adı altında korumaya çalışan bünyelere uzun, kalın ve kırmızı takkeli bir şey takmak gerekir.

eğerki bölücü değilse, kürt benim kardeşimdir. eğerki bölücülük aklının ucundan bile geçiyorsa düşmanımdır ve öldürülmesi vaciptir.
bir çaylak olarak kırk karakterden daha kısa entry giremediğim için sadece bir bakınız vererek tanımlayamadığım duygu.

sanırım şimdi verebilirim o bakınızı :

(bkz: yoksa siz faşist misiniz)
genelleme yapmak etik olmadığı için görmezden gelinecek bir mesele değildir.

biz kürtleri çapımıza göre analiz etmeye çalışırken demedik mi bu insanalrın arasında arkadaşlarımız var, yediğimiz içtiğimiz beraber gidenler var, yanında çalıştığımız, ekmeğini yediklerimiz var, iliminden nasiplendiklerimiz var, şefaatini beklediklerimiz var diye. kendimizi çamurlu suda yıkar mıyız sanıyor yağız buzağı sözlük yazarlarımız.

daha önce de değindiğim gibi oturduğum binada en sevdiğim komşumuz sızma zeytinyağı kadar saf kürttür, su katılmamışından. senede bir kez, yaz aylarında alamanya 'dan gelir bir iki ay kalır, çuf çuflar akabinde. diğer komşularımızla ise senelerdir beraberiz ama ben hiç bir zaman o samimiyeti yakalayamadım kendilerinde.

ancak şöyle bir durum var bununla ilgili. kendilerinin kürt olduğunu öğrendiğimde ben zaten o insanları pek severdim, sayardım. ama ilk önce insanlıklarını öğrendim bu insanların, kurcuklanmadı anlayacağımız. şimdi diyecekler ki " e herkese böyle yaklaşsana kardeşim, ne laga luga yapıyorsun" demeden ben de derim ki mesele kötü intiba. bu kötü intiba, uzaklıktan ileri gelir. gidip ben her sokakta gördüğüm kürt insanına sarılıp ağlayacak değilim ya.

kürtlerin azınlık olma hevesi diye bir konudan da bahsettik. buna istinaden, bu ülke vatandaşları, türkler, arnavutlar, çerkezler filanlar falanlar, herkes bu ülkeye zarar verebiliyor, herkesin kendine özgü yanlışları oluyor. ancak kimse ezildik, yandık, soktular, çaktılar diye bastığı toprağa sıçmıyor, yediği kaba tükürmüyor. bu ülkedeki hiç kimse türkiye ye t c, türk milletine de türkiyeli ya da t c vatandaşı demiyor. kimseler çete kurup göç ettikleri yerlerde takılmıyor. hani derler ya kargalar sürüyle gezer diye, kürt insanlarının suçluluk duygusuyla kapıdıkları bir rüzgar var, bu türkler bizi sevmiyor diye. tamamen ara gaz! tükler bizleri dışlayarak bölücülük yapıyor demek tam gaz oluyor bu bağlamda.

bu insanların zoru trt kanalında 12 saat kürtçe yayın hakkına sahip olmaya kadar gidiyor. bu tabi trt nin başka bir uzantısı olacak. ancak sizin özelliğiniz nedir ki 12 saat istiyorsunuz, hani arnavutlar, lazlar, çerkezler ve sayamadığım diğerleri ne olucak? hani halkların kardeşliği? madem ezilip büzüldünüz de üstelik bunca yaptırım gücünüz vardı da neden diğer etnik köken mensubu toplululklara bu haklar için fırsat vermiyorsunuz? girişimlerde neden hep ön planda kendinizi göstermeye çalışıyorsunuz? hani kürtlerin toplumdan saygı gören kesimi, neden ses çıkmıyor?

bu azınlık hevesi dikkat edilirse eğer kürtler ve alevilerde görülmekte, ayrıca başvurulan tavır hırçınlıktan ibaret. aleviler en son nasıl bir hareket yaptı? almanya 'da, türkiye 'de yapamadıklarını yapıp, okullarda aleviliği tek ders olarak kabul ettirdiler. bu el üstünde tutulma isteği yine dikkat buyurursak birbirine karışmış iki toplumda baş göstermektedir. zira kafalar hinlik peşinde.

toplumdaki kargaşanın gerçek sorumlusu kürt halkı. piyon vazifesi görenler zaten bir gerçeklikte oluşturmuyorlar. her halükarda 100 merteden tanınıyorlar, prim yapmıyorlar. bu yüzden kendileri, kürt eleştirisi duydukları vakit kendi görevlerini karşı tarafa yüklüyorlar. halkların kardeşiliğini bozuyor bu zındıklar diye insanları ateşe atmaya çalışıyorlar. çünkü balık baştan kokmuştur. başvurulacak tek davranış tarzı budur. zannedilir bir tek kendileri kurnaz, zaten bunlar hababam sınıfındaki lükyutmaz hocaya benzerler, akılları sıra davranarak.

hadi görelim bu hassasiyeti kürt insanlarını yola getirme konusunda, online ukalalar çok ne de olsa memlekette. üniversite görünce rus edebiyatını ezberlemeyi bilenler nerede? ondan başka birşey ezberlenmiyor. varsa yoksa klişe laflar. emperyalizmmiş, faşizimmiş, yasakçılıkmış vesaire.

lan yiğidim biz o teraneleri geçtik, benim peygamberim bunların alasını 1500 sene önce döktüre döktüre anlatmış. sen onları gidip gavur ellerden okuyunca başın göğe mi erdi? kısmetin mi açıldı? bizden faklı onlardan üstün mü oldun?

kimi arkadaşlar demişler ki;

bu tavrı takınanlar aslında bölücülerin kendileridir diye. kendileri üzerlerine düşen görevi sosyal demokrat olmakla mı yaptıklarını zannediyolar acaba? alttan alınacak yerde, dikkatli olunacak yerde "e zaten biz türklerle iyi geçiniyoruz" demesini biliyorlar sadece. zaten bu ülkede yaşıyorsun, savunman gereken kendi yaşam olanakların ya da karşı tarafın ezilmişliği değli ki.

bu ülkeyi iç savaşa sokanları 25 yıldır hoşgörenler şimdi kalkıp bu sinsi planı fark edenleri ayıplıyorlar. aferin size, uygar insalarsınız. saygı bekliyorlar kendileri, anlayış bekliyorlar. nefret nefreti doğurur diyorlar, böyle zavallı bir tehdit olabilir mi? bu illaki tehdit değildir, ön görüdür bir bakıma da lafın gittiği yer hoş değildir. arada 25 yılın hadisesi varken hangi nefretin doğumundan söz ediyoruz. en son doğan nefret fuchs ve ceza 'nın ikili grubuydu. ondan öncesi bildiğimiz pkk ve yandaşlarıdır.

bilmediğimiz şeyden korktuğumuzu da ilk defa duyuyorum sayın seyirciler. ulan zaten tehlike artık dağda değil, patlayan bombalarda. bomba nerede patlıyor, ülkeyi bölenlerin hedefi olan batı bölgesinde. hani anadolu? sen gel de asıl doğuyu buralarda gör. o köhne topraklarda yaşayanların dünyadan haberi mi var ki? bediüzzaman neden kürt milliyetçiliği yapmamıştır bir araştırılsın bakalım. tek nedeni feraseti uç noktalarda birisi olmasıdır. dayanakları sağlamdır vesselam.

nihayetinde başta da zikrettiğimiz gibi genelleme ayıbına takılmamak için bunları göz ardı edemeyiz. insanların bilmesi gereken kürtler dışındaki güruhun kürtlere samimiyet çabası değil kürtlerin toparlanması lazımdır. çaba gösteren taraf kürtler olmalıdır.

ikide birde yaygara kopartarak devlet malına zarar verenleri neden engellemeye çalışmıyor bu duyarlı, ılımlı kürt vatandaşlarımız. bu hassasiyet neden yok? askerlerin yanında teröristleri de şehit sayan kimdir? tbmm 'de koltuklarda oturanlar kimdir, üstelik açık açık pkk yandaşlığı yaparak. bu dava sürecine girmişse moderasyon değil kralı gelse inkar edemez bu duruma.

velhasıl kelam anlatılmak istenen onca şey var, bir çok konu unutluyor ya da yazılamıyor veya kaynıyor arada. mahalle maçında topar vurup cam kırdıktan sonra, "ulan sen o evi neden oraya yaptın dingil" demek olmaz. delikanlılığa canlı bomba yaraşmaz! bunu filistinde de onaylamıyoruz. kimse müslüman diye canlı bomba olamaz!

hak ise hak, hukuk ise hukuk! biz ve askerlerimiz değerlidir. değer vermeyip o dağlara göz yumuyorlarsa onurlu olarak ölmesini de bilmeliler.

allah o dağları ne güzel yaratmış, sen sandın ki bulutlar yağmur döküyor efendi. o dağlar gözyaşını vermiş bulutlara, rab beni yarattı da insanı ne amaçla kullanıyor diye!
(bkz: kürtlerden nefret etme nedenleri)
"kurt turk hepimiz bu vatanin evladiyiz" dedikten sonra, pekce yapilan hareket...
zaman zaman bünyeyi saran duygudur. nasıl sarmasın ki, kürt türk 1000 yıldır birlikte yaşıyor ama kürt kardeşlerimizin pek çoğunda bir aşağılık kompleksi var. oysa ki, kürtten, cumhurbaşkanı, başbakan, meclis başkanı, bakan, milletvekili, asker, avukat, savcı, hakim, iş adamı, velhasılı kelam her bir şey olmuyorlar mı oluyorlar. eee konu ne o zaman.
PKKlılardan nefret etmek olarak değişmesi gerekendir.
her türk milliyetçisinin yaşadığı ortak duygu.
aklı yerinde olanların hissettiği duygudur.
güncel Önemli Başlıklar