bugün

"kuranda geçen her kelimenin çocuklara isim olarak verilmesi" şeklinde olmalıydı ama 50 karakter sınırı...

herkes aya giderken güzel ve yalnız ülkem* niye yaya gidiyor, bir türlü kavrayamıyorum.

malumunuz daha çok gelenek ve yıllarca süregelen arapçanın baskısı neticesinde pek çok insanın adı arapça kökenlidir, kuranda yer alan kelimelerdir. insanlarımız önemli kişiler gibi olmasını istedikleri için çocuklarına bu isimleri koymuşlardır. ama bu iş gördüğüm kadarıyla çığrından çıkıyor.

"adı kuranda geçmeyenler mahşer günü sesini duyuramayacak" benzeri sözler duymaktayım bu sıralar nasıl oluyorsa. illa ki kuranda geçecek isim... yahu benim isim öztürkçe, n'olacak yani, ben cehennemlik miyim?*
üstelik bunu söyleyen ve dinleyenler o kadar inanıyor ki çocuğuna büdü ismini layık bulan bir kişi tanıyorum. edi'nin kankası büdü değil yanlış anlamayın. kuran'da geçiyor onlara göre büdü. iyyakenabüdü uzun geldiği için ve bu kuran'dan isim zorlamasına bağlandıkları için büdü koyuvermişler.

mehmet, mustafa, mahmut gibi isimleri anlarım, muhammed kökenlidir; anlamı ve yüceliği önemlidir yüreklerde. ayşe'yi anlarım. ama büdü, aleyna gibi isimleri anlamakta zorlanıyorum.

hele hele kuranda adı geçmeyenin cehennemlikmiş gibi aksettirilimesinin insanların tam anlayamadığı dininin sömürülmesi ve türkçenin yozlaştırılması için bir çaba olduğunu düşünmekteyim.

çocuğum olursa ismini sübhaneke koyup kısaca süb diye mi çağrımalıyım? bilemedim.

(bkz: sözlükçülerin blog adresleri)
(bkz: kezban)
(bkz: bir isim olarak büdü)
okumayan toplumumuzun bir türlü gideremediği, hakkıyla kuranı okumadıkça da gideremeyeceği eksikliktir. bir yerlerden duymuştur, kuran'da geçen isimlerden vermenin daha efdal olduğunu!

ama hiç araştırmaz, kur'an'da geçiyorsa mutlaka iyi anlama gelir diye çocuğuna "aleyna" ismini koyar. anlamı ne baksana ey kendine müslüman diyen zat-ul mübarek. valla çocuğuna tağut ismini koyanı bile duymuş bu bünye merak ediyor acaba firavun diye isim de konulacak mı?

ee yüz kere anlattık ama dinleyen kim. allah kur'an'da oku! emrini verince bizim gariban sadece arapçasını okuyup üfler, ellerini yüzüne sürer. okumaktan anladığı bu çünkü.
(bkz: ecrin) **
aleyna lan aleyna!

çocuğunun ismine aleyna koyanların olduğu düşünüldüğünde acayip garip bir tutumdur. vallahi yani araplaşmanın bu kadarına pes! acaba arabistan'da çocuğunun ismine aleyna koyan aile var mıdır?

hani ismi ile müsemma olsun derler ya çocuk!
ama adı aleyna olan kızcağız ileride adının anlamını sorana ne diyecek?

adım üzerinize demek mi diyecek?

minel koyun, illa koyun...arapça ne kadar zarf tümleci, edat, zamir varsa bulun buluşturun koyun.

(bkz: aleyna)
arıların bal yapışını açıklayan ayette ağlayan bir milletin çocukları olarak yapılmaması hayret verici olan durum.
anlamadan dinlemeden her arapça tamlamayı "ulu" sayan, her sakal bırakanı hacı gören ve dinle ilgili her açıklama yapanı da ilahiyat uzmanı gören bir halkta bu davranış yadırganmamalı.
isim koyarken de anlamına bakılmadan satılmış, döndü,döne bile koyuyoruz edat,zarfları isim yapmışız çok mu?
Kuran'da geçen herhangi bir sözcük olmasa bile arapça adlar genelde Çirkin ve sevimsizdir.

Örneğin bunların en güzellerinden.

Osman yılan yavrusu demektir.

Zeynep Tombul demektir

Hatice vaktinden önce doğmuş demektir.

hadi bunlar giderek gelenek oldu da koyduk diyelim cahillliğimizden Osman deyince aklımıza araplar gibi yılan yavrusu değil de Hz Osman veya da Osman bey gelsin.

diğer çirkin adlarda da keza öyle de harbi kuran'da geçiyor diye arapça bağlaçı isim olarak koymak nedir ki?

dediğim gibi osmana zeynebe falan filan tevazu gösterdik, olsun dedik sen bunları koyarken bir de denilen üzere Türkçe isimleri aşağılıyorsun Kafir ismi diye.

O türçe isimler Mete Han, Attila, Çengiz Han Cennetin kapılarının koruyucusudur herhangi zibidilere göre Tanrının dünyaya düzen getirmek için yoladıklarıdır.

neyse bir şey demiyorum.

satılmıi, Döndü, Döne, yosma gibi isimlerin de geçmiş kırsal toplumlarda bir hikayesi vardır bugün bize ters gelmesi bizim şehirli olarak pisliğimizdir!
cahillikten başka bir şey değildir. kur'an'daki güzel isimler konulabilir de, kur'an'da her geçen konulamaz. kafirun, şeytan gibi kelimeler de geçmekte. yani işi bu boyutundan düşünürsek koyacağımızı isimin anlamını bilmeden koymak kaş yapayım derken göz çıkarmaktan öteye gitmez. zaten islam'da isim koymadaki husus güzel isim koymaktır. manası güzel, anlamlı isimler koymak. diğer türlü illa kur'an'da geçen bir şey olma zorunluluğu yoktur. ikinci bir görüş ise çocuğa ahiretlik isim konulması gerekliliğini içerir. belki de toplumda insanları kur'an'da geçen kelimelerden çocuklara isim koyma konusundaki bu yanılgıya sürükleyen düşünce buradan kaynaklanmaktadır.

ilk cümleyi okuyup eksileyene selam ederim!
memlekette pek hoş karşılanan şeydir. gerçek bir mesele ile açıklayalım...

bir hocamın kızı olur. nüfus müdürlüğüne gidilir isim verip cüzdan çıkartmak için. ailenin isim kararı "minerva"dır. nüfus memuru ismi kabul etmez, karşı çıkar "hebele hubele" diye. bunun üzerine baba süper bi hamle yapar: "olur mu yahu, minerva'yı nasıl bilmezsiniz. minerva arapçadır, kuran'da kaç yerde geçer hem de!"

ve kızın ismi nüfus memurunca keyifle yazılır cüzdana.
aleyna. ile anlamı verirmiş cümleye diye duydum.
ebu leheb.pek yakında...
bir de "kuran'da geçmeyen kelimelerden verilirse isim, ana-baba büyük günaha girer, çocukta günaha girer" gibi bir önerme var, akıllara zarar. yahu birisi kafadan bir şeyi uyduruyor, sonra kimse de sorgulamadan kabul ediyor. adam bütün ömrünü iyilik yaparak, insanlar için çalışarak geçirdiyse, adı da johnny ise ne olacak şimdi cehenneme mi gidecek?
günah.. dikkat etmek lazım anlamına sonra başınıza bela olur..
kültürümüzdeki her şeyi kutsallaştırmaya çabalama geleneğinin yansıması olarak görülmesi gereken hadise. düşünce şöyledir: çocuğa çocuğa kuran da geçen bir isim ya da peygamber vb isimleri verirsek çocuk da bu temenni üzerine yetişir ve isminin gereklerini yerine getirir. niyet iyi hoş da, neticesi pek tutmuyor.
örneğin adı muhammed konan bir çocuk kendini tanımaya, islam ı ve peygamberleri öğrenmeye başladığında daha küçük yaşlarında omuzlarında ağır bir yük hissediyor. ilerleyen zamanda bu daha da vahim bir hal alabiliyor. yani meselenin bu tüden psikolojik etkileri de mevcuttur.

öte yandan özellikle kuran da geçen kelimelerin seçilerek çocuğa verilmesi konusu bir takıntı haline getirilmemelidir. sonuçta kuran da geçen kelimeler cennetten indirilmiş, dünyada var olmayan , arapça da bulunmayan kelimeler değil. meseleyi bu şekilde algıladıktan sonra isteyen çocuğuna kuran dan isim seçip vermek isterse versin. önemli olan kişinin ne yaptığını bilerek yapmasıdır.
mirkelam'dan gelsin o zaman: (bkz: her gece)
Kuran'da geçen her kelimenin isim olarak verilirse sevap olacağı yine sorgulamayan beyinlerin ortaya attıkları saçmalıktır, şeytan'da kuran'da geçiyor koyalım mı bu ismi oğlumuza. Bu kadarda aciz olunmaz ki canım.
çocuğu için cennetten yer kiraladığını sanan ebeveynin gerçekleştirdiği eylemdir. **
firavununda adı geçiyor öyleyse çocuğa firavun ismi de verilsin.
-mahmut ne dinliosun sen öyle?
-mukabele kasetleri aldım nurten, onları dinliyorum
-iyide seninde eline kitabı alıp takip etmen falan gerekmiyor mu?
-yok hayatım ben çocuğumuza isim seçiyorum, dur dur durdur bakiim, duydun mu ne dedi?
-???
-efrasiyab dedi, bence bu çok özgün, resmen kuranda geçti duydun dimi?
-ne demek ki o, hem söylenişi zor değil mi sencede?
-ya boşversene, kimsede yok bu isim, hemde kuranda geçio işte sende duydun.
* *
büdü.

kuran da geçiyor.
iyya kenabüdü
bazı durumlarda, neden olmasındır.

çocuğa isim verirken önemsenmesi gereken manasıdır. arapça ya da türkçe olması mühim değildir. sadece kuran da geçiyor diye bir isim verilirse abes olabilir tabi. ama kutsal bir yer olduğu için çocuğuna muzdelife ismini vermekten daha komik olmaz. *

örnek olarak aleyna ismi kullanılmış. arapçada 'a' harfi, 'a' sesiyle * okunmadığı için okunuş itibariyle hiç bir mana barındırmaz bu ve bunun gibi nice isimler.
(bkz: Yobazizm)
bir gün bir adamın karısı hamileymiş, son aylar da yaklaşıyor, adam da haldır haldır çocuğa ne isim koyacağını kararlaştırmaya çalışıyor, neyse gitmiş, arkadaşına sormuş, hacı bizim çocuğa koyulacak ismi bulamadık, erkek mi kız mı onu da bilmiyoruz, sen bir yardımcı olsan. adam hiç düşünmeden: "valla ne koyarsan koy, lakin isim mutlaka kuran'da geçsin" demiş. neyse bizimkinin aklına yatmış bu fikir. bir hafta sonra çocuk doğmuş, akıl aldığı adam da hayırlı olsuna altın takmaya gelmiş. sormuş bizimkine: "" e hacım ne koydun yeğenimizin ismini?" bu da demiş: "oğuz" koydum. adam şaşırmış, e demiş bu isim kuranda yok. bizimki de, olur mu her duanın başında demiyor muyuz: "oğuzu billlahhii mineşşeytanir racim"

işte kuran üzerinde dönen geyikler de bu fıkraya benziyor, aç oku sen ne anlıyorsan alman gereken mesaj da o dur.
çağdaşcıların sürekli ola gelen kuran, din ve arapça düşmanlığı.

(bkz: Hazımsızlığın böylesi)

çocuğun olduğu vakit ismini avrupai koyarsın be gözüm.

ıtırsu yada transu filan koyarsın.