bugün

başlık tanıdık geldi di mi?.. lapin gibi atlamayın hemen ''harf yanlışlığı var, hemen moderasyonun camının önündeki asfalta çiçeklerle yazayım bu durumu..'' düşüncelerine kapılmayın, üzülürsünüz..
benjcev kardeşim, ki kendisi kardeşimdir, (bkz: kullanılmış mendilde uygun yer aramak) başlıklı, son derece sürükleyici, güldürürken düşündüren, düşündürürken şaşırtan, osurturken alkışlatan bir yazı yazmış dün.. ben de sırasıyla güldüm, osurdum, şaşırdım, osurdum ve alkışladım.. dikkatli okuyucularımız düşünmek yerine de osurduğumu farketmişlerdir, onlara osuruyorum..
bu yazı da bildiğin oradan aparma fikir olarak.. aklıma getirdi yani.. eğer artı oy vereceksen bir tane de ona ver.. eksi vereceksen onu karıştırma, bu ikimizin arasında..
ehh işte vereceksen de sittir ol git gözüm görmesin, kişiliksiz..

ölümcül bir hata yapıp, bahar nezlesine tutulmuş bir insan evladının, yaşama sevincini elinden alan, ruhunu öldüren, sosyal ve dolayısıyla da aşk hayatında derin gedikler açabilecek büyüklükte zaiyat verebilecek, hem manevi hem de maddi açıdan iğrenç bir durumdur, arayıştır..
nezlesin.. nezle olmaya utanmadan bir de derse girmişsin.. hem nezlesin hem de amfidesin.. zaten iki de bir sümüğü burnuna geri çekerken çıkardığın o iğrenç ses, amfideki prof ve iki asistan dahil bir ton kişiyi cinnet raddesine getirmiş, öksürmelerin yüzünden hoca gırtlağından ümidini kesmiş, sessiz sinema oynar gibi anlatıyor dersini (ki bu arada belirtmeden geçemeyeceğim 'keynes'in mikroiktisat teorisindeki tarımsal ürün grafikleri'ni anlatmak bütün bir ders yılını alabiliyor sessiz filmde)..
bir de utanmadan, ''ulan daha fazla sümkürmeyeyim, bir gözümü karartıyım da boşaltayım şu burnu, bir an ses çıkar, sonra rahat ederim hiç olmazsa'' diyip mendiline tecavüz ediyorsun burnunla.. çıkan sesten asistanlardan biri bayılıyor ama olsun, 1-2 dakika en azından rahatsın..
bok rahatsın..
haha şimdi anlam kazanıyor değil mi başlık?.. hiç bu anı düşünmemiştin.. ne yapacaksın o mendili?.. o mendil ki içine püskürttüğün sıvı, likitlikten çıkmış adeta ayaklanmaya hazırlanan yeşil bir halk gibi rahatsızca kıpırdanıyor beyaz mendilinin içinde.. devrim an meselesi..
ulan millet de sana bakıyor.. buruştura buruştura 30 saniye kazandın, ya şimdi?.. cebine soksan, hoca yeminle dersten şutlar, finale de almaz.. masada bıraksan, bütün sıranın zafiyet geçirme olasılığı var.. her halükarda iğrencin önde gidenisin.. yere atmak da etik değil..
elinde kaldı o mendil..
''eh benim sümüğüm, ne iğreneceğim, ders bitene kadar takılırız böyle n'apalım..'' dersen yanarsın..
çünkü o 1-2 dakika dolmak üzere.. yeni bir mendil operasyonuna ihtiyaç var.. burnun saldırıda..
allah kolaylık versin birader, valla.. o durumu düşünmek bile canımı sıktı.. 10 dakika içinde adamı 5 top sümüklü mendille bırakır bu saman nezlesi.. en güzeli şudur; temiz mendilleri çıkartıp masaya koyun, içinde evrim geçirmeye başlamış, balıklığa doğru yol alan sümüklüleri de pakede tıkıştırın..
sonra da bana dua edin bu fikrim için..

--spoiler--
bu arada benjcev'in hikayesinde katil beyaz mendil.. nezle olan adam ise ölüyor..
--spoiler--