bugün

ülkü tamer'in bir şiiri:

aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.

iyi nişan alırdı kendini asan zenci,
bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci...
çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.
çenesi susmayanlar için kullanabilecek kelime.
konuşma, insanın aklını kullanma sanatıdır.
(bkz: eflatun)
'Sabra inan' dedi çopur ihtiyar
'Düzlüğe taşıyacak seni bır gün kanatlarında.
Herkesten gizlediğin bir gecede, yurdunun
gelincik tarlalarında
sırtüstü, akasya ağacından sapanınla,
yıldızları vuracaksın'
'sevenim de olacak mı?
O'nun sevdiği gibi, usul dudakları
döşümdeki bıçak izinde dolaşan,
kalbi, kalbim attıkça atan,
göğsü vatan,
benim gibi yurtsuza.'

hale koray
ülkü tamer'in şiiri.

aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.

iyi nişan alırdı kendini asan zenci,
bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci...
çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.

haluk bilginerin ağzından bir başka güzel geliyor insana
buyrun buradan yakın:
http://www.youtube.com/watch?v=9KXa4A7vAnI&feature=related
''hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.'' cümlesiyle ülkü tamer'i bir daha ve bir daha sevdiren şiir.
kendi kendine okurken "güzel" der geçersin. ama haluk bilginer'den duyunca çok sevdirir kendini. ağır ağır okunmaya ihtiyaç duyan ülkü tamer şiiri, pek hoş.
her cümlesi ayrı bir anlam taşıyan bir ülkü tamer şiiri.
"çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen!!!" dizesi haluk bilginerin ağzından bir başka çıkıyor.
haluk bilginer'den dinlenilmesi gereken hipertrans şiir;

http://www.youtube.com/watch?v=_mnufszahy0
Ülkü Tamer'in güzel bir şiiri aynı zamanda güneşin oğlu filminde bir sahnede haluk bilginerin seslendirdiği şiir.

aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.

iyi nişan alırdı kendini asan zenci,
bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci...
-çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.

http://www.youtube.com/watch?v=9KXa4A7vAnI
güneşin oğlu filmindeki güzelliklerden sadece biri haluk bilginerin bu şiiri okuması. okuyuşu da okuyuştur ama hani.
sinan akçıl ın istediği zaman ne kadar da güzel slowlar yapabildiğine güzel bir örnek.
meyra ya kısmet olmuştur.

ilk başta herşey kolay gibidir
onca yükü birden hafiflemiştir
dert olmaz ayrılık hiç
hatta hayat ne güzel

sonra birden hasret vurunca
yalnız kalınca unutmak
zor ki ne bela
gel de buna alışsana

konuşma konuşma kalbim
sen konuşma dayan
boşversene sevincle
hayır vardır her işte
ona degil kadere inan

ilk başta herşey kolay gibidir
onca yükü birden hafiflemiştir
dert olmaz ayrılık hiç
hatta hayat ne güzel

sonra birden hasret vurunca
yalnız kalınca unutmak
zor ki ne bela
gelde buna alışsana

konuşma konuşma kalbim
sen konuşma dayan
boşver sene sevincle
hayır vardır her işte
ona degil kadere inan

konuşma konuşma kalpim
sen konuşma dayan
boşversene sevincle
hayır vardır her işte
ona degil kadere inan

konuşma konuşma kalbim
sen konuşma dayan

konuşma konuşma kalbim
sen konuşma dayan

dayan dayan
Haluk Bilginer'e bir kez daha hayranlığımı arttıran, ülkemde böyle insanları gördükçe çok mutlu olduğum, harika yorumlanmış bir şiir.
vasat bir şiir. tamamen kafiye olsun diye yazılmış. belki içinde gizli anlamlar vardırda ben anlamamışımdır. yoksa bu kadar popüler olmasının başka bir izahı olamaz.
Ülkü Tamerin harika bir şiiri. Haluk Bilginer yorumu şahane.
insanı diğer bir çok canlıdan ayıran eylem ama konumuz bu değil. Konuşması güzel insan ne yapmalıdır? Ses tonu diksiyonu ve kelime dağarcığı iyi olan birinden bahsediyorum. Karnımı doyuracak kadar para kazanacağımı bilsem radyocu olurdum. Param olsa şan dersi alırdım belki yontarsak altından bişey çıkar diye. Yani başka ne olabilir bu ses nerede nasıl kullanılabilir?

Not: sesimin güzel olduğunun farkında değildim. Son bir kaç haftadır internetten insanlarla tanışıp konuşuyorum. istisnasız her seferinde şu şekilde yorum alıyorum " sesin çok cool, konuşman çok güzel kursa mı gittin, radyocu musun? Vs. internette konuştuğum biri ile buluşunca çok şaşırdığını söyledi zira beni sarışın yapılı karizmatik falan sanmış ve bunu konuşmamdan çıkarmış. (tabi yüzyüze olunca sonuç tam bir fiyasko). Bir seferinde de biri yaşımı sordu 19 dedim "utanma abi gerçek yaşını söyle sorun olmaz kaç yaşındasın 30-35?" dedi şaşırdım neden böyle dediğini sordum sesim öyle andırıyormuş. Anlayacağınız ilk defa iyi olduğum bir konu yakaladım ama asıl mesele onu kullanabilmek. Aklına bişey gelen yeşillendirsin lütfen.
Bir dönem zenci, bira içmeyen, dersini bilmeyip, şişman, babası değirmenci, canı sıkılınca kuş vuran bir insan olarak çok iyi anladığım şiir.
ülkü tamer'in okurunu, son anına kadar içine soktuğu anlam arayışından ve okuyanın kendi yarattığı dar, zorlama kurgudan "çok canım sıkılıyor,kuş vuralım istersen" dizesi ile kurtardığı şiiridir.
Absürdlüğün en güzel örneği şiirlerden. Seslendirmesi ayrıca zevklidir. Karma karışık duygulara oldukça müsaittir yorumu.
saçmasapan grupların seslendirmeye çalışıp içine ettiği şiir. hakkında çeşitli söylentiler de mevcut tabii. öyle düz bir şiir olmadığı hakkında konuşuluyor edebi güruhta. aslında ülkü tamer'in kendi penisine göndermeler yaptığıyla ilgili satırların olduğu (üstelik gece inmiş ses gelmiyor kümesten) konuşulmakta. yorum tabii her zamanki gibi okuyan kişiye göre değişir.
Can sıkıntısını en iyi anlatan şiirdir okuduklarım arasında. Bu aralar sıkça kullanırım, "çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen." dizesini. Bazen kendi kendime şiiri baştan sona okuduğum da olur, yolda yürürken. Hafızama kazındı bütün dizeleri.
Bütün yanlış anlamaların kaynağıdır.
inceden dünya deliriyor sanki..
sözde doğa ve yaşam ..
ama insanlar kurt olup kemiriyor ki evini, ah bu tam bir ironi..

tabi bir zamanlar sorduğumuz dahası kendimizi sorguladığımız zamanlar nerede..

dünya geneli olmuş kan ve petrol kokteyli,
sömürü ve sözde insanlık sesleri ..

yakınlardaki yansıması,
hile hurda, dolandırıcılık ve karış karış toprak satımı..

ve gittikçe artan korku söylemleri,
gerçekleri saklatırcasına,
sus, konuşma diktesi..
şiir aklıma yapışmış, şiire de haluk bilginer'in sesi yapışmış.
olur olmadık zamanlarda

"aman kendini asmış yüz kiloluk bir zenci!"

diye ani çıkışları var kafamın içinde.

"üstelik gece inmiş ses gelmiyor kümesten.
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor hem de şişman herkesten."
güncel Önemli Başlıklar