bugün

görünüşte bu insanlar kapitalizm karşıtıdır fakat kapitalist devletlerin bir numaralı hizmetkarlarıdır.
hayata dair herhangi bir dünya görüşü olmayan pespayelerin, peşinde koştuğu beyhude sistem olan kominist rejim için içerlerinde bulundurdukları bastırılmış duygu birikimi...

kurunun yanında yaşta yanar atasözünü çürütürcesine hepsini kuru olarak görüp genelleme yapmak istiyorum.

hayattaki özgürlük anlayışını üniversitelerde bedava bildiri dağatmaktan ibaret sanan, hayata dair hiç bir beklentisi olmayan, beleşçiliğe alışmış ve bundan mütevellit herkesin eşit olmasını isteyerek kendi tembelliklerini örtbas etmek isteyenlerin ortak arzularıdır koyun olmak.

çok çok uzatmak istemiyorum.
bilinirki komunist rejimi savunanlar farklı görüşe açık değildir. dar bakış açısı ile hayatın götünden tutunmaya çalışıyorlar.
(bkz: koyunlardaki komünist gençlere laf sokma arzusu)
işte bu sözlüğümüzün en büyük kanayan yarası. kişisele indiğimizde kendimi ele vermeye zorlayan önerme. sen çok yaşa sözlük, bana ve diğerlerine gerçek yolu gösterdiğin için, huzura davet ettiğin için.

(bkz: boş bkz)
temel ihtiyaçlarının ot olması sebebi ile ve ot'ların diğer "keçi"lerce işgal edilmesi sebebi ile birbirlerini toplamak sureti ile örgütlenmek ve varolan tüm otları bütün "koyun"larla paylaşmak isteyen komunistlerdir. otları işgal eden keçileri dağların derinliklerine itecektir elbette ancak! yeni doğan keçilerle yinede paylaşacaklardır işgal edilmiş otları...
yerinde bir arzudur. gel de koyun olma bu koyun sürüleri arasında.*
komün hayatı / koyunların hayatı.
uyuyan halk zaten koyun olduğu için, komunist gençler de halkını anlamak için koyun olmak istemektedirler.

not: komunistim, faşistim, sosyalistim, liberalim. oldu mu?
Komünizmi savunanlar eşitlikle adalet arasındaki o çooooooooook ince çizgiyi hiçbir zaman ayırabilmiş değillerdir. hiçbir zaman kimse kimseyle eşit olamaz! çalışanla çalışmayan, üretenle üretmeyen, bilenle bilmeyen, düşünen ile düşünmeyen arasında her zaman bir fark olmak zorundadır işte bu adalettir. komünal bir düzende ise herkes eşit olduğu için adaletten söz edilemez!!!
akp'li ve ülkücü koyunların, yapılan dayatmalara tepki gösteren herkesi kendilerine benzetmeye çalışmasının son örneğidir.
akp karşıtı olup mitinge katılan kadınlar kokona, akp'nin dayatmalarını istemeyen solcu gençler koyun olur.
ama israil dostu akp'nin gençleri süper insanlardır.
ülkü ocaklarında çay içmekten başka hiçbir aktivitesi olmayan gençler ise ayrıca süperdir.

(bkz: yazık size)
Komünizmle sorunu olan güruhun la fontaigne'den öykünlenerek yapmış olduğu bir benzetme ve kendi koyun olduğu gerçeğini yansıtma mekanizmasıdır.
Özgürlüklerine düşkün olmalarından dolayıdır ki bu gençler komünizm ya da sosyalizmi seçmişlerdir. Bu yüzdendir ki çoğu sol fraksiyon kendi içerisinde defalarca bölünmüştür ve bir araya gelemez. Ancak hepsinin de kendilerine özgü ve kendi içerisinde tutarlı ideolojileri vardır . Bu insanlardan olsa olsa kartal olur . işin magazinsel boyutuna kafası çalışan güruhun ise yapabileceği tek şey bu insanları kendi dinci - milliyetçi- neo-liberal ideolojilerin paradigmaları ile bir la fontaigne misali koyuna benzetmek olur . Oysaki uzaklarda koyun aramaya gerek yok , aynaya bakmaları yeter.
(bkz: müslüman mahallesinde salyangoz satmak)

(bkz: dokuz dağdan kovulan keçi)
on bin değil, yirmi bin değil, yüz binlerce kişi olmaktır.

ama esasında on kişiyi geçmemektedir.
(bkz: dinime küfreden müslüman olsa)

akp gibi bir partiyi iktidara getiren bu kadar koyun varken, komünist koyunlar mi dikkat cekiyor? yoksa iki ayak üstüne kalkmaya calistiklari icin mi bu koyunlar dikkati üzerlerine cekiyor? su kadar koyun sece sece bu cobanlari mi secti kendine? yoksa onlar coban degil de koyunvekili mi? (bkz: demokrasi) onlar coban hem de patrondan emir alan coban.
ayrica her komunist koyun, ulu orta dolasip bildiri falan dagitmaz, dagitanlari da o koyunlar anlamaz zaten.
sonunda ne mi olmus?

(bkz: bu masal burada bitmis)
(bkz: sen hala uyuyorsun)
(bkz: uyan artik)
en azından etinden sütünden yününden yararlanılabilecek bir varlık olma isteğidir denilerek bu gereksiz benzetmeye cevap verilebilir, hatta uzatırsak ya hiç bir işe yaramayacak bir yaratık olup yaşaması nefes alması insanlığa zarar olanlar için ne demeli?
yazayim mi yazmayim mi diye düsüneyim derken hala inatla yapilan yalnişlari görünce bir el atayım dedik, bakalım neler yapicaz.

komunizm ile fasizm ayni seylerdir. italyan fasizimi, alman nasyol sosyalizmi sosyet komunist rejimi ayni zagonla yürür. devlete karşı cıkarsan toplama kampına ya da sibirya'ya yallahlanirsin amigo.

bu tip totaliter rejimlerde bireysel farkliliklarin oldugu vakit devlet politikasina ve büyük biradere ters düsecek söylemlerde bulunamazsin. sonun ya ensene bir kursun yemek olur ya da mechule bir yolculuk yaparsin. aha sana moskova mahkemeleri örnek olsun.

madem ki okumuyor, bildiklerinizden işine geleni alip işinize gelmeyeni almiyorsaniz. bir zahmet bulgaristanda -coban sosyalizmi canim- jikov döneminde olan biteni hatirlayin yahu.

ayni bokun laciverti olan bir rejimde kişiler sadece istatiksel bir rakamdan ibarettir. bunun meali totaliter rejimlerde ahali yasamak için koyun olmak zorundadir. olmazsan iki dakikada biletini keserler.

halkin adina iktidarda olan burokratik kesimciler, ordu daçalarinda keyif sürerken yoksullugu pek paylastiklari yok hani.

bireyler ezim ezim ezilmekte ve yasaklarla dizginlenmeye calisan kitleler karaborsaciilik yapan acikgözlerin kucağina oturmaktadirlar.

efendiler devriminiz öldü kusura bakmayin, ama hala en hafif deyimle komunist olan akıllıdır, digerleri salaktir safsatasinda bir zahmet vazgecin. siz hala akı bok, boku ak gösterme politikasi güttükce diyalektik materyalizmi inatla pas gectikce tarihten hala ders almayip t-27 tanklariniz hurdaya ciktiği halde kendinizi ve olgunuzu elestirebilme yeteneğinden mahrum oldukca daha cok meydanlarda taban tepersiniz.

diyalektik materyalizm gibi bilimsel düsünce yasasinin bu kadar eblehce kullanilmasi herhalde marx'i mezarinda ters döndürüyor. alın bu yasayi bilim için kullanin.

brecht okuyun, okuyun ama gözünüzle okuyun aklınızla yorumlayin, can can ederek değil. hamasete goebbels tarzi progobanda teknikleri için malzeme etmeyin.

eh bunu da yapmadiğiniz için, hala brosur dagitip bilinclendirme cabasina girip aynaya bakıp ben koyun değilim diyorsunuz. eh sonuc mu? söylemeye gerek yok.

herneyse üzerimde selam kalmasin, nagy'nin selami var size. hangi nagy olduğunu anlamsinizdir elbette.

sonuc olarak ahalici sistemlerin tümü ister seriatci, ister fasist ister ayni bokun laciverti olan nasyonal sosyolizm, komunizm falan olsun ayni bokun soyudur vesselam...
çok dikkatli okuyun neden koyun denildiğini anlayacaksınız...

1800 lerin avrupasında sosyal sınıfların varlığından dolayı ezilen, aç bırakılan, hiçbir değer verilmeyen işçi sınıfını bu durumdan kurtaracak bir rejim fikri olarak karl marx tarafından ortaya atılan fikirdir.ilk anda kapitalizme karşı ekonomik bir reaksiyon olarak doğup daha sonra bir hayat tarzı , yaşam biçimi haline gelmiş devrimci bir ideolojidir. insanlığın kapitalizmden komünizme geçip, geleceğin özel mülkiyetsiz, sınıfsız bir toplum alacağını ileri süren ve O zamanın avrupası düşünüldüğü zaman insanların tek kurtuluş yolu olduğu için savunulması çok da hakir görülemeyecek ideolojidir.

fakat günümüzde işçilerin normal insanlarla aynı haklara sahip olduğunu ve hatta artıları dahi olduğunu (yıpranma payından dolayı daha erken emeklilik v.b. ) göz önüne alacak olursak böyle bir devrime hiç gerek yoktur.

fakat uygulamada hiç de öyle olmadığı rusya ve çin örneklerinde açıkça ortaya çıkmıştır. milyonlarca insanın kurşuna dizilme v.b. yöntemlerle öldürülmesine ve kalanlarında açlık ve sefalet içinde yaşamasına sebebiyet vererek dünya tarihine kara bir sayfa olarak kazınmıştır.

herkesin eşit olacağı gibi bir teorinin insanoğlunun kulağına çok hoş gelmesi üzere çok sayıda taraftar toplamıştır. fakat eşitlik ve adaletin farklı şeyler olduğu gözardı edilmiştir. zaten günümüzde sadece gözler kapatılıp düşünüldüğünde dahi olabilmesi imkansızdır.

örnekle ele alacak olursak; gözlerinizi kapatın ve bir ihtilal haberinin kulaklarınızda çınladığını farzedin. halk ayaklanmıştır ve komünal bir düzene geçilmiştir... artık herkes eşit olacaktır. aileler kişi sayısına göre ambarlardan yiyecek ve içeceklerini tedarik edeceklerdir. kimisinin payına le-cola kimine coca-cola düşecektir ve eşitlik sağlanamayacaktır. kimi villada kalırken kimileri hala gecekondularda ikamet edecektir, kimi mercedese bineren kimileri hala anadola binecektir. ki bunlar en ama en basit eşitliği bozan ihlallerdir.

komünal bir düzende özel mülkiyet olmadığı için hiçbir şekilde rekabet olamayacağından gerek teknolojik gerekse tıbbi v.b. hiçbir gelişme sağlanamayacaktır ve insanoğlu orta çağa geri dönecektir. kısacası sadece üretmek için, hayatta kalmak için üretim yapılacaktır.

kısacası ürettiğin yada kulandığın hiçbir şey şahsi malın olmayacağından ve sana bir getirisi olmayacağından hiçbir zaman eşşek gibi daha fazla çalışıp daha iyisini üretmeye çalışmayacaksın ve bu da üretimin kalitesini düşürecektir yani sadece "koyun" gibi yapman gerekeni yapıp akşam yiyeceğin yemeğini alıp evine gideceksin falan filan höde höy sıkıldım artık yazmaktan

(bkz: işte bu sebeplerden dolayı tamamiyle "koyun" insanlara dönüşülecektir ve size koyun denilmesi işte tam olarak da bu sebeptendir!!!)
(bkz: kopya koyun dolly)
(bkz: koyun)
arzu değil zorunluluktur. birilerinin yıllar süren kasap olma arzusu ile yaptıklarına direnememişlerdir çünkü.*
arzu olarak kabul ettiğimizde ise hiçbir solcu genç ve arzusu, komunizmin anlamını bilmeyen insandaki komunizmi cümle içinde kullanma arzusunu geçemez.
(bkz: komünistliği bilmeyen insan)
(bkz: türkiye de rusya daki komünistlerden olmaması)
(bkz: kömürle beslenen koyunların odun yeme çabaları) * *
(bkz: komunist genclerin ayak takimi oldugu gercegi)
komünist gençler ayak takımıdır. ilginç bir önermedir. tayyip'ten duymuştuk bu söylemi. emekçiler için kullanmıştı zira. emekçiler ile aynı kefede zikredilmeleri hoştur. çünkü safları bellidir. ayrıca ülkede kafası çalışan şanslı azınlıktır. ayakların baş olduğu günleri özlem ile beklemekte, hor görülen emekçileri iktidara taşımak için mücadele etmektedir.
böyle koyunluğa can kurban
gözünüzü kapatıp sayın bakalım kaç tane var.
bugün okulda mal mal dikilip hiçbirşey ypmadan eylem yaptıklarını sanmışlardır. neyi eylemledikleri bile anlaşılmamıştır. koyun insan olma örneği olmaktadırlar. çökmüş bir sistemin arkasından hala gitmeye çalışıyorlarsa koyun değil plankton kadar değerleri yoktur.

edit: bazı arkadaşlar planktonun değerli olduğunu söyledi, o halde hayal gücünüzü kullanıp en dandik ne düşünüyorsanız onu koyun.
gün itibari ile gördüğümüz gerçektir.
bir dünya koyun. sözde işçi hakkı. tek amaç yattık yerden para kazanma arzusu. başka hiç bir şey değil. bırakın kardeşim bu işleri. sürüden ayrılın.
tek yol demokrasi.