bugün

endonezya sahillerinde yasayan 3 m boyu ve 140 kg ağırlığı ile yasayan en büyük kertenkeledir.ağzında bulunan 38 değisik bakteri yuzunden, bu hayvanın ısırığına maruz kalan bir avın yasama sansı yoktur.
bilim adamlarının en gereksiz hayvanlar sıralamasında 1. sırada bulunur. ekosisteme pek te bir katkısı yoktur. sadece como adası nda bulunur. soyları her an tükenebilir.
kendi kendini döllediği anlaşılan esrarengiz etobur. etkili bakterileri sayesinde koca bir koyunu yiyebilir.
insan ırkının komodo ejderinden geldiği söylenir.**

http://img175.imageshack....img175/2972/dragonyz4.jpg
ejder lafını duyunca gözümde büyüttüğüm fakat kertenkelemsi bir hayvanla karşılaşınca da "olm bu mu ejder! ben bunu evde beslerim lan!" dediğim aslında hayal kırıklığına uğradığım. fakat evde beslenmeyecek kadar güçlü son derece zehirli ilginç ve esrarengiz bir yaratıktır zat-ı şahaneleri.
Avini salyalarindaki zehirli bakteriler yardimiyla oldurup yer. Bir keresinde belgeselin birinde, bunlardan 15-20 tanesinin birarada bulundugu yapay bir cukuru gostermislerdi. Iceriye canli bir hayvan atiyorlar hepsi birden saldiriyor hayvan bunlarin elinden kacamiyor parca parca ediliyordu. guclu bir ruhi yapim olmasina ragmen ben bile acimistim hayvancagiza yahu.
hep merak ederim bu komodo ejderide bir kertenkeleyse, kuyruğunu kesince arkadan yenisi gelir mi * diye?
yüzünden böyle bir rezillik, bir sinsilik, bir kötülük akan gaspçı kılıklı, şerefsiz tipli hayvan.

görsel
beklentilerimin çok üstünde bir hızla koşan tiksinç, kusunç yaratık.
zaman zaman saatte 60 km hıza çıkar.hakkatende cüssesinden ve normal halindeki yürüyüsüne bakıp hayvanla dalga geçmek için yanına kadar gidesiniz gelir ama sakin ha sakın denemeyin...

bu arada salyasındaki bilmem kaç milyon zehirli bakteri sayesinde, ısırdığı hayvanın bir süre sonra felç geçirmesine neden olan sürüngengiller familyasındandır. , hakkaten devasa.
bugün national geographic'te belgeseli olan hayvanlar.
belgeseli dün gece de national geographic'te yayınlanan hayvanlar. gece rüyama girdi, kabusum oldu! öyle illet yaratıklar...

dişleri ile uyguladıkları basınç, timsahların uyguladığından daha fazlaymış. programın sunucusu "20 yıldır hayvanlarla bu testi yapıyorum, böyle şey görmedim. komodo ejderinin eline düşeceğime, timsahlara yem olurum daha iyi" gibi laflar etmişti.

programda saatte 70 kilometre hızla saldırabildiği söylendi. bir de şu var ki iyice korkuttu beni; çakallar bile bir keçinin %50'lik kısmını yiyebiliyormuş. bu hayvanlar boynuzları ve toynakları dahil her yerini yiyor!

(bkz: vay anam vay)
dünya üzerinde yaşayan en büyük sürüngen.

kaynak: belgesel.

"o değil de 'timsah' sürüngen değil mi lan" sorusunu sordum kendi kendime.
salyasında 50 bakteri bulunan susuzluğa iki hafta dayanabilen yerine göre sevimli yerine göre igrenç olabilen hayvan.
belgesellerden tanınması daha hayırlı, evde beslemek istemeyeceğim hayvan.
büyük kertenkeleler grubuna giren ürtükücü bir hayvandır.insanlara bile saldırdığı kayıtlarda vardır.
bunun bir de kanasi var bal porsugu olarak bilinen al birini vur otekine ..
avını ısırdıktan sonra kendi haline bırakan sürüngendir kendileri. ısırılan hayvan 1 gün içinde büyük acılar çekerek ölürken bu ejder ortamlara akar. öldüğü zaman kokusundan leşi bulup afiyetle midesine indirir.
bana kalırsa onca ejderha efsanesinin çıkış noktası bu elemandır.
bence olay şöyle gelişti, birileri bir şekilde bu hayvanla karşılaştı. küçük kerkentelelere alışkın adamlar irkildiler ve incelemek istediler. bu eleman da bunlarını birini kaptı, ötekini zehirledi. belgeselde dediğine göre insanı on beş-yirmi dakikada götürüyor bu zehir. bunlar elemana taş falan mı attı artık ne yaptıysa bu bunları kovaladı bir güzel.
dönüşte anlatmaya başladılar, dev bir kertenkele, adamın birini yedi, ağzından bir şey çıktı öteki de öldü, sonra bir kovaladı bizi.
anlattıkları başkalarına anlatılırken evrim geçirmiştir, çok büyükmüş olum, ev kadar diye başlamıştır. ağzından bir şey çıkmış adam ölmüş, ateş çıkmış ağzından galiba, diye devam etmiştir. bizimkiler kaçmak istemiş, bu bir açmış kanatları bunların peşinde diye sona ermiştir.
konuşula konuşula ortaya fantastik ejderha figürü çıkmıştır.
bence olabilir.
öpüşülmemesi gereken kertenkele. salyası bakteri dolu imiş.
bir de bilim adamları, bunların bağışıklık sistemi mantığını çözersek, sağlık alanında en büyük devrimi yaparız diyorlardı.
bu manyaklar zehirleri ile her hayvanı indirebilirken, birbirlerine karşı en ufak bir etkileri olmuyor.
garip bir hayvandır, kendi zehri yoktur fakat, önceden avladığı hayvanların artıkları dişleri arasında çürür ve milyonlarca bakteri taşır, bu da ejderin zehiridir.
çoğu kişi bilmez ama bazen timsahın bile yakalayıp öldüremediği hayvanları öldürür. öldürmeside diğer hayvanlar gibi ısırarak, parçalayarak yapmaz komodo ejderi sadece ısırır ağzındaki ölümcül bakteriler saldırdığı hayvandaki ısırıkta yerini aldıktan sonra komodo ejderi büyük bir sakinlikle avının ölmesini bekler. komodo ejderinin ağzındaki bakterilerin yüzde 10 u kalp kaslarını yavaşlatır genellikle avın ölümleri de bu yüzden olur.
çok karizmatik bir yaratık. ismi bile korkutucu. ejder isminde insanlar da var bu arada o da çok garip bir olay da benim asıl ilgimi çeken ama kafa yormak istemediğim, içgüdü diyip geçtiğimiz şey. bu hayvanın ağzı bakteri yuvası ve ısırınca biliyor ki o şey ölecek her neyi ısırmışsa. bir hayvan bunu nasıl bilebilir aslında. 'oh tam kaçıyodu allahtan ısırdım 2 dakkaya ölcek angut, bende azıcık dinleneyim bari...' diye nasıl düşünebilir. yani ısırınca kesin ölüceğini. bunu bilmeyip canhıraş boğuşması lazım hayvanla. ya da neyse sabah sabah uyandım da buna kafayı taktım resmen...
avını yürüyerek yakalar.
çünkü bazı yerlere tuzak olarak salyasını bırakır. ertesi gün döndüğünde bu tuzağa düşen biri mutlaka olmuştur. bize de afiyet şeker olsun demek düşer.