bugün

kitap gibi kitaptır. yıllar önce çoğu arkadaşıma okuyun dedim de sallamadılar. sonradan ne kaçırdıklarını gördüler. olsun ziyanı yok. bu kitabın filmini çekebilen yönetmen oscar alır.
'sorarlarsa, "ne iş yaptın bu dünyada?" diye, rahatça verebilirim yanıtını: "yalnız kaldım. kalabildim! altı milyarın arasına doğdum ve hiç birine çarpmadan geçtim aralarından...'
35 lira olmasından mütevellit alamadığım ve çok merak ettiğim hakan günday romanı.
hepsi yaralar sonuncusu öldürür diyen bir hakan günday eseri.
tam da "tamam artık yatıyım ben" dediğimde sol framede gördüğüm kitaptır. düşününce bile içimi darlamıştır. buna rağmen başucu kitabımdır.
Hakan Günday'ı diğer yazarlardan ayıran en önemli detay, karakter yaratma konusundaki ustalığıdır. Birçok yazarın karakter yaratırken esgeçtiği bir konu var, karakterin dinlediği müzik ve izlediği filmler. Hakan Günday yarattığı karakter ile herhangi bir müzisyeni o kadar iyi özleştiriyor ki, (bkz: David Bowie) dinlerken Kayra'yı anımsıyorum.
(bkz: Starman) şarkısını dinlerken, Kayra'nın gökyüzünü seyrettiği ve yine o karmaşık teorilerinden birini anlattığı sahne gözümün önüne geliyor.

Kitabın tam olarak 22-27. sayfaları arasından, Kinyas'ın girişinden bahsetmek istiyorum. 'Benim adım Kinyas' ile başlayan bölümden. günday burada şarkı ya da şiir ve hatta marş olmaya yatkın bir dil kullanmış. intikam, nefret, depresyon ve daha nice duyguları içerisinde barındırıyor. Özellikle bu kısmı belirtmenin bir sebebi var. Ben bir müddet o 5 sayfalık bölümü, evden metrobüs durağına giderken, kafamda oluşturduğum melodiyi kullanarak kendime okudum. Farkında olmadan beş sayfayı ezberledim. Daha sonra (bkz: Piç)'in arka kapağı dilime dolandı.

Kitabı yorumlayan birçok kişinin aksine, Kinyas'ın sonunun o kadar zorlama ya da gereksiz olduğunu düşünmüyorum. Kayra, intihar etmeyi seçti, ve başından beri belliydi bunu yapacağı. Eğer Kayra'nın sonu da Kinyas gibi olsaydı, ikisi de ailelerine kavuşsaydı, benim gözümde mükemmel bir sonla bitmeyecekti kitap. Ya da ikisi de kendini öldürseydi. Kayra ölmeseydi, hemen hemen Kinyas ile aynı şeyleri yaşayacaktı. Hakan Günday, Kinyas'ı öldürmeyerek, Kayra'nın ölmemesi durumunda neler yaşanabileceğini de bize göstermiş oldu.

peki sizce hangisi zor olanı seçti? Zihninden kurtulmak için çareyi kendini yok etmekte bulan Kayra mı? Gururunu ayaklar altına alarak, tükürdüğü kabı yalayan Kinyas mı?
Hakan gunday benim icin yeraltı edebiyatının 8lr numarasıdır ve kinyas ve kayra da zargana'dan sonra en okunması gereken eseridir.
hiç bir şey yok.
hiç bir şey yok.
hiç bir şey yok.
Ben ağlamam dedim kendime.Kurutamam gözyaşlarımı çünkü. Başlarsam duramam diye ağlamam. Bütün damarlarım, kemiklerim çıkar gözpınarlarımdan Geriye bir tek derim kalır.
içmeden yazamayan bir yazarın okunması gereken kitaplarından sadece biridir, içinde geçen olaylar ve yazarın kullandığı sözler insanı okumaya heveslendirmektedir. yazarı hakan gündaydır.
yazılmış en iyi kutsal kitap.

--spoiler--

çok şey gördüm beni yüzüstü gömün!

--spoiler--
Ego tatmini dolu bir kitap. yazarından nefret ettim.

Not:eksileyen her kimse mesaj atsın. Ondan da nefret ettim.
bir kaç hafta önce bitirdiğim, hakan Gündayın yazmış olduğu ilk kitaptır. övgüleri açıkçası fazla abartı buluyorum. ilk bölümler çok sıkıcıydı ve kitabı okurken bayağı zorlandım. son 100 sayfa fena degildi. "okuduğum en iyi kitap"tır diyenler büyük ihtimalle bi kaç yıl önce de elif şafak kitaplarını övüyorlardı.
başucu kitabıdır.tekrar tekrar okunmalıdır.

Öyle bir çığlık atsam ki dünya çatlasa !Altı milyar insan sağır olsa!Tanrı sağır olsa !Ben sağır olsam ! Kör olsam!Görmesem hayatı..
kitabı okumadım. içerisinde ne yazdığını da bilmiyorum umrumda da değil ama etrafımda bu kitabı okuyan kişilere baktığımda oldukça alt düzey bir kitleye hitap ettiği kanısındayım.

bir kişi falan da değil en az 3-4 kişi de gördüm. hepsi de afedersiniz embesilin önde gideni arkadaşlardı.
nato mermer nato kafa olanların anlayamayacağı kitap. filmi çekilsin artık !
içten gelen tüm insani pislikleri bütünüyle yansıtan bir kitap olması itibariyle enteresan bir kitaptır. pek değerli yazar olduğunu düşündüğüm hakan gündayın düşündüren, insanı hayrete düşüren karakterlerinin her zamanki halidir.
hakan günday'ın edebiyata ve deyim yerindeyse yer altı edebiyatına olan yeteneğinin tartışmaya açık olmadığını belirtmek isterim. lakin kinyas ve kayra öyle değildir. illaki roman güzeldir ancak bu romanın bir bölümüne kadar zevkle okursunuz. sonrasında canınız sıkılırç zorlamıştır çünkü yazar sizi. kısa cümleleriyle takrar edilen bir kurgunun içinde dönüp dururken bulursunuz kendinizi ve artık cümleler etkisini yitirmeye başlamıştırç o aforizmaların parıltsı söner ve kitabı okumaktan nefret etmeye başlarsınız. iyi bir roman olduğunu düşünmüyor ve 33 liranın bu kitap için çok pahalı olduğu kanısına varıyorum ama hakan günday'ın yazarlığını tartışamam, iyidir çünkü bu ada. kalemi ve hayal alemi kuvvetlidir. kitaba baktığımızda kitap bizi büyüler, karakterleri ve karakterlerinin düşündükleri bizi içine çeker yer altı edebiyatı severler olarak. ancak olaylar bizi sarsmaz ve üstünkörü geçilmesiyle birlikte roman heyecanını yitirir.
Muhteşem bi eserdir.
orjinal adı sikiş ve sokuştur.
gerçek bir değerlendirme yapmak gerekirse dahil edildiği yeraltı edebiyatıyla alakası olmayan yazarın hiç bir kategoriye dahil edilemeyecek kitabıdır, belkide kitabı çekici kılan budur.
hala bitiremediğim kitaptır. isteyen varsa vereyim harcadığım para boşa gitmesin bari.
Yıllar önce okuduğum kitaptır. Hiç de öyle sarsarcasına etkilememişti beni.
on kere elime alıp bi türlü içine giremediğim kitaptır. meraktan ölüyorum ama okumak istemiyorum.
Al,oku,intihar et.
Kayra ol.
Kinyas ol.
ne kadar sabırlıyım diye kendimi sınadıgım kitaplardan biridir.
tahammül sınırlarınızı zorlayacak , mide kaslarınızı gerecektir , yer altı dünyasının tasvirlerini kaldıramayacak bir bünyeniz varsa uzak durun denilir.

yani elif şafaktan çıkıp sakın buraya gelmeyin harcınız degil.
güncel Önemli Başlıklar