bugün

bunun bir hata olduğunu ve kendinizi inandırdığınız bu hatanın nedenini başkalarında arıyorsanız eğer asıl hatayı yapıyorsunuz demektir..

bu ne bir eksiklik ne bir hata ne de bir kusurdur.. bu koca bir ömür içerisinde yaşamadığınız, tatmadığınız birçok şeyden sadece birisidir.. üzerine düşününce kişiyi hüzne boğabilir.. ama boşverin çok üzerinde durmayın! en olmasa bile birilerinin sevdiği olmanız bile kaybetmediğiniz anlamına gelir ki bu da büyük bir başarıdır..

düşünsenize sizi hiç seven birisi olmasaydı ne olurdu?
bir anneye sahip olamamaktan kaynaklı bir durumdur muhtemelen.
özel olamamaktır da bir yerde.
kimseyi en sevmemek. hem en ne lan? ne bu herşeyi sıraya koyma aşkı?
düşünmek zorunda olduğunuz ikinci, üçüncü kişiler olmaz. kendi istek ve arzularını doğrultusunda kendi hayatınızı yaşamaya olanak tanır.

tek kelimeyle, mükemmeldir.
bilinemez bir durumdur. yalana müsaittir zira. dostunuz en sevdiğim dostumsun der size, bakarsın birgün kazık atmış gitmiş. sevgilin hayatımda en cok sevdiğim sen oldun der, gider. birkaç zaman sonra da en sevmediği olursunuz.
'en tutkusu' olan kişilerde çeşitli saçmalıklara neden olacak olaydır .

- madem en sevilen ben değilim bare en nefret edilen olayım *mına koyayım .
adama ağır çarpar, vurur, içinde patlatır, üzüntülü yapar, bunalıma sokar. tabii ki kimseden kasıt bir "sevgili" ise. gerisini siktiret.
bencillikle alakalı değil; insan bazen birileri için en değerli olmak ister; ego tatmini ile sevgi açlığı arasında kalmış bir şey işte. o sebeple insana çok koyan bir şeydir.
en sevmediği olarak dengelenir.
bir bakıma kimseyi hayatının insanı yapamamaktır.
(bkz: adama koyan entryler)
birinin hayatının insanı olursunuz da buna fazla alışmamanızda yarar vardır. her alışkanlık bir gün bitirilir çünkü. isteseniz de istemeseniz de...
yalnızlığın üzerine paraf atmaktır.
"..aşk biraz kendine yalan söylemek gibi

hani göçmen kuş gibi

her yere yakışıp hiç birinde kalamamak gibi

yani sen gibi.."

diyor sözlerinde yalın..

bana kalırsa ise bu biraz lanetlenmiş olmak gibi. kaderin insanı yalnızlığa mıhlaması. isteseniz de artık elde edemeyeceğiniz size layık görülmeyen bir şey.
kisi evlenince, cocuklari olunca o da birilerinin hayatinin insani olacaktir...
düşününce acı veren, yürek burkandır.
öylece kalmaktır kimi zaman. arkasına bakmadan çekip giden kızların arkasından bakmaktır.
oluyorum, oldum derken; elde kalan sıfırla başbaşa oturmaktır bir köşede. ve muhtemelen bu elde kalan sıfır yutan bir elemandır. bütün yaşanmışlıklarını da yutuverir aniden.

sanki tek bilen sensindir yaşanılanları. hayatının insanı olamadıkların, hafızası silinmiş birer bihaber gibi farkındasızlıklarının içindedirler.
(bkz: kendi hayatının insanı olmak)
sicak yapis yapis bir temmuz gecesinde isitici bir metre otenizde size dogru donukken uyumaya calismak gibidir bazen...
herkesin sevdiği ama kimsenın en sevdiği olamamak şeklinde türevlenerek daha kötü hale getirilebilecek durum.
ancak bir anneye sahip olmamakla mümkün olabilecek durumdur.
Ara sıra yoklayan kalp sancısı gibidir, komaya sokar ama öldürmez.
muhtemelen aslında herkesin yalnız olduğu gerçeğinden yola çıkılarak söylenmiş cümledir. sevgiler hep çıkar üstüne be sözlük.
yapayalnız insanı tanımlarken kullanılabilecek en iç acıtıcı kelimeler bütünü..