bugün

2 çeşit "ki" kullanımı vardır..buyrun alt satıra geçelim:

1-bağlaç olan ki:
bu "ki" ayrı yazılır efenim.. diğer tüm bağlaçlar ayrı yazıldığı gibi..
sezen aksu'nun yardımıyla bir örnekle pekiştirelim: yeter ki onursuz olmasın aşk..
ancak bazı kalıplaşmış durumlarda bitişik yazıldığı da görülür..
belki, halbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki gibi..

2-aidiyet bildiren ki:
bu ek yine kalıplaşmış birkaç kelime dışında, bitişik yazıldığı halde ünlü uyumlarına uymaz..yani eklendiği kelimeye göre şekillenmez..pek karakterlidir.."ki" olarak kalır.
osman'ınki, şöbiyet'inki, yoldaki, duvardaki, kıçımdaki gibi..
o birkaç istisnai kelimeler ise şöyle sıralanabilir; dünkü, öbürkü, bugünkü..
ilgi eki.
türkçe'de yazımı en çok kafa karıştıran eklerden biri (diğeri -da-de'ler).
reiki de, evreni harekete geçiren enerji..
Kiribati'nin internet ülke kodu.
bu ek bağlaç,sıfat ve zamir olarak üç şekilde kullanılır.
bağlaç olarak kullanıldığında daima ayrı yazılır.
duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini (bağlaç)
sıfat ve zamir (ilgi zamiri) olarak kullanıldığında bitişik yazılır.
akşamki yemek çok güzeldi.(sıfat)
seninki daha gelmemiş.(zamir)
halk arasındaki yanlış kullanımıyla artık cılkı çıkarılan ek. dil bilgisi derslerinde öğretilenlerin dışında tamamiyle kendine özgü ve sinir bozucu bir kullanımı var konuşma dilinde. örnek vermek gerekirse:

-telefon etsene ona.
+ettim ki.

sanırım "zaten" anlamında kullanmış bu arkadaş ki'yi. son yıllarda konuşma dilimize girmiş olan bir kullanım ve özellikle her geçen gün daha da yerleşiyor dilimize. inanıyorum ki şimdi bile öss sınavında anlatım bozukluğu sorularında seçenek olarak konsa çoğunluk buradaki yanlışı göremeyecek.
Attila ilhan şiiridir.

Eylül'deki yazın son birkaç serin günü
Hatırlatır sonbaharın ufuktan göründüğünü
yelkenleri paramparça bir gemi gibi

insan sonbaharda düşünür nedense ölümünü
ölüsünü sararmış yaprakların örttüğünü
dergilerde unutulmuş bir kavga resmi gibi

(Rahat uyu üstat!)
"ki" iki değil üç şekilde ortaya çıkar. Birincisi bağlaç olan "ki" dir ayrı yazılır. iki kavramı ya da yargıyı bağlar.
ikincisi ilgi zamiri olan "ki" dir sözcüğe eklenir ve ismin yerini tutar. Belirtili ad tamlamalarında tamlananın düşürülmesi sonucunda tamlananın yerini tutar.
Örnek: Benim entryim. Benimki.
Üçüncü "ki" belirtme sıfatı yapar.
öRNEK: Sokaktaki adam sıfat tamlamasında ismi düşürürüz. Sokaktaki sözcüğü ismin de yerini alır. Bu durum aitlik bildirmez. Sadece sıfatın adlaşmasıdır. Zamir yanılgısı yaratır ama değildir.
Bu haltı bilmeyen yüzlerce edebiyat öğretmeni de ortalıkta gezer hadi hayırlısı!
Yanılmıyorsam, saygılarla yalnızdım..
Saygılar duymasaydım, yanılmazdım..
Yaslanacak anılarım olsaydı,
Söyleye-söyleye, böyle saklamazdım.
özdemir asaf
kullanımı çok tatlı olan, bütün kelimelerin sonuna koysanız bile çok hoş olabilecek kelimecik.
(bkz: tamam ki)
(bkz: olmaz ki)
aitlik eki -ki- türkçe için tam bir istisnadır. sesli uyumuna uymaz. getirildiği ismi yalın hale sokar. böylece isim tekrar çekimlebilir:

sözlüğümüzdeki / lerinizinki / ...

teoride kelimeye sonsuz sayıda -ki- eklenebilir. ancak ikiden sonrası anlam çöplüğü yaratır. bu yüzden kullanımda en fazla iki tane -ki- görülebilir.
edat olarak farsçadan alınmış olup türkçesi "kim"dir.
sadece bağlaç olan ki farsçadan dilimize girmiştir. key şeklinde yazılır. eski metinlerde kef ve ye şeklinde karşımıza çıkar.

aitlik eki olan ki ise öz be öz türkçe bir zamir olan kim in ekleşmiş halidir. eski metinlerde kef ve mim ile yazılır. sıfat yapan ki ise bu ekin farklı bir görevde kullanılmasından başka birşey değildir.
sümerde toprak ana.
(bkz: de ki işte)
japonca; ağaç.
başıma dert olan bağlaçtır.

kafam güzel üşenmemişim 20 satırlık entry yazmışım. açıklamışım, eleştirmişim, sallamışım işte bir şeyler. Hatta entrynin ortasında konuyu unutmuşum. O derece. Derken 2 dakika sonra alakasız birinden mesaj;

-gerizekalı. daha 'neyse ki' ayrı yazılır onu bilmiyorsun yazar olmuşsun. hıhhh!

ne ayar beee. ulan ben sayısalcıydım. bizim hocalar sallamazdı 'ki' yi falan. haliyle sözelciler kadar önemsemezdik. atıyorum sınavda yazdın diyelim;

-neyseki 9+7=16 olay bitti abi 10 puan.

yaz bakalım cevaba;

-neyse ki 9+7=18 direk aldın kafasını. 0 puan. 'ki yi ayrı yazmış abi 5 puan verelim'. yok öyle bişi.

oturmuşum türkçe karakteri deli gibi kullanarak aklıma geleni yazmışım. tamam dikkat etmek lazım tabii. elimden geldiğince de dikkat ediyorum. hatta müsait zamanımda oturup editliyorum dikkatimi çeken imla hatalarını. neymiş 1 tane 'ki' bitişik olmuş. koskoca yazıdan bir onu anladın yani. gerçi sonrasında ayar verdiğini düşünen şirin yazarın entrylerini incelediğimde en sevilen yazısının ilk cümlesinde 'şöyleki' kelimesi dikkatimi çekti. gülümsedim hemen. ah ah nasıl da afacan. ne biçim ezmiş beni.

-de, -da yı biliyorum. cümleden çıkartıldığında anlam bozulmazsa ayrı yazılır. buna benzer bişi işte. sizin yüzünüzden entryi tamamlayınca göndermeden oturup tek tek -de,-da ları cümleye sokup sokup çıkartıyorum. hee yazıma şöyle bir baksa kim bilir ne mecaz-ı mürseller var. (kim bilir i ayrı yazmam umarım dikkatlerden kaçmamıştır) onları görmezsin tabi amına koyim. gemi beşiktaş a yanaştı. bok yanaştı nereye yanaşıyor. kolay mı öyle? iskelesine yanaştı aslında. noldu? mecaz-ı mürsel. ayrıca fıstıkçı şahap. çıkar ünlüleri. hobaaa. sert ünsüzler. hatta şunu da söylim 'peçete kase hoşaf' formül aynı.

varmış di mi bişiler bende. altyapı fena değil yani. yazar olabilir miyim şimdi?
son zamanlarda sözlük ortamında ırzına geçilen ektir, -ki ek ek olalı böyle zulüm görmedi- ilk entrydeki açıklamada da belirtildiği gibi, iki anlamda kullanılır, birincisi, bağlaç olan ki, ikincisi aidiyet belirten ki.

bağlaç olanı ayrı yazılır, aidiyet belirteni ise birleşik.

hemen çok basit örneklerle açıklayalım;

''ki'yi ayrı yaz ki bağlaç olduğu anlaşılsın' cümlesindeki 'ki' bağlaçtır.

'ebeninkiii' derkenki 'ki' ise ebedir, off aq, kafam karıştı ki...
kiraz yazarken klavyesi bozulan insanın ki de kalmasına denir.
şarkısı bile vardır.

ahanda burda : http://www.youtube.com/watch?v=MaGy3LNtXx4&feature=related

edirt: 1.14 te başlıyor.
ki ben;
hiç böyle olmamıştım...
hiç böyle ürkek
ve telaşlı alabildiğine...
sanırım,
durmaksızın geçen zaman
ve bu zamana yetişememek
beni korkutan acele...
tek şarkı dilimde
itiraf niteliğinde...
gel diye...
gel...
ki ben hala,
ürkek...
hiç böyle olmamıştım,
bil diye, bil...
nitekim anlamına geldiğini tahmin ediyorum.
kasım'ın bir şarkısı.
sözleri şu şekildedir.

"şurdan bir tren geçiyor ki
trene bakıyorum ki
trenin üzerinde bi yazı yazıyor ki
o da do expresmizi ki

trenin içinde bi güzel var ki
ama ben güzeli tanımıyorum ki
ben de mahsus trene biniyorum ki
ondan sonra haydar p' istanbul haydarpaşa'da iniyoruz ki

bende mahsus kendimi bi köşeye giriyorum ki
maksat tanışmak için ki
ondan sonra o da trenden iniyor bende iniyorum ki
kendimi maksat değdiriyorum diyor ki önüne baksana diyor ki"

şu adresten dinleyebilirsiniz.
http://listen.grooveshark.com/#/s/Ki/35ovLn
anlam bakımından birbiriyle ilgili cümleler arasında kullanılır.

şunu bilmelisin ki kazanmak için çok çalışmalısın. (açıklama)
işi varmış ki bize gelemedi. (tahmine bağlı neden)
geldim ki kimseler yok. (şaşırma)

yakınma veya kınama gibi duyguları pekiştirmek için cümlelerin sonuna getirilir.

o beni sevmez ki!
sana güvenilmez ki!

soru cümlelerinin sonuna getirildiğinde kuşku ve kaygı anlatır.

araba cezası verirler mi ki!

özneyi ya da tümceyi güçlendirerek cümleyi temel bölümünü bağlar.

öyle bir insan ki benzeri yoktur.
siz ki beni tanırsınız, neden böyle düşünüyorsunuz?

ki bağlacıyla birleşmiş, öbekleşmiş bağlaçlarda vardır.

mademki, halbuki, çünkü, sanki, meğerki, oysaki...