bugün

"
Kerim Erim (d. 1 Şubat 1894, istanbul - ö. 28 Aralık 1952), Türk matematikçi.

ilk doktoralı Türk matematikçidir. Doktora derecesini 1919'da Almanya’nın Erlangen kentindeki Frederich-Alexanders Üniversitesi’nden aldı. Türkiye'de yüksek matematik öğretiminin yaygınlaşmasında ve çağdaş matematiğin yerleşmesinde etkin rol oynadı; mekaniğin matematik esaslara dayandırılmasına öncülük etti. Türkiye'de bir matematik doktorası yöneten ilk bilim adamı oldu.

Yaşamı:

1894 yılında istanbul’da dünyaya geldi. Asıl adı Abdülkerim'dir. Babası, Buharalı Molla Ahmed Zade Mirliva Arif Paşa; annesi, Kazan Şeyhül Müderrisi Kerim Hazretzade Ferik Abdürrahman Paşa’nın kızı Naciye Hanım'dır.[2][2]

ilköğrenimini Halep’te tamamladıktan sonra[2] kısmen evde, kısmen Hendese-i Mülkiye’nin ilk sınıflarında ders görerek ortaöğrenimini tamamladı; yükseköğrenimine istanbul’daki Yüksek Mühendis Mektebi’nde devam etti.

Yüksek Mühendis Mektebi’ni 1914 yılında tamamladıktan sonra matematiğe duyduğu büyük ilgi nedeniyle Berlin Üniversitesi’nde daha ileri matematik öğrenimi görmek üzere Almanya’ya gitti. 1919’da Frederich-Alexanders Üniversitesi’nde cebir konusunda doktora derecesini alarak istanbul’a döndü[3]. Mezunu olduğu Yüksek Mühendis Mektebi’nde matematik, analitik geometri, mekanik, kozmoğrafya dersleri verdi. 1929’da doçentliğe yükseldi.

Meslek hayatı:

Kerim Bey, 1933’teki Üniversite reformunu hazırlayan kurulda yer aldı. Yüksek Mühendis Mektebi'nde ders vermeye devam ederken yeni kurulan istanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde analiz profesörü ve dekan olarak görev yaptı. Ancak kısa bir süre sonra dekanlıktan ayrıldı. Uzun zaman her iki kurumda dersler vererek eğitim faaliyetlerini sürdürdü.Fakülteden ayrılan Richard von Mises’in yerine 1940 yılında istanbul Üniversitesi Matematik Enstitüsü başkanlığına getirildi ve 1952’deki ölümüne kadar başkanlığı sürdürdü.

1946 yılında TBMM'de kabul edilen bir kanunla bir öğretim üyesinin aynı anda iki üniversitede çalışması sona erdirilmiştir. Kerim Erim bu kanuna uymak için iTÜ'deki görevinden ayrılmış, istanbul Üniversitesi'ndeki görevine ise devam etmiştir; 1948’de yeniden dekan seçildi ve 2 yıl boyunca Fen Fakültesi dekanlığı yaptı.

Hayatı boyunca Türkiye'de yüksek matematik öğretiminin yaygınlaşmasında ve çağdaş matematiğin yerleşmesinde etkin rol oynadı. Mekaniğin matematik esaslara dayandırılmasına da öncülük etti. Matematik ve fizik bilimlerinin felsefe ile olan ilişkileri üzerinde de çalışmalarda bulundu; Almanca ve Türkçe eserler yayınladı. Türkiye'de bir matematik doktorası yöneten ilk bilim adamı oldu. Diferansiyel geometri, fonksiyonlar teorisi, elastisite ve plastisite konularında birçok öğrenci yetiştirdi[4]. Öğrencileri arasında mekanik alanında önde gelen bilim insanlarından Mustafa inan da vardır.

Mekanik Kongresi ve Ölümü:

Kerim Erim, dünyada mekanikle ilgili bilim adamlarını bir araya getirmek üzere dört sene bir düzenlenen Uluslararası Sırfi ve Tatbiki Mekanik Kongresi’nin sekizincisinin 1952’de istanbul’da gerçekleşmesi için büyük emek verdi. Ne var ki bu çalışma sırasında tutulduğu hastalık nedeniyle kongrenin açılışına katılamadı; ancak son celsede kapanış nutkunu okuyabildi[5]. Nekahat için Avrupa’ya gidip döndükten sonra 29 Aralık 1952’de hayatını kaybetti.

Mezarı Edirnekapı Şehitliği’ndedir.

Fatma Zehra Hanım ile evliliğinden Arif ve Gülen adında iki çocuk sahibi olan Kerim Erim, devlet sanatçısı piyanist Gülsin Onay’ın dedesidir.

Kitapları:

Nazari Hesap (1931)
Mihanik (1926)
Sümer Riyaziyesinin Esas ve Mahiyetine Ait Rapor (1937)
Dış Alem Meselesi (Matematik Bakımından) (1940)
Tanzimat ve Müspet ilimler: Riyaziye (1940)
Matematik ve Realite (1942)
Analiz Dersleri, Diferansiyel ve integral Hesap (1940)

"
kaynak: wikipedia