bugün

kendine yapılmasını istemediğin bir şey başkasına yap çok zevkli oluyor düsturuyla hareket etmek olacak olan başlığın 50 karakter sınırına takılması.

günümüz gençliği farkında olmadan öyle malzemeler yedirilerek eğitiliyor ki bunları bir bir yüzüne söylesen "siktir lan sallama" deyip geçecek derecede farkında değil.* bunlardan biri de bu mottolaşmış tavır. zamanında l-manyak dergisinde okumuştum bunla ilgili bir yazıyı, çok hoşuma gitmişti bu fikir. ve o zamanlar sadece 11 yaşında bir velettim. evet 11 yaşında kötü kedi şerafettin ile tanışmış bir bireyim. iflah olmaz merak duygumun getirilerinden biride bu işte. o zaman bu zamandır nerede yakın gördüğüm arkadaşım varsa şaka ayağına türlü gıcıklıklar yaptım, laf soktum, dalga geçtim. fakat her zaman çocukluğumda kavradığım o iyi niyetimle yaptım. empati hak getire... tabi yaş büyüdükçe insan olgunlaşır. ama bendeki hal, ruh çocuk ruhu hala. insanlar belli etmek istemese de bir bir mesafe koymaya başlayınca fark ettim durumu. ne zamandır düşündüğüm bu motto aslında insanı anlık tatminlerden uzun vadeli zarara götüren bir yol olduğunu anladım.*

o zaman bu zamandır insan olmaya, empati göstermeye azami özen göstermeye çalışıyorum. tabi karşılığını ziyadesiyle alıyorum. nasıl mı? iplenmeyerek. insanlar öyle bir alışmış ki "deveyi diken insanı siken" mottosuna, neredeyse istisnası yoktur böyle düşünmeyen.
çünkü terk eden sevgili kıymetlidir. yanındaki ise terk edene kadar kıymetli değildir. ayağına batan dikeni gün boyu hatırlarsın. ama bir yerden geçerken burnuna gelen hoş bir kokuyu beş dakikaya unutursun. fakat yine de ben "insanlık bende kalsın" mottosuyla hareket etmeye çalışıyorum.
çünkü mühim olanın vicdan rahatlığı olduğunu anladım.

genç nesiller öyle mottolar* ile yoğuruyor ki. fark edince yemin ederim ağzım açıkta kalıyor. hani şu subliminal resimler devede kulak lan. adam sana bildiğin fikir aşılıyor. senin her zaman karamsar olmanı, bardağım boş tarafını görmeni, insanların ilgisini çekmek için her yolun mübah olduğunu, özgürlük adı altında dilediğin haltı yiyebileceğini, sevenin değil sikenin önemli olduğunu, empati kurmanın pollyannacılık olduğunu, umut etmenin değil vazifeni yerine getirip susmanın önemli olduğunu, hakkını aramanın "hoop hemşerim!" demenin yanlış olduğunu, hiç bir şeye bulaşmamak için sokakta adam da öldürülse susulması gerektiğini, pısırıklığı, susmayı, tek tabanca takılmayı, abazanlığın zevkli olduğunu ve tonla şeyi öyle işliyor ki beynine ben burada bunları yazınca sen içinden "bi siktir git aynştayn" diyorsun. şeytanın ilk hilesi kendinin olmadığına inandırmaktır demiş bir düşünür. bu herifler de öncelikle bunların senin düşüncen olduğunu yedirmiş sana.

sen tertemiz kağıtta ufak bir nokta olsa gidip o siyah noktayı kafaya takarsın. çünkü öyle yetiştirilmişsin.

evet gıcıklık* yapmak, değerlere hakaret etmek, inanmadığı şeylere küfretmek, kadını sadece sikilmelik görmek*, kız kardeşi annesi olduğunu unutmak bunların hepsi ne yazık ki anarşi olgusuyla bir gösteriliyor, öyle sanılıyor.

isyankar kişilik sen, anarşizmin bile düstüru vardır öyle "inci inci" ile olmuyor bunlar. evet bizde ergen olduk, asi olduk, anne babamızla tartıştık, sisteme küfrettik ama hiç bir zaman ulu orta karı kız muhabbeti yapmadık.

ateizm bile bir düşüncedir, yapısı vardır.

ve bunların hepsinin temel sorunu maalesef ki kitap okumamak...

evet gerçekten bu...

iki bulvar gazetesi alıp normal gazete okumayan, köşe yazarı takip etmeyen bir toplumuz.

tonla köşe yazarı vardır ama biz sadece televizyondakileri biliriz.

maalesef bu...

ve evet aramızda öyle zeki insanlar var ki bu yaptıkları taşkalayı faydalı bir şeyde kullansa yemin ederim hem kariyeri hem parası olacak.

ama burada dalga geçip am göt meme muhabbeti edip kafa dağıttığını sanıyor ya...

ben ona üzülüyorum...

düdüt: hışımla yazdığım için dönüp kelimeleri düzelttim. problem yok şimdilik.
empati becerisi olmayan veya olupta kullanmayan karaktersiz kişilerin yaptığı eylemdir.
parazit beyinli düşüncesiz insanların bu eylemine maruz kalınmaması için uzaklaşılması gerekir.
tahammülün ortadan kalktığı yerde tahakkümdevreye girer.

cumhuriyet sonrası türk siyasi tarihi tahakküm nedeni ile hep ezilenler doğurmuş ve öteki her seferinde değişmiştir.
evinin önündeki çöpü başkasının kapısına süpürmek gibi bir şey olabilir.kişinin kendisine rahatsızlık veren bir durumdan kurtulma kendini rahatlatma şeklinde açıklanabilir.sakat bir savunma mekanizması olarak (bkz: yadsıma) (bkz: yansıtma).
şöyle bir diyaloğa da girmiş olabilecek tiptir:

-ulan cuma namazına olsun git bari
+tamam abi hadi gidelim
-yok olum sen git ben kılmıyorum.
"Nefsine ağır geleni kimseye tatbik etme." Hacı bektaş veli.
Söylediğimi yap, yaptığımı yapma. Misali. Herkes yapıyor hocam. Yapmayan var mı ?
tam olarak empati karşıtlığı sayılamayacak şeydir. zira belirli bir olaya iki kişinin vereceği tepki bambaşka olabilir. kendisine yapılmasını istediği şeyleri başkasına yapmasının akabinde, davranışın muhatabı söz konusu davranışı çok da inanılmaz bulmayınca, hatta daha da kötüsü resmen bozulunca hayal kırıklığına uğrayan kişilere de bolca tanık olunmaktadır. halbuki hayatta bazı kurallar çok basittir:

övme - yerme de.
değer yükleme - sonrasında nefret etmen gerekmez.
söz verme - tutmak zorunda kalmazsın.
güvenme - hayal kırıklığıyla baş etmek her zaman daha zordur.
bekleme - zaman her şeyin ilacı falan değildir.
ödün verme - harcandığında sığınacağın tek liman kendi karakterin olacak.
ve elbette en önemlisi gözünde büyütme - hele miyopsan gördüğün bulantı aslında bir karaktersizlik abidesi olabilir.

herkesin karşısındaki için yaptığı fedakarlıkların anlaşılmasını beklediği ve kimsenin karşısındakinin fedakarlıklarını ya da iltimaslarını anlamaya çalışmaya yanaşmadığı ölümlüler alemi ise bir başka başlığın konusudur.
erkekler sevgilisiyle anal ilişkiye girmeyin. ister misiniz aynını size yapsınlar.
çok eğlenceli lan.
eğer bunu sürekli yapan biri görürseniz , bilin ki kendine de yapılmasını içten içe isteyebilir aslında. ister istemez insanın aklına bu geliyor çünkü. peki hangi konuda derseniz , şimdi örnek vererek yönlendirmek istemem. ama burada bilinmesi gereken iki şey var. insan yaşattığını , yaşamadan ölmez. ikincisi de insan başına gelince anlar olayı. bütün bunlar birbirini tamamlıyor aslında. ve ne kadar desek boş tabii. hepimiz günahkar bir kuluz. yine de kendinize yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkasına yapmamaya özen gösterin siz.
konfüçyüse göre yanlıştır.
Yapın zevkli oluyor.
inandığım önermedir. yapma dan kasıt yapma anlamında tabii. yapmak değil. kontrası da şu olmalı. kendine yapılmasını istediğin bir şeyi de, başkasına mutlaka yap.