bugün

lisede kullandığımız tarih kitabının yazarı
çiftçilerin dahi ne yeyip içtiğini öğrenmemizi sağlamış akıllara kazınan kitap yazarı. yıllar geçse de hatırlanır. iyi yazar buraya alalım diyorum ben. **
1977 yılında katledilen fatsa halkevi başkanı.
ilköğretim çağlarımda en korktuğum kelimelerin başındaydı. diğeri de kapitülasyon...

kendini türkçe derslerine odaklamış ben, tarihle çok ilgili olamıyordum. hatta anneyi kandırmak için ders çalışıyor gibi yaptığım zamanlarda, odamın kapısını kilitleyince elime mutlaka kemal kara imzalı bir tarih ders kitabı alırdım uyumak için.

derse cılız ve kısa boylu tarih aşkıyla yanıp tutuşan kuru kerkenez öğretmenimiz geldiğinde, psikolojik travmalar yaşardım. kadınla belki hiçbir zaman göz göze gelmedik. oysa sistem çok kolaydı. öğrencilerden bir tanesi tahtaya kalkar, elindeki akşamdan çıkardığı özeti çaktırmadan okur, kendisine daha önceden anlaştığı sınıf arkadaşlarına öğretmen nezaretinde sorular sordururdu. tahtadaki eleman hal böyleyken iyi bir sözlü notu alır, soru soran arkadaşları da cesaretlerinden ve dersi dinliyor gözükmelerinden dolayı bir not defteri köşesine geçirilen artıyı..

işte bu kemal kara kelimesi, hayatımı kapitülasyon ile beraber bir dönem zindana çeviren şeydi. şimdi bile ne zaman duysam, o b.ok gibi günler aklıma gelir hala..

zamanında tarihle aramın kötü olmasının nedeninin, kemal kara olduğuna dair fikirlerim, lise döneminde iyice yerleşti. ulan lise 1'de ders kitabı değişti, tarih derslerim mezun olana kadar hep 5 geldi. hatta üniversite yıllarımda bile 1. ve son sınıfta karşıma çıkan tarih derslerim ''aa'' geldi.

o dönemde soğuttun lan beni hayattan kemal kara!..
bir dönem gençliği kitapları ile yetiştirmiş olan mümtaz şahsiyet, ünlü tarihci.. kemal kara ile yeri gelmiş ''anadolu'nun kapısı türklere acılmış'' yeri gelmiş ''almanya savası kaybettiği için biz de yenilmiş sayılmısızdır''.. yazmıs oldugu tarih kitapları tüm okullarda best-seller olmuş, kırtasiyelerde yok satmıştır.. bir dönem gencliği onun tarih anlatımıyla tarihi ögrenmiş yahut ögrenememiştir.
lise yıllarından aklımda kalan önemli şeylerden biride bu adamdır. öğretmenlerden hiçbiri bu adamın kitaplarını beğenmemesine rağmen ısrarla bu kitaplar okutulurdu lisede. gerçekten saçma sapan bilgilerle dolu olan kitapların sahibidir ve maalesef öğrenciler bu kitaplarla tarihimizi öğrenmektedir...
II.inönü muharebesinin nedenini "yunanlılar, birinci inönü savaşı'nda uğradıkları yenilginin ezikliğinden kurtulmak, itilaf devletlerinin güvenine layık olduklarını göstermek (...) istiyorlardı" diye açıklayan okullardaki tarih kitaplarının yazarı.

yahu kardeşim nasıl bir tarihçiliktir bu?
lisedeki ergen kavgalarından bahsediyor sanki. "o ona hede hödö dedi o da bunun ezikliğinden kurtulmak için kavga etti" der gibi tarihi olayları anlatıyor.
tabii tek neden "eziklikten kurtulma" çabası değilmiş! yunanlılar itilaf devlerine şirin gözükmek için de saldırmışlar... bak bak. kaynak neresi; "kemal kara'nın kıçı"...

herifler düşmanımız diye iftira da atmayalım. *
1977 yılında faşist bir saldırı sonucu katledilen Fatsa halkevi başkanı.

Fatsa Halkevi Başkanı Kemal Kara faşist katiller tarafından katledildi.Fatsa, Türkiye devrimci hareketine bir çok yiğit yetiştirmiş bir kasabadır. Fatsalılar devrim için çok kan vermişlerdir, çok yiğit kaybetmişlerdir. Ama düşen her yiğit,Fatsa’da ve yurdun dört bir yanında yeni yeni yiğitlerin ortaya çıkmasını hızlandırmıştır... Fatsalıların son devrim şehidi Fatsa Halkevi Başkanı Kemal Kara’dır. Kemal Kara, tüm hayatını devrime adamış bir yoldaşımızdı. Devrimci Yol siyasetinin tutarlı bir savunucusuydu. Fatsa emekçilerinin düzene karşı olan muhalefetini devrime yönlendirmeye çalışıyordu


Bunun için de oligarşinin bu bölgedeki önde gelen hedefi oldu. Kemal Kara yoldaşımız kurulan bir pusuda katledildi. Fatsa emniyetinde görevli polis memuru Necati Budak, bizzat pusuyu düzenledi. Ordu MHP senatör adayı Nail Dervişoğlu da bu hazırlıkların içinde yer aldı. Halk tarafından çok sevilen Kemal yoldaşımızın katledilmesinden sonra, Fatsa halkından korkan faşistler kasabadan kaçtılar. Ertesi gün düzenlenen cenaze törenine tüm yurtsever Fatsalılar katıldı. Törende yapılan konuşmalarda katillerden hesap sorulacağı, bu hesabın seçim meydanlarında nutuk atarak değil, halkın kendi kollarıyla kuracağı iktidarda sorulacağı belirtildi. Faşizme karşı pasifliği, geri çekilmeyi savunan yanlış görüşler teşhir edildi. Faşizmin kitle tabanı oluşturma çabalarına engel olmanın tek yolunun faşizme karşı aktif mücadele vermek olduğu, bunun için de kitleler içindeki anti-faşist unsurların örgütlenmesinin gerektiği belirtildi.

Daha sonra Kemal yoldaşın mezarı başında yapılan konuşmada onun devrimci mücadelesi anlatıldı, tek suçunun yoksul halkı için mücadele vermek olduğu belirtildi.

Fatsa halkının Kemal yoldaşın anısına kitle halinde sahip çıkması karşısında kasabada sokağa çıkma yasağı kondu. Bu tür baskı yöntemleriyle kitlelerin mücadelesi geriletilmeye çalışıldı.

Faşizmin bu saldırı ve cinayetleri yoksul halkımızın kurtuluş mücadelesini durduramayacaktır.

Zafer er geç emekçi halkımızın olacaktır.

Kemal Yoldaşımızın ve tüm devrimci şehitlerimizin mücadele bayrağını daha yükseklere dikmek için ileri.

Faşist çetelere karşı aktif mücadele için, ileri.

Kahrolsun Oligarşik Dikta.

Kahrolsun faşizm.

Tek yol devrim.
--
Aşağıda, Karadeniz bölgesinde yayınlanan bir mahalli gazetenin, faşistlerin bu cinayetini yansıtan haberini aktarıyoruz.

Olay şu şekilde olmuştur:

16 Haziran perşembe akşamı saat 23.00 de belediye parkından kalkıp evine gitmekte olan Fatsa Halkevi Başkanı Kemal KARA, yanında Celal Aslan ve Paşa Hazer adlarında iki arkadaşıyla birlikte sahil istikametinde yürümekte iken, balıkcı iskelesi yanında, eli zincirli ve bıçaklı ülkücü olduğu iddia edilen bir gurubun saldırısına uğradılar. Saldırıdan sonra koma halinde Fatsa Devlet Hastahanesine kaldırılan Kemal KARA ameliyat yapıldığı halde kurtarılamayarak öldü, yüzünden yaralanan ve elinden yaralanan Celal Aslan ve Paşa HAZER’in ise tedavisi yapılmaktadır.

Ölen Halkevi Başkanı Kemal KARA evli iki çocuk sahibi ve 27 yaşındadır.

Kemal Kara’nın, arkadaşı ve halen tedavisi yapılan Celal Aslan olayı şöyle anlatmıştır: "Fatsa Belediye parkından ayrılmıştık. Polis (Necati Budak) 52 AL 193 pilakalı, Asim Devrişoğlu’na ait olduğunu sandığım bir oto ile bizi takip ediyordu. Ordu otobüs yazıhanesi istikametine geldiğimizde, Necati polis arabanın kapısını açarak bize karşı dönüp (A...S...) çocukları kaçmayın şeklinde küfürlü bir şekilde, sizi dün akşam vuramadık bu akşam vuracağız dedi. O anda elinde bıçakla Aslan Karataş geldi ve bize engel oldu. Aralarından Ali Keskin, Ali Karataş, Nuh Küçük, Tala Sade, Nabi Keskin, Atıf inal, bir kısmını tanıdığım halde adlarını hatırlayamadığım ve bir kısımda tanımadığım kişiler üzerime geldiler. Atıf inal Halkevi Başkanı Kemal Kara’ya naylon bir muşamba içerisinden çıkardığı ve gece yıldız gibi parlayan uzun kesici bir aletle arkadan saldırdı. Kaçmağa başladık. Caddeyi meydan taksi istikametine doğru kaçtık. Necati polis eli silahlı olarak taksi ile bizi izlemiş olacakki bize bakıyordu. Saldırganlardan peşimize gelen, Nuh Küçük elinde zincirle bana vurmağa yeltendi. Kendimi sakındığım için, eIindeki zinciri bana raslatamadı. Bu sefer Ali Keskin, elindeki bıç

akla üzerime ge1erek, boynuma bıçakla vurma çabasında bulunurken kafamı geri çevireceğim anda bıçağı yüzüme sapladı. Aynı şahıs Kemal Kara’ya da dönerek, bir elindeki zincirle ona vurmaya kalkıştı. Ve vurmayı başardı da. Sonra da bana vurdugu bıçakla Kemal Kara’ya da saldırdı.. Ve onu sert bir şekilde bıçakladı. Bir ara Nabi Keskin ve tanımadığım kişiler, ellerinde tabanca gözüme iliştiler. Ve kaçmayın diye sürekli bizi tehdit ediyorlardı. Kemal Kara ile yanımızda öbür yaralanan arkadaşımız Paşa Hazer’de olduğu halde, yaralı olarak düşe kalka şehir kulübüne çıktık. Sonra aşağıya indik ve bir cip ile ismail Aksu adındaki bir kişi bizi Fatsa Devlet Hastalıanesine götürdü." dedi.

03.30’a kadar, yaşaşabilen Kemal Kara, karaciğerinin yaralı oluşu nedeniyle kan yetersizliğinden doktorların bütün çabalarına rağmen kurtarılamayarak ölmüştür.

Devrimci Kemal Kara’nın ölümü bir anda hastahane personelini de yasa boğup, çoğu gözyaşlarını da tutamayarak ağlamıştır.
Fatsa Hükümet Tabibi Avni Koç, yaptığı otopsi sonucunda şunları söyledi: Sol kaburga altından beş santimetre genişliğinde, karaciğer ve böbrek ileriye doğru keskin bir aletle delinmiş olup, ikinci bir defa da vurulan kesici bir aletle de mide içten arkabatına 20 santim kadar delinmiştir."

CENAZE TÖRENi YAPILDI

Kemal Kara’nın cenazesi 17 haziran cuma günü saat 10.30’da üç bine yakın bir topluluk tarafından hastahaneden alınarak, şehir içinde kaldığı eve getirildi. Saat 12’de evinden alınan cenaze tören için "Kemaller ölmez, kanı yerde kalmayacaktır" Pankartları ve "Kahrolsun faşizm Kemal’in katili polis Necati", "Kurtuluşa kadar Savaş" "Katil Oligarşi", ‘"Tek Yol Devrim" "Faşizme Ölüm Halklara Hürriyet" sloganları ile evinden alınarak Fatsa Cumhuriyet nıeydanına getirildi. Meydanda devrim andının içilmesini müteakip sahil yoluna dönüldü ve Kemal Kara’nın köyü inönü Köyü durağına kadar aynı sloganlar atılarak yüründü. Tekrar toplanıp saygı duruşundan sonra kısa bir konuşma yapıldı. Konuşma özetle şöyledir. "Devrimciler bir ölüp bin doğar, Oligarşinin baskısı ve terörü biz devrimcileri yıldırmayacaktır. Kemaller ölmez. Bir Kemalin yerine bin Kemal doğacaktır. Bu mücadele kurtuluşa kadar sürecektir. Faşist katillerden bir gün hesap sorulacaktır. Ve bu hesap sorma seçim nutuklarındaki hesap sormadan farklı olacaktır. Gün olacak milyonlarca kişi, devrimci uğraşının sonunda kurtuluşu bu meydanlarda kutlayacaktır."

Elliye yakın vasıta ile Kemal Kara’nın cenazesi köyü olan inönü’ye götürülüp kalabalık bir halk topluluğu tarafından toprağa verildikten sonra tekrar devrim andı içilerek Kemal Kara’nın yaşamı anlatıldı. Ve kitle içindeki şu sesler duyuluyordu. Kemal Kara’nın suçu: işçinin köylünün ve emekçi halkımızın sömürülüp soyulduğunu bilmesidir.

Bu sömürü ve soygun çarkını kırmak için verdiği mücadelede şehit düşmüştür.


devrimci yol dergisi,1 temmuz 1977
ilkokul ve ortaokulda okutulan tarih ders kitaplarının sahibi yazar.