bugün

keyifle yenmesi gereken paradır..
bir türlü bitmeyen harcamaya kıyılamayan paradır.
çerçeveletilip duvara asılan paradır.
değerli ve keyifli olan.
insanın hiç harcıyası gelmeyen, genelde de çerçeveletip dükkan duvarlarına asılan paradır.
kesinlikle lidyalılarda olup reddedilmiştir.

-iyi iş çıkardın al bu parayı.
-napcam lan bunu götüme mi sokacam. bana buğday ver!
emek vererek kazandığınız ilk para,

o parayı harcayamazsınız. o para, artık bir örtü olmuştur.
çocukluğunuzda, gençliğinizde, anne baba emeği ile rahat yaşadığınız dünya yoktur artık.

emek vererek kazandığınız ilk para, o dünyayı örtmüştür.
öyle örtmüştür ki o rahat dünyayı, öyle sıkmıştır ki dünyadaki rahat, artık bir kahır olmuştur.

o yeni dünyanın kahrını, tespihine boncuk yapıp her gün çekmek boynunun borcudur artık.
tüm savaş ve huzursuzluğun, heer türlü pislik ve şerefsizliğin çıkışını sağlayan eylemdir.
7. sınıfta parayla kopya satıyordum. hiç unutmam ilk matematik sınavında kazanmıstım o parayı. mor 250 bin liralar vardı kağıt. matematik ve fen 250 bin hayat bilgisi türkçe 100 bindi. asdasd ne günlerdi lan.
6. sınıfta iken (2004-2005) bilgisayar oyunlarının hilelerini babamın ofisindeki yazıcıdan yazdırarak okulda satardım. gta vice city'nin şifrelerinden az para kazanmadım. *

tabi o yıllarda çalışkan, zeki öğrenciydik; kopya vererek de bazı kazançlar elde ederdik. büyüdükçe bozulduk. *

lise 1'in yaz tatilinde ise adam akıllı ilk işimi yapmıştım. mahalledeki küçük ocakbaşında 19 gün çalışmıştım. sonra dayanamayıp çıkmıştım. kazandığım paranın çoğunu verip pislick'ten pantolon almıştım. *
ilk emek, ilk alın teri ile kazanılan paradır.
hiçbir unutulmaz üstünden yıllar dahi geçse.
kişi değerini iyi bilip bu kazanış biçimini hayatı boyunca devam ettirmelidir ki hep aynı tadı kimyayı versin.
çok tatlıdır. çok bereketlidir.
Tam anlamıyla kazandığım ilk para (paranın kıymetini anlıyor olma anlamında) 500.000 Türk lirasiydi. Güzel mavi bi rengi olan kâğıt bi teklik. Zannederim bu günün 50 lirasına falan tekabül ediyordu. Daha o zamanlar 5.000.000 'luk banknotlar falan yoktu. Harcamamistim rahmetli babam sakla uğur olur demişti.
Bulaşık yıkadıydım tüm gün sonra aksam 10 sıraları eve giderkenki mutluluk üzerine kendi paramla ev ahalisine aldıgım dondurma görülmeye değerdi.
Bir ticaret veya hizmet karşılığında elde edilmiş olan ilk gelirdir.

Uzun zaman önce, ilkokul yıllarında sabahçı / öğlenci günlerinde (hâlâ öyle bir uygulama var mı? Bilemedim), öglenci olduğum dönemler sabahın erken saatlerinde uyanıp simit satmaya giderdim. Hiç unutmam 30 adet alırdım ve sabahın yedisinde satmaya baslardim.

Son simidi genelde evde kahvaltı ile kendim yerdim. Cebimdeki parayı ikiye katlamış olmanın mutluluğuyla öğlenden sonra okula giderdim. Biriken parayı da gider bisikletimi süsler, abur cubur yer, okul ihtiyaclarıma ve harcligima kullanırdım.

Babam istemezdi benim bu şekilde para kazanmamı, ama ben seviyordum kendi çabamla bir şeyleri elde etmeyi.
Şov yapılır o para hemen biter, ben annemi sinemaya götürmüştüm, buz devri.
Universitede alt sinifta bi kizin programlama odevini yapmistim. 100 lira kazandim. O zaman iyi paraydi. Kizin hayvan gibi cevresi varmis sonradan sadece odev yaparak yurt disinda tatil yapacak para biriktirdim. Ustelik hepsine ayni algoritmayla yapmayacagim diye ugrasirken de baya yeni seyler ogrendim. Sonra zaman yetmedi biraktim. Ayrica ilk maasim da cok tatli gelmisti, 3000 lira aliyordum ki 2011 yilinda baslangic icin iyiydi. Gidip ona da oyun laptobu aldim.
helal olsun lan ne insanlar var aq.

öyle insanlar var ki ne insanlar var aq.

bazen düşünüyorum da ne insanlar var aq...

bu arada ben hazır yiyiciyim. ehehe.
güzel duyguydu. yalnız bende hiç o "emek vererek kazandığın parayı harcamaya kıyamazsın" olayı olmadı. hunharca harcadım valla. hun"harca"!
Çok tatlı olsa gerektir. ancak ilk maaşımla kimseye bir şey ısmarlamayacağımı belirtmek isterim. Selam olsun beleşçilere.
çok tatlı çok kıymetli para bitmemesi için elinden geleni yaparsın ama o para bitmek için türlü oyunlar oynar.
O kadar azdı ki onunla ne yaptığımı gerçekten hatırlamıyorum.

Muhtemelen alsancak'ta ezdim o parayı. Ezdim dediğim de işte normalden biraz daha çok bira içmişimdir. Masaya çerez falan söylemişizdir heralde *
pazarda "buz gibi soğuk su" satarak kazanılan paradır. tam miktarı ne kadardı hatırlamıyorum ama o 90 ların en başlarında tedavülde olan kağıt paralardan bir kaç tanesi idi. akşama kadar evimizin önünde kurulan pazarda 4-5 sefer sürahi doldurularak elde edilmiş ve sonrasında arkadaşlar ile o zamanın en kral fast food gıdası olan acılı lahmacun yenmek için kullanılmıştı..

kapitalizmin acımasız yüzü ile 10 yaşında tanışmışız hey gidi günler hey..
Universite arasında bir ise girip çalışayım dedim hem deneyim olsun. E ilk iş heyecanı falan derken olmadi tabi patron tatli dille beni isten cikardi(kovdu).

Sanırım 200 tl gibi bir para verdi. Eve yürüdüm canım sıkkın girdim bir mp 4 vardı 190 tl. Onu aldim. 12 yıl falan oluyor ama mp4 sapasaglam duruyor. LKullanmiyorum tabi ama hatira oldu iyi etmişim zamaninda.

Lise stajını saymıyorum ama lise stajinin ilk maaşı da 162 tl idi onunla da 2300 almistim kendime. Renkli renkli tuslar falan. Onu da moda sahili yedi.
9-10 yaşlarında bir mobilyacının çırağıydım ve ilk haftalığım 5 milyondu. Onunla gidip bisikletim için kilit almıştım.
güncel Önemli Başlıklar