bugün

herşeyden önce bir derinlik gerektiren aktivitedir. insanların sıra gözetmeksizin, bağıra çağıra konuştuğu, konuşanın sıra karşı tarafa geçtikten sonra, onu dinleme gereği bile duymadığı "hızlı yaşanan" şu dünyada, erdemli bir harekettir de aynı zamanda.

ayrılık öncesi, sonrası veya esnasında da olabilir bu "karşılık susma" durumu. hiç şüphesiz acı verir. konuşmak istediğinde konuşacak lafının kalmadığını bilmek mi acı verir, yoksa edeceğin lafların karşı taraf nazarında hiç bir kıymetinin kalmadığını bilmek mi, bilemezsin. susmak güzel şeydir, en az konuşmak kadar.
pablo nerudanın bir şiirine ilham vermiş erdemdir.

Seviyorum suskunluğunu, sanki sen
yokmuşçasına burada
duyarsın beni uzaktan, dokunmaz sana sesim.
Uçup gitmiş gibi gözlerin
ve ağzın bir öpüşle mühürlenmiş.

Seviyorum suskunluğunu, çok uzakta
görünüyorsun
Sanki yas tutuyorsun, kumrular gibi cilveleşen
kelebek benzeri.
Uzaklardan duyuyorsun beni, ulaşmıyor sana sesim.
Bırak da varayım dinginliğine sessizliğinde.
Ve konuşayım sessizliğinle
bir lamba gibi parlak, bir yüzük gibi yalın.
Gece gibisin, suskunluğun ve takım yıldızlarınla
Yıldızlarınki gibidir sessizliğin, öyle uzak, önyargısız.

Seviyorum suskunluğunu, sanki sen yokmuşçasına burada
uzakta ve hüzün dolu, sanki ölmüşsün gibi.
işte o zaman bir sözcük yeter
Uçarım, uçarım sevinciyle yaşadığının.
konuşmaktan daha anlamlı olduğu zamanlar da vardır elbet ama kimi zaman iki kişinin sessizliği sağır eder.
telefonda yapıldığı zaman-ki yapılır sıklıkla sevgililer arasında , kavga esnasında-
insana bir yandan ''girdi gene kol gibi fatura'' dedirten,bir yandan da yiğitliğe bok sürdürmemek için devam edilen aktivite.
susuşmak.
bazen en büyük kavgadır bazen en güzel sevgi sözcükleri,bazen kavuşmadır bazen veda..aslinda her şey sessizliği delen bakişlarda anlam bulur.
kukumav kuşculugu * oynamaktır esasen.
konuşayım dersin, sessizliği bozayım..
basirettir diline çöken, çıtın çıkmaz.
herşeyin gözlerle anlatıldığı andır. susmak bazen en iyi cevaptır dersin ve susarsın, karşındaki de sana cevaben susar ve o an gözler konuşmaya başlar.
söyleyecek çok şey vardır bazen, ama gücün yetmez gerçeklere mütemadiyen...patlayacak gibi olan beynin midir, yoksa kalbin mi bilemezsin aşka istinaden çırpınan şey...
karşılıklı susmak = anlatmak
müzik dinlerken çok yaşanan durum...
içinde bulunulan anın yükünü kelimelerin kaldıramaması durumudur.

bu yük, yoğun bir acı duygusu da olabilir, en uç mutluluklardan biri de. eğer böyle bir durum söz konusuysa; yarını veya bir sonraki anı düşünmeksizin o anın tadı dibine kadar çıkarılabilir. hiç bitmeyecekmiş gibi.

çok acıyorsa eğer, bir an önce geçip gitmesi için gayet basit kaçacak bir kelimeyle konuşmaya başlamakla son verilir.
aynı anda konusmaktan kat kat tercih edilebilir olandir.
ilk buluşma sendromuna sebep olan durumdur. herhangi bir/birkaç sebepten dolayı * * diyalog başlatamamaktan kaynaklanır.
bazen sözlerin yanında çok daha fazla anlamı olandır.
insanların yaptığında ne kadar mantıklı ve akılcıl olduğunu düşünmesi gereken olay..
rhapsody in august adlı filmde, iki japon kadının yaptığıdır. anlamı; hiroşima' ya atılan atom bombası sebebiyle kaybettikleri yakınlarını saygıyla anmaktır.
hissedilenlerin ağırlaştığı, karşındaki insanın her zamankinden de çok sen olmaya başladığı ve senin çoktan ona büründüğün yaşamın anlamının arttığı o andır karşılıklı susmak. sessizlik konuşur gözlerinizde. an gelir gözleriniz bile bakamaz olur birbirine ve tüm bedeniniz, tüm ruhunuzla onu hissederek korursunuz sessizliğinizi, koruyarak paylaşırsınız içinizdekileri ve paylaştığınız en sesli sessizlik olur bu.
fırtına öncesi sessizliktir , eğer duygular kelimelere dökülemeyecek kadar yoğun ve karşılıklı sessizlik bitmeyecek gibi uzunsa olacaklardan korkulmalıdır.
(bkz: karşılıklı kusmak)
güncel Önemli Başlıklar