bugün

avrupadaki hristiyan birliğini bozmak için verilmiştir.
24 Temmuz 1923'de imzalanan Lozan Antlaşmasıyla kaldırılan ticari ayrıcalıklardır.
yabancılara verilen her türlü imtiyazlara kapitülasyon adı verilmiştir. eskiden "imtiyazat-ı ecnebiye" denirdi. devletin yabancılara tanıdığı imtiyazlardır.

fransızca'da "bir yerin teslimi için yapılan anlaşma", italyanca'da "savaş sırasında bir ordunun, bir kale ya da şehrin teslim edilmesi amacıyla yapılan anlaşmalar", ingilizce'de ise "silahlı bir düşman veya kuvvetle belirli bir kıtanın veya şehrin teslimi için yapılan anlaşma" anlamına gelen kapitülasyonlar, daha sonra dar bir anlam kazanmıştır.

başlangıçta toplumlar arasındaki ticaretten dolayı ülkelerdeki yabancı vatandaşların, kendi ülkelerindeki haklardan aynen yararlanması olarak ortaya çıkan kapitülasyonlar, avrupa'da sanayinin doğması ve gelişmesiyle yeni bir anlam kazanmaya başladı. gelişen sanayileri nedeniyle üretimleri için pazar aramaya başlayan sömürgeci devletler, egemenliklerini, ya uzak bölgelerdeki ilkel toplumlara yaydılar, yada kendileriyle kapitülasyon anlaşmaları yapan devletleri kendi çıkarları için sömürmeye başladılar.
ilk olarak venediklilere verilmiştir. venedikliler bu kapitülasyon sayesinde (bkz: balyoz) adını verdikleri elçilerini istanbulda bulundurabileceklerdir.
Kapitülasyonlar karşılıklı olarak verilmekteydi. Yani Osmanlı için durumu incelersek, bir Fransız tüccarının Osmanlı topraklarında sahip olduğu haklara benzer haklara Osmanlı vatandaşları da Fransa topraklarında sahipti. Ama ekonomisi çoğunlukla tarıma dayalı Osmanlı imparatorluğunun yurtdışında çok fazla tüccarı yoktu. Bu yüzden bir dezavantaj oluşturmaktadır.

ilk olarak Kanun-i Sultan Süleyman tarafından Fransa'ya tanınan bir haktır. Bunun iki temel nedeni vardır. Coğrafi keşifler ile zayıflayan ticari değeri yükseltmek ve hristiyan birliğinin oluşmasına bir nebze olsun engel olmaktır.
bütün bir ders saatini öğrencilere doğru yazdırmak için harcadığım ticari ayrıcalık anlamına gelen kelime.
yabancılara "sizi seviyoruz" mesajı vermek adına kendi halkının hakkına tecavüz etme durumu.
"yalakalık" diye de adlandırılabilir.
devletlerin birbirlerine bundan sonra ticari ve ekonomik ayrıcalık tanıyacaklarını belirtmek için imzaladıkları antlaşmalardır. son dönemlerde osmanlı'nın başına büyük bela oldukları için genelde devlet ekonomisine büyük zarar veren, kötü, pis kaka, lanet olası şeyler olarak görülürler. ama ölçülü kullanıldığında da ticareti canlandırır ve kazanç sağlarlar.
ticari ayrıcalık.
KAPITÜLASYONLAR Yabancilara verilen her türlü imtiyzalar. Eskiden "imtiyazat-i Ecnebiye" denirdi. Devletin yabancilara tanidigi imtiyaz ve muafiyetlerdir. Kelime bati dillerinde çesitli manalar ile ifade edilir. Fransizca'da teslim olma, Italyanca'da yabancilara taninan imtiyaz manalarinda kullanilir. Osmanli Devleti'ndeki kapitülasyonlar Italyanca'daki "Capitulazione" ile bütünüyle ifade edilir. Bir ülkedeki yabancilarin statüsü demektir. Kapitülasyonlar çok eski zamanlarda bile mevcuttu. Bir Hiristiyan devletin Müslüman halk lehine veya iki islâm devletinin karsilikli olarak tebâlari için veya bir Hiristiyan devletinin bir Hiristiyan topluluguna kapitülasyon seklinde hak ve imtiyazlar vermistir.

Kapitülasyonlar; adli, mali, idari ve dini kategorilere ayrilir. Adlî imtiyaz, yabancilarin kendi konsolosluklarinda yargilanmasi sonucu dogdu. Idari imtiyazlar, karasulardaki yabanci gemilere suç olsa bile girememek; yabancilari yurt disina çikaramamak yükümlülügü getirmektedir. Kapitülasyonlar içinde en önemlisi iktisadi ve ticari yükümlülükte olanidir. Kapitülasyona sahip devletlerin tab'asi, bir çok vergi ve resimden muaf tutulmustur. Dini olani ise din ve mezheplere gösterilen hosgörüdür.

Devletin yabancilara tanidigi; karsilikli, karsiliksiz ticarî, hukukî, siyasî ve dini imtiyazlar olarak umumi tarifi yapilan Kapitülasyonlar; tarihte ve günümüzde birçok devletler tarafindan verilmistir. Milletlerarasi siyasi, askeri, dini ve iktisadi antlasmalar birbirlerine imtiyaz verme hükmündedir. Serbest bölgeler, limanlar, sehirler, serbest mübadele prensibi, açik kapi siyaseti, Avrupa Iktisadi Isbirligi Teskilâti, Ortak Pazar'in mahiyeti yabancilara imtiyaz yükümlülügü tanir. Tarihteki, birçok savaslar, teskilâtlar ve deyimler kapitülasyonlarin hükümlerindendir. Ondokuzuncu yüzyildaki Çin ile Büyük Britanya (Ingiltere) arasindaki "Afyon Savasi" emperyalizm kapitülasyonlarinin mahiyetinin misalleridir.

Türklerde ve hususiyetle Osmanli Devletinde ilk imtiyazin baslangici, Sultan Birinci Murad Hân (1360-1386) zamanindadir. 1365'de, Dalmaçya kiyilarinda fakir bir ülke olan Ragusa Cumhuriyeti'ne, besyüz duka haraç karsiliginda verilen ticari imtiyazdir. Bizans imparatorlarindan Justiniaus'un ülkesinde yasiyan Ermenilere miras ve evlenme gibi mes'elelerini kendi töre ve kanunlarina göre yapmalari imtiyazi vermesi; Iran ve Osmanli Devleti'nin ülkesindeki Hiristiyan devletleri konsoloslarina tanidiklari imtiyazlari, karsilikli olarak kendi konsoloslarina da kararlastirip taahhüt etmeleri, Bizans Imparatorlugu' nun Sultan Yildirim Bayezid Han'a Istanbul'da bir Türk mahallesi kurma ve bu mahallede oturan Türklerin davalarina bakmak üzere, Türk kadisi ile din islerine bakacak müftü tayin etme hakki tanimasi verilebilecek misallerdendir. Dogu ticaretini devam ettirmesinin ancak Osmanlilarla iyi münasebetler kurmakla mümkün olabilecegini bilen Ragusa devleti, Osmanlilardan himaye istedi. Ragusa gemilerinin dogu sularinda serbest dolasip, deniz ticaretinin Osmanlilarca korunmasina karsilik, yillik 500 dukalik haraç vereceklerdi. Bu antlasma bizde kapitülasyonlarin baslangicini teskil eder. Bu ahidnâme 1408, 1411, 1445, 1451, 1453, 1481, 1512 olmak üzere yedi defa yenilendi. Osmanli sultanlarindan Birinci Murad, Süleyman Çelebi ve Musa Çelebi, Birinci Mehmed, Fatih Sultan Mehmed, Ikinci Bayezid ve Birinci Selim Han zamanlarinda Avrupa devletlerine kapitülasyonlar verildi. Zamanla Venedikliler, Cenevizliler, Rumlar ve Ermeniler ile, Fransa, Ingiltere, Hollanda devletlerine de imtiyazlar yerildi. "Hümâyûnnâme" adi verilen bu imtiyazlar aslinda birer ihsandir. Hiristiyanlik ve mezhepleri ile Musevilerin Islâm ülkelerinde îslâmiyetin faziletlerinden faydalanabilmeleri için verildi.

18 Subat 1536'da Kanunî Sultan Süleyman Hân'in Fransa Krali Birinci François'e verdigi "Uhûd-i atika" meshurdur. Kanuni'nin Osmanli Devleti'nin iktisadî, siyasî, askerî ve sosyal bakimdan en güçlü oldugu onaltinci yüzyilda; fakir, zayif, muhtaç ve kralini dahi esaretten kurtardigi Fransa'ya imtiyaz vermesi ileriye dönük ticari ve siyasi yatirimdir. Damat Ibrahim Pasa ile Fransa Krali François'in elçisi Jean de La Forest arasinda yapilan bu anlasmaya göre:

1- Fransiz ticaret gemileri Osmanli sularinda serbestçe dolasacaklar, istedikleri limana girebileceklerdir.

2- Fransiz tacirlerinden diger yabanci tacirlere nazaran daha az bir gümrük resmi alinacakti.

3- Osmanli ülkesinde yerlesmis olan Fransizlar din ve mezheplerinde tam serbest olacaklardi.

4- Fransiz tacirleri arasindaki ticari ve hukuki davalara, Türkiye'ye gönderilecek olan bir Fransiz yargici bakacakti.

5- Fransiz tacirleriyle Türkler arasindaki davalara Türk mahkemeleri bakacaklardi..Ancak, bu mahkemelerde bir Fransiz tercüman bulunacakti.

6- Türkiye'de ölen bir tacirin mali, veya Türk sularinda batan bir geminin mal ve esyasi Fransa'daki varislerine verilecekti.

7- Türk tacirleri de Fransa kralina ait topraklarda ve denizlerde bu haklardan faydalanacakti.

8- Bu imtiyazlar, ancak anlasmayi imzalayan hükümdarlarin sag kaldiklari süre içinde geçerli olacaklardi. Kapitülasyonlar 1569, 1579, 1580, 1614, 1673, 1740 yillarinda yenilenip, imtiyazlar genisletildi. Daha baska ülkelere verildi.

Kanuni devri, Osmanli Devleti'nin her bakimdan en parlak devridir. Bu devirde fütuhatlar çok gelisti, kültür ve san'at en parlakzamani yasadi. Babasi Yavuz Sultan Han'in doguya iki büyük seferi, hilâfetin Osmanlilara geçmesi, Kanuni'yi batiya yöneltti. Kanu'nî'nin Osmanli Devleti'ni cihan devleti haline getirmesi ve Avrupa'da hakim kilmasi karsisinda Ispanya-Alman Krali Sarlkent buna karsi çikiyor ye çareler ariyordu. Almanya imparatoru ve Ispanya Krali Sarlkent Avrupa'nin büyük bir kismini idaresi altinda bulunduruyordu. Dokuzuncu asirdan beri Avrupa, Bizans hariç, bu çapta bir Hiristiyan devleti görmemisti. Kristof Kolomb'un 1492 de Ispanya namina Amerikayi kesf etmesi Ispanya'yi en güçlü mevkiine çikartti. Avrupa ekonomisini kurtaran Amerikan gümüsü Ispanya'nin inhisarinda idi. Amerika kitasinin fethine basliyarak tabii kaynaklarindan istifade etmesi ile daha da güçleniyordu. Bu gayri tabii büyüme, birçok Avrupa devletini tehdid ediyordu. Fransa ve Ingiltere kralliklari dehsetli bir tehdit altindaydi. Kanuni Sultan Süleyman Hân'in en büyük hedefi bu devi yipratmak, parçalamak ve ortadan kaldirmakti.

Bu devirde Luther, Papa'ya bas kaldirmisti. Sarl kent Papa'yi destekliyordu. Luthercileri ezmege karar vermisti. Avrupa'da mezhep kavgalari kitayi kana boyuyordu. Lutherciler her tarafta çogalip, yayiliyorlardi. Katolik ve Protestanlik arasindaki kanli katliamlar gittikçe çogaliyordu. Reformist Luther bile "Yâ Rabbim! Büyük Türkleri bir an önce basimiza getir ve senin ilâhi adaletinden onlar sayesinde nasibimizi alalim..." diye dua ediyordu.

6 Aralik 1525'de Fransa elçisi Kontlen Frangipani, Kanuni Sultan Süleyman Han tarafindan kabul edildi. Elçi, dogrudan dogruya Fransa Krali Birinci Fransuva'dan degil, annesi Louise de Savoie'dan geliyordu. Zira Birinci Fransuva, Imparator-Kral Sarlkent'in esiri olarak Ispanya'da mahpustu. Annesi, Cihan Hakani'ndan oglunun kurtarilmasini ve Fransa'nin Alman-Ispanyol istilâsina maruz kalmasinin önlenmesini rica ediyordu. Zira Avrupa'da Sarlkent'e karsi durabilecek ancak bir Fransa kalmisti. Fransa seddi yikilinca, Sarlkent'in Hiristiyan Avrupaya hakim olmasi, Osmanli Devleti için bir tehdit arzediyordu.

Sarlkent Iran Sahi Tahmasb'a haber yollayarak Osmanli Devleti'ne karsi ittifak kurmak istedigini bildirdi. Kardinal Polo, Sarlkent'e söyle diyordu:.

"Eger Tanri, Büyük Türke, Iran Sahi Tahmasb'in sansinda büyük bir düsman tahrik etmeseydi, Avrupa ve Hiristiyanlik, çoktan mahvolurdu."

Kanuni'nin Fransa'ya verdigi ticari imtiyazlarla, Fransa'da ticaret yoluyla Ispanya ve Venedik gibi kazançlar sagliyordu; diger Avrupa devletlerinin yaninda prestijini artiriyor, üstün bir mevkiye çikariyordu. 18 Subat 1536'da Fransa'ya bugünkü rayiçle 20 milyar TL. gibi muazzam bir yardim yapildi. Böylece Fransa Sarlkent'e karsi koyabilecek bir güce erisiyordu. Osmanli devleti bununla da kalmadi. Donanma-i Hümâyûn birçok kereler Fransa'nin yardimina gönderildi. Kanuni'nin bu siyaseti ile Avrupa' da Osmanli Devleti'nin hakimiyeti, nüfuzu ve dolâyisiyle Islâmiyet yayiliyor ve Hiristiyan Avrupa birligi engelleniyordu. Ortodokslar, nasil ki Istanbul' da Fatih'in hâkimiyetini görmek istiyorlarsa; Protestanlar da Avrupa'da Kanuni'nin hâkimiyetini, Osmanli adaletini görmek istiyorlardi.

Zamanla Avrupa devletlerinin suistimalleri ve Osmanli Devleti'nin zayiflamasi ile daha önce verilen kapitülasyonlar, Osmanlinin aleyhine dönmege basladi. Osmanli Devleti ondokuzuncu yüzyil boyunca kapitülasyonlardan kurtulmanin çarelerini aradi. Fakat dis borçlanmalar sebebiyle her seferinde bütün yabanci devletleri karsisinda buldu. Bununla birlikte Birinci Dünya Savasi'ndan az önce l Ekim 1914 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 9 Eylül'de kapitülâsyonlari kaldirdi. Fakat, savas sonunda ugranilan yenilgi üzerine yapilan Sevr Antlasmasi ile yabancilara taninan haklar arttirildi. Ancak, Istiklâl Savasi' ndan sonra, Türk Milleti bagimsizligini elde edince, 24 Temmuz 1923 Lozan Antlasmasi ile kapitülasyonlar kesin olarak kaldirildi. 1938 atatürk ün vefatından sonra ise önce ismet inönü ve daha sonra gelen diğer hükümetler sistemli olarak başta amerika ve avrupa devletlerine çeşitli imtiyazlar sağlamışlardır. en nihayetinde akp iktidarıyla cumhuriyet tarihinin en fazla imtiyazları yabancı devletlere verilerek türk milleti neredeyse tam bir sömürge haline getirilmiştir.
muhteşem yüzyıl dizisinde nasıl verileceği merakla beklenen ayrıcalıktır. acaba kapitülasyon mu diyecek yoksa mefulü mefailün tarzı bir şey mi pırtlatılacak, göreceğiz.
Aslinda ilk kapitulasyon Fatih Sultan Mehmed tarafindan Venediklilere verilmistir. Fakat cogu tarihci bunu kapitulasyon yerine imtiyaz (ayricalik) sayar cunku Kanuni Sultan Suleyman donemindeki kadar fazla hak icermemektedir.
osmanlı nın yükselme devrinde topraklarına tüccar çekmek için uyguladığı politika. bazı amcık ağızlı cühelaların iddia ettiğinin aksine ortada yanlış birşey yok. sorun osmanlı fiiyatlar genel seviyesinin zamanla batının üzerinde kalması ve osmanlı topraklarının açık pazar dönüşmesidir. siz çıkıp da 21. yüzyıl ulus devlet argümanlarıyla 16. yüzyıl imparatorluklarını analize kalkışırsanız komik duruma düşersiniz sadece.
bir ükenin bazı nedenlerden dolayı mecburen ya da farklı çıkarları doğrultusunda diğer ülkelere verdiği imtiyazlardır. bunlar o ülkenin ürünlerinin ithalatlarında sıfır vergi uygulaması gibi. Örn: fransadan yapılan ithalatlarda türkiyenin vergiyi kaldırması bir kapitülasyondur.
avrupa birliği'ne giriyoruz diye gümrük birliği'ne girmek tam da buna örnektir. türkiye'yi yüzlerce milyar dolar zarara uğratmıştır.
bir devletin diğer devlete karşılıklı veya karşılıksız olarak ticari ve siyasi sahalarda tanıdığı özel hak ve ayrıcalıklardır. ilk kez fransa ya verilmiştir
göze ilk başta yararlı olmuş sonradan niyeti bozup zararlı olmaya başlamış gibi görünen ticari ayrıcalıklardır.

bilgili yazarlar aydınlatabilir.
yavuzla birlikte tarih kitaplarına giren cümle. ortaokul çocuğuna dayatılan ne olduğunu lise son sınıfta öğrenen lise bebesi dramı.
Hali hazırda memlekette de en mühim sorunlardan biridir. (bkz: gümrük Birliği)
osmanlının herkese verdiğidir.
emperyalist bir ülkenin az gelişmiş ülkelere uyguladığı sömürü sisteminin bir başka biçimidir...