bugün

sermaye
(ing): Capital: Anapara
Capital letters: Büyük-iri harfler
Capital City: Başkent
bir yayın kuruluşudur. Media Cat ı bu kurum çıkarır.
sermayeye verilen isim. kapital, bir malın üretimi için gerekli olan değişim aracıdır yani paradır. eldeki sermaye birikimini ya da sermayenin kendisini ifade eder.

(bkz: das kapital)
ilk cildi 14 eylül 1867'de yayımlanmış Karl Marx eseri.
Türkiyede 3 cilt olarak yayınlanan karl marx'ın en önemli eseri. ilk cilt marx hayattayken yayınlanmış ancak ikinci ve üçüncü cilt o öldükten sonra engels tarafından derlenmiş ve yayınlanmıştır.

çok ağır ve anlaşılması zor bir eser olmasına karşın, marx'ın kapitalist sistemi en iyi anlayan iktisatçı olduğunu bana düşündürmektedir. getirdiği eleştiriler balon değildir. dünyanın içinde bulunduğu şu dönemlerde bir kez daha alınıp okunasıdır.
günümüz insan tarifindeki mihenk taşı.
beni şoka uğratan kitaptır.yıllardır karl marx'ın kitabını okumayı düşünüyordum.bugün gittim aldım,eve geldim,kitabın ilk sayfasını açtım ki bir de ne göreyim!bildiğin çizgi roman lan bu.1 saat içinde okuyarak bitirdim.ulan hani bu kitap ağırdı herkes okuyamazdı?sonra internetten araştırdım.galiba yanlış kitabı almışım.ancak kitabın üzerinde yazarı karl marx yazıyor.çok kafam karıştı sözlük.acaba "das kapital" ile "kapital" kitapları farklı mı?yoksa uyanığın biri karl marx'ın adını kullanarak bizi mi kandırıyor?boşu boşuna 11 tl verdik.

not:biri özel mesaj ile bilgilendirirse sevinirim.
bir cildini okumak için bile hayli zaman isteyen ağır kitap.
*
ekonomi dersinde kesinlikle önerilen kitaptır zira karl marx'ın tüm görüşlerini yazan ağır bir kitap yerine sadece ekonomi yazılarını içine alan karl marx-ekonomi yazıları kitabı tavsiye edilir.
Okunmadan sosyalistim, komünistım şuyum buyum denmemesi gerekir.
Marx için önemli bir tek şey var: incelemesine giriştiği görüngülerin yasasını bulmak. Ve, bu görüngüler belli ve kesin bir şekle sahip bulundukları ve belli bir zaman aralığında gözlenebilecek bir karşılıklı ilişki içinde oldukları sürece, onun için önemli olan sadece bu görüngülere hükmeden yasa değildir. Onun için daha önemli olan, görüngülerin değişimlerinin, bunların gelişmelerinin, yani bir biçimden diğerine, bir ilişkiler düzeninden bir diğer ilişkiler düzenine geçişlerinin yasasıdır. Bir kere bu yasa bulunduğunda, bu yasanın toplumsal yaşamdaki ifadeleri olan sonuçları ayrıntılarıyla inceler. Dolayısıyla Marx'ın bir tek derdi vardır: kapsamlı bilimsel araştırma yoluyla toplumsal ilişkilerin belirli düzenlere sahip olmalarının zorunluluğunu göstermek ve kendisine hakaret ve dayanak noktaları sağlayan olguları elverdiğince tarafsız bir şekilde saptamak. Bunun için, aynı anda, hem mevcut düzenin zorunluluğunu, hem de, insanların buna inanıp inanmamasından, bunun bilincine sahip olup olmamasından tümüyle bağımsız bir şekilde, mevcut düzenin kaçınılmaz olarak geçmek zorunda olduğu bir başka düzenin zorunluluğunu kanıtlaması fazlasıyla yeterlidir. Marx, toplumsal hareketi, yalnızca insanların irade, bilinç ve niyetlerinden bağımsız olmakla kalmayan, aksine, onların irade, bilinç ve niyetlerini belirleyen yasaların yönettiği, doğal bir tarihsel süreç olarak görür. Kültür tarihinde bilinçli unsur bu derece bağımlı bir rol oynuyorsa, kültürün kendisini konu alan eleştirinin, bilincin herhangi bir biçimini ya da herhangi bir sonucunu, herhangi bir başka şeyden daha fazla temel alamayacağı açıktır. Yani düşünce değil, yalnızca dışsal görüngü, onun hareket noktası olabilir. Eleştiri, bir olguyu düşünceyle değil, yalnızca diğer olguyla karşılaştırmakla ve karşı karşıya koymakla kendisini sınırlandıracaktır. Onun için önemli olan, yalnızca, her iki olgunun elverdiği ölçüde tam olarak incelenmesi ve birbirlerine göre gerçekten de farklı gelişme uğrakları oluşturmalarıdır; ama her şeyden önemlisi, gelişim aşamalarının kendilerini ortaya koydukları düzenler dizisinin, sıralanış ve bağlantıların, eşit ölçüde eksiksiz olarak incelenmesidir. Ama, denecektir, iktisadi hayatın genel yasaları bir ve aynıdır; bunlar ister bugüne, ister düne uygulansın, hiçbir şey değişmez. Marx, tam da bunu reddeder. Ona göre bu tür soyut yasalar yoktur. Aksine, onun fikrine göre, her tarihsel dönem kendi yasalarına sahiptir.
Besiktaş tottenhama koydugu icin mutlu olan, Galatasaray'lı yazar
işçi sınıfının çalışmakta olan kısmı aşırı çalışması, işçi sınıfının yedek (işsiz) kısmını büyüterek, diğer taraftan, yedekte bulunan kısmını rekabet yoluyla çalışmakta olan kısım üzerinde yaratığı baskının artması, çalışmakta olan işçileri aşırı çalışması ile diğer kısmının zorla işsizliğe mahkum edilmesi ve bunun tersi, bireysel kapitalistin zenginleşme aracı haline gelir.

(Marx - kapital 1.cilt, sf.614)
"Sermaye, ölü emektir ve ancak vampir gibi canlı emeği emmekle yaşayabilir, ve ne kadar çok emek emerse, o kadar çok yaşar."

(Marx, Kapital, Cilt-I, s. 230, iş Günü, Sol Yayınları, Onuncu Baskı)
zenginler tarafından uydurulmuş fakir entelijansiyasıdır. aslında olan ise kapital fakir yarasıdır. çünkü bu kesim yaralarından dert yanar çare aramazlar (bu kesime bende dahilim).
almanca "sermaye" demektir.
Latince caput (baş-kafa) kelimesinden gelen ve sermaye başkent gibi anlama gelen bi kelime olup Karl Marxın oldukça hacimli bi eserininde adıdır kesinlikle şüphesiz..