kadınların gelen hediyeyi paylaşmadan duramaması

bilinç altı rekabet dürtüsü sonucudur.

ganimetçi bir mentaliteye sahip olmamalarından kaynaklanır. kadın öz olarak bakım ve paylaşım varlığıdır. "bakım" derken her anlamda; kendisine ve çevresindekilere, çünkü kadının yönelimi dışa doğrudur. "paylaşmak", diğerleri ile birlikte hayata devam etmek gerekliliğindendir. o günün ortamında "önem" verilen ne ise onu paylaşacaktır. dürtü devam eder, ancak toplumun paylaşılacak hadiseleri şu aralar ortada dönen metalara indirgendiyse kadının pek de seçme şansı kalmaz.

erkek ise içe dönüktür, saklar: silahını, sahip olduklarını ve niyetini. bunun da özünde kötü bir tarafı yok; nihayetinde hayat zor olabiliyor, neyin nereden ve nasıl geleceği belli değil.

insan olmak çetrefilli iş.

Bir erkek güçlüyse kendini dominant hissediyorsa kendi iç dünyasında ondan kralı yoktur. Erkekler için temel olay gücünü kabul ettirmiş olmak olduğu için bunu ister kas gücüyle ister parasal güçle yapsın fark etmez, yapabildiği sürece kendini ispatlamaya gerek duymaz.

Kadınlar için durum farklı. Afrikada her sabah bir ceylan uyanır ve o gün aslandan hızlı koşması gerektiğini bilir. Kadınlar da o ceylan gibi.

artık kimse iki kişilik yaşamıyor ki ilişkilerini. iki kişi arasında kalması gereken ne varsa kamuya açık.

gerçi kişinin kendine saklaması gereken şeyler de kamuya açık artık.

teşhircilik milli sporumuz olmuş.

Eltisi aysel'e, Görümcesi nurten'e, komşusu handan'a, arkadaşı güzin'e hava atması gerektiği içindir.