bugün

özellikle ülkemizde, batıdaki veya il merkezlerindeki kadınların sonuna kadar kullandığı,fakat asıl kullanması veya bir kısmını elde etmesi gereken kadınların bir türlü elde edemediği haklar.
olayın garip tarafı batıdaki veya şehir merkezlerindeki kadınların,bu kesim dışında kalan kadınlar üzerinden edebiyatını yaptıkları haklar bütünü.
dipnot:bu entryde doğu-batı ayrımı yapılmamış var olan doneler kullanılmıştır.
erkekler kadınlardan fizyolojik olarak çoğunlukla daha güçlülerdir. Eğer kadın HAKLARI diye bişey hala tartışılıyosa, hakları fiziksel gücün belirlediği, daracık bir dünyada minimum beyinlerle yaşıyoruz demektir. En iyisi üniversite sınavı falan bilek güreşiyle yapılsın hem kısa sürer.
kadın hakkı diye birşey yoktur;insan hakları vardır. eğer biz hala kadın hakkı başlığı altında toparladığımız ancak tüm insanlığın payı olan bu hakları tartışıyorsak kendi içimizde büyük bir çelişkiye düşeriz ki nasıl bir sadece bir tarafa verilen bu haklarla eşitliği getirebiliriz? yazık bize ki hala eşitlik kavramını anlayamamış olduğumuz gibi yanlış da lanse etmekteyiz...
(bkz: yok böle bişii)
her ne hikmetse memleketimizde sadece kadınların başına giyebileceği türban özgürlüğünden geçen haktır.

kadınların türban giyme hakkını savunan hıyarağaları; türkiye'nin çocuk pornosunda dünya birincisi olması, tecavüze uğrayan yığınla kadınlar (2006 araştırmasında tecavüze uğrayan kadınların %98'inin tecavüze uğradını resmi makamlara güvenmediği için bildirmediği de ortaya çıktı), işyerinde tacize uğrayan kadınlar, işyerinde kadınlara karşı "ırkçı" ve ayırımcı davranma, okullarda taciz, toplumun kadınlar üzerinde yarattığı "saçı uzun aklı kısa", "kadın evinde oturur" dogmaları, düzenli olarak dayak yemeleri, doğum kontrolden bihaber hıyarağa kocalarının prezarvatif kullanmadan kadın ölünceye kadar doğurtmaya çalışması, çok eşli evliliklerde köle yerine konulan kadınlar hakkında hiç bir şey yapmazlar.

kadın hakları; türkiye'de seçme ve seçilme hakkını aldığı günden beri 1 adım ileri ilerlememiştir; hatta burjuvazinin "la bizim köyde böle deel, sigerem medeniyetin ganunu" diyerek medeniyeti tek dişli yapabilmek için ağzını burnu dağıttıktan sonra; "bah teh dişli canavar ayınen neyzen tevfik'in kankası ve o'nu kıskanıp şair olan mehmet akif ersoy'un dediği gibisiniz laaan" demesinden ibaret yaşanılan durum.

insan hakkı ? onu geçelim. insan haklarında atatürk öldüğü günden beri geri gidiyoruz ve sadece atatürk döneminde uluslarası seviyedeydik.
en çok ihlal edilen haklardır, özellikle doğu ve güneydoğu gibi gelişmemiş bölgelerde varlığından bile söz edilmeyendir.
(bkz: erkek hakları)
erkeklerin koruduğu, kolladığı, kullandığı haklardır. (eh, epey ironik oldu kanaatimce)

arka sayfa güzeli gazeteleri ve otomobil fuarları başta olmak üzere kadının metalaştırıldığı hemen hemen her alan erkeğin elindedir. kullanır, kollar, korur. günümüz türkiye cumhuriyeti'nde kadın hakları var ve kölelik yok. şimdi hepimiz mutluyuz ve sorumlusu da ortada yok bunun. lan iyi bir şey işte bu, çıkıp sahiplensenize. işi sıvışma yöntemlerinden biri olan sosyokültürel, çağdaş feodalizm, ekonomik bık bık lara getirip batıya sövmek niyetlisi kişilere "batıdan aldıklarını ver lan geri" o zaman diyeceğim. dedim. sistem sevicileri dışındakiler yukarıdaki argümanları kullanıp mevzuyu deşebilir, zemin gayet müsait.
önce babasının sonra kocasının ismi ile anılan, "kocanız sizin efendinizdir" laflarına inandırılan, kadınlar biraz da olsa insan yerine konuluyormuş gibi olsun diye, yataktan çıktıgında ne oldugunu şaşıranlar tarafından uydurulmuş hikayelerdir.

anne, hala, teyze, abla ne zaman haklarınız peşine siz düşeceksiniz?
ne zaman farkına varacaksınız kadınlığınızın? ya gücünüzün?
kadınları bir nebze özgürleştiren haklardır. hakların gelişmesiyle toplumlar içinde boşanmalar artmıştır.

edit: kadın haklarına karşı değilim!
avrupa birliginde gittikce yitiriliyormus.

http://www.ntvmsnbc.com/news/459868.asp

gerci, irk konusunda sadece beyaz olani sevenlerden de baska bir sey beklenemezdi.
Kağıtta yazılı kalmış kuralların yazılı olmayan kurallara yenik düşmesi sonucu, varla yok arasında sıkışıp kalmış haklardır.
üzerine iğrenç esprilerin yapıldığı haklardır.
mesela;

kadın hakkı yoktur çünkü hakkı erkek ismidir. * *
kadınların uğrunu savaş verdiği, kabak tadı vermiş mevzu.
sözlükte hiç mi bayan yok dedirten bir başlıktır*. troll kapılarında kendinizi savunmaya gerek yoktur. kadın hakları ezelden beri çok haklı, gereklilikten öte bir yaşama biçimidir.
kadın hakları ; hakların eşitlendiğinde ortadan kalkacak olan kurallar bütünüdür .
(bkz: kadına şiddete hayır)
(bkz: kadının insan hakları)
(bkz: siz neden bahsediyorsunuz)
kağıt üstünde kalandır. kalmasa zaten bahsedilmezdi. bir de böyle bir ezilme söz konusu olmasa yıllardır hep dile getirilmezdi. erkek hakları diye neden kimse çığırmıyor bir düşünmek lazım...
*3 nisan 1930'da belediye kanunu ile kadınların belediye seçimlerine katılmaları sağlandı.

*18 temmuz 1933'te kadınlara muhtar seçme ve seçilme hakkı verildi.

*5 aralık 1934' te kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı verildi.
ülkemizde, dayak yiyen, sömürülen tecavüze uğrayan, töre cinayetine kurban giden(unutlmasınki kan davasıda bir töre cinayetidir) erkeklerde olduğu unutlunca ortaya çıkandır. ötekileştirme, pozitif ayrımcılık talebidir.
eğer bir ülkede kadın hakları vs ...hakları diye birşeyden söz ediliyorsa kesin mağdur olan taraftan sözediliyordur.
siz hiç erkek hakları diye birşey duydunuz mu?
eğer bir yerde ... hakları diye bir kurallar silsilesi yazılıyorsa bilin ki orada eşitsizlik, diğerine saygısızlık vardır.

bir diğerinin yaşama hakkına saygısı olana kural gerekmez zira.

var olan tüm canlıların yaşama hakkı vardır ve kendine saygısı olan diğerine de saygılı olur.
insan hakları.
Kendini kişilikleriyle var edemeyen kadınların, sonunda mutlaka kadın hakları* gibi "genel-geçer" değerlere sığındıkları aparattır. bir türlü "birey" olamamalarının "sürü üyesi olmak" gibi bir rütbeyle tamamlandığını (ha ha, tedavi edildiğini) sandıkları andır bu. Kişi değil dişi olmanın avantajına bel bağlamaktır...!
güncel Önemli Başlıklar