bugün

-erkeklerin tarih boyunca yüceltilmesi ve kadın haklarının ihlal edilmesi durumunun kadınlarda yarattığı ağır yük nedeniyle ortaya atılmış eşitlik fikridir.
-yaratıcı kadını erkeğin kaburga kemiğinden yaratmıştır ama bu kadınların 2.sınıf olduğunu göstermez.
-yaratıcı katında kadın-erkek tüm kullar eşittir,önemli olan yaratıcının emirlerine uymaktır,asıl üstünlük budur.
-kadın-erkek bedensel olarak birbiriyle eşit değildir.her iki cinsin de baskın ve cılız kalmış özellikleri vardır.ama bu onları birbirleriyle taban tabana zıt yapmaz ve herhangi bir cinsin yüceltilmesini,aşağılanmasını gerektirmez.
-kadın ve erkek toplumda ve dinde aynı kurallara uymak zorundadır.anayasa bile kadın anayasası,erkek anayasası gibi bölümlere ayrılmamıştır.tek bir anayasaya her iki cins te uymak zorundadır.
-kadın ve erkek eğer bir elmanın iki yarısı gibi düşünülürse,birbirleriyle uyumu tam bir elmayı oluşturur.
-erkek ve kadının birbirinden bedensel,fiziksel,zihinsel,kişiliksel farklılıkları olduğu ama buna rağmen eşit haklara sahip olduğu düşünülürse işte eşitlik o zaman sağlanacaktır.
Var olmayan eşitliktir.

Zira peygamberimiz Hz Muhammed de "kadınlar aklen ve dinen dun(eksik) yaratılmışlardır" demiştir. Aynı zamanda dinimizde erkeklerin kadınlardan nerdeyse tüm konularda daha fazla hakka sahiptir. Aksini iddia eden zındıktır.

Erkekler her ne kadar üstün olsa da, erkeklere ve kadınlara eşit hak verilmelidir, günümüzde olduğu gibi kadınlara ayrıcalık tanınmamalıdır.
yüz yılın değil, "aşk mı para mı"'dan sonra tüm tarihin en geyik/gereksiz tartışmasıdır. şöyle ki;
bir kere eşitlikten bahsederken, ortada bir konu olması gerekir. neye göre eşitlik? fizyolojik açıdan mı, biyolojik açıdan mı, zeka bakımından mı, kanunlar önündeki eşitlik mi ve daha bir sürü şey. hepsinin tek tek tartışılması, belli katsayıların verilmesi*, sonra bu katsayılarla üstün olunan konu sayısının çarpılması gerekmektedir ki eşitlik var mı yok mu ortaya çıksın. katsayıların neye göre verileceği ise meçhuldür, kimine göre zeka daha önemliyken, kimine göre kuvvet önemlidir. o yüzden kasmaya gerek yoktur, gül gibi geçinip gidilmelidir.
kadınların sürekli dile getirdiği hededir.ancak kendileri o kadar çok uyanıklık yapma peşindedirler ki hakları olan eşitliği isterken bile yüzsüzlüğe başvurup eldekini bile kaybederler.örnek mi? otobüste kadına yer vermeyen er kişinin hayvan herif ilan edilmesi.
(bkz: yok böyle bişey)
(bkz: bir hak olarak çalışmak)
ikisininde normal eşit haklara sahip olması gerekir.ama her iki cinste zaman zaman konuyu baska yerlere tasıyorlar.buda şık degil
dünyayı kadınlar yönetseydi bu sorunun çözümü ortaya çıkardı.
(bkz: boş tartışma konuları)
doğrusu, kadın küçük eşit işareti(<=) erkek, olan eşitliktir
sözde vardır.ama anne baba gözünde bile yoktur.eğer çocuğu erkekse gece geç gelebilir hatta dışarda geçirenbilir geceyi ama kız ise eve geç kalmamalıdır.çoğu kişide böyledir.sevgili gözünde bile böyledir çoğu zaman.gece gece nereye çıkıyorsun denir.ama güvenilmeyen kız değil dışarıdakilerdir.sadece sözde olan bir kelime.gerçekte asla yoktur.evlenirsin iki kişi de çalışır ama evin işini yapan kadındır,yemeği yapan kadındır,çocuğa bakan kadındır,hatta çocuğa bakmak için işten ayrılan gene kadındır,çamaşır,bulaşık,ütü,temizlik,yemek,akla gelebilen her şey kadının eline bakar.hafta sonu olur,erkek yorulmuştur televizyonun karşısına geçer bira içip televizyon izler bütün gün;bütün günü temizlik yapıp geçiren yine kadındır.bu nasıl adalet nasıl eşitliktir kimse birşey demez.erkek aldatır,elinin kiri olur.kadın aldatır kötü kadın olur,iyi gözle bakılmaz.
(bkz: yalan)
kadın erkek eşitliğini, kanunlar karşısında ve toplumun gözünde olmak üzere iki şekilde inceleyelim;

kanunlar karşısındaki eşitlik; bize atatürk'ün getirdiği ve avrupa'dan model aldığı medeni kanun ile sağlanmıştır. osmanlı zamanında tipik arap ülkelerinde olduğu gibi bir erkeğe dört kadın, kadınların mirastan pay alamaması, şahitliklerde bir erkeğin sözünün iki kadının sözüne eşit sayılması ve bir kelimeyle kadın boşamak gibi safsatalar tarihe karışmış ve günümüzdeki çağdaş sistem uygulanmaya başlamıştır.

toplumun gözündeki eşitlik ise maalesef halkımızın özellikle son yıllarda içine düştüğü yobaz akımın etkileri, dini sömürüler ve hükümetin oyunları ile iyice bozulmakta ve kara çarşaf, kadınlarımıza bir özgürlük sembolü gibi gösterilip onlara bu çağdışı giysiler layık görülmeye çalışılmaktadır. haremlık-selamlık otellerin sayısı iyice artmakta, modern ülkelerde sosyal derneklerin baktığı aile içi sorunlara, ülkemizde dini fetva saçmalıklarıyla hizmet verilmeye başlanmıştır. kadınlara, kendilerini aldatan kocalarına abdest suyunu içir gibi tavsiyeler verilmekte böyle örneklerin sayısı arttıkça da kadın erkeklerden ayrılmakta ve statü olarak erkeklerin altına düşmektedir. kadın eve kapatılmaya çalışılmakta klasik bir arap hayatı, ata'mızın aydınlattığı halkımıza zehir niyetine enjekte edilmektedir.

maalesef ülkemiz hızla karanlığa itilmekte, bunun sonuçlarında da söz konusu bu eşitlik -her islam ülkesinde olduğu gibi- bozulmaktadır.

her şeyin başı, dinci tayfanın kadınları "abdest bozan canlılar" olarak görmesinde yatar. onlara göre kadın hayatta pasif rolde bulunmalı, evine kapanmalı ve mümkün olabildiğince kendini saklamalıdır. aslında bu görüşünde mantıklı bir açıklaması yoktur. çünkü bu düşünceyi destekleyen kimselerde mantık bulunmadığı için onlara ne denirse densin her zaman bu eşitsizliği savunacaklardır .sorun, hoşgörüsüzlüktür. bu yobaz takımın temsilcileri, kendileri gibi olmayan her insana baskı yapmayı alışkanlık haline getirdiği için ülkemizde "kadın erkek eşitliği" toplumsal olarak iyice köşeye sıkışmakta ve hatta mini etek giyen kızlarımız sağda solda tacize uğramaktadır.

insanları iyi kötü olarak değil kadın, erkek olarak ayırdığımız sürece, hayatta her zaman tek motorla uçmaya çalışan bir ülke olarak kalacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.
eşitlik...evet... olabilir...
tanrı ile erkek arasında ki dialoğa bi göz atalım.

erkek:tanrım kadınları neden bu kadar güzel yarattın.
tanrı:onlara aşık olasınız diye.
erkek:ama niye bazen aptal oluyorlar.
tanrı:onlar da size aşık olabilsin diye.
bizde olmadığı için,kadınlar çalışmadığı için geri kalmamıza sebep olan durum.
hani nerde? diye sorulası durum.
(bkz: olsa da yesek)
olmayan ve olması da mümkün olmayan bir durumdur. Kadınlar için değil erkekler içindir bu söylediğim. Kanıt mı istediniz buyrun;
-eğer anne ve babanızın yeşil pasaportu varsa sizinde minimum 18 yaşınıza kadar yeşil pasaportunuz var demektir. Minimum tahmin edebileceğiniz gibi erkekler içindir, kadınlar için bu evlenene kadardır. yani***. **. Böyle olunca vize derdi yok, çıkış pulu parası yok, ağır-terorist muamelesi görmek yok.*
-* kız arkadaşınız aradığında olur da telefonu açmazsanız eşitliği görürsünüz! *
yumurta ve tavuk paradoxunun diger bir versiyonudur,cözmeye kalkmayın beyninze yazık.
eşitlik sözkonusu bile değildir. sebebi herşeyden önce, her bakımdan kadın ve erkeğin farklı yaradılışa sahip olmasıdır. dolayısıyla kadın erkek arasındaki eşitlik tartışması sadece kişilerin kendi fikirlerine göre kadını veya erkeği üstün görmeleriyle sonuçlanacaktır. ne kadın ne de erkek diğerinden daha üstün özelliklere sahiptir. eğer eksik olduğuna veyahut yaratıldığına inanılan bir cinsiyet var ise bu diğerinin onu tamamlaması amacı güdülmüş olmasındandır. zira bir başka eksiklik de diğer cinsin tamamlaması adına diğerinde vücut bulmuştur. kadınlar ve erkekler farklıdır. iki cinsi herşeye rağmen birbirleri için hem duygusal hem de fiziksel olarak vazgeçilmez kılan sadece ve sadece budur.
olmayan bisi
bir yerde kadın ve erkek sayısı eşit olduğunda oluşan durumdur.
kime göre eşit, neye göre eşit.
bir çift ayakkabının tekleri kadar eşit. biri sağ , diğeri sol tek . ikisini birbirinin yerine giymeye çalışırsan olmaz , vurur hayatı.
neden kadınlar daha üstün değil ki sorusunu akla getiren cümle * yaşamın pek çok alanında kadınların erkeklerden bir adım önde olduğu doğru değil midir? * tabi ki bu pek çok alana lastik değiştirmek vs. gibi şeyleri eklemeye kalkarsanız işin içinden çıkılmaz. önemli kısımlarında diyelim *
(bkz: koşun sözlüğü de ele geçirmişler)
yoktur. kadınlar bizlerden daha üstündür.*