bugün
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu35
- ali erbaş12
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- arda güler13
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır10
- karınıza range rover alır mısınız21
- anın görüntüsü15
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- icardi190516
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss24
- evlilik9
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi20
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- futbolcu ismiyle nick almak11
- escort fiyatlarının güncellenmesi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı11
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü23
- ismail kartal12
1992'de gulnur acar savran ve nesrin tura tarafından derlenen, kardelen yayınlarından çıkan kitap..
gormezden gelinen emektir.
ve bazen kendi emeğini görmeyen ve görmezden gelen kadın.
zor zanaat kadınlık. her yaşı her dönemi bir şekilde ağar görevlere tabi tutulmuş ve mecbur bırakılmış, cinsiyet. hep merak ederim. zamanın birinde, görev paylaşımında birileri çok büyük yanlışlar yapmış ve yüzyıllarca sürmüş, sürmekte. muhtemelen erkek kabile reisi falandır.
yaradılış gereği çoğu özelliğimiz, korunmak yerine sömürülmüş hep, sömürülmekte. anne olabilme ve doğurabilme özelliği, bununla birlikte bakıcılık görevini getirmiş bize. dünyaya gelen bir insanın hemen hemen tüm sorumluluğu. çoğu kadın zevkle yapıyorum desede, bence gecenin bir yarısı uykudan uyanıp bebek emzirmek yada ilgilenmek bir müddet sonra mecburiyetten yapılır. görülmeyen emek. hiçbir erkek bebeği için; acaba bebeğimin altı pişik oldumu diye düşünmez.
neymiş yuvayı dişi kuş yaparmış. geneli bu zaten. yapar evet, besler, temizler, umut eder. her zorda en zoru kendi oynar. fedakarlıkta ilk hep kadındır. anaçtır çünki, kıyamaz ne çocuğuna ne yiğidine. taşır da taşır. kimisi saçını süpürge eder, kimisi parasını heba, kimisi vücudunu hayrat. herşeyitle hep veren kadın. görülmeyen emek.
cennet anne olup ayaklarımız altındayken, çoğumuz dünyada cehennemi yaşar. ne itiraf eder ne şikayet. polyannadır en güzel rolleri. iyimi iyi işte. ağlarlar bazen kendilerine, başkalarına, erkeklerine. ağlayamayan erkeklerinin yerine kendileri kullanır gözyaşlarını, yorulmasınlar diye. görülmeyen emek.
severler deli gibi. sonsuz, uçsuz bucaksız. haketsin haketmesin severler hep. öyle olsun diye, o mutlu olsun diye. görülmeyen emek.
ha birde görülsün diyede yapmazlar. içleri başka türlü rahat etmez. en başta kendi emeklerini kendileri görmezler. kör olduklarından değil, öyle olması gerektiğine inandırıldıkları için.
zor zanaat kadınlık. her yaşı her dönemi bir şekilde ağar görevlere tabi tutulmuş ve mecbur bırakılmış, cinsiyet. hep merak ederim. zamanın birinde, görev paylaşımında birileri çok büyük yanlışlar yapmış ve yüzyıllarca sürmüş, sürmekte. muhtemelen erkek kabile reisi falandır.
yaradılış gereği çoğu özelliğimiz, korunmak yerine sömürülmüş hep, sömürülmekte. anne olabilme ve doğurabilme özelliği, bununla birlikte bakıcılık görevini getirmiş bize. dünyaya gelen bir insanın hemen hemen tüm sorumluluğu. çoğu kadın zevkle yapıyorum desede, bence gecenin bir yarısı uykudan uyanıp bebek emzirmek yada ilgilenmek bir müddet sonra mecburiyetten yapılır. görülmeyen emek. hiçbir erkek bebeği için; acaba bebeğimin altı pişik oldumu diye düşünmez.
neymiş yuvayı dişi kuş yaparmış. geneli bu zaten. yapar evet, besler, temizler, umut eder. her zorda en zoru kendi oynar. fedakarlıkta ilk hep kadındır. anaçtır çünki, kıyamaz ne çocuğuna ne yiğidine. taşır da taşır. kimisi saçını süpürge eder, kimisi parasını heba, kimisi vücudunu hayrat. herşeyitle hep veren kadın. görülmeyen emek.
cennet anne olup ayaklarımız altındayken, çoğumuz dünyada cehennemi yaşar. ne itiraf eder ne şikayet. polyannadır en güzel rolleri. iyimi iyi işte. ağlarlar bazen kendilerine, başkalarına, erkeklerine. ağlayamayan erkeklerinin yerine kendileri kullanır gözyaşlarını, yorulmasınlar diye. görülmeyen emek.
severler deli gibi. sonsuz, uçsuz bucaksız. haketsin haketmesin severler hep. öyle olsun diye, o mutlu olsun diye. görülmeyen emek.
ha birde görülsün diyede yapmazlar. içleri başka türlü rahat etmez. en başta kendi emeklerini kendileri görmezler. kör olduklarından değil, öyle olması gerektiğine inandırıldıkları için.
bu entry'de bahsettiğim kadınlar tüsiad başkanı, first lady veya altında grand cherokee ile nişantaşı'nda gezen kadınlar değildir.
kadının görünmeyen emeği, kadınların çoğunun bile farkında olmadıkları emektir. ataerkil, feodal toplum yapısında ne söylenirse yapılacak, erkeğin her söylediği bir görev olarak kabul edileceği için kadının her konudaki emeği de günlük, sıradan bir şey haline gelmiştir. kadın, toplumda çoğuları için erkeğinin yaşamını kolaylaştıran bir nesne ve erkeğine 'kralsın' diyerek onun egosunu şişiren bir metadan öte görünmemektedir. kadının hayalleri, yaşamdan beklentileri var mıdır birçok erkeğin umrunda bile değildir.
hem çalışan, hem çocuklarına bakan hem de ev işleriyle uğraşan kadınların emeği sıradanlaştırılmış, adeta yapılması zorunlu ritüeller haline getirilmiştir. yani bunca emek değersizleştirilmiştir. kadınların günü olan 8 mart dünya emekçi kadınlar günü 'neden erkeklerin de günü yok? ehi ehi' geyikleri çevirilen bir gün haline gelmiştir.
bu noktada ise en büyük sorumluluk kadınların bilinçlenmesi ve emeklerinin değerini görmelerindedir.
kadının görünmeyen emeği, kadınların çoğunun bile farkında olmadıkları emektir. ataerkil, feodal toplum yapısında ne söylenirse yapılacak, erkeğin her söylediği bir görev olarak kabul edileceği için kadının her konudaki emeği de günlük, sıradan bir şey haline gelmiştir. kadın, toplumda çoğuları için erkeğinin yaşamını kolaylaştıran bir nesne ve erkeğine 'kralsın' diyerek onun egosunu şişiren bir metadan öte görünmemektedir. kadının hayalleri, yaşamdan beklentileri var mıdır birçok erkeğin umrunda bile değildir.
hem çalışan, hem çocuklarına bakan hem de ev işleriyle uğraşan kadınların emeği sıradanlaştırılmış, adeta yapılması zorunlu ritüeller haline getirilmiştir. yani bunca emek değersizleştirilmiştir. kadınların günü olan 8 mart dünya emekçi kadınlar günü 'neden erkeklerin de günü yok? ehi ehi' geyikleri çevirilen bir gün haline gelmiştir.
bu noktada ise en büyük sorumluluk kadınların bilinçlenmesi ve emeklerinin değerini görmelerindedir.
Akşam annemle babam televizyon seyrediyorlardı.
Annem, 'Geç oldu,' dedi, 'zaten yorgunum, ben yatıyorum.'
Annem kalktı, mutfağa gitti.
Çerez-meyve tabaklarını çalkaladı kaldırdı.
Sabaha hazır olsun diye çaydanlığı doldurdu, demliğe çay koydu.
Şekerliğe baktı, dibinde az kalmış, üstüne ekledi.
Kahvaltı için buzluktan ekmek çıkardı, akşam yemeği için çözülsün diye de eti aşağıya koydu.
Kahvaltı masasını hazırlamak için masanın üstündekileri topladı.
Telefonu şarja koydu, telefon defterini kapatıp yerine koydu.
Sonra çamaşır makinesinden ıslak çamaşırları çıkarıp astı ve makineyi tekrar doldurdu.
Banyodaki çöp sepetini boşalttı.
Islak bir havluyu kurusun diye duş perdesinin borusuna astı.
Bir gömlek ütüledi, kopuk düğmesini dikti.Çiçekleri suladı.
Esneyerek gerindi ve yatak odasının yolunu tuttu.
Çalışma masasının yanından geçerken durdu, öğretmene tezkere yazdı, okul gezisi için para sayıp ayırdı,
eğildi, sandalyenin altına girmiş ders kitabını aldı, masanın üstüne koydu.
Kek tarifleri defterini çıkardı,arkadaşına söz verdiği tarifi bir kağıda yazdı, çantasına koydu.
Bakkaldan alınacakları not etti, notu da çantasına koydu.
Sonra gitti, 3'ü 1 arada temizleme losyonuyla yüzünü yıkadı,dişlerini fırçaladı.
Gece kremini ve kırışık önleyici nemlendiricisini sürdü.
Tırnaklarına baktı, törpüledi.
içeriden 'sen yatmaya gitmemiş mıydın' diye seslenen babama 'şimdi gidiyorum' deyip köpeğin su kabını doldurdu.
Kapıları pencereleri kontrol etti, holdeki lambayı yaktı.
Kardeşimin odasına gitti, oğlan uyumuş, lambasını söndürdü, bilgisayarını kapattı,
gömleğini astı, yerdeki kirli çorapları toplayıp sepete attı.
Bana geldi, 'haydi yat artık, biraz da yarın çalışırsın,' dedi.
Kendi odasına gitti, saati kurdu, ertesi gün giyeceklerini hazırladı.
6 maddelik acil işler listesine 3 madde daha ekledi.
Kendi kendine iyi geceler diledi, hayallerinin gerçekleştiğini gözünün önüne getirdi.
işte o sırada babam televizyonu kapattı, ortaya öylece bir 'ben yatıyorum' dedi ve gitti yattı.
Sizce bu işte bir gariplik yok mu?
Kadınların neden daha uzun yaşadığını merak etmiyor musunuz?
ÇÜNKÜ BiZiM YAPIMIZ UZUN ÇEKiŞLi
(ve işimizi bitirmeden öyle çabuk çabuk ölemeyiz)!
Annem, 'Geç oldu,' dedi, 'zaten yorgunum, ben yatıyorum.'
Annem kalktı, mutfağa gitti.
Çerez-meyve tabaklarını çalkaladı kaldırdı.
Sabaha hazır olsun diye çaydanlığı doldurdu, demliğe çay koydu.
Şekerliğe baktı, dibinde az kalmış, üstüne ekledi.
Kahvaltı için buzluktan ekmek çıkardı, akşam yemeği için çözülsün diye de eti aşağıya koydu.
Kahvaltı masasını hazırlamak için masanın üstündekileri topladı.
Telefonu şarja koydu, telefon defterini kapatıp yerine koydu.
Sonra çamaşır makinesinden ıslak çamaşırları çıkarıp astı ve makineyi tekrar doldurdu.
Banyodaki çöp sepetini boşalttı.
Islak bir havluyu kurusun diye duş perdesinin borusuna astı.
Bir gömlek ütüledi, kopuk düğmesini dikti.Çiçekleri suladı.
Esneyerek gerindi ve yatak odasının yolunu tuttu.
Çalışma masasının yanından geçerken durdu, öğretmene tezkere yazdı, okul gezisi için para sayıp ayırdı,
eğildi, sandalyenin altına girmiş ders kitabını aldı, masanın üstüne koydu.
Kek tarifleri defterini çıkardı,arkadaşına söz verdiği tarifi bir kağıda yazdı, çantasına koydu.
Bakkaldan alınacakları not etti, notu da çantasına koydu.
Sonra gitti, 3'ü 1 arada temizleme losyonuyla yüzünü yıkadı,dişlerini fırçaladı.
Gece kremini ve kırışık önleyici nemlendiricisini sürdü.
Tırnaklarına baktı, törpüledi.
içeriden 'sen yatmaya gitmemiş mıydın' diye seslenen babama 'şimdi gidiyorum' deyip köpeğin su kabını doldurdu.
Kapıları pencereleri kontrol etti, holdeki lambayı yaktı.
Kardeşimin odasına gitti, oğlan uyumuş, lambasını söndürdü, bilgisayarını kapattı,
gömleğini astı, yerdeki kirli çorapları toplayıp sepete attı.
Bana geldi, 'haydi yat artık, biraz da yarın çalışırsın,' dedi.
Kendi odasına gitti, saati kurdu, ertesi gün giyeceklerini hazırladı.
6 maddelik acil işler listesine 3 madde daha ekledi.
Kendi kendine iyi geceler diledi, hayallerinin gerçekleştiğini gözünün önüne getirdi.
işte o sırada babam televizyonu kapattı, ortaya öylece bir 'ben yatıyorum' dedi ve gitti yattı.
Sizce bu işte bir gariplik yok mu?
Kadınların neden daha uzun yaşadığını merak etmiyor musunuz?
ÇÜNKÜ BiZiM YAPIMIZ UZUN ÇEKiŞLi
(ve işimizi bitirmeden öyle çabuk çabuk ölemeyiz)!
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar