bugün

insanın; hayatına etki eden konularda gereken yolu izleyip, çaba sarfedip, gerekli girişim ve mücadeleyi verdikten sonra yaşadığı bir hüsran, olumsuzluksa yapması gereken şeydir. kabullenmek boyun eğmek değil, sabrederek mücadele etmeye başlamaktır.
kabullenmek ve onaylamak arasında fark vardır. birşeyi kabul etmiş olmak onu onayladığınız anlamına gelmez ve fakat bu durum yanlış anlaşılmaktan bir türlü kurtulamaz, başa olmadık işler açabilir.
çok işe yarar bazen.
çaba harcamazsınız boş yere.
bilirsiniz ne bok olduğunu.
daha doğrusu bilmezsiniz de eşmek,daha yaralanmak istemezsiniz.
kabullenir,bir köşeye çekilirsiniz.
daha fazla uğraşmaya,olanları olmamış gibi göstermeye,değiştirmeye çalışmazsınız.
elinizi ayağınızı çekersiniz.
susarsınız.
devam etmeye çalışırsınız.
eğer gerçekten kabullenmişseniz,onun da devam edebilmesine ses çıkartmazsınız.
ama kabullenememişseniz...
hata yapıldığı görüldüğü taktirde bunun hata olduğunu doğrulamak. bu olayın sıradan boyutu.

aynı kavramın bir diğer boyutu, sevilenin bir başkasını sevdiğini kabullenmektir.
zor olandır.
geçmişi kabullenmek bu zihinsel edimin başlıcasıdır.
sensizliği kabullenen bir gönülde mutlu olamazsın şeklinde ayar yiyebileceğiniz tükeniş.
uzun süre alabilen pes etme durumu. zaten olmayan bir şeyi beyinde bitirmek. kabullenince, "niye daha önce yapmamışım?" deriz ve kolaymış gibi gelir. aslında zor bir süreçtir, yorar ve o yorgunlukla, kabullenmek kolaylaşır. ruhsal veya bedensel enerji bitmiştir artık.
hani kalıp kalıp çakmak isterler kalıpları etinize de çivilerden kaçar durursunuz ömür billah, "kendim olayım" ın davasını gütmek zordur, janjanlı paketlerle ambalajlayıp raflara dizdikten sonra -nano aşklarımız, nano gülüşlerimiz gibi* küçültülmüş mini minnacık yaşam formlarını bize ısrarla "albunu, albunu" diye satmaya çalışan toplumun oyunlarıyla baş etmek zordur hani, nereye yönelseniz farklı bir tuzak, farklı bir kafes görürsünüz de kaçacak delik bulamazsınız...

birşeylerin sizi belli bir kalıba sokmasından kaçındıkça kendi surlarınızı örersiniz bir yandan, farkına bile varmadan "ulan ben ne yaptım" dersiniz, dört tarafı duvarlarla çevrili kapısız zindanınızda mahsur kalınca... hoca bindiği dalı keserken halt etmiştir sizin kendinize yaptığınızın yanında;

öyle bir labirentin içindedir ki insanın kendini kapattığı zindan, siz tırmanıp aştıkça karşınıza daha yüksek ve daha sağlamları çıkar, siz kaçmaya çalıştıkça daha büyük zindanlara düşersiniz zinhar, ya... ya... "ölümüne özgürlük" diye çıkılan yolda insanla sadece yalnızlık muhatap olur...

tabii tabii siz bi bok sanırdınız kendinizi değil mi? kime kafa tutuyorsunuz ulan? oyunun kuralları belliyken kendi kurallarınla oynarsan işte böyle kendi pisliğinde boğulursun... haddimizi bilelim haddimizi...

teslimiyet...

su belki akibetini kendi belirleyemez, nereye giderse yol, nereye eserse rüzgar, hangi kaba boşaltılırsa eli mahkum; sızlanmaz hayata... ama suyun erdemlerini küçümsememek gerek, onu bıçakla kesemezsiniz ya da hapsedemezsiniz; bir şekilde kendine akacak yol bulur ve buharlaştırarak yoketmeye çalışsanız bile yağmur olur tepenize damlar...

su kabullenmektir, kalıpların, duvarların eriyip kaçışmasıdır zihninizden, akar-birleşir ve başka zihinlerdeki asırlara meydan okumuş kayalıkları bile döve döve öğütür, mezartaşlarını aşındırıp ölüleri yatağından kaldırır, reklam değil gerçek;

"hayattır su..."

kabullenmek; hayattır...

suya çivi çakamazsınız...

özgürlük kaçmak, saklanmak değildir;

özgürlük kabullenmektir...

(bkz: delirmeden önce son karalananlar)

"as you smoke the days last cigarette,
remembering what she said.."

ölürsem birer sigara yakın benim için...
Unutmak ama affetmemektir
Baş eğmek,her şeye hayata, düşmanlara, dostlara, bu çirtkin dünyaya.
(bkz: kanıksamak)
istenmeyerek yapılan anlama, öğrenme işi. gönülden olmayan. sadece görünürde olandır kabullenmek.
genelde can sıkıcı iç karartıcı depresyona itici istemediğimiz durumlarda ağzımızdan çıkan kelime.
mantığınız duygularınızdan ağır bastığında beyinde en kolay şekilde tatlıca gerçekleşen olaydır. bu pozitif olanıdır. fakat durumu aklınız almadan mantığınızla duygularınızın el sıkışarak anlaşarak kabul etmedikleri sürece kabullenme yoktur sadece zorunluluk vardır öyle görünür gibi yaparsınız aslında hiçbirşeyi kabullenmiş değilsinizdir.
kabullenmek için öncelikli olarak akıl ve bilinç gereklidir. zira neyi kabullenip neyi kabullenemeyeceğini iyi ayırt etmediğin takdirde koca bir ıskadan başka hiçbirşey olmayacaktır hayatın. tanrı bize değiştirebileceklerimiz için güç, değiştiremeyeceklerimiz için sabır, ikisini birbirinden ayırmak için akıl versin.
pes etmektir.
zor olan. ancak mecbur kalındığında yapılan. hep mecbur kalınan.
ben böyle hayatın ta..
yapılacak bişe olmayan durumlara kanaat getirip olanı,eldekini onaylamak.
bazen en zor olanlardan, bazen en çok yıpratanlardan. ama kabul etmeli değiştiremeyeceklerimiz var. elimizin, kolumuzun bağlı olduğu durumlar, tamam dememiz gereken insanlar...
(bkz: tmm ya tmm)
travmanın ardından depresyon ve inkarı takip eden süreç.
duygusal bir ilizyondur. yenilgiyi sindirmenin bir tanımı, bir kaçışı. aklın reddettiğine vicdan boyun eğmez. isyandır yaşatan.
varolan bir düzeni değiştirmeye niyetlenip, bunun için uğraşıp, birşey değişmeyeceğeni anlayıp vazgeçmektir.
kişisel kayıplarda en zor yapılandır. en nihayetinde bir eylem. elin kolun kilit ise en doğru seçimdir ki sadece söylemesi kolaydır.
güncel Önemli Başlıklar