bugün

amerikalı yazar.

yalın, doğalcılığı örnekleyen bir üslubu vardır. Bir biçimde yaşananı/yaşabilir olanı anlattığını anlarsınız çoğu kez * * * Kimi zaman bilgi eksikliğinden kaynaklı hatalara düşebilse de * * bunu onu yargılamak için kullanmayan insanın içi elvermez.

Ne aşırı yüceltilmesi gereken ne de en büyük olduğu iddia edilmesi münasip olan, orta kararın bir hayli üzerinde bir yazar.
koyu sosyalist romancı. romanlarındaki işçiler çelik gibidir. güçlüdürler, bilgilidirler, yakışıklıdırlar. fabrika sahipleri ise zayıf karakterli, cahil, şişkodur.
vahşetin çağrısı,
hayatı sevmek,
demir ökçe,
martin eden,
güney denizi hikayeleri,
on şans kabaresi,
elinore'deki isyan,
büyük evin küçük hanımı,
adaların jerry's'i
demiryolu serserleri
kitaplarının yazarı.
(bkz: amerika)'nın buhran yıllarında kitaplarındaki kahramanların yaptığı işlerin birçoğunu kendisi de yapmış hatta korsanlık yapmıştır... demiryolu serserileri kitabı tamamen kendi anılarından oluşan, aşırı deniz tutkunu, koyu sosyalist yazar... özellikle deniz kurduokunması gerekli kitaplarındandır...*
hep bir mücadeleyi anlatır kitaplarında... insanla, doğayla mücadele ama, bu mücadele insanı güçlü kılar, sonunda hep kazanmasını sağlar insanın...
edebiyat derslerinde * her sene 1 veya 2 hikayesini işlediğimiz her seferinde ayrı bir zevk veren en kısa zamanda türkçe olarak bir kaç kitabını okumak istediğim amerikalı yazar.
babamın ufak yaşlardan itibaren her doğum günümde hediye ettiği kitapların yazarı.. tabi bu kitapları 10 yaşında okumakla 20 yaşında okumak aynı şey değil.
(bkz: deniz çocuğu)
(bkz: halk avcısı)
(bkz: cinayet şirketi)
(bkz: deniz kurdu)
white fang diye bir kitabi var
kendisi sürekli hastalanan zayıf ve celimsiz bir insan oldugundan karakterleri hep guclu ve saglam kisilerdir. (bkz: kompleks)
ayrica intihar'i yazmis ve bu romaniyla buyuk yankilar uyadirmistir. (bkz: intihar)
hayatın emzirdiği bir yazarmış. güüçlüymüş zormuş. sosyalistmiş biraz da kitaplarında hep bunu anlatırmış. sosyalizmin fikirsel temelleri gizliymiş. darvinizmin nüvelerini teşkil edermiş.. (bkz: ademden önce) onu bunu bilmiyorum yalan yok dehşet yazar.. demir ökçe'de artı değer teorilerini öyle ya da böyle roman içersinde anlatarak.
"toz değil kül olmayı yeğlerim."
1888' de, karındeşen jack cinayetleri döneminde londra' ya gelerek, whitechapel' de ikamet eden, kanadalı ünlü yazar. halkın sefaletini görmüş ve romanlarında yer vermiştir.
Alkole olan asırı duskunlugunun etkısıyle, John Barleycorn adında ,elestirmenlerin Alkolizm saheseri diye tanımladıgı , yasadıgı değil yasamak istediği hayatın öyküsünü anlatan bir kitaba sahip 1916'da intihar etmis yazar.
rivayetlere göre bir oturuşta bir fıçı birayı devirirmiş kendisi.
12 OCAK 1876'da doğan yazarın gerçek adı john griffith chaney'dir. yazar, her sabah bin kelime yazmadan güne başlamazmış.
Bin yıl ayakta kalabilecek bir ev yaptırmak istemiş,bu eve "Kurt Evi" adını vermiş.Birikimlerinin çoğunu bu eve yatırmış,ancak "Kurt Evi" bitimine birkaç gün kala yanmış..
jack london un tuhaf bir kaderi vardır türkiyede,bu yazarı uzun yıllar çocuk kitapları yazarı olarak tanıma gafletinde bulunmuştum,ama beyaz diş,vahşetin çağrısı gibi eserlerini tanımaktandı sadece.london un demir ökçe,halk düşmanı,ay vadisi,martin eden eserlerini ne yazıkki geç tanımıştım..

eserlerinde kuvvetli,güçlü insanları işler,sağlam karakterli,iriyarı adamlardır bunlar..jack london,erken bir tarihte sosyalist olmanın kederine mahkumdur,fikri temelleri ırkçılık,bireysellik ile karışıktır,genellikle yaşadıklarını,çalıştığı ortamları anlattığından,dünya edebiyatının diğer akımlarından pek etkilenmemiş,sosyalizm anlayışı da kendine has bir özellik göstermiştir...

ameriakan komünist partisinin sürekli finansörü olmuş,ön plana hiçbirzaman çıkmasa da,sınıf mücadelesine katkıda bulunmuştur.ömrünün sonlarında doğru,zengin ve debdebeli bir hayatla, uzun yıllarını harcadığı zorlu bir hayatın intikamını almıştır.

eserlerinin edebi değerleri belli bir çizgi tutturmaz.misal ay vadisi,jack londıondan beklenmeyecek kadar kötüyken,herkesin sevdiği martin eden de ustalığını konuşturur..

ömrü bir çok yönden hemingway ile benzerlik göstermiştir...
uçurum halkı adlı kitabında ingiliz işçi sınıfı arasında geçirdiği günleri anlatır. bizzat bir evsiz gibi sokaklarda barınaklarda gecelemiş, aç kalmış, gündelik işlerde çalışmıştır bu kitabı yazarken.
jack london, marksizmin klasikleri amerikada yayinlanmadan evvel sosyalist görüslü kitaplar yazmis bir vatandastir. denilebilir ki, amerikalilar sosyalizmi jack london'dan da ögrenmislerdir.
"gelişme hayattır ve hayatta öteden beri ışığa gider" gibi güzel lafın sahibi yazar.
yanan günışığı ve macellanya * diye mükemmel ötesi bir kitabı vardır.
Vahşetin Çağrısı ve Beyaz Diş romanlarında, bir köpeğin değişimini, inanılmaz güzellikte bir dille anlatır. Alın Teri'ndeki öyküleri de mutlaka okunmalıdır.
harika bir üsluba sahip hastası olduğum maceracı yazar.o kitabında olayı anlatırken siz içinde yaşarsınız.okunması önerilen kitapları: (bkz: deniz kurdu) (bkz: demir ökçe)
12 Ocak 1876' da San Francisco da doğdu. iş dolayısıyla sürekli gezen bir astroşoğun oğluydu. Annesinin ve üvey babasının yanında yetişti. Soyadını üvey babasından almıştır. Yoksulluktan kurtulmak ve serüvenlere atılmak için okulu bıraktı. Tayfa olarak bir gemide çalışmaya başladı ve o gemi ile Japonya'ya gitti. 1894 'te militan bir sosyalist oldu. Jack London denizcilik dışında altın arayıcılığı, gazetecilik yaptı. Ona asıl ün kazandıran da bu serseri yaşamıdır zaten. Serüven düşkünlüğü sayesinde de başarılı bir yazar olmuştur.

Günlük çalışma programları hazırlayarak yazmaya başlayan London, baladlar, soneler, fokralar, korku ve macera öyküleri yazmaya başlamıştır. ilk kitabı The Son of the Wolf geniş bir okur kitlesine ulaşmıştır. London üretken bir yazardı. 17 yıl içerisinde yazdığı kitap sayısı elliyi buldu. Bir tekneyle Güney Pasifik'e açıldıktan sonra orada yaşadıklarını The Cruise of the Snark2ta anlattı. Kitapların sürükleyicilik asla eksik olmaz. Yeterimce dolaştığına karar verdikten sonra "Kurt Evi" adını verdiği çiftlik evine yerleşti ve daha sakin bir yaşama adım atmış oldu. Zavallı adam o kadar macera geçirmiş o kadar gezip dolaşmış ve sağ olarak bu kadar zorluktan kurtulmuştur ama anlaşılan sakin yaşam onun için daha zorlayıcı olmuştu. Çünkü bir yemek sırasında ölmüştür.
Beyaz Diş Kitabında anlattığı kurt karakterin başından geçen olaylar, bana nedense küçükken okuduğum siyah inci kitabını hatırlattı. Jack London Siyah inci yazarı anna sewell'den etkilenmiş midir yoksa tesadüf müdür bilinmez.