bugün

laik bir ülke olan türkiye'nin milli marşının dini öğeler içermesi;

(bkz: hakkıdır hakk a tapan)

edit: gayet objektif ve açık. türkiye laik'tir. istiklal marşında da dini öğeler vardır. yanlış olan kısmı göremedim ben?
edit2: değiştirilmesini mi teklif ettim? nerde teklif etti isem bi zahmet?
edit3: yoksa bu kötüdür, böyle olmamalı mı yazıyor? bak sen.
şu kıtada örneği mevcuttur:
Rûhumun senden ilahî, şudur ancak emeli:
Değmesin ma' bedimin göğsüne na-mahrem eli!
Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
(bkz: şimdi reklamlar)

edit 1: buyur buradan yak.
edit 2: amaç?
edit 3: türkiye nüfusunun büyük çoğunluğu müslümandır, kurtuluş savaşı denen kutsal olayda iman gücü silah gücünden fazla konuştuğu için çok feci şekilde normal olan olay.

son edit: (bakınız ve okuyunuz: istikla marşını bi bütün olarak ele almak)
(bkz: bu daha önce söylenmişti)
MADDE 3. Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı istiklal Marşı dır
Başkenti Ankara dır

MADDE 4. Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

(bkz: zoruna mi gitti)
laikliği, demokrasiyi dinsizlik olarak algılayan beyinsizlere tokat gibi çarpar.
ama bazı gerçekler de var neticede hakaret etmemekte gerekir. durum şu ki bu ülkeyi yönetmek için kolları sıvayan, okumayı bile bilmeyenlerden belli şeyleri beklememek gerekir.
neden acaba?

belki dini inançları olan insanların yaşadığı bir ülkedeyizdir...

belki kurtuluş ve özgürlük mücadelesi verilirken en büyük iç destektir din ve inançlar...

belki o zamanın şartları bunu gerektiriyordu...

belki yazıldığı ve kabul edildiği zamanlarda insanlar dinin bu kadar sorun edileceğini düşünmüyorlardı...

belki de din onlar için provake edilemiyecek değerler içeriyordu ve onun istismarini kimse yapmıyordu, belki herşeyden önce inananı ve inanmayanı birbirine her daim saygı duyuyordu...
o marş yazılacak diye kadınların baş örtüsüne uzanan eller kırılmıştır. ha şu anda baş örütüsünü saptıranlar vardır, onlar ayrıdır. amma velakin bu ülkenin dini islamdır, özgürlüğümüzü imanımızla kazanmışızdır, e bu durumda en doğal olan olaydır.
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
(olmamış, al değil kızıl olmalıydı)
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
(burada bir sorun yok gibi)
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!
(millet değil ulus olmalıydı, faşizan unsurlar gözlenmekte)
O benimdir, o benim milletimindir ancak!
(millet kelimesi ulus olarak değiştirilmeli)

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
(hilal...yuh yani mehmet akif, hilal ne be?)
Kahraman ırkıma bir gül... ne bu şiddet, bu celâl?
(ırk mı? evet hem dini hem de faşizm kokuyor)
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal.
(helal...islam...haram...)
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal.
(hakk değil, tanrı olmalıydı, bunun için de ateist kişilerden cevaz almak şart)

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
(bu dörtlük temiz amirim)

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar.
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
(iman mı? şeriat hortlayacak ulan daha 3. kıtada)
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
(iman kelimesindeki ısrar gözden kaçmıyor)
'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın,
(hakk...bak sen yobaza...)
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
(şehit mi? kime göre neye göre)
Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.
(cennet mi? ya inanmayanlar???)

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
(cennet...2 oldu bak)
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
(hüda mı?...allah'ın yobazı)
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.

Rûhumun senden ilahî, şudur ancak emeli:
(ilahi....hımmm)
Değmesin ma' bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
(mabet--->ibadethane...olmaz böyle şey!)
Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli-
(ezan...işte resmen yobazlık burası)
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım.
(secde etmek...ah mehmet akif ahhh...darağacında sallandırmalı seni)
Her cerîhamdan, ilâhî, boşanıp kanlı yaşım;
(ilahi...2 oldu bak)
Fışkırır rûh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım!

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
(hilal...ıhhh olmamaış)
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
(helal...ısrarla kullanılmış)
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl;
(resmen ırkçılık)
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!(hakk...tuh allah belanı vermeye mehmet akif)

yukarıdaki şekilde gözlenmiş durumdur. atatürk ve dönemin meclisi nasıl kabul etmiş bu yeşilli ve faşizan sözleri hayret vallahi. zaten bu mehmet akif'ten şair falan da olmaz. ordu göreve. gerekirse meydanları doldurmak lazım.
zora gidecek bir şey yok. bu mehmet akif ersoy'u tanımamaktan, atatürk'ü anlamamaktan ileri geliyor. Atatürk'ün de bir dini var ve inansanız da inanmasanız da "Atatürk müslümandır." bu ülke kurulurken camilerimizde gerçek hocalar tarafından kur'an okunduğunu da mı bilmiyorsunuz. istiklal marşında tabiki dini öğeler olacak. *bizim atalarımız o yüce imanlarıyla kazandılar kurtuluş savaşını. hangi korkak, hangi imansız kazanabilirdi böyle bir savaşı. biri ortaya bi laf atıyo, o laf dönüp dolaşıyo sonra lafı ortaya atan kişi bile doğru olduğuna inanıyor.
topla tüfekle değil sadece imanla kazanmış bir ülke ancak efsane olabilir.detaya girmeden örnek vermek gerekirse Rusyanın sırf kendi çıkarları için Türkiyeye savaş malzemesi yardımı yapması bu ülkenin kurtulışuna katkı sağlamıştır.ha Mustafa Kemal Atatürk daha sonradan dirsek göstermiş biz komunist bir ülke olmayacağız demiştir o ayrı.fakat sadece iman gücü azıcık mantıklı düşünülürse hiç bir savaşı tam olarak kazanmaya yetmez.fakat iman gücü gereklidir tabi.insanın uğruna savunduğu değerler yoksa savaşması saçmadır.

istiklal marşına gelince;

bu ülkenin ulusal marşı olmasına karşın ateistlere budistlere yada başka inancı olanlara hitap edermi bilmem ki zaten bu kadar ince bi ayrıntı insanın * demesine sebep olabilir. evt istiklal marşı dini ögeler içermesi başlığı altında bilinçsizce garipsenebilir fakat her nerde duyulursa duyulsun ve kim olursa olsun saygı duyması gerekir.buna karşın istiklal marşını micik kızlara ağlatarak okutmakta irreti duru televizyonda.konu mütiş derece de dağılmıştır.artık toparlamaz.*
hödödööö hödööödöööö çemkirmemek, gerçekçi olmak gereklidir kanımca. hepimiz istiklal marşı'nın islam unsuru içeren sözleri olduğunu bilmekteyiz. ayrıca mehmet akif ersoy'un dindar bir şair olduğu ve hatta atatürk şapka devrimini yaptıktan sonra ülkeyi terk edip mısır'a gittiği de bilinmektedir.
gayet doğal bir durumdur, yadırgayanları yadırgadığımı buradan cümle alemle paylaşmak isterim. zira bir düşününüz bu topraklar için toprağa düşen yüzbinlerce evladımız hangi değerleri korumak adına şehitliğe gözünü kırpmadan gitmiştir? vatan, ezan, bayrak, ana, bacı, eş, çocuk...laiklikle milli marş arasında ters ilgi kurmaya çalışanları (laiksek neden milli marşta dini ifadeler var vs.) ise atletico madridle sözleşme imzalamaya davet ediyorum efendim, zira ben artık barcelonadayım. * *
gayet mantıklıdır. çünkü halkın savaşıdır. kurtuluş savaşı. halkta o iman gücüyle kazanmıştır bu kutsal savaşı. bu yüzden yadırganmaması gerekmektedir.

edit: sayın modlar bunun neresi chat tarzı çözmüş değilim. insaf yaa...
inançla kµrtarılmış bir ülke için son derece doğal bir dµrµmdµr.

bir ova dolµsµ türk askerinin birlikte namaz kılıp oradan da özgürlük adına ölüme gitmeleri gµrµr ve şükran yaratan bir olaydır.
gurur duyulması gereken bir durumdur. ne sanıyorsunuz ki?? bu millet iman gücüyle kazanmıştır kurtuluş savaşını...kazanılması imkansız gibi gözüken bir savaşı yani. dolayısıyla istiklal marşımızda imandan bahsedilmesi son derece normaldir, olması gerekendir.
tespit: istiklal marşında dini motifler var.
cevap: zoruna mı gitti?
(bkz: iman gücü)
içi boşaltılan kavramlardan dolayı dini kötü bir şey sanan insanların iddia ettiği durum.

türkiye'nin nüfusunun neredeyse tamamına tekabül eden büyük bir çoğunluğu müslümandır. bu yüzden siz her ne kadar özgürleşmiş(!) olsanızda anneniz, babanız hiç olmadı babaanneniz ya da dedeniz * dinlerine bağlı insanlardı(r). din, her şeyden önce bir kültürü beraberinde getiren bir olgudur. müslümansanız aldığınız islamî değerlerle büyürsünüz, hristiyansanız o dinin kültürel yapısı sizi etkiler ister istemez. gündelik hayatımızda pek çok dini içerikli kelime, tamlama, cümle vb. kullanırız. bunların hiçbiri bizi şeriatçı yapmaz.

istiklal marşı'nın içinde de hakk, cennet, hüda vb. kelimelerin geçmesi bu bağlamda gayet doğaldır. esas garip olan tanrım vb. gibi yerel olmayan, ödünç kelimelerin marşta yer almasıdır. bu da olmadığına göre, sorun yoktur.

ayrıca istiklal marşı sipariş üzerine yazılmış bir marştır. savaş yıllarında sadece kılıçların değil, kelimelerin konuştuğu göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. duygularıyla düşünen(!) bir milletin zamanında en değer verdiği şeylerden birisi de dini olduğu için, din unsurlarının halkı ateşlemek, halkı millet yapmak için yardımcı olacak bir marşta yer almaması abes olurdu. bunların yanında mehmet akif'in kendi kişiliği de düşünüldüğü zaman, millete mal olan istiklal marşı!na yazarının etkisi iyice anlaşılır.

ayrıca kelimeleri şimdiki anlam ve yan anlamlarıyla düşünmek anakronik bir yaklaşımdır. istiklal marşı 1921'de milli marş olarak kabul edilmiştir, bunu da akıldan çıkarmamak gerekir.

ve son olarak laikliğe aykırı olan dini yaşamak değil, yaşamayı dayatmaktır. saptırmayalım! *

not: bu yazıyı yazan dindar bir kişi olmayıp dinini yaşayan insanlara saygılıdır.
böyle bir smacı böyle bir manşetle karşılamak pek olmadı abiler, saçma oldu hatta, kimse darılmasın. iman gücü diye tutturan pek sayın yazarların yakın tarih okumalarını, kemal atatürk'ün havza'da* bolşevik önderlerden neyin garantisini aldığını öğrenmelerini istiyorum.

yok öyle bol keseden iman..taze bitti.
türkiye nin kurulduğu ilk yıllar ile sonraki yılların farkını gösteren tarihi bir kanıttır. kurtuluş savaşı veren dedelerimiz ve ninelerimiz allah yolunda ölmek için çarpışmışlardır. siperdeki yiğitlerin dudaklarında sadece allah kelimesi vardı. her fert şehitlikmertebesine ulaşmak istiyor ve gözünü kırpmadan kurşunun önüne atlıyordu. savaş esnasında ibadetler ihmal edilmiyor, sürekli kuran okunuyordu. yani yüzyıllardır müslüman olan halk yine yegane gücünü inancından alıyordu. toprağa değil yaradana gideceğini biliyordu.

bu savaştaki zafer üzerine yüzlerce, binlerce şiir yazılmıştır. hepsi de bu manevi güç etrafında oluşturulmuştur. o savaşı canlı yaşayan veya tarihi iyi anlayıp özümseyen birinin oradaki maneviyatı ve ilahi kudreti görmezden gelmesi mümkün değildir.

işte mehmet akif in esinlendiği kaynak ta budur. yapılan her şeyin allah yolunda olduğunu gördüğü için bu dizeler oluşmuştur. çannakale şehitleri de buna bir örnektir;

"........
bedr in aslanları ancak bu kadar şanlı idi."
(bedr savaşı ndaki müslümanlar benzetme var)
.............
"kanın kurtarıyor tevhidi..."
(bkz: tevhid)
...
"gökten peygamber inerek öpse o pak alnı, değer.."
(peygamberimizin mükafatlandıracağını buyuruyor.)"

mehmet akif ersoy dindar bir adamdı. çocukluğundan itibaren islam ahlakı ile yetişti ve hayatını islama göre yaşadı. bu ülke için çok savaş verdi, halkına umut kaynağı oldu, bu ülke var oldukça unutulmayacak eserler bıraktı. cumhuriyetin ilk yıllarında çok etkindi, sonradan oluşan laiklik kavramını ve "halka, dinini unutturma" çalışmalarını eleştirdi. birçok çevre tarafından vatan haini ilan edildi, halkın gözünün önünde küçük düşürülmeye çalışıldı, bunda başarılı da olundu. vefat ettiği zaman cenazesi sahipsiz kalmak üzereydi. törenle gömülmesi bir yana kimsesizler mezarlığı na gömülmesi düşünülüyordu ama halk buna izin vermedi. unutturulmaya çalışılan mehmet akif i bu halk unutmadı, cenazesine sahip çıkıp gereken ilgiyi göstermeye çalıştı.

laikliği farklı yorumlayanlar sadece bu zamanda değil cumhuriyetin ilk yıllarında da mevcuttu ve maalesef bu gidişle hep var olacak. siz var oldukça biz de var olacağız. bu halka unutturmaya çalıştığınız değerlere sahip çıkacak, soyumuzu inkar etmeyeceğiz.
bu ülkenin kuruluşunda hakim olan manevi duyguların milli marşımıza yansımasından rahatsız olan yaratıkların rahatsızlıklarını sözlüğe de yansıtmak için açtıkları başlık.bu ülkenin milli marşından hazzetmeyenlerin ne vatana,ne millete,ne ata ya ne de bir başka milli olguya saygı göstermesi beklenemez.çünkü bunların hepsi aynı ruhun ürünüdür ve hiçbiri birbirinden ayrı düşünülemez.ne bu havayı solumaya,ne bu vatanın ekmeğini yemeye,ne milletimle birlikte yaşamaya layık değillerdir.
ordusu allah allah nidaları içerisinde istiklalini kazanmış bir milletin istiklal marşında tabi ki dini öğeler olacaktır. laiklikle ne ilgisi var?laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. marş bu marş devletle değil milletle ilgili. * *
mustafa kemal in savunduğu değerler ne ise, bu muhteşem mısralarda bunlar vardır.

mesela: hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal !
bu mısrada sanki dini bişiler varmı gibi ve fakat değilll.

milletinin dünya üzerindeki hiçbir milletin esareti altına giremeyeceğini vurguluyor. hedefi o kadar büyük koymuş ki*, diğer manda ve istila meraklıları böcek kadar ufalmış mısralarda.
istiklal marşı ilk olarak, diğer seçilen 6 şiirle birlikte Ordu Komutanlarına gönderildi. Onlardan, şiirlerin askerlere okunması, beğenilenleri sıralandırmaları istendi. Komutanlar, kısa sürede sonucu bildirdiler: Hepsi de Mehmet Akif'in şiirini birinci sıraya almıştı. 12 mart 1921 de meclis'de yapılan oylamada kabul edildi.

o tarihde ordunun seçtiği, Atatürk ün başkanlığında ki meclis in hiç gocunmadan kabul ettiği bu muhteşem şiir/marş için birileri tutup laiklikle örtüşmüyor, dini temalar içeriyor gibi cümleler kurabiliyor ise, kralcılığın bile bir adabı var demek çok yerinde olacaktır.