bugün

(bkz: istanbul ağzı)
yüksek türkce olarak kabul gören, türkiye´de konusulan aksansiz orijinal türkcenin ta kendisi. istanbulluyu digerlerinden ayiran da bu türkceyi konusabilmesidir.
türkçenin içine etmektedir. "gideceğim", "gidicem" diye okunur mu lan!?

(bkz: türkçe yazıldığı gibi okunur)*
türkçe dilbilgisi kurallarının üzerine arapça ve farsça sözcükler döşeyip rum ve ermeniler gibi söylemektir.

trakya ağzı ile türkiye'de konuşulan en boktan ağızların başında gelir. türkçe'nin içine sıçılmasına güzel türkçe demek de ayrı bir andavallıktır.

ekleme: ben de bunu konuşuyorum. kimse çıkıp da "türkçe konuşamayan öküz" muamelesi yapmasın. hatta dil ile ilgili okulda ve özel kurslarda da eğitim almışlığım var. ben, türkçe'ye benzemediğini söylüyorum. yazıyı gözünüzle görün; beyninizle anlayın.
e'leri tam anlamıyla doğru okuyan kesmin türkçesidir.

(bkz: bezelye)
güzel dil türkçe bize
başka dil gece bize
istanbul konuşması
en saf en ince bize.
Annemin dili
Babamın dili
istanbulumun dili
istanbullumun dili
istanbulumun efendisi
Hanımefendisi
Sokaklarımın bekçisi
Yoğurtçusu, balıkçısı
Can dilimi konuşanım
Canım benim
Ninnilerimi bu dil söyledi
Masallarımı bu dil
Bu dille duydum türkülerimi
Bu dille okudum şairlerimi
"Zalim beni söyletme derunumda neler var" *
öncelikle (bkz: #10251824)

örnek verelim:
--alıntı--
haberlerde duyduğumuz normal türkçedir.En bi güzel türkçedir aynı zamanda.

istanbulda,bursada,ankarada,izmirde insanlar bu türkçeyi konusulur.(adaptasyon sürecinin tamamlayamamışları kastetmiyorum)

şehirli türkçesi de diyebiliriz.*
--alıntı--
haber*: salık
normal*: olağan
zaman*: süre, süreç, çağ, mevsim, dönem*
insan*: kişi
adaptasyon*: uyarlama (o tümcede adapte olmak sözünün kullanılması gerekir. en azından onun anlamı uyum sağlamaktır)
kastetmek*: amaçlamak
şehir*: ay* (burada kullanılması gereken sözcük de kenttir.)

peki aynı tümcenin türkçe doğru yazılışı nasıl olmalı?
--doğrusu--
salıklarda duyduğumuz olağan türkçe'dir. en bir güzel* türkçe'dir aynı dönemde.

istanbul'da, bursa'da, ankara'da, izmir'de kişiler bu türkçe'yi konuşulur.* (uyum sürecini tamamlayamamışlardan söz etmiyorum)

kentli türkçesi* de diyebiliriz.
--doğrusu--
gelelim yorumumuza:
bir kere yalnızca şu bir üstteki yazı bile doğru düşündüğümü kanıtlamaktadır. bir kimse düşünün ki "en bi güzel türkçe" ile kısacık bir yazı yazarken yabancı dillerden yedi sözcük kullanıyor ve buna türkçe demeye utanmıyor.
kaldı ki üzerine kesin yargılarda bulunduğu "en bi güzel türkçe" yazmayı bile beceremiyor.
üstelik bu kimse; bırakın türkçe bilmeyi; mantıklı ve tutarlı tümce bile kuramıyor. ("adaptasyon sürecinin tamamlayamamışları kastetmiyorum", "en bi güzel türkçedir" v.s.)

(bkz: kendi kendini göt etmek)
türkçe'nin en gelişmiş halidir. içinde arapça, farsça, fransızca, italyanca, yunanca, ingilizce pek çok kelime barındırır. dünyanın bütün büyük dillerinin vokabülerlerinde de, böyle yabancı kelimeler cirit atar. ingilizce ve fransızca'da, latince ve yunanca kökenli kelimeleri çıkın, geriye pek bir şey kalmaz. ama bunun yanında her iki dilde binlerce arapça kökenli kelime de vardır ve bu kelimeler bir ingilizi, bir fransızı hiç rahatsız etmez.

örnek vereyim: limon, amiral, kahve gibi günlük kullanımdaki binlerce kelime arapça'dan batı dillerine geçmiştir. fransızca douene (gümrük), arapça divan'dan gelmiştir. ingilizce mean, arapça mana'dan gelmiştir. bu kelimelerin sayısı, dr. sigrid hunke gibi araştırmacılara göre binlerle ifade edilir.

ama bizim gerizakalı zümre, büyük dilin ne demek olduğunu bir türlü anlamaz. bin yıldır türkçe'de kullanılan kelimeyi türkçe kökenli değil diye atıp, yerine masabaşında kelime uydurur. kelime uydurmanın psikolojide "paraloji" dene bir hastalık olduğunu da bilmeden, o canım istanbul türkçesini yok etmeye uğraşır.

neyse, uzatırsam makale olacak...

ekleme: bin yıllık türkçe kelimeleri türkçe kökenli değil diye atan tipler, kendileri bin yıllık türk kökeninden mi geliyorlar acaba? öyle ya, kelimeyi atan, insanı da "sen türk değilsin" diye ayıklar ve atar. misal nazım hikmet. dedesi polonya muaciri mi ne? konstantin bilmem kim? kendisi leh midir, türk müdür? buna bir karar verin önce...
türkcenin literatüre dökülmüs hali. yani tüm kitaplar vs bu agiz ile yazilir. türkce istanbul türkcesi ile yazilir.
istanbul konuşması en saf en ince konuşmadır o yüzden türkiyenin her yerinde yazılan ktaplar bu ağızla yazılır.
türkçe dilbilgisi kuralları üstüne yarısı türkçe, kalan yarısı arapça, farsça, fransızca, rumca, ingilizce ve ermenice sözcükler düzmek; bunları ermeni ve rumlar gibi söylemektir.

adı türkçe'dir de hiç türkçe gibi değildir. inanmayan oğuz türkçesi'nin özüne en yakın konuşulduğu türkmenistan'a gider ve kulaklarıyla işitir.

düzeltme: yazım hatası.
yapiorum,yaa ..ııı...yaaa..falan filann yaneeee..çoq dumur oldum abeah!!!
fok balığı gibi yapmanız yeterlidir. (bkz: izmir ağzı)
total olarak ele alırsak, prestige olarak yarı$ma sonunda certificate verilecek olan yarı$ma.
kusura bakmayın amma, orta asyaya gitmiş, az biraz öz türkçe duymuş, anadoluda çok köy gezmiş ve istanbul türkçesinden başka türkçe konuşamayan biri olarak söylüyorum: en boktan türkçedir.

ayrıca, rum ağızıdır. yani şimdi sana bir köy ağızıyla konuşan kaba geliyorsa, azericeyi duyunca gülüyorsan, muhtemelen duymadın ama duysan türkmenceye de gülecek olmanın tüm nedeni, senin türkçeyi bir rum gibi konuşmandır. buna da, 'aksansız', 'temiz', 'en güzel' türkçe derler. -yor ekin bile kasıntıdır. azericede yoktur. gerçekten oğuz türkçesinin birebir kopyası olan ama türkmenistanda konuşulmayan dil olan (konuşulan için (bkz: rusça)) türkmencede, -yor ekinin karşılığı, -yer ekidir. bu kadar kasıntısın yani. anadolu köy ağızlarında ve diğer ülkelerde konuşulan türkçeye göre bizim türkçemiz, ağızında yuvarlayarak ''ay tamam geliyorum canım yaa'' diye tiki gibi konuşmak gibi bir şeydir.

ha işbu entryde resmi ağızı kötülemiyorum, ama gidip bir köy insanının türkçesiyle dalga geçme. o senin gerçek dilin.
fonetik olarak alayını siker kafa ütülemeyin.
kimsenin bilmediği türkçedir.
konuşma dilinden çok, yazı diline yakışmaktadır.
istanbula hiç gitmememiş olan insanların yozlaşmış istanbuldan daha iyi konuştukları türkçedir.
bir diyorbohır türkçesi değildir.
Tane tane ve anlaşılır biçimde konuşmak ise alırız bir dal.
türkçe kaba taslak ayrılırsa bir anadolu türkçesi bir de istanbul türkçesi vardır. anadolu türkçesinde yöresel ağızlar vardır. fakat yazma diline en yakın olan ıstanbul türkçesidir.
(bkz: zamanında beyoğlu na takım elbisesiz giremezdi)
sanki sadece selim ileri konuşuyormuş gibi hissettiğim türkçedir.
genelde hocalarla ya da devlet dairelerinde sesimi incelterek kullanıyorum ben bunu. nedense bir noktadan sonra türkçeyi yeni öğrenmiş ingiliz kıvamına geliyorum.
güncel Önemli Başlıklar