bugün

mezhep fasizanligi gibi bir olay soz konusu olduguna gore normal olan bir durumdur.

sii, alevi ya da sunni diye birbirini cekemeyen o kadar cok musluman var ki, insanlar birlessin diye mi yollandi ayrilsin diye mi yollandi akil karistiriyor.
bu yerlerin kana bulanması müslümanlardan değil, islamı tehlike olarak görenlerden kaynaklıdır. filistin'i de müslümanlar kana buladı zaten, ırak'ı da, afganistan'ı da, pakistan'ı da... herkes bilir ki bu yerlerde abd* israil* ve rusya* at oynatma savaşındadır.
en güzel ve gelecek için büyün önem taşıyan toprakların müslümanların elinde olmasından mütevellit bazı aç gözlü hayvan oğlu hayvanların iştahlarını daha da arttırması sebebi ile bu topraklara ya direk savaş açıp, demokrasi getirme kisvesiyle ya da aynı dine mensup insanları fitne ve fesatla birbirine düşürürerek savaşa sürüklemesinin getirdiği kana bulanma durumudur.

iğrençtir, şerefsizliktir. ama şimdiki dünya görüşü bunların olması gereken şeyler olarak görür. masum şeylerdir zaten. savaş, kan, petrol falan...
bir joseph ratzinger (papa 16. benedict) tezi.

(#3122917)
tabi müslümanı narsist zanneden batılı zihniyetin misyoner kusmaları bunlar. islam cografyası kan gölü oldugu dogrudur ama, kan müslüman kanıdır, kaıtanda misyoner batılılardır. katil ve öldürdügü kişiden, masum sadece zengin kaynakları oldugu ve dini islam oldugu için suclu öldürülen olarak göstermeye çalışan zihniyet katilden taraf ve katilin elindeki kanın yalayıcısı bir pislikten başkası olamaz.

kan ve irin yiyen bu zihniyet kendi gökdelenlerini bombalar ve müslümanlar yaptı der, sonra iki tane müslüman ülkeyi işgal eder, diger örnekse türkiye gibi ülkelerdede müslüman kanı içicilerini hoş gören satılmış karakterdeki insanlar de onları masum, fakir kötü giyimli müslümanlarıda pis katiller olarak gösterme çabası düşer, yaptıgınız katile ortaklıktır, vatanınızı satmaktır, kitapsızlıktır.
(bkz: #3859370)
petrolun bol olduğu toprakların "islâm ülkeleri"ne tekabül etmesinin nedenlerinden birisi olduğu durumdur.

bu ülkelerdeki iç politik sistemlerin de otoriter ve totaliter olmasının da etkisi vardır. petrol şirketleriyle ortaklaşa çalışan ülke liderleri muhalif hareketleri kan dökerek bastırmış ya da yok etmiştir.

bu tür şirketlere karşı tepkisel yönetimler de küresel konjonktür nedeni ile milliyetçi ideolojilerini güçlendirmiş ve her türlü muhalif hareketi "batı uşaklığı" olarak yorumlayıp baskıcı rejimleri meşrulaştırmaktadır.

iki durum da bazı şeylerin çok yanlış yürütüldüğünü ve bu topraklardaki insanların kanının dökülmesine neden olmaktadır.
aslında işin en doğrusu;
(bkz: insanın egemen oldugu cografyalarin kana bulanmasi)
(bkz: #3857321)
makyajı "medeniyetler çatışması" teziyle yapılan, altında ekonomik ve oldukça girişik* yerel ve küresel nedenler olan durumdur.
asiri dincilerin veyahut o bolgeye egemen olmak isteyen gayrimuslimlerin sebep olduklari tiriviridir. bes vakit namazini kilip kuranini okuyan pamuk sakalli dede, nine kimseye saldirip da ortaligi kana bulamaz.

edit: baslik bluevelve'inmis, tahmin etmeliydim. yazmadim sayin.
yanlış bir tespit. islam hoşgörü dinidir. dil uzatanın kafası kesilir!
Kimin buladığını insanların bilmekte olduğu ama hala bir kısım insanlarca anlaşılamayan konudur.

(bkz: laf söyledi balkabağı yatır yere bas bıçağı) denilmesini isteyen yazarın açtığı başlıktır.
kana bulanması, şiddetin, çatışmanın eksik olmaması gereken bölgelerde islamın egemen kılınması, ılımlı, limonlu, vanilyalı gibi sıfatlarla hoş gösterilerek desteklenmesi olarak tersten okumak da mümkündür.

bu işleri organize eden, basit menfaatleri uğruna milyonlarca insanın ölümüne, acı çekmesine yol açan namussuzların geçmişleri de böyle onursuzluklarla doludur.

vaktiyle kara afrika'ya misyoner kılığında gidip yerlilerin eline birer incil tutuşturan, onlar dua ederlerken topraklarına el koyan haysiyetsizlerin torunlarıdır bu kanın, gözyaşının sorumluları.

bizim stratejik ortaklarımızdır!
vakti zamanında

mao, stalin ve hitler gibi müslümanlar! da coğrafyalarını fena halde kana bulamıştı. eh siz sayın ölüleri bakalım hangi kan gölü daha derin?
doğrudur. ortadoğu'da osmanlı hakimiyetinde her gün yüzlerce insan öldürülüyordu. insanlar ablukaya alınıyordu. aç bırakılıyordu. aman gitti osmanlı da huzura barışa kavuştu oralar. oh be...

(bkz: ironinin farkında mısınınız)
amerika`nın egemen olduğu coğrafyaları da gördük. dur lan amerika zaten her yerde. başlık sıçmadan önce misyoner kişinin çok iyi okuması lazım, değil mi john.
"bir karıncanın bile canını inciten bizden değildir" diyen bir din nasıl oluyorda insanların öldürülmesine izin veriyor. yine nerenizden uydurdunuz bunları bilmiyorum.
müslüman diye adledilen örgütlerin müslümanlıkla uzaktan yakından alakası yoktur.
insan öldüren hiçbir kimse ben müslümanım diyemez çünkü islamiyet direk olarak bu tarz insanları dışlamıştır.cihad ise tamamen yanlış anlaşılmıştır yada insanlar başka yerlerinden anlamıştır.
cihad ikiye ayrılır;
1- büyük cihad : insan bedeninde bulunan kötülükle ve nefis ile yapılan mücadeledir.
2- küçük cihad : maddi olarak yapılan ibadetlerin tümü ( fitre,zekat )
allah rızası için yapılan bütün ibadetlere cihad denir.
lakin müslüman olmayan insanlar tarafından kasıtlı olarak konu farklı noktalara getirilmiştir.ölmek ve öldürmek ile birleştirilmiştir.
eziklik psikolojisi ile yazılmış bu yazıların bilgisizlikten kaynaklandığı ortadadır.
egemen olmadığı yerlerin döle bulanmasının karşıt durumu.
"dini inancın egemen olduğu coğrafyaların kana bulanması" diye düzeltsek olur belki de di mi.. çünkü ters argüman olarak diğer katliam yapan insanlar ve onların da inançlarının başka olduğu örneği veriliyor (ve gerçekten de doğru bi karşı argüman bu).

islam kana buluyor ama hıristiyanlık da dünyayı tabiri caizse skip atmış zamanında (ve hala attığı iddia edilebilir). musevilik de keza.. hatta dünyanın belki de gelmiş geçmiş en hoşgörülü inanç şekli olan budizmin hüküm sürdüğü hindistan bile dahil edilebilir bu listeye.

ee.. harbiden o zaman neye inanırsa inansın, insanların herhangi bi dini inanca sahip oldukları zaman katliamlardan uzak durmadığına varıyoruz.

stalin ve mao da ateist katliamcılar olarak bu listeye eklemlenebilirse o zaman en büyük düzeltmeyi "insanın egemen olduğu coğrafyayı kana bulaması" diye yapmak gerekir ama salakça olur bu tanımlama. sonuçta hedefimiz insanın egemen olup kan dökmemesi üstüneyse ona göre bi yol bulmalıyız.

ben tabii ki çözümün inançsız (dini inançsız) bi dünya olduğu konusunda ısrarcıyım. ha stalin ve mao derseniz, birincisi bunların zaten ateizm uğruna kan dökmemiş olmaları, ikincisi de beş altı bin yıllık insanlık tarihinde diğer inançlar için yine binlerce farklı katliam sayılabilirken bu yönde ancak bi elin parmaklarını geçmeyen (ve cidden ateizmle de ancak uzaktan -o da baya bi zorlamayla- ilişkilendirilebilen) örnek verebiliyorsak.. evet benim oyum inançsızlığadır.
dolaylı olarak doğru olan iddia.

dolayı! da şu ki; islam dinine inananların çoğunlukta olduğu coğrafyalar kana bulanmıştır.
bulayanlar da evet, israil ve abd'dir. peki bunlara bu fırsatı veren kimdir veya nedir?
bu coğrafyaların hala dinle yönetilmekte israr etmeleri, sorunun sadece islam değil bizzat dinin kendisi olduğunu anlamamaktaki israrlarıdır.
israil sözde laiktir, özündeyse tevrattan alır emri. ama varlığını abd'nin ortadoğu karakolu olmasına ve abd'deki yahudi lobisine borçludur.
1973 yom kippur savaşı sonrası ürettiği 200 nükleer bomba ve seferberlikte 150 binden 600 bin kişiye çıkan yehova zihniyetli ordusuyla etrafındaki tüm islam ülkelerine kafa tutabilmektedir.

sorun bizzat dinin kendisidir. dinler statik emirlere sahiptir ve aynı kalmak gerilemektir(son asırda).
dinle yönetilen dünyada, ilim çin'de de olmaz ki oradan alasın.
doğanın gizemine şaşırıp allah allaah demekten, düşünmeden tek cevaba* indirgemekten bu sırları deşemez insanoğlu.
kurbağanın içini açıp incelemeyi bile yüce tanrının dehasına müdahale olarak görür. ta ki bir deli cesur çıkana kadar.

vatikan'ın latince gizemiyle bilinmezlik satan engizisyon ağalarına, cadı olup yakılmaya, ne dersen de dönüyor aq dediler isyan ettiler.
papalardan pek farklı olmasa da martin luther ki kendisi ehven-i şer olarak bile, mantık gelirse iman gider diyen biriydi;
onunla kendi dillerinde ibadet ederek dini anlamaya başladılar. bu başlangıçla büyü bozuldu.
bizdeki anadilde ibadet karşıtlarının özdeki amacı arapçanın latince gibi şairane gizeminin yok olmaması ve insanların gözünün açılmamasıdır.
neyse bunlar sanatta aştılar, bilimde uçtular. antik yunan yazmaları, moğol istilası mağduru harran üniversitesi'nden bizans'a geçen elyazmaları,
istanbul'un alınışıyla surların marmara kıyısındaki kapılardan gemilerle kuzey italya şehir devletlerine,
makyavel'in patronları borgialara, medicilere geçti.
salak salak ilmin çinden gelişini beklemediler, haçlı seferleriyle gördükleri ve arapların da çinden aldığı
barutun, pusulanın, kağıdın hakkını verdiler. işe incil'i çoğaltarak başladılar. gerisi geldi.
okyanusa açılmaya bahaneleri bile osmanlının doğuyu kapatmasıydı ama yılmadılar: portekiz'den afrika'yı güneyden dolanıp osmanlı'yı kızıldeniz'e hapsettiler.
artık soru sormakta hürdüler, yakılmaktan korkmadan hadi len diyebildiler.
davud'un heykelini kudüs'e hediye ettiler rönesans'ta.
kabul edemedi haham efendiler, avret yerlerinden utandı davud'un dindar öz torunları. atı alan kudüs'ü geçmişti zira.

cennet krallığı filminde selahaddin eyyubi şöyle der:
kudüs hiçbir şeydir..(sonra da)
kudüs herşeydir..
ikisi de doğrudur. kudüs sıradan bir şehirdir. ama aynı zamanda devrin tek geçim kaynağı olan yağma
ve tek istihdam alanı olan ordular için bahanedir.
ortaçağ hristiyan batının kilisesine düşman figürü ve vaadedilmiş topraklar ülküsü gereklidir ki kiliseye bağlana çapulcular ve sözünden çıkamaya krallar.
şimdiki abd taktiği gibi(11 eylül, islamofobi, afganistan işgali)
islam ekonomisi de ganimet üzerinedir. oturup üretilen her şey, dar-ül harb'a karşı sefere çıkan ordu içindir. mızrak, ok, üzengi, çarık, top, tüfek..
ayrıca ordu, sürekli istihdam kaynağıdır. amaç da küffarı yenip ganimeti üleşmektir.
bu mecburi taktiğin son uygulayıcısı olan osmanlı, küffarın tekniğine yenilmiş ve islam, tesbih böcüğü gibi içine kapanmıştır.

insanın bedeni gibi zihni de evrim geçirmekte. özellikle son 100 yılda.
tekerlek bulunalı olmuşsa bir 5000 yıl, öküz arabasına takılıdır 4900 yıldır.
son 100-150 yılda bir mucize oldu ve buhar makineleri, piston motorlarıyla önce kömür, sonra petrol bir boka yarar oldu.
bu da tanrının! islam dünyasına amorti ikramiyesiydi.
batı da, ulaştı, çalıştı, londra metrosunda, kömür madenlerinde 10 yaşında çocukların kanına girdi,
kadınlar menopozun adını duymadan dünyadan göçtüler. oy istediler, cop yediler, yürüyerek yolları aşındırdılar vs.
isa zamanında(2000 yıl önce) ortalama ömür 30 küsür yıldı, 1900'de oldu anca 40 yıl vesaire. şimdi 90'a dayandı.
sonra ne serf kaldı, ne derebeyi. taşındı batı şehire. ezildi, büzüldü, düzüldü, isyan etti, komün kurdu, hakkını aradı.
doğuda ise boran ağa ve seymen ağa, hala son model batı jipine biniyor marabaların alınterini çiğneyerek.

katolik, protestan batının üvey kardeşi ortodoks doğu hristiyanları da medeniyet treninin son vagonuna zar zor bindi.
deli petro denilen sezarları, yani çarları, avrupaya tedbili kıyafet gidip tersanelerde it gibi çalışıp rusyaya taşıdı gördüklerini. kiliseyle papaz oldu.
doğunun dümeni olan bizim padişahlar da tedbili kıyafet tekniğini, gizlice meyhanelerde içmek için kullandı.
sonuç ortada; onların torunu putin, bizimki tayyip.

islam olup da bu acılı medeniyet yolunun fason taklidini sadece türkiye denedi.
tabi mecburen seve seve değil, s.ke s.ke olunca ve 400 yılllık doğal evrim, konsantre şekilde 15 yıla sığdırılınca millet beyin .mcıklaması geçirdi.
1940'lara kadar doğuda bazı yerlerde hala padişahlıkla yönetildiğini sananlar vardı.
şimdi de karşı devrimle geri aldı kaleleri serflerin torunları ve padişah hayranları.
çünkü böylesi, bu evrimin ağababaları batının istediğiydi.
hayrını görün.
güncel Önemli Başlıklar