bugün

öncelikle duymamış olanlar için darfur nedir onu söyleyerek başlayalım. darfur sudan'da bir bölge. zenci müslümanlar yaşıyor. sudan ise kendine has bir şeriatla yönetilen bir islam ülkesi. araplar, zenciler, müslümanlar, hıristiyanlar derken bir sürü bölünmüşlük sözkonusu. devlet de yıllardır hıristiyan isyancılarla savaşıyor. neyse fazla dağıtmayalım konumuz darfur.

efendim bu darfur'da yıllardır katliamı da aşmış bir vahşet sözkonusu. orada yapılan vahşeti karşılayacak sözcük olarak akla soykırım geliyor. evet soykırım. son dört beş yıldır yüzbinlerce zenci müslüman arap din kardeşleri tarafından katledilmiş, milyonu aşkın kısmı da yerinden yurdundan edilmiş vaziyette. batı duyarsız. henüz kısa ve orta vadeli çıkarları sözkonusu olmadığındandır. batının duyarsızlığı ve çifte standardı konusunda fikir ayrılığı yaşayacağım kimse olduğunu sanmıyorum. ancak konunun diğer bir boyutu var.

konunun diğer bir boyutu var. şöyle ifade edeyim. biliyorsunuz türkiye'de gündemden düşmeyen bir israil filistin sorunu var. düşmemesini yadırgıyor değilim. düşmesin. nerede zulüm varsa insan olmaklığımızın gereği için zalime karşı mazlumun yanında yer almalıyız. bu ana ilkedir. filistin'de zalim israilliler, mazlum ise filistinliler. ülkemizde de islami kesim yıllardır filistin davasının en önde gelen bayraktarı oldu. ancak bu bayraktarlıkta şüphem de yok değil. acaba insani bir tavırla, zalime karşı mazlumun yanında zalime karşı yer almak tavrı mıdır bu? yoksa din kardeşliği mi tek saik? acaba zalim müslüman, mazlum yahudi olsa bu sefer tavırlar değişecek mi? zalim müslüman olunca "ama"lar mı devreye girecek? işte bu tür şüpheler.

şimdi önümüzde bir darfur olayı var. tek tük enformasyon kırıntısı haricinde katledilen, tecavüze uğrayan, yerinden yurdundan edilen yüzbinlerce insan hakkında pek bir malumatımız olmuyor. gündeme gelmiyor bu trajedi. camilerde yapılan filistin gösterileri, islami medyada oluşturulan filistin gündemleri geliyor aklıma. bir de darfur konusundaki suskunluk. gerçi filistin filistin diye duygu sömürüsü yapıp, oy devşirip sonra israille en sıkı işbirliğini yapanları da var ya neyse. darfur'da zalim de müslüman, mazlum da. zalim şeri yönetimin paramiliter güçleri. yurdumdaki muhterem din kardeşlerim dut diyetine girmiş vaziyetteler. acaba "senin mazlumun, benim mazlumum" ayrımı mı yapıyorlar? ancak bu suskunluk doğru değil. bu suskunlukta pis bir riya sırıtıyor. mazlumun dini milliyeti olmaz. insaniyet mazlumun ve zalimin dinine milliyetine bakmadan mazlumun yanında yer almayı gerektirir. gerçi ideal noktada islamiyet de bunu gerektirir. hz. muhammed'e ait olduğu söylenen bir sözle kapatalım. "haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır"
Filistin'de müslümanlar El-fetih ve Hamas örgütleri ile birbirlerini nefretle öldürecek kadar ve aralarındaki din kardeşliğini unutacak kadar aptallaşmışsalar sözü edilen duyarsızlığın çözümünde yabancıların yardımından önce kendi radikal zihniyetlerinde bir takım revizyonlara gitmelerini zorunlu kılan bir durumdur .
(bkz: Cahiliye devri)
aslında en büyük etkenin "alışmak" olduğu husus. alışmak, çoğu zaman bir nimet lakin insan zalimane şeyleri de her gün medyada gördükçe artık kanıksıyor. fıtratla alakalı bir olaydır, mevzuya gelelim. israil in filistinde yaptığı katliam da gözümüzün önündedir, ama onlara da alışıyor yahut kerkük e de, doğu türkistan a da, darfur a da.

darfur u diğerlerinden mühim kılan bir husus yoktur açıkçası. canilik, hoşgörüsüzlük ya da hayvanlık, dinlerin salıkladığı şeyler değildir elbette. bu durumda ruanda ile darfur da çok da fark yoktur bence. ikisi de halkın olmadık sebeplerle birbirlerini kestiği katliamları yaşar. olmadık sebepler;

darfur da müslüman müslümanı kesiyor diye islam a ve müslümanlığa laf sokmak da gereksiz. islamcılarda darfur duyarsızlığı demek bir kızgınlık belirtir, evet haklı bir kızgınlık. ama insanların darfur duyarsızlığı demek daha güzel olmaz mı idi?

alışmak diyorduk, alışmak duyarsızlığı getiriyor işte. bu alışmak durumu yüzünden gözümüzün önündeki olaylara müdahele etmiyoruz ki, darfur a edelim.
http://www.haberler.com/k...kumanya-paketleri-haberi/

http://cumaertesi.zaman.c...p;hn=4275&sy=20070421
darfur da kimsenin olmadığı gibi müslüman devlet adamlarının yahut iş adamlarının da ilgileneceği bir zenginlik yahut politik denge unsuru olmamasından mütevellit durumdur.

filistinlileri kullanan araplar darfur u kullanmayı bile çok görmüşleridir.

bir de şu var elbette;

(bkz: abdullah gul u ziyaret eden sudan heyeti)
(bkz: sözün bittiği yer)