bugün

genellikle güzel bayanların seçtiği meslek.
(bkz: lisedeki tas ingilizce ogretmeni) *
insanın ulen bunlar daha Türkçe konuşamıyorlar, bide gavurca öğretmeye çalışıyoruz diye söyleten meslek...
ozellikle ilkogretim seviyesinde ogretmenlikten cok sebeklik yapmasi gereken, ama neyazikki hic onemsemeyip monoton turkce ders anlatan, buyuzden yillarca ingilizce ders alip hala iki cift lafi bi araya getiremeyen nesillerin yetismesine neden olan, ogretmen gurubudur. yeni nesil ogretmenler bole olmayacak umarim.(bende yeni bir ingilizce ogretmeniyim)
genelde bu meslegin bayan meslektaslarinda ortalamanin uzerinde bir guzellik istatistigi vardir. yer ve zaman farketmiyor arkadasim ingilizce hocalari eger genc ise buyuk ihtimalle hos ve guzellerdir.
ingilizce öğretmeniniz kaza ile sınıf öğretmeniniz olursa bu mesleği seçtiğine pişman olabilecek öğretmendir. zira ağlayarak sınıf defterini fırlatttıktan sonra sınıfı terketmek tipik özellikleri arasındadır.
türkçe sözcük kullanan öğrencilerinden bozuk para toplayan öğretmen, sene sonunda o paralarla kek, pasta, börek alırlar bu yüzden pek çoğunun midesine düşkün olduğu kanısına vardım.
ingilizce öğretmeyle yükümlü öğretmen tipidir zira bazıları ingilizce bilmemektedirler. bu tiplerin lisede dil bölümüne öğretmen olması durumunda, öğrencileri de kendine benzeyebilir. * *
ilginçtir ki bu meslekteki tüm bayanlar acayip seksi olurlar.
öğrencilerin sorduğu kelimelerin anlamlarını söylerken bir öğrencinin hocanın bilmediği bir kelime yi tesadüfen sormasıyla o sözlükler neye yarıyor diyen hocalar topluluğu.
bu mesleğe sahip oluşum dolayısıyla çevremde ilgili her türlü ingilizce eylem ya da söylemler için sorumlu tutulduğum bir etiket. ingilizce şarkıları anında çeviremiyorsanız, yetersiz kabul edilebilirsiniz sadece buna bakarak. ama meslek sahipleri bilirler ki aslında hiç bir şey o kadar da göründüğü gibi değildir.
düğünlerde oğullarına kız arayan teyzelerin kızlarda aradığı bir numaralı meslektir. sonra matematik öğretmenliği gelir.
(bkz: şahbu metinkan)
üniversiteyi kazandığımda bu bölümde okuduğum için kendimi ayrıcalıklı hissediyordum ama okul bitti nasıl olduysa bu meslek tavan yapmıştır 3-4 yıl içinde. kime sorsam ne öğretmenisin diye cevap ingilizce oluyor. ve hepsi de güzel oluyor gerçekten.
sadece adam akıllı öğrencileri olmayıp bazen dangalak öğrencilere sahip olabilen branş öğretmenidir. misal,
fantezilerini zuhur bulmuş sanan öğrencilerle ders yapıyor olabilir her gün.
Bu mesleğe sahip hatunların kolayca seçileceği türden bir meslek.. Diğe bölümlere oranla daha havalı..
Üniversitede okurken ikinci öğretim öğrencilerinin genellikle levis takıntılı olduğu, okuması çok keyifli, ayrıcalıklı, diğer branşlar arasında göze çarpan, ama ne yazık ki çoğunun ingilizce konuşmayı beceremediği şahane öğretmenlik türü.
ne yazık ki türkiye şartlarında pek azı üniversitelerin ingilizce bölümünden mezundur. çoğu ingilizce fizik,kimya bitirip, öğretmenlikten anlamayan ve beginner'dan öteye geçemeyen tiplerdir. bu yüzden de zavallı çocuklar ingilizce öğrenemez gelen tepkileri de gerçek ingilizce öğretmenleri göğüsler.
kutsal bir meslektir... *
bi gün için dersi boşverebilip üniversite anılarını anlatan türlerine de rastlamak mümkündür:
''bi keresinde cin çağırmıştık çocuklar'' (bi gidin hocam ya) (daha neler hocam) ''valla.. sadece kendinizi mi zannediyosunuz aa..''
muhabbetin devamında değişik olaylar cereyan etmektedir ve sınıf -bi daha hiç böylesi olmayacak şekilde- pür dikkat dinlemektedir
ki aniden sınıfın muzip elemanlarından biri tabiri yerindenyse öküz gibi kapıyı DAN DAN vurup (hoca dahil bütün sınıf altına sıçar)* sınıf defterini istemeye gelir..
kimse çaktırmaz tabii sonradan aklının çıktığını da bağıran tipler alay konusu olmaktan kaçamazlar tabii..*
daha türkçe yi öğrenemeyen bir millete ingilizce öğretme külfetine girmiş emekçilerdir.

- şimdi bu şahıs zamiri ile yardımcı fiili yerdeğiştiriyoruz.

+ zamir neydi lan?
en bal bölümün öğretmenidir.

dil, okuyup ezberlenerek değil; konuşularak öğrenildiği için ömrünü çalışmalara, ineklemelere harcamaz aksine eğlenir. çünkü dil öğrenmek ve öğretmek zevkli bir iştir. kanıt için okulunuzdaki öğretmenlere bakabilirsiniz. hepsinde bir yılgınlık, bezginlik olduğu anlaşılır ama ingilizce öğretmenleri * genelde havalıdır. süslüdür. erkekse karizmatiktir. mutlu ve başarılı bir görüntü verir. genelde atamaları en kek olan bölümlerden biri ingilizce öğretmenliğidir. atanmasalar da dershanede yüklü bir maaş alabilirler. hiç olmadı özel ders, ya da tercümanlıktan yine yırtarlar. yani boşa okuma durumları da yoktur. o yüzden mesleği sevdirirler.

edit: bu dünyada bal diye bir şey yokmuş.
sözlükteki bazı yazarların mesleği.
özelden bana ulaşırlarsa sevinirim.*
hangisi doğru?
on 1000 mt high
or
about 1000 mt high
türkçesi: 1000 metrede yağmur soğumaya başlar gibi bir cümleydi.
her ne kadar ingiliz aksanıyla konusabilmek için içi gitsede, daha kolay ve daha anlaşılır amerikan aksanını edinmek mecburiyetinde ve alışkanlığında olan, üniversitede aksan değil yöntem öğrenen, dil ve edebiyat ve mütercim-tercümanlık okuyanların yatarak mezun olduklarını sandıkları, ama aslında onlardan çok daha fazla ödev, sunum, proje hazırlayarak heba olan, ve genel görüşlerin de ortak fikri olarak, bayanlarının mesleki güzellik ve çekicilik sahibi olduğu canım bölümüm...
türkiye'de kadınların hegemonyasında olan meslektir. çiçeği burnunda olan, genç öğretmenlere sınıflardaki erkek ergenler yüzünden bıkkıntı gelir hep. ilginin sınırı yoktur. ama yaşı itibariyle hemen hemen öğrenciler ile akran oldukları için onların dilinden anlar, onlar gibi davranırlar. dersten nefret eden öğrenci bile uyanır, sempati duyar. hani sorarlar ya ünlü aşçılara ''nerden buluyorsunuz bu eşsiz tadları üstadım'' diye, aşçı cevabı verir hemen '' sevgimi katıyorum'' diyerek. işte böyle bir durum bu. emek ve sevecenlik gerek. öğrenci psikolojisini anlamaları en büyük avantajları. halen devam eden öğrencilik zamanımda bütün ingilizce öğretmenlerim kadın idi. otuzbeş yaşın üzerinde hiç bu gruba dahil olan öğretmenim olmadı. hepsi de bütün öğrencilere karşı ılıman tavırlar gösterdi. kibirli, kompleksli ve dediğim dedik kişilerle karşılaşmadım, bunu da bir şans olarak görüyorum. belki de buna zemin hazırlayan sınıf ortamı olabilir, ama öğretmenin de katkısı büyük.