bugün

kuruyla beraber yaşında yanması durumu'dur. islam dinini çıkarcı bir politikayla kullanan ve o şekilde gösteren insanlar olduğu için dini gerektiği gibi yaşayan insanlar da çıkarcılarla aynı etiketi yer. aslında bu hayatın içinde ki bütün oluşumlar için az çok geçerlidir. sıfatlar değişir ama genellemeler olduğu gibi kalır.
hak edenin hak ettiği gibi nitelendirilmesidir. ne yani? hitler "inancını" yaşamıyor muydu? kendi halinde samimi müslümanlar "inançlarını" yaşamıyorlar mı? ışid "inancının" gereğini yapmıyor mu? haçlı seferlerini yapanlar, yaptıklarının "inançlarına" uygun olduğunu düşünmüyorlar mıydı? pastafaryanizm de bir "inanç" değil mi?

velhasıl, yapılan bir şeyleri "inançla" izah etmek o şeyleri haklı çıkarmaz. yobaz ister öyle inandığı için yobazlık yapsın, ister başka bir sebeple yapsın, farketmez, yine yobazdır. yobaz tabiri tartışmaya açık bir tabir değildir. sebebi şurada izah ediliyor: (bkz: yobaz tabirinin tartışmaya açık olmaması)

işte klasik "efendim önce laiklik nedir onu tartışalım", "efendim önce masa nedir onu tartışalım", "efendim önce bilmem ne nedir onu tartışalım" ayaklarının diğer bir versiyonuyla karşı karşıyayız. bu takım bir tek kendilerini pek akıllı sandıkları için (bkz: yobaz ve zeka) hep bu kavram çarpıtma silahına sarılırlar. ancak bunların ne mal olduğunu anlamamış kişiler bunlarla kavram tartışmasına girer.

yobaz yobazdır. biz "yobaz" dediğimizde herkes kimi kastettiğimizi pek iyi anlar. kendinize "yobaz" denmesini istemiyorsanız yobazlık yapmaktan vazgeçin.
tek doğru olarak gördüğü inancını başkalarına dikte etmeye, başka inanç ve düşüncelerin var olmadığı tek tip insanlardan oluşan geri ve yerinde sayan baskıcı bir toplum kurmaya çalışan aşırı dincilere yobaz denilir.

yobazlığın ön koşul cahil olmaktır. gerçekten de geniş bir kültüre sahip bir insanın kendisi gibi düşünmeyen insanlar hakkında olan bilgisi, onları anlamayı ve hoşgörüyü getirir.

yobaz o denli cahildir ki, başka yaşam tarzlarını ve düşüncelerini sapıklık olarak görür. aslında kendisinin sapkın ve insan olmaktan uzak olduğunun farkında bile değildir.

inancını diğer inançlara saygı göstererek yaşamak bilgi ve çelebilik gerektirir. sonuç olarak hangi dinden ve mezhepten olursa olsun, dindarlar kara cehaletten uzak kaldıkları müddetçe yobaz diye nitelendirilemezler.
it ürür kervan yürür.
inancını yaşarken aynı inançta olmayanları ötekileştiren ve eleştiren insanlara yobaz denilmektedir.
dolayısıyla inancını yaşayanlar yobaz değildir.
(bkz: takunyalılar) ben demiyorum ,diyorlarmış.
Kimse sokakta çıkıp oruç tutanlara " yobazlar " diye bağırmıyor.
Yada kimse camiye girip "gericiler " diye bağırmıyor.
Müslüman kuruntusu bunlar.
Dini yaşayamamak derken kastedilen şey " ayrıcalıklı olmak istiyoruz , çünkü biz çokuz, devletinin dini olmaz ilkesini siktir et , hatta kendi inancımız bize göre garanti olduğu için diğer dinleri istemiyoruz" dur.

Yani ayrıcalık beklentisi var. Eh zaten ülkede ayrıcalıklı olan sünni islam değil mi ? Her yerde cami yok mu ?
Ramazanda tv'ler komple ramazana çalışmıyor mu ? Diyanet adı altında sünni islama hizmet eden bir "devlet kurumu " yok mu ?

Bu durumda nasıl dinin yaşanamamasından bahsediyoruz ?
Demek ki yaşamda bir sorun yok, yaşayanlarda var. Ya dertleri başka, yada gerçek islam bu değil'den öteye gidememişler.
size ne kardeşim bırakın insanlar inançlarını istediği gibi yaşasın kime ne zararı var ki...
saygi duymayan insandan ne beklersin.
inancını biraz abartarak yaşayanlara denir.

olayı yanlış anlayanlardır yani.
yobazın kelime anlamını bilmeyen cahillerin işidir. bir görüşte aptallığa varacak kadar sabit kafalılıktır. Hoş aptal olmayan adam inanç, ideoloji ne sikimse artık eleştrici, sorgulayıcı yaklaşım benimser neye inandığını bilmek ister.

Başlığa dönersek yobaz kafa yapısıdır.