bugün

teoman'ın şebnem ferah'la düet yaptığı pek bi güzel, manidar olan şarkısı.
orjinal ismi jet lag olan başrollerinde juliette binoshe ve jean reno'nun oynadigi romantik komedi.
teoman ve şebnem ferah ın birlikte söyledikleri bu şarkının söz ve müziği teomana aittir ve teomanın "onyedi" isimli albümünde 5 numaralı şarkıdır...
şebnem ferah'ın güzel göründüğü tek klip
yoktur üstüne senin güzeli çirkin yapmakta
suçuysa dünyaya atmakta
neyin bildin ki değerini
benimkini bileceksin bunu da tabii mahvedeceksin
iki yabancı..birlikte ama yalnız iki yabancıyız......şeklinde iç burkan sözlere sahip bir teoman şebnem ferah düetidir.dinlenmesi caizdir.
ajda pekkan'ın, 1968 tarihinde çıkan, dünya dönüyor 45'liğinde yer alan, strangers in the night'a fecri ebcioğlu'nun türkçe sözler yazarak ortaya çıkan şarkıdır.

sözleri:

gece karanlık,eller birleşmiş
gece karanlık, kalpler sözleşmiş
iki yabancı tanışmışlar böyle
yıldızlar şahit olmuş bu aşka
mehtap demiş ki, gece aşk başka
yabancılara yapmış bir de şaka

kaybolmuş mehtap,
dalmış gitmiş buluta
karanlıklarda,
aşıklar hep yanyana
neden geceyi hep seçiyorlar?
yabancılar karanlıkta elele sevişiyorlar

iki yabancı, gözler birleşmiş
iki yabancı, kalpler sözleşmiş
iki yabancı, gölgelere sinmiş

kaybolmuş mehtap,
dalmış gitmiş buluta
karanlıklarda,
aşıklar hep yanyana
neden geceyi hep seçiyorlar?
yabancılar karanlıkta elele sevişiyorlar

aşkın gözü kör, ya geceninki?
saklanıyorlar, görürler belki
çünkü geceler günahlarla gizli

kaybolmuş mehtap,
dalmış gitmiş buluta
karanlıklarda,
aşıklar hep yanyana
neden geceyi hep seçiyorlar?
yabancılar karanlıkta elele sevişiyorlar
hava usul usul kararmakta, yağan yağmur sonbaharın müjdecisi, deniz hafif dalgalı.. bu görüntüye eşlik eden şarkıdır iki yabancı.
(bkz: çölde çay)
birlikte ama yalnız,
iki yabancı.

yine de bagisladim ben hepsini,
hem seni hem kendimi.

neyin bildin ki degerini,
benimkini bileceksin.
bunu da tabii mahvedeceksin..

ne kotu, evlerden ırak.
feci birsey.
feci!
dokunur insana bu sarkı, algılar bulanıkken.
ajda pekkan'ın ilk olarak '67 tarihli bir 45'liğinde sonrasındaysa kendi adını taşıyan ilk albümünde seslendirdiği güzel bir şarksı. en son olaraksa 2000 tarihli diva albümünde, yeniden düzenlenmiş bir halde çıktı karşımıza.

iki Yabancı
Söz: Fecri Ebcioğlu / Müzik: Charles Singleton - Bert Kaempfert
Yayınlayan © 1967 Regal

Gece karanlık eller birleşmiş
Gece karanlık kalpler sözleşmiş
iki yabancı tanışmışlar böyle

Yıldızlar şahit olmuş bu aşka
Mehtap demiş ki gece aşk başka
Yabancılara yapmış bir de şaka

Kaybolmuş mehtap dalmış gitmiş buluta
Karanlıklarda aşıklar hep yanyana
Neden geceyi hep seçiyorlar
Yabancılar karanlıkta elele sevişiyorlar

iki yabancı gözler birleşmiş
iki yabancı kalpler sözleşmiş
iki yabancı gölgelere sinmiş

Aşkın gözü kör ya geceninki
Saklanıyorlar yarına belki
Çünkü geceler günahlarla gizli
biz daha iyisini yapana kadar en iyisi bu seklindeki super teoman parcası.

(bkz: sebnem ferah)
eskı sevgiliyle olunamayacak iki durumdan biridir.dost ve yabancı....
sevmeye yeteneksiziz demiş, bununla neleeeer neler anlatmış, yarmış efendim.
atv ekranlarında bugün başlayan dizi...yönetmenliğini bülent işbilen'in yaptığı dizi avrupa film yapım tarafından hazırlanmıştır.

oyuncular; keremcem, hatice şendil, kenan bal, can kapkın, osman soykut, selma güneri, turan özdemir, nergiz çorakçı, oktay aytkin.

cem arifoğlu (keremcem), türkiye'nin önde gelen cerrahlarından ve bünyesinde çok sayıda özel hastane bulunduran sağlık holding sahibi ve yönetim kurulu başkanı mustafa hasırcı'nın oğludur.cem, dünyaca ünlü harvard üniversitesi'nin tıp fakültesinden mezun olup, amerika birleşik devletleri'nin çok önemli hastanelerinde pratisyen stajını tamamlayıp,uzman bir beyin cerrahı olarak yurda döner.mustafa, uzun süredir tüm hastanelerinin ve sağlık holding'in başına geçirip emekli olmanın hayalini kurmaktadır.bu planını cem'in şerefine verdiği bir davette tüm yakın dostlarına ilan ettiğinde, büyük oğlu olan cem'in abisi , babasının yönetim kurulu başkanlığı görevini kendisine uygun görmemiş olmasına oldukça bozulur.ama asıl şok cem, yurda dönmeden önce nevşehir'in karaağaç köyündeki sağlık ocağında birkaç yıl gönüllü olarak doktorluk yapmak için sağlık bakanlığı'na başvurduğunu ve bu başvurusunun sevinçle kabul edildiğini açıkladığında yaşanır.mustafa, genç bir pratisyen hekim olarak tıp fakültesinden mezun olduktan sonra, zorunlu görev için karaağaç köyüne atanmış ve karısı burda cem'e hamile kalmış.cem'in doğduğu gece annesi büyük bir sorun yaşamış ve babası annesini acilen şehir merkezindeki büyük hastaneye yetiştirmeye çalışırken, yağan sağnak yağmur ile karaağaç'ın kıyısına kurulu olduğu kızılırmak taşmış ve köyü kasabaya bağlayan köprü sel yüzünden yıkıldığı için, babası karşı tarafa geçememiş ve cem'in doğumundan sonra annesi hayatını kaybetmiştir.babasından doğduğu gece olanları dinlediğinden beri, birgün karaağaç'a dönüp, köyde doktorsuz ve doğru dürüst tıbbi altyapı olmadan yaşayan köy halkına yardım etmeyi kafasına koymuş olan cem, yurda döner dönmez bu emelini gerçekleştirmeye kararlıdır.mustafa, oğlunun bu çılgın kararıyla yıkılır.cem gibi çok varlıklı bir aileden gelen çocuğun, istanbuldaki lüks ve konforlu hayatı bırakıp karaağaç köyü'nün zor koşullarını seçmesi, büyük bir kahramanlık gerektirmektedir.cem, karağaç'a ulaştığında sağlık ocağının yıkık dökük halini görünce, gözlerine inanamaz ve hemen sağlık ocağını adam etmek için kolları sıvar.sağlık bakanlığı'na talep ettiği özel rica ile köydeki hiç kimse cem'in gerçek kimliğini yani çok varlıklı bir aileden geldiğini bilmeyecektir.cem kendini sıradan bir devlet memuru babanın devlet memuru oğlu olarak lanse eder.~http://www.ikiyabanci-dizisi.blogspot.com/~
başroldeki hanım ablamız için 1 milyon dolar başlık parasıyla, sevgili doktor keremcemimizin 3 yıllık bir sürede beyin cerrahı olmasıyla beni yarmış dizidir.*
yanına bir türk konularak bilimum fıkra malzemesi edilmiş insanlar.
teoman'ın şebnem ferah'la söylediği en iyi şarkılarından biri. çok güzel minor tonunda bir şarkıdır. sevgili olup da birbirlerini çook seven fakat aynı zamanda da birbirlerine yabancı kalan iki sevgiliden bahsediyor. çok gerçekçi bir şarkıdır, çünkü bu tür sevgililer dünyada çok fazladır. deli gibi birbirlerine aşık olup da sürekli beraber olamayanlar. hep karşılarına bir engel çıkmıştır. ama bu engel de kendilerinin yarattığı bir engeldir, kesinlikle başkalarının yarattığı sebeplerden dolayı birbirlerine yabancı kalmamışlardır.
bir kural gibi..
bir zamanlar her şeyisindir onun.. sonra.. pat! rüya bitti.. hiçbir şeyimsin artık der.. sen kahrolursun.. -mış gibi yaparak kurtulduğunu sanarsın..

olmuyor ama.. sorgularsın..
neden dersin.. böyle olmak zorunda mıydı?

böyle olmak zorunda..
bitince birşeyler, iki yabancı olmak kural gibi.. sanki baktıkça onun suratına, anılar canlanacaktır.. korkarsın.. alışırsın sonra yokluğuna..
birbirine en yakın iki uzak insan..
geçmişten korkarcasına üzerine karalamalar yapar.
neyi değiştitir.
sevdiğin gerçeğini? senin için hala geçerli olan değerini?
yoksa uzak olmanın, ayrı kalmanın soğukluğunu mu?
yabancılaşmak, değersizleştirebildiğini sanmak..koskoca bi yalan, bulut gibi.
eğer öncesi bir köpük kadar hayal ve saçma değilse.
cok güzel bomba sarkı.
birbirine çok yakın iki yabancıydık biz, ortak acılarımız "bir" yaptı sandık, inandık, ayrıntılarında boğulmadan yabancılığımızın, sorgulamadık, yargılamadık...

Sadece "biz"dik, sadece "bir"..Ya da ben öyle sanıyordum...

Mutluluklarımız gülüşlerimizde saklıydı, sadece ikimizin bilebileceği dudak kıvrımlarında.. "Gülüşlerin var senin, bir sürü.. Mutluyken huzur dolu bir ifadeyle yüzünü kaplıyor gülüşün, ışıldayan bir çift pırlanta eşliğinde. Kızınca bana, acı acı gülümsüyorsun, kırılgan bir çocuk gibi dudaklarını sarkıtarak değişik bir biçimde gülümseyişe çeviriyorsun her duyguyu... Yüzlerce gülüşün var senin, her birine ayrı ayrı aşık olduğum.. iyi ki hayatımdasın.. iyi ki..." derken gözlerindeki ifadeydi, sözlerindeki içtenlikti o zamanlarki "biz"in sırrı, zamanla yerini başka şeylere bırakan...

Her şeydik biz, öğrendiğimiz her yeni bilgi, okuduğumuz her kitap, dinlediğimiz her müzik, ıslık eşliğinde çaldığımız her melodi.. Zamanla "her şey", "hiçbir şey" oldu evrimini tamamlayarak. "biz" kaybolduk, "sen" vardın, "ben" vardım, yarımdık.. Oyunlar oynamadan son verdik artık huzursuzlukla dolu, sıkışıp kalmış bakışlara son vererek, iki yabancı olarak...

artık acılarımız başka, mutluluklarımız.. benim mutluluklarım senin acıların olmuş farkına varmadan.. bense senin mutluluklarına tepkisizim, sevinmeye çalışıyorum küçük çocuklar gibi, beceremiyorum. yanında olmadığım, senin olmadığım sürece anlam ifade etmiyordu ayrı mutluluklar.

sitenin kapıcısı, sana aşık olan o küçük kız, senin eski hikayelerin.. acıtmıyor canımı hiç biri, evliliğin eşiğinden döndüğünü söylediğinde de acımadı.. benden sonra elbette hayatına devam edecektin, böyle olmalıydı.. eski kız arkadaşına dönmen, onun resimlerini bana yollaman da hiç canımı acıtmadı. görüyorum ki benim sevdiğim sen anılarda kalan sadece, karşımdaki yabancı değil. sen yabancısın, anılardaki ise benim eksik yanım, yalancı mutluluğum.. aslında sen yabancısın, o senden de yabancı... ve ben ikinizden de yabancı...
nilüferin harika yorulamladığı, ayrılanlar için şarkısının içinde geçen, en anlamlı sözdür.

Yollarımız burada ayrılıyor
Artık birbirimize "iki yabancı" yız
Ne kadar acı olsa
Ne kadar güç olsa
Her şeyi evet her şeyi unutmalıyız

Hiç yaşamamışçasına, hiç sevmemişçesine
Unutursun o günlerimizi gecelerimizi
0 günlerce gecelerce sevişmelerimizi

Her kederin tesellisi bulunur
insan ne kadar sevse unutabilir
Mevsimler gelir geçer
Yıllar geçer
Sen de unutursun bir gün gelir

Her şeyi evet her şeyi, her şeyi unutabilirsin
Hatta bütün yazdıklarımı, satır satırına
Kalırsa da içimde bir derin sızı kalır
göktan'ın yeni albümdeki dehşet ötesi şarkı. ortalık yanacak, yakılacak. gelmiş geçmiş en iyi iki yabancı.

serin serin eserdi rüzgar
yavaş yavaş geçerdi günler ...
en mukemmel erkek rock vokalinin, en mukemmel kadin rock vokaliyle yaptigi kult sarkidir.
Muhteşem uyumun , muhteşem sonucu.
güncel Önemli Başlıklar