bugün

1609 yılında istanbul'da doğmuş, 1640 yılında cezayir'de vefat etmiş.

30-31 yaşlarında vefat etmiş.

allah rahmet eylesin.
görsel
kanuni sultan süleyman zamanında yaşamış kişidir. galata kulesi'nden anadolu yakasına uçmuş boğaz'ın üstünden.
1638 yılında tahtadan yaptırdığı kanatları sırtına takıp, galata kulesi'nden üsküdar'a uçtuğu söylenir. bu uçuş denemesi avrupa'da da dikkat çekmiş, bu uçuşla ilgili gravürler yapılmış.
hezarfen ahmet çelebi
galata'dan uçtu
üsküdar'a kondu
kondu da ne oldu
neler neler oldu

of of of of of of of
hey of hey of

düşününce içim sızlar
içim sızlar
içim sızlar, içim sızlar

(bkz: hezarfen ahmet çelebi nin şarkısı)
Şehir efsanesi.
ilber Ortaylı da Hezarfen Ahmet Çelebi'nin gerçek değil hayal ürünü bir efsane olduğunu söylüyor.

https://youtu.be/NprJXx7Y7eI
“Galata Kulesi’nden Üsküdar’a kanat takarak uçtuğu öne sürülen Hezarfen Ahmet Çelebi, sadece Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde anıldığı ve başka hiçbir kaynak tarafından doğrulanamadığı için efsaneden öte bir anlam taşımaz.”

Kaynak : Ekmeleddin ihsanoğlu, Halil inalcık, Yusuf Halaçoğlu - Osmanlı (12.ciltlik Külliyat).
kıçlarından bilim yumurtlayanlara göre uçmamıştır. 60 metre yükseklikten 3 km süzülemezmiş. sen adamın kilosunu, boyunu, rüzgarın gücünü, 400 yıl önceki yerin yüksekliğini biliyormusun?

hezarfenden önce bir çok kişi takma kanatlarla uçtuğu biliniyorken hezarfen niye uçamasın?
bir sürü icadı olan ama bizler tarafından bilinen tek icadı galata kulesinden uçup üsküdara inmesi. iniş olayını tam çözemediği için inerken yaralanmıştır.

gerçek bir karakter olduğunu zamanın avusturya büyükelçisinin ülkesine yazdığı mektupta uçtuğuna şahit oluşundan biliyoruz.
fizan'da sürgünde ölmüştür genç yaşlarında.

şeytan işi aletle uçtuğu için.

osmanlı alim bol, her şey de iyiydi bir kere tamam mı .s.s.s
Yeteneklerini orada öğretmesi amaçlıdır.
bir kuleden cesaretle atlamış tarihi k'işi'lik.
kuşları ve uçmayı çocukluğundan beri araştırıp tutku haline getirmiş 17.yüzyılda IV.murat devrinde yaşamış osmanlı insanı.
değeri bilinmeyen bir bilim insanı değeri bilinse ilk uçağı biz yapardık.
Ardından padişah onu uçurmuşutur; eline bir avuç altın verip, şeytani bir dehaya sahip diye sürgün etmiştir.
+9 osmanlı uçuş itemi.

http://www.uludagsozluk.c...ahmet-%C3%A7elebi-782638/
Uçtuğu için idam edilmemiş, Cezayir'e sürgün edilmiş orada da hayata gözlerini yummuştur, değerli bilim adamımız.
sunay akın'ın şu dizelerle anlatmış olduğu kişi.

kanat isimli şiirinin ilk bölümünden;

adımlarken galata kulesi'nin
daracık basamaklarını
uçup uçmayacağını bilmiyordu hezarfen
bir tek şeyden emindi yalnızca
inmeyecekti yürüyerek
çıktığı merdivenden
evliya çelebi nin seyahatnamesi nin birinci cildinde aktardığı hayali vaka nın gerçek kişisi. muhtelif köylerde fil doğuran kadınlar, haberci görevi gören mağaralar gibi olağanüstülük katılanları işleyen bilginin bir diğer izi dir hezarfen ahmet çelebi ye yorulan. eğer çeşitli sebeplerden dolayı günümüze ulaşamadığı ihtimalini kenara koyarsak, osmanlı sistemine göre verilen mükafatların kayıt altına alınması hususuna istinaden, hezarfen ahmet çelebi ye ödül verildiğini gösteren herhangi bir kayıtın bulunmaması olayın aslını açıklayıcı niteliktedir.
hezarfen ahmet çelebi, dünyada ilk kez uçmayı başaran türk bilginidir. onyedinci yüzyılda yaşadığı, 1623-1640 yılları arasında saltanat süren sultan dördüncü murat zamanında, uçma tasarısını gerçekleştirdiği ve geniş bilgisinden ötürü halk arasında hezarfen olarak anıldığı bilinmektedir.

evinde deneylerle uğraşıp, çeşitli konularda araştırmalar yapan hazerfan ahmed çelebi, ismail cevheri adlı bir başka türk bilginini örnek alarak, bugünkü hava taşıtlarının ilkel şeklini gerçekleştirmişti. kuşların uçuşunu inceleyerek tarihi uçuşundan önce hazırladığı kanatlarının dayanıklılık derecesini ölçmek için, okmeydanı'nda deneyler yapmış ve bir sabah kıyılarda biriken istanbul halkının gözleri önünde, galata kulesinden kendisini boşluğa bırakarak, kanatlarını hareket ettirerek boğazı aşmış ve üsküdar semtine inmiştir.

sarayburnu'ndaki sinan paşa köşkünden bu durumu seyreden sultan dördüncü murat, ahmet çelebi ile önce çok yakından ilgilenmiş, ancak bu derece bilgili ve becerikli bir adamın varlığından kuşkuya düşerek onu cezayir'e sürgün etmiştir. ahmet çelebi orada vefat etmiştir.
okudukça içimi ürperten bir yazı yazı vardır hakkında.
http://www.yazolur.com/he...ebinin-tutkusunu-anlamak/
adını söylemesi çok eğlenceli olan uçuş denemelerinde bulunmuş kişi.
http://alkislarlayasiyoru.../44067/hezarfen-animasyon
Hezarfen Ahmet Çelebi, (d. 1609 - ö. 1640) 17. yüzyılda Osmanlı' da yaşamış Müslüman Türk bilgini. Kendi geliştirdiği takma kanatlarla uçmayı başaran ilk insanlardan olmuştur. 1623 - 1640 yılları arasında saltanat süren Sultan 4. Murat zamanında, uçma tasarısını gerçekleştirdiği ve geniş bilgisinden ötürü halk arasında, Hezarfen olarak anıldığı bilinmektedir. Hezar, Farsça kökenli bir sözcük olup 1000 anlamına gelir. Hezarfen ise " bin fenli " ( bilimli ) yani " çok şey bilen " anlamına gelir.

ilk uçma denemelerinde, 10. yüzyıl Müslüman Türk alimlerinden ismail Cevheri' den ilham almıştır. Cevheri' nin bulgularını iyice inceleyen ve öğrenen Çelebi, kuşların uçuşunu inceleyerek tarihi uçuşundan önce hazırladığı kanatlarının dayanıklılık derecesini ölçmek için, Okmeydanı' nda deneyler yapmıştır. Ayrıca, Leonardo Da Vinci' nin uçma konusundaki çalışmalarında kendinden çok önce bu konuda deneyler yapan ismail Cevheri' den ilham aldığı sanılmaktadır.

1632 yılında lodoslu bir havada Galata Kulesi' nden kuş kanatlarına benzer bir araç takıp kendini boşluğa bırakan ve uçarak istanbul Boğazı' nı geçip 3358 m. ötede Üsküdar' da Doğancılar' a indiği varsayılan Hezarfen Ahmet Çelebi, Türk havacılık tarihinin en kayda değer kişilerden birisidir. Bu uçuş hakkındaki belgeler şimdiye kadar sadece Evliya Çelebi' nin Seyahatname' sindeki ifadesinden ibarettir.

Bu olay Osmanlı Devleti' nde ve Avrupa' da büyük yankı buldu ve dönemin padişahı 4. Murat tarafından da beğenildi. Sarayburnu' ndaki Sinan Paşa köşkünden bu durumu seyreden Sultan, Ahmet Çelebi ile önce çok yakından ilgilenmiş, hatta Evliya Çelebi' ye göre " bir kese de altınla " sevindirmiş, ancak bu derece bilgili ve becerikli birisinin tehlikeli olabileceğini düşünüp, " Bu adem pek havf edilecek bir ademdir, her ne murad ederse elinden gelir, böyle kimselerin bakaası caiz değil " diyerek onu Cezayir' e sürgün etmiştir.