bugün

yüreği kanayan palyacodur.
çok gülen en çok ağlayandır sözünü destekleyen durum.
dışardan çok başarılı,sevgilisi var parası var şusu var busu var denilen insandır genelde.
maskesini takıp dışarı çıkar. mutu gözükmelidir kimseye derdini anlatmak istemez. sadece dostları bilir onun sıkıntılarını, bunalımlarını, mutsuzluklarını.
dışarıdayken o maske takılı durmak zorundadır ve o öyle bir maskedir ki herkes onun ne kadar mutlu ne kadar pozitif ne kadar şanslı olduğunu düşünsün..
(bkz: osamu dazai)
herşeyi iç dünyasında yaşayan , kendi kendini tedavi etmeye çalışan insandır.
kendi kendine yetebilen insandır ,dertleriyle sıkıntılarıyla çevresindekileri boğmak yerine kendi kendini iyileştirir ,iç dünyasında olup bitenler kimseyi ilgilendirmez elbette en güzelidir mutlu görünüpte mutsuz olmak...
aynı zamanda herkesin çok arkadaşı olduğunu sandığı yalnızdır.
hayata karşı rol yapan insandır.
dışardan bakınca çoğu insanın bürünmüş olduğu aldatmacı ruh halidir. 'neden başkalarını da üzeyim kendi sıkıntılarımla?' diye düşünür bu beyinler, acıyı, tüm umutsuzluklarını, mutsuzluklarını kalplerine gömer, gülümseyerek devam ederler hayat yolculuğuna. etmek zorundadırlar. nereye kadar mutsuzluğunla kavrulup gözyaşı dökebilirsin ki sonuçta?
çeşitli bahaneleri vardır 'mutsuzluğunu içinde taşıyan insan' ın. bazıları vardır ki utancından, gururundan kimseye dökemez içini, söyleyemez bir türlü derdini. zaten böyleleri de çok fazla yaşamıyor ne yazık ki. içte yumru gibi acılar birikiyor, tüm sıkıntılar düğüm halini alıyor yürekte. sonrasında ise hala anlamsız bir çaba; neşeli espriler yapabilmek için.
ne yazık ki insanız işte, bir şekilde dayanmalıyız, bir şekilde hayata karşı savunma mekanizmamız olmalı. tüm sıkıntılara ve acılara rağmen gülümseyebilmek ve içimizi sadece kendimize dökmek.
etrafındaki insanları güldürürken kendini güldürmeyi beceremeyen insandır. herkes ona gülerken onu da kendisi gibi mutlu sanar, aldanır. ama o belli etmez mutsuzluğunu. etse de kimse onun mutsuz olabileceğine inanmaz. *
olur da intihar ederse, en yakınlarınca ardından;
"çok mutluydu, hayatı ve yaşamayı seviyordu, nasıl oldu, neden böyle bir şey yaptı biz de anlam veremedik, şoktayız." gibi şeyler söylenecek olan insan.
iç dünyasında mutsuzluğun doruklarında gezerken, çevresine karşı mutluluk maskesi takan insandır. işin kötü yanı şu ki; mutluluk maskesi ile dolaştıkça, içindeki mutsuzluk katmerlenmektedir. tanıdığı insanlar onu 'çok neşeli, gamsız' diye tanımlar. fakat yalnız başına kaldığında, yüzü her daim asıktır.

sadece onun suçu mudur bu çift karakter, yoksa günümüzün şekilci dünyası mıdır onu bu maskeyi takmaya iten? belki ikisinin de payı vardır. ama sebep ne olursa olsun, çok yorucudur 'mutlu taklidi yapan mutsuz' olmak.

hani filmde geçer ya 'namusluymuş namussuz'. işte bu da o hesap: 'mutsuzmuş mutlu'...
mutlu görünmek için kasan kişidir bu.
güçlü olmayı, mutsuzluklarını başkasına sezdirmemek zanneder kendisi. mutsuz olmayı ayıp zanneder, eksiklik, kusur zanneder. ancak öyle değildir. güçlü olmak, aynı zamanda arada bir salıverebilmektir. utanmadan, sıkılmadan. bu kadar kasmaya gerek yok.
mutsuzların en mutsuzudur aslında bakarsanız. kendini oynadıgı rol' e o kadar cok kaptırmıstır ki kendi benligini bile zamanla kaybetmistir.
içini dışına yansıtmayan bir oyuncu, yitik bir şehrin son kalıntısı, gökyüzünden yavaş yavaş sonsuzluğa süzülen bir yıldız parıltısı timsali olan insan.
yüzündeki gülümsemeyle ruhunun çalkantılarını durduramadığının, yüreğinin kırıklarını süpüremediğinin farkında olan, kimsenin farkında olmadığı.
herkesin her derdine çözüm bulmaya çalışan, herkesi dinleyen fakat kendisin derdine çözüm bulacak kişiyi bırakın dinleyeni bile bulamamış kişidir. kendisini kandırmaktan vazgaçicek ve durumun farkına varıp kanımca daha da içine kapanacaktır zamanla. belkide sevilmeye ve sevmeye ihtiyacı vardır. sevgili, arkadaş, anne, baba vs. hiç farketmez; önemsendiğini hissetmesi gerçekten gülümsemesi için anahtar olabilir belkide.
emo olma ihtimali de vardır.
sozlukteki yazarlarin cogu bunlara ornektir. devamli elestirirler. kendi mutsuzluklarini yalanci mutluluklarda saklarlar.
mutsuzluğunu insanların bilmesini istemeyen mutsuzdur. belki de mutsuzluk ona göre değerli bir duygudur ve bunu paylaşmak istemiyordur ya da mutsuz zamanlarında güçsüz olduğunun farkındadır e tabi farkındalık da güzel bir şeydir.
içi beni dışı seni yakar gibi bir kavramdır. dışarıdan mutlu görünürsünüz ancak değilsinizdir. başkaları da sizin için öyledir. unutmamak gerekir ki herkesin kendine göre mutsuz olmak için bir sebebi vardır.
yaşadıklarını sadece kendisiyle paylaşan, kendi içinde yaşayan insan...
Bazı acılarını en yakın dostuna bile anlatamassın bazen onların canını sıkmamak için en değer verdiğin kişilere bile yalan söyleyip mutlu numarası yaparsın...ve bir bakmışsın bazen kendini gerçekten mutlu hissedersin ama aslında değilsindir... Hiçbir zamanda olmamışsındır.
Çok mutlu olanlar aslında içinde belli bir duyguyu taşıyıp dışarıdaki yanındakilere belli etmemek için çok mutlumuş numarasına yatarlar. Çünkü anlatılmayacak ve de anlatsa bile dinlemeyecek veya dinlese bile anlamayacaktırlar. Bu sebebden dolayı mutluluğun danişkasına yatabilirler.