bugün

her mahallede bir tane bulunur bunlardan.bir ekmekle bir sigara almışsanız bile alır eline hesap makinesini başlar hesaplamaya.
veya,
- abi iki sakız versene ordan..
- du bakiim.. tıkır tıkır (hesap makinesi..)
- 20 ykr işte?
- yok yok.. hesapliyim ben evlat, yanlış olmasın sora..
- ebenin..
üç ekmek, dört yumurta hesaplamak gibi,alışkanlık meselesi diyelim.
hayatlarında hataya yer yoktur. *
benim mahallemde de bulunan, ayni zamanda ögretmen olan bakkaldir. hep sasirtti beni 3 ekmek bir sütün fiyatini hesap makinesiyle hesaplarken. sasirtmaya da devam ediyor. durduramiyoruz.
Bu bakkallar aynı zamanda kimseye karşı da güven geliştirememişlerdir. Siz makineden önce tutarı söyleseniz ve bunu doğru yaptığınızı daha önce 50 kez ispatlasanız bile olsanız yine de makinada o rakamı görmeden rahatlayamazlar.
ayrıca globalleşme sürecinde, hesap makinasını artık kullanmayan bakkal dialoğudur:

+sakız aldım iki tane...
+dur evladım barkod geçeyim.
+??!?

(bkz: postmodern bakkal)
taşşaklarını çok tartmaktan beyinleri durduğu için , hesap yapamayan ve hesap makinesine başvuran insandır.
buna rağmen hep yanlış para üstü veren insanlardır. belki de ben çok iyimser yaklaştım; hesap makinesiyle hesapladı diye onun bize doğru para vereceğini düşünmemizi sağlayarak bizi keklemeye/kazıklamaya çalışıyor da olabilir. * *
geçenlerde yumurta almak için bakkala gittim. sallana sallana girdim dükkana. amacım basitti nede olsa. 10 yumurta al ve çık. sağa sola bakındım göremeyince ''yumurta var mı hocam??'' diye sordum. bir anda hesap makinesine gözlerini dikti bakkal. ortamda derin bir sükunet hüküm sürdü. bir kaç saniye sonra kafasını kaldırıp''dolabın arkasında'' dedi. bir an ''lan 3. dünya savaşı mı başladı'' diye düşündüm amk. adam bildiğin yumurtaları saklamış, karneyle falan satıyor sandım.

yöneldim yumurtaların oraya, nedense bakkalda geldi bana yardım etti. her yumurtayı koyarken dışından saydı. beraber 10 yumurtayı poşete koyduk. tam yazar kasanın oraya geçiyorduk ki elimi cebime atarak ''borcum ne kadar hocam'' dedim. heyecan yaptı bakkal, yürüyüşünü hızlandırdı. hesap makinesinin o harfi silinip u harfini andırmaya başlamış olan ''un'' tuşuna bastı. herhalde yumurtanın fiyatı spresifik bir değerdi. acaba karekök mü alacaktı? yoksa üstlü sayı falan mıydı? çarpanlara ayırmaya girmeseydi bari derken hesaba başladı;

300*10=3000

3000/1000=3

''3 lira'' dedi. bir kaç saniyedir elimde duran 5 lirayı uzattım;

5-3=2

kasadan hızla 2 birlik kaptı, parayı bana uzatırken hesap makinesinin ekranına bakmayı ihmal etmedi.

bakkaldan çıkarken hesap makinesine orada gösterilen hürmeti küçüklerimiz büyüklere 1 gün gösterse yaşlılar bayram eder, ömürleri 1-2 sene uzardı diye düşündüm. bir kaç adım daha uzaklaşmıştım ki gereksiz bir merakla dükkanın adını okumak için kafamı çevirdim;

''hesap makinesi bakkaliye'' yazıyordu.

vay arkadaş dedim, ben hala işsizdim.
40 kuruşa probis ve yanına iki sakız alınca 40 + 75 + 75 şeklinde hesap yapan sonra yanlış olduğunu anlayınca 40 + 7,5+7,5 şeklinde düzeltip 55 kuruş isteyen bakkal da bu kategoriye girer. benim bakkalımdır ayrıca.
yani diyorki bana kesinlikle güvenmelisiniz herşeyi hesap makinesinden hesaplıyorum.
işinde titiz, adaletten yana, gözlüklerini yediğimin adamıdır.
Yarım kilo şekerle, iki paket tereyağını toplayıp sayı buluyor adamlar. Bu başarıya sessiz kalmamak lazım.
güncel Önemli Başlıklar