bugün

kişiden kişiye degişmekle beraber genelde olması gereken degil olmasını istedigimiz şeylerdir.

şahsi kanaatim hayatın amacı aşık olmaktır. evrenin en güçlü duygusu olan aşk, aslında evrenin yaradılış gayesidir.

bunun yanında kısa vadeli isteklerimiz geçici olarak hayatımızın amacı olabilir. örnegin bir "73 pontiac firebird sd455 trans am" sahibi olmak gibi. bunun gibi amaçlara ulaşabilmek için en az yaratıcı yöntem çok çalışmaktır. daha yaratıcı yöntemlerde vardır tabi (bkz: cine söylenebilecek en iyi 3 dilek)
her bünyeye göre değişiklik gösteren ve ancak temelinde her kişinin bir şekilde sahip olduğu ya da olması gerektiği amaçtır. * *

kimi, başarıyı hedef koymuştur kendisine, kimiyse mutlu ve huzurlu bir yaşam geçirmeyi. bazısı, daha çok para kazanmayı amaç edinmiştir, bir diğeri de sırılsıklam aşık olabilmeyi ve evlenmeyi..gerçek şu ki; hayatın temel amacı, yaşadığın ömrün hakkını vermektir. her ne yapıyorsan, her neyi amaçlıyorsan, öncelikle aldığın her nefesin, bu amaç doğrultusunda hakkını vermek ve amacından sapmamak en temel hedef olmalıdır.

kendi içinde tutarlı olabilmek, bir şeyi istemek, hedeflemek ve bu yolda gözünü bile kırpmadan ilerleyerek o hedefi gerçekleştirmek..budur hayatın amacı..
sona ermektir.
zevk almak.
bu basligin altina (bkz: life is beautiful) deyip gecmek lazimdi aslinda. millet uyuz olurdu ama ben de bi cumlecik ekleyeyim. "Ey rabbimiz yaratmışsın Dünya'yı dahi 2 , ilkinin gayesi ise islam dan başka ne ki"
dönem dönem değişir bu amaçlar. her bir dönem diğerinden daha az sayıda amacınız olur. ilkokul yıllarında, doktor olmak, bir süper kahraman olmak, tonlarca çikolata satın almak vb. amaçlara sahipken; ileriki yıllarda yaşımızla ters orantılı olarak amaçlar azalır ve renksizleşir.
hayatta kalmak.
(bkz: yemek)
(bkz: icmek)
(bkz: sicmak)
(bkz: bulmaca cozmek)
(bkz: topu dikip uyumak)
geçmeyen moral bozukluğu, başağrıları ve yalnızlık sonrası olgunluğu kazananın bulduğudur.
yaşamak,ayakların üzerine durabilmek.evlenip çoluk çocuğa karışmak. iş ve kariyer sahibi olmak...
para kazanıp, kazandığın parayı öyle veya böyle yemek. *
her şeyin iyice zorlaştığı şu günlerde bir şekilde yaşamaya devam edebilmek .*
hayatın amacı değişken bir kavramdır, kimisi din, kimisi aşk, kimisi para, kimisi sanat, kimisi ise macera için yaşar dolaylı olarak hayatın amacı tatmindir. hangi dala tutunduğunuzun bir önemi yoktur herkes tatmin için yaşar.
kendisine yön verilmesi gereken hamsi sürüleri (vektör) gibi hisseden insanların en büyük arayışı.

belki de sadece yok olmaktır. ama ondan da önce, "var" olmak.
bu hele hele en güzel "var" olanla sevişilerek icra edilirse, gerçekten de israf edilmeden harcanmış bir hayat demektir.

belki de.
yürekteki huzur.
üreme! doğadaki bütün türlerin bütün içgüdüleri(hayatta kalma içgüdüsü de dahil) aslen türün devamlılığını sağlamaya yönelimlidir(birey nasolsa ölüp gidecektir, bu yüzden hayatta kalma iç güdüsünün nedeni ne olabilir aslında, bir düşünün isterseniz, eğer anlattıklarımı saçma buluyorsanız). yani hayat dediğiniz o şey bir nevi kendi kendini devam ettirmek için her yolu denemektedir. sanki akıllı bir varlıkmışcasına.

not: ilginçtir, zira evrenin temeli entropiye dayalıyken yaşam kendini negatif entropide temellendirir.
henüz keşfedilemeyen şeydir.
ölene kadar ölümü inkar etmektir........
hayatın amacı hazdır.
mutluluk, geriye kalan herşey tefaurattır.
kişiye göre değişen kavramdır.
aşktır o aşk...
hayatın amacı yoktur, yok olmaktır.
bir soru olarak sorulduğu takdirde "amacı olan bir şey söyleyin hayatın amacını söyleyim" diye cevaplanabilir.

düzenleme: şey ayrı yazılır.
belli bir noktada kişinin kafasını epey meşgul eden belirtili isim tamlamasıdır.

mesela bir hikayeyle örneklendirelim. istediğin her şey aslında vardır: başarı, sağlıklı ve rahat bir yaşam, aşk, cinsellik, bireysel gelişim. ama artık olay sarpasarmaya başlar çünkü istediğin şeylere sahip olmak sana hiç mutluluk vermez. bu durumda anlar elde edilmiş eski amaçlar halini alır ve artık yeni bir amacın yoktur, hoş kendine amaçlar yaratsan bile sonunda onların da şuan elindekiler gibi hiçbir anlam taşımayacağını bilirsin. ne istediğini bilmezsin, doğal olarak nasıl alacağını da bilemezsin. öyle bir amaçsızlık içinde ot gibi yaşamaya devam edersin.

bu durumda sorum şudur: nerdedir hayatın amacı? nerde kaybedilmiştir, nerde bulunabilir? mutluluk mudur? tatmin midir? kişi kendini dinler ve bunların hiçbirini arzulamazsa ortada bir hastalıklılık mı vardır?

iyisi mi, hayatın amacınını siktirip atalım. ne varlığında hayır var ne yokluğunda.