bugün

geçmiş bir güne gidip keşke demediğin için mutlu olmaktır,
sonuçları seni yıpratacak olsa da, sevdiklerinin yüzüne mutluluk vermek için kendinden ödün vermektir,
seni tanıyan insanların istemediği şeyleri yapmana rağmen "muhakkak bir sebebi vardır" dediğini duyabilmektir,
insanların görmediği özelliklerini görüp bunları görmeleri için çabalamaktır,
sabah işe giderken yolda gördüğün çöpçüye yüzündeki gülümsemeyle günaydın diyebilmektir,
olmayacağını bile bile dostunla güzel hayaller kurmaktır,
seni sevenleri kaybetmemek için otuz kere düşünüp sonra harekete geçmektir,
geleceğe umutla bakabilmektir,
yaşamaya dört elle sarılmaktır,
seni üzenlere can'ı gönülden mutluluk dilemektir,
evde yalnızken müziğin sesini sonuna kadar açıp kendi kendine dans etmektir,
yürüdüğün yolu kendin çizmek, bunun için savaşmaktır,
hiç bir zaman olmayacağını bile bile çok büyük hayaller kurmaktır,
seçim yapmana fırsat verilmemiş ortamdan sıyrılıp kurtulmaktır,
kendi kabuğunda çekildiğinde, günün birinde etrafında açan çiçekleri göreceğini bilmektir,
keşke dememek için içten gelen herşeyin dibine kadar yaşanmasıdır...
her isteiğini gerçekleştirip, zevkli şekilde yaşamaktır. hayat, basit mutluluklarla yaşanır.
Boktan bişeydir.
insanın dünyayı deneyimlenme sürecidir.
Hayat sevmektir.
Hayat, insanların yaptıkları rollerden ibarettir ve kimse kendini oynamaz.
hayatı anlamayı çalışırsan hayatını kaybedersin. demiş biri.
başlangıçta ışıksız bir tünel gibidir. Bir anda kendini burada bulursun. Yürürsün ne yaptığını, nereye gittiğini bilmeden.

Sonra o tünel bir galeriye açılır. Orada seni alacağın kararlar ve yapacağın seçimler doğrultusunda farklı yönlere götüren birkaç tünel daha beklemektedir.

Öylece bakınırken etrafına, tünellerin üstünde bir yazı ilişir gözüne;

"unutma yaptığın seçimin ardından geriye dönüşün yoktur".

Devamında seçiminle birlikte yeni girdiğin tünelde ilerlemeye başlarsın. Önüne kimi zaman ayağını tökezletecek bir taş, kimi zaman yolunu aydınlatan zayıf bir mum ışığı çıkar.

Derken başka bir galeriye daha varırsın.

Sonra başka bir yazı daha görürsün. Buradaki seçimlerinin bir öncekine göre daha zor olduğunu farkedersin;

"Bu galeriden sonra yoluna devam etmen için sahip olduğun bazı şeylerden fedakarlık yapman gerekir".

Seçiminin ardından sana ne kazandıracağını veyahut ne kaybettireceğini pek kestiremeyeceğin yeni tüneller vardır sırada. Kiminden ailenden biri seslenir, kiminden sevdiğin, kiminden vazgeçemediğin alışkanlıkların.

Ilerledikçe yaptığın bu seçimler sana yeni sorumluluklar yükler, yeni yeni tecrübeler katar. Bazen önceki tercihlerini düşünürsün, keşke diğer tüneli seçseydim dersin kendi kendine ama başlangıçtaki o yazıyı hatırlarsın sonra;

"unutma yaptığın seçimin ardından geriye dönüşün yoktur".

Böyle düşe kalka devam ederken önce bir "yol arkadaşı" katılır yanına;

"bundan sonraki tercihlerinizi beraber yapmak zorundasınız".

Sonra da küçük bir misafir;

"artık kendinizden çok onu düşünmelisiniz."

Bazen uzun, bazen kısa bir yolculuktan sonra;

"seçimlerinin, tercihlerinin, yoldayken yaptıklarının, geride bıraktıklarının ve beraberinde getirdiklerinin sonuçlarını ve sana neler kazandırıp kaybettirdiğini görmeye hazır mısın?"
John Christian'a göre silgi kullanmadan resim çizme sanatıdır.
doğum ve ölüm arasındaki zamandır.
Hayat bir tebessümdür, bir damla gözyaşıdır. Bazen bi kahkaha, bazen de bir feryattır.

Hayat büyük bir gurur, bazen de kocaman bir pişmanlıktır.

Hayatı nasıl yaşarsan, hayat o'dur...
"
Ne, ben beni buldum kendimde
Nede kendim, beni buldu bende
işte ortalığın arazisi olup kaynadık dünyanın kazanında
Dünya kazan oldukça ben bir kepçe
Doldum tabaklara birden daha çok kere
Hani ya gülüm işçi olup emek dökercesine
Ben, beni bildim bileli
Ne ben, beni buldum kendimde
Nede kendim, beni buldu bende
Sen bir başka maya gör
Çocuk olursun bir yandan severler
Bir yandan döverler
Okursun adam olursun,
iş bulamadın mıda hiç dinlemez söverler
Ben, ben boks şampiyonu olamam ki dostum
Hayatı nakavt edeyim
Ben kültürümü hayata adadım
Hayatı tanımlayamıyorum
Hayat nedir acaba _?
Hergün paket paket içtiğimiz sigaralar mı
Akşamları eve gelen babamın
Boş o bomboş bakışları mı
Bilmiyorum !!!
Yıldızlardan kopup gelmişti dünyama
Yıllanmış ağaçların dökülen sarı yaprakları gibiydi
Etraf toz, toprak, kan, göleç
Adına ne seheryeli diyebiliyorum nede tozpembe
Ama şunu çok iyi biliyorum ki
Bir çocuğumuz olursa
Adı DENIZ olmalı,
ister kız ister erkek
Farketmez hiç biri
Fakat bakışları farketmeli
Güneş gibi olmalı
Aydınlatmalı her tarafı
Her bir yandan bir bir
Bir çocuğumuz olursa adı DENIZ olmalı
DENIZ kadar engin, DENIZ kadar coşkun
DENIZ kadar sıcak, DENIz kadar güzel
Bir çocuğumuz olmalı
Adı DENIZ olmalı
DENIz dedim adına
Adı DENIZ olmalı..."
su markası.
ölümümüzü anlamlandıran süre...
yaşadığımız her şeyi düşünmeye sorgulamaya başlayıp artık düşünecek gücümüzün kalmadığını fark ettiğimiz içinde bulunduğumuz zaman dilimidir.
hayat bir süreçtir, fırsatlarla dolu olan, kimini farkına varıp yakaladığımız, kimini yakalayamadığımız, kiminin dibinden geçip farkına bile varmadığımız fırsatlardır.
hizli gecer vesselam. 2015'e girmisiz ve nisana bir kac gün kalmis. ne ara bu kadar yaslandik ne ara bu zaman bu kadar cabuk gecti. zamandir hayat. akisini farketmedigimiz zaman. nasil korkuyorum anlatamam. ya hayatta gec kalirsam o zaman ne olacak...
belki de yaşayabileceğimiz en güzel zamanlarımızı, en berbat dönemlerimizde biraz da olsa rahat geçirebilmek için heba ettiğimiz döngüye "hayat" denir.
hayat bir hastalıktır.
Neden insanoğlu yaşarken dahii algılayamadığı durumlara tanım arıyor diye sorunsal oluşturan gereksiz başlık .
"
hayat nedir acaba ?
her gün paket paket alıp içtiğimiz sigaralar mı
akşamları eve gelen babamın
boş o bomboş bakışları mı
bilmiyorum !!!
yıldızlardan kopup gelmişti dünyama
yıllanmış ağaçların dökülen sarı yaprakları gibiydi
etraf toz, toprak, kan, göleç
adına ne seheryeli diyebiliyorum ne de tozpembe
ama şunu çok iyi biliyorum ki
bir çocuğumuz olursa
adı deniz olmalı,
ister kız ister erkek
farketmez hiç biri
fakat bakışları farketmeli
güneş gibi olmalı
aydınlatmalı her bir tarafı
her bir yandan bir bir
"
doğumla başlayıp, ölümle biten ve tüm canlılarda ortak olan süreçtir. yaşamsa senin ondan aldığın paydır. esas önemli olan yaşamdır ve onun anlamı da bukalemun gibidir değişir de değişir.
içinden acılarını çıkardığında geriye kalan mutluluklarının toplamıdır hayat.
Bulutların dünyamızı tamamen karanlığı bu zamanlarda bike daima güneşi varlığını,gecenin sabahıni kışın bahara geçişini hayal edin çünkü insan hayal ettiği müddetçe yaşar.
Hayatın ne olduğunu irdeleyen soru.

Cevap : laboratuvar.

Gidebiliriz.