bugün

özellikle grip, yüksek ateş, boğaz şişliği, soğuk algınlığı gibi hastalıklarda vücudun kırgın ve halsiz olmasından dolayı yatakta bir o yana bir yana debelenen bünye uykuya dalmakla dalmamak arasında gidip gelirken bir takım yarı gerçek yarı hayal şeyler görür. bunlar çok gıcık şeylerdir. örneğin büyüyüp küçülen nesneler, hızlanıp yavaşlayan şeyler, pürüzssüzken birden çirkinleşen yüzeyler gibi aptal aptal ama bir o kadar rahatsız edici bu rüyalar adamı sinir eder. ağız tadıyla bir uyku yaşatmaz.
anlatılmaz, değişik hislerle uyanmanıza neden olan şeylerdir.
gece 2 yataklı bir odada yatarken bir yatakta rüyamda ışınlanma makinesine benzer bir silah gibi bir alet yapıyorum. çok garip özellikleri var falan neyse 1. yatakta alet gayet güzel çalışıyor. 1. yataktan rahatsız olup gece 2. yatağa geçiyorum aynı rüya burdada devam ediyor fakat bu sefer alet çalışmıyor. gece boyu bir iki defa yatak değiştirdim ve her seferinde 1. yatakta alet mükemmel çalışıyordu fakat 2. yatakta teknik bir sorun vardı. böylede salakça bir şey işte.
kabus olarak değerlendirebileceğimiz herşey.
yüksek ateşin beyne adeta 5 bardak viski içirmişçesine beyni tuhaflaştırmasıyla görülen rüyalar. dün gece yüksek ateşimden dolayı gece, kendmi zenci sanıyordum, recep tayyip'in kafası patlıyordu... bunun gibi bir çok rüya da bu güruh içinde sayılabilir. aslında tam olarak -rüya- diyemeyiz. çünkü zihin açık bir şeklide görülen rüyadır.o gördüğümüz hayalimsi rüya hakkında yorum yapabilmemiz de zihnin açık olduğunun kanıtıdır. yani gördüğümüz rüyayı adeta yaşarız.
çoğunlukla karabasan dediğimiz ürpertici rüyalardır:

uzun boylu ve siyah giysili bir kadının, hasta kişinin karnına oturması ve asla kalkmaması artı psikopatça gözlerini de kişiden ayırmaması.

kalksın diye inler, debelenirsiniz ama ucube kımıldamaz bile. kan - ter içinde uyanırsınız en sonunda, tesiri uzun sürer bünyede.
odanın oyun hamuru gibi görünmesi gibi şeylerdir. fecidir. üstünden 15 sene geçmiş olasına rağmen halen hatırlanır.
küçük bir çocuksanız dolaplara yapıştırılmış çıkartmalardaki sevimli kahramanların o kadar da sevimli olmadığını farkedeceğiniz rüyadan çok halüsinasyona benzeyen şeylerdir.
anne ve babanın küçük çocuğu halıya rulo şeklimde sarıp büyükçekmece gölüne atması.
suçiçeği geçirirken ateşimin aşırı yükselmesi sonucunda gördüğüm halüsilasyon. karındeşen jackin yaşadığı zaman diliminde londra'daydım, jack kovalıyor, ben kaçıyordum.
ne kabustu ya..

suçiçeğini 17 yaşında geçirince böyle oluyor, büyük yaşlarda çok ateşli geçiyormuş.
insanın midesini bulandıran rüyalardır.
anlatılmaz yaşanır rüyalardır gerçekten. en belirgün özelliği bir akmama durumu ve nesnelerin belirginsizleşmesi. Dün gece darmadağınık bir havalimanında uçağa ulaşmaya çalışıyordum. bindiğimi sandığım sırada binmemişim, valizlerin arasından geçiyorum, koridorlar koridor gibi değil, yollar yol gibi değil. uyanık değilim ama uyumuyorum da sanki tüm bunları beynim bana zorla kurduruyor gibi.
tatsız bir deneyim. en iyi çözüm kalkıp bir yüzü yıkamak.