bugün

Komşu kızı ile beşik kertmesi olan bir genç askerde vereme yakalanır. Hava değişimi olarak Yozgat'a (Akdağmadeni) gelir. Sözlüsünün ailesi gence kızlarını göstermek istemez. Genç tedavi için istanbul'da hastaneye yatar, pencereden gördüğü incir ağacını köyündeki incir ağacına benzetir ve devamlı penceye gidip o ağaca bakar, aldığı ilhamla aşağıdaki sözleri yazar:

HASTANE ÖNÜNDE iNCiR AĞACI

Hastane önünde incir ağacı
Doktor bulamadı bana ilacı
Baş tabib geliyo zehirden acı

Garip kaldım yüreğime dert oldu
Ellerin vatanı bana yurt oldu
Mezarımı kazın bayıra düze

Benden selam söyleyin sevdiğim gıza
Başına koysun, karalar bağlasın
Gurbet elde kaldım diye ağlasın

Yakalandığı amansız hastalıktan kurtarılamayarak hastanede ölür. Ailesi cenazesini Yozgat'a getiremez., istanbul'da kalır.
güzel türkü
dinleyeni can evinden vuran türkü
okan murat öztürk'ten dinlenmesi farz olan türkü.
hikayesini bilerek dinlenirse, hele ki yedi karanfil'se ağlatabilir bile.. ben ağlayayazdım mesela..
tolunay anadolu lisesinin AKM deki şiir ve türkü dinletisindeki repertuar dada bulunan muhteşem türkü...
hikayesi yürek burkan güzel ve dinlenesi türkülerimizden biri.
hüseyin turan yorumunu dinleyip bunalıma girilesi harika türkü.
hüseyin turan ve zara nın fevkalade yorumladıkları, benim de söylemekten çok büyük keyif aldığım türküdür..
Aileden uzakta eğitimlerini sürdüren bir takım üniversite öğrencilerinin gecenin bir yarısı toplanıp,sesi güzel bir arkadaşa söylettikleri "ellerin vatanı bana yurt oldu"kısmında da hepsinin gözlerinin dolmasına sebebiyet veren bir türküdür.
en bi güzel türkü. dinledikçe ağlanır.ağlandıkça dinlenir.
kaynak kişisi nida tüfekçiolan türküdür.
iclal aydın ın da bir şiirinin içinde yer verdiği muhteşem türküdür. Şiiri ise şu kısmıyla özlem çekenlere kan ağlatır :

Çocukken bir tek ince hastalıktan ölünür sanırdım.
Dilini ve yönlerini bilmediğim bir ülkede
Metroların rüzgârında anladım
Hasretten de ölünebileceğini.
Ve gördüğüm her boş alana
Eksiksiz çizebileceğimi özlediğim her bir şeyi
Beni yabancı sayarken aslında bana yabancıların
Yüzlerinde tanıdım kendimle bir başıma kalmayı
Çocukken bir tek ince hastalıktan ölünür sanırdım.
Hasretten de ölünürmüş anladım...
kınalı kuzular dizisinde de mukemmel yorumlanmıştır. *
zara ve volkan konak'tan dinlenilmesi tarafımdan tavsiye olunan çok güzel bir türkümüzdür...
nasıl bir türküyse sanki o yaşanılanları yaşamış hissi veren; duygulanılmamanın elde olmadığı türkü.
gönül yarası filminde kürtçesi aynur doğan tarafından mükemmel yorumlanan türkü.
her devlet hastanesi önün de olması gereken şeydir..devlete baglı her kurumda olması gerekir..neden olarak uzun kuyruklar düşünülmelidir..gölge olan bir yere insanın ihtiyacı vardır..
ölümün çok yakında olduğunu haber veren türkü.
gurbette iken dinlenilmemesi gereken turku.
memleket´den gurbete yol alirken dinlenilmesi ruh acisindan cok zarali olabilecek türkü.
ellerin vatani bana yurt oldu satirlari insani can evinden vuran türkü. *
iclal aydin'in ilk siir albumu olan kizima'da yer alan ve hilal ozdemir'in ayni isimli turkuyle eslik ettigi siir.

album kapaginda "Berlin'deki 6 yılın anısına ve Fikriye Hn.'a..." yazisi yer almaktadir bu siir icin.

Çocukluğumun yokluk yıllarıydı
Her şey için uzun uzun beklediğimiz yıllar
Karanlıkta otururdu kgeceleri
Mum ışığında anlatırlardı
Acıklı hikaâyelerini
iki elim yanaklarımda
Usul usul ağlardım yalnız kalmış gurbet gelinlerine
Çocuk kalbim dua ederdi
Türkülerle evimize gelen geçmişlerine
Annemin sesinden dinlemiştim bunlardan birini.

ismi neydi acaba hastane önündeki ağaca ağlayanın?
Fikriye mi, yoksa Kiraz mı, Hacer mi, Fidan mı?
Neydi çare bulunmaz hastalığı,
Neden kimse yoktu, neden kendi omuzladı,
Baş tabibin Ona fısıldadığı acıyı?
Yoktu bu sorularımın cevabı
Belli ki kendiyle bir başına kalmış
ince ince yakmıştı bu ağıdı.

Çocukken bir tek ince hastalıktan ölünür sanırdım.
Dilini ve yönlerini bilmediğim bir ülkede
Metroların rüzgârında anladım
Hasretten de ölünebileceğini.
Ve gördüğüm her boş alana
Eksiksiz çizebileceğimi özlediğim herbir şeyi
Beni yabancı sayarken aslında bana yabancıların
Yüzlerinde tanıdım kendimle bir başıma kalmayı
Çocukken bir tek ince hastalıktan ölünür sanırdım.
Hasretten de ölünürmüş anladım...
gurbet kuslarinin duydugu ozlemi cok guzel bir sekilde anlatan siir.

"Beni yabancı sayarken aslında bana yabancıların
Yüzlerinde tanıdım kendimle bir başıma kalmayı
Çocukken bir tek ince hastalıktan ölünür sanırdım.
Hasretten de ölünürmüş anladım..."
elimde kalan bir tülbent, bir poşet dolusu ilaç ve küçük bir toplu iğne aynı zamanda çalmasını düşündüğüm, herhalde bu an için var bu türkü diye düşünmüş olduğum, acı apapacı bir zara yorumudur.
yozgat yöresinin hoş türküsü,
türküler hep acıklıdır, dinlerken tuhaf bir his kaplayan türkülerimize en güzel örnek.
*