bugün

bizim evde ayakkabıyla hiç dolaşılmadı diyen insan.
hürriyet gazetesi yazarı.
aşmış tespitlerde bulunan yazarımsı.insanın "güldürme beni hadi"ya da "hadi ordan" diyesi gelmektedir. yapılan tespit için (bkz: tarihin en büyük yalanı)
"abd'nin hirosima ve nagazaki'ye atom bombasi atip yuzbinlerce kisiyi oldurmesi insanlik icin cok faydali olmustur, bu bombalar atilmasa savas uzardi ve milyonlarca insan daha olurdu" diye dusunmek suretiyle bizleri dumur etmis kose yazaridir. bundan 5-10 yil sonra da abd'nin irak'ta yuzbinlerce sivil oldurerek aslinda dunya barisina nasil katki yapmis oldugunu anlatmaya baslayacagi kesin. (bkz: bruksel lahanasi)
türkiyenin en cok satan gazetesinin en az okunan yazari olan dönek kisi.
aklima her geldiginde, hiyar kokusu aldigim sahsiyet. öldükten sonra arkasindan giybet edilesi kisi. benzeten iyi benzetmis valla;

(bkz: brüksel lahanasi)
eskiden solcu geçinip şimdi kapitalizm çayını rahatça içebilen bir insan. yaptığı yazım hatalarını tespit etmek tdk nin özel hobisi haline gelmeli bence. zira türkçedeki yazım hataları örneklerle incelese tdk türkçemiz daha güzel hale gelir.
çok uzun cümleler kurarak yazı yazan, 15 satırlık cümlesine bile rastgeldiğim, şimdi biraz daha yalın bir dille yazan hürriyet gazetesi yazarı.
aydın doğan müridi, ertuğrul özkök'ün sağ kolu ve jurnalcisi..
bugünkü yazısında kemalistlere fena halde ayar vermiş köşe yazarı.
http://www.hurriyet.com.t...2&gid=61&sz=97802

"Çünkü, o Kemal Atatürk ancak ve ancak "Atatürkçü" ve "Kemalist"lerden; artı, somurtuk heykellerden; artı, "sirrüs" bulutlardan; artı, bütün put, ikona, tabu ve fetişlerden; artı, Yayla'yı hapse mahkûm eden yasalardan arındığı ve insanileştiği ölçüde b-ü-y-ü-ktür! "
Bugünkü yazısında ( http://www.hurriyet.com.t...22&gid=61&sz=8077 ) devrim, ihtilal ve inkılap kelimelerinin aynı anlama geldiğini söyleyerek süper brüksel lahanası tarzındaki beyninin mevyalarını gösterebilmiştir.
gerçeklerin görülmesini sağlamak için güzel bir çalışması olan hürriyet gaztesinin güzide bir yazarı. işte o çalışması;

http://www.hurriyet.com.t...ar/8598745.asp?yazarid=22
(bkz: #3969863)
Hani vardır ya "Biliyorum" havalarında girer, bildiği bir şeyler de vardır fakat bir yerden öyle bir tökezler ki o önceden takındığı "biliyorum" havasını da bozamaz işte o tiplerdendir kendisi... yazık ya.. yıllardır gazetede yazar, vakt-i zamanında Mao'cu idi, daha sonra günü gecesi Belçika'da geçti, ama komünizm ve anarşizm sözcüklerinin, bırak ideolojik anlamını, sözlük anlamını bile bilmez kendisi... helal sana be hadi uluengin, hadi hadiiii allah versin..
düşüncelerini sanki başka dilde yazıyor: hiçbir şey anlatamıyor, ne dediği anlaşılmıyor.
uzun cümlelerle okuyucuyu sıkan, acaip bir yazardır.
hadi ulu engin daglara tırmanalım iğrenç esprisine sözlüğü maruz bırakmamı sağlayan isme sahip kişi. *
yazilarinda kullandigi eski kelimeler zaman zaman sozcuk dagarcigimizi gelistirir. okunacak kiymette bir yazar olarak addedmesem de, pedersahi kelimesini ogrendigim yazardir kendisi. bu da boyle bir animdir.
liboş kadrosundan hürriyet'te yer alan yazarımsı.

hürriyet gazetesi'nin iktidara yanaştığı zamanlarda bu abi kükremeye başlar. iktidardan uzaklaşınca gazete bu abimiz söner. bir yerde karşılaşırsak kaç paraya yazıyorsun diye soracağım. ilerde param olunca lazım olur belki.
bilgi içerikli olmayan, mantıksız ve fikirsel anlamda bomboş yazılar yazan yazar veya kapıcı, manav da olabilir. sanırım birinin yeğeni, kuzeni veya damadı falan da olabilir.

hürriyet gibi bir gazetede ne işi olduğunu yıllardır anlayamadığım süngerimsi, garip.
faşist gazetenin liberal yazarı.
ellinci yaşında, kızı tarafından bir şiirle kutsanmış ve kendi ifadesine göre çok mutlu olmuş insan. şiir için (bkz: un homme de 50 ans)
her gün yazdıklarıyla beni hayrete düşüren kişiliksiz yazar. (bkz: hadi canım sende)
bir kaç gün önce köşesinde Cumhuriyet Gazetesi'nin milli maç yerine ulusal maç deyimini kullanmaya başladığını yazan, bunu da neo-ittihatçı ulusalcı dediği ideolojiyle ilişkilendiren liboş.

cumhuriyet'in bunu on yıllardır böyle yazdığını öğrenince, bugünkü yazısında, sıçtığı bu boku kendi deyimiyle dobra dobra temizleme gayretine düşmüştür.

dervişin fikri ne ise zikri odur. ulusalcı dalgayı aşacağız diyen fethullahçılarla düşüp kalkan bu cumhuriyet düşmanları ne kadar gizlese de yüzlerini, maskeleri böyle düşüveriyor.

http://hurarsiv.hurriyet....d=22&tarih=2010-01-06
http://www.hurriyet.com.t...r/13424827.asp?yazarid=22
erkek arkadaşıyla buluşacak kızına prezervatif aldığını okurlarıyla paylaşabilen geniş fikirli yazar.

"YAZAR Hadi ULUENGiN

On yıl önce kızımın cinselliğiyle ilgili yazım kıyamet koparmıştı

Kızımın cinselliğine ilişkin olarak on yıl önce Hürriyette yazdığım bir yazı o sıra kıyametler kopartmıştı. Hatta, kıyamet ne kelime, skandal yaratmıştı. Nedeni mi?

Çünkü, o sıra artık ergenlik çağına gelmiş olan kerimem aramızdaki ilişkinin samimiyet ve dürüstlüğüne güvenerek, bana, artık sevgilisiyle yatmaya karar verdiğini söylemişti. Ben de, AIDS ve hamilelik tehlikelerine dikkat etmesi kaydıyla, kendisinin özgür ve sorumlu olduğu cevabını vermiştim. Bunu gazetedeki sütunuma aktarınca da af buyurun, pezevenkliğimden (!) bile dem vurmak cüretini gösterenler çıktı.

Oysa, tabii ki haklıydım! Ama eğer ortada bir yanlış (!) varsa, o yanlışı belki benim fazlasıyla öncü ve aykırı davranmam oluşturmuştu. Zaten özünde tabu addedilen cinsellik gibi konuyu bir de üstelik baba kız, ebeveyn evlat çerçevesine taşımak fincancı katırlarını ürküttü. Sahte bir ahlak anlayışı sarsıldı.

Fakat inanıyorum ki aynı yazı bugün yayınlanmış olsa gayet sıradan sayılır. Zira aradan geçen süre içinde Türkiye toplumu, dolayısıyla da o toplumun ahlaki kıstasları hızla değişti ve dönüştü. Bana göre de mutlaka ve mutlaka iyiye ve sağlıklıya doğru dönüştü. Yani şimdi daha az ikiyüzlüyüz ve daha çok dürüstüz. Çocuklar olarak da ebeveynler olarak da... Hayatın temel öğelerinden birisini oluşturan ve aslında herkesin bildiği cinselliği normalleştirmek konusunda hem ebeveynler, hem onların çocukları olarak yabana atılmayacak mesafe kat ettik. Birazcık Beyoğlunda gezinerek pırıltılı ve önyargısız bir gençliği seyretmek; yahut, yine genç radyolarda yapılan prezervatif reklam ve uyarılarını dinlemek, yukarıdaki harikulade dönüşümü saptamaya yeter !

Ne mutlu! Sağlıklı ve sorumlu, dolayısıyla özgür bir cinsellik yaşayacak olan çocuklarımız için de ne mutlu; artık onlara bu ortamı hazırlamak olgunluğuna erişen biz ebeveynler için de ne mutlu!"
(bkz: çanakkale savaşına arbede demek)
güncel Önemli Başlıklar