bugün

"konuş onunla" olarak çevrilmiş 2001 yapımı pedro almodovar filmidir. başrollerini, javier camara, leonor watling, dario grandinetti ve rosario flores paylaşmaktadır.
orijinal adı Hable Con Ella olan 2002 yapımı etkileyici Pedro Almodovar filmi.
özgün senaryo dalında almodovara 2. oscar'ı getiren film.
ispanyol sinemasının kaliteli bir örneği.
pedro almodovar'a tapma sebeplerinden biri daha.
bir diğeri için (bkz: todo sobre mi madre) ve de umarım bu seneki güz film festivalinde göreceğimiz yüksek topuklar. (bkz: tacones lejanos)
tesadüf karşılaşmaların sıcak dostluklar yaratabileceğini gösterir. müziğine dikkat etmek gerekir. kesin izlenilmesi gereken bir film
en büyük aşk karşılık beklemeden olanıdır, sözünü benimseten bir yapım. belki de psikopatça sevmeli insan, bu ona daha büyük mutluluk veriyor olmalı.
yapısı itibariyle amores perros(paramparça aşklar ve köpekler)'e benzeyen ama konu olarak ondan daha net ve temiz olan bir almodovar yapımıdır. birbiriyle hiç alakası olmayan iki insanın enteresan bi biçimde karşılaşıp, tanışıp ilişkilerini ilerlettikten sonra karmaşık olaylar yaşansa da bu iki adamın her koşulda gösterebildiği dostluğun anlatımıdır.
ayrıca almodovar'in penelope cruz'lu bir başka filmi de bu sene vizyona girmiştir.
(bkz: volver) ya da dönüş
almadovar ın hastane sahneleri takıntısını tekrar görebileceğimiz harikulade film.
etkileyici bir filmdir. hasta bakıcı adama kızılsın mı sevilsin mi anlaşılamaz.
bu film dunya sinema tarihinde seneler sonra cok dikaktlice incelenecek, cok guzel, cok orjinal, cok duygusal. daha yazmayacam, izlemenizi oneriyorum.

4 farklı yasam
1 nokta da
onlar da bizim gibi birileri, ne süsleri var, ne de maskeleri...
bugun mtv turkiye de gosterilecek olan film.
müzikerini vicente amigo yapmıştır.
büyük bir beklentiyle izlemem sonucu, biraz hayal kırıklığına uğratmış filmdir. hastabakıcı rolündeki kişinin * eylemlerini etik bulmadığımdan, onu sempatik gösterme çabasını da hoş karşılamadım ki öykünün temelleri de buna dayanıyor. iyi bir ispanyol filmi izlenmek isteniyorsa en la ciudad sin limites tercih edilmelidir kanımca.
(bkz: modern romeo ve juliet)
almodovar'ın her zamanki gibi araya güzel ve anlamlı imgeler koyduğu özgün konusuyla ilgi çeken bir film. gerçekten de modern bir romeo ve juliet ortaya koymuş.
her şeyin yerli yerinde olduğu ve içinden bir şey çıkarılsa tüm ahengin kaybolacağı görüntüsü veren leziz bir almodovar filmi.

almodovar sinemasını tanımayanlar, son derece rahatsız edici bir ilişkinin anlatıldığından dem vurmakta.

ancak benim izlediğim almodovar filmlerinin içinde yine en az marjinal olanıydı bu.

zaten bence o da önemli değil, zira konudan çok anlatış biçimine bakarım ben.
*****
son dönemde oldukça popüler olan alakasız görünüp tesadüfen kesişen hayatlar temalı filmler içinde benim ayrı bir yere koymaktayım hable con ella'yı.

çünkü hiçbir zorlama ay da ekstra çaba hissetmiyorsunuz kesişme hikayesinde.

ipek bir kumaşın tende bir ferahlık bırakarak engelsiz biçimde akıp gitmesi gibi hikaye sürüp gidiyor.
*****
son olarak anlatış tarzıyla sanki fatih akın'ı ve yaşamın kıyısında filmini etkilemiş gibi geldi bana.
aylardir tek bir film bile izleyememis beni yerime mihlamis, sarsmis derin derin dusundurmus bi filmdir kendisi..
muzikleri tekrar tekrar dinlenilecek ve her defasinda sizi filmin icine alacak kadar guzeldir.
(bkz: alberto iglesias)
benigno'nun komadaki kıza anlattığı filmdeki kadının paz vega olduğundan şüphelendiğim film.

edit: ki öyleymiş zaten.
aslında en acımasızca en insana pis gelen olayların bile. Altında neler olabileceğini hatırlatan film.
filmin özeti: Herşeyde bi hayır vardır.
harika bir pedro almodovar filmi. konuş onunla. benigno adlı hasta bakıcının marco'ya öğüdü.

--spoiler--
efendim cafe muller ile açılıyor perde. kahramanlarımızı görüveriyoruz. marco ve benigno. marco ağlarken benigno onu gözlemliyor. yolları kesişiyor ve kesişmeye de devam ediyor. yavaş yavaş tanıtıyor kahramanları almodovar. sıra lydia'ya geliyor. kendinden emin güçlü bir kadın. sonra bütün zarifliği ile balerini görüyoruz. iki kadın ikisi de bitkisel hayatta. iki erkek bakıyor onlara. ikisi de aşık. benigno hastabakıcı olarak konuşur bütün gün duyacağını umarak marco ise susmayı tercih eder gerçekçi yaklaşır. benigno der ki "konuş onunla o seni duyar"

neyse zaman geçer biz kahramanlarımızı iyice tanıdıkça sevgilerinin büyüklüğünü görürüz oysa karşılıksızdır ama yine de bağlanmışlardır. işte bu sırada almodovar ustalığını konuşturur. saplantı, sapkınlık diyebileceğimiz türden bi' ilişkiyi benigno'nun sevgisini öyle bi' anlatır ki sapıklık demezsiniz siz ona. tıpkı todo sobre mi madre'deki gibi. olağan şeyler değildir anlattıkları ama etkilenirsiniz. uç konulardır. normal hayatta çoğu kişilerce hiç hoş karşılanmayacak şeylerdir anlattıkları.
iki kadından birisi ölür birisi hamile kalır. marco gider benigno tecavüzden hapse girer. ama marco ve benigno dost olmuştur onaylanmayacak bir şey yapmasına rağmen tüm hızıyla geri döner marco. şaşkınlıkla ve hayal kırıklığıyla. benigno'nun evine yerleşir. onun dünyasına girer. penceresinden bakar onun gözüyle görmeye çalışır. ve alicia'yı görür. iyileşmiş olmasına rağmen söylenmemesi gerekir benigno'ya. ki o sırada pekte yaşama amacı kalmaz hasta bakıcının. tükenmiştir çünkü. intihar eder aşkının büyüklüğünü anlarız biz. ağlarız hafiften.
--spoiler--

ve film başladığı gibi biter. marco ağlar, bu sefer alicia gözlemler
hareket edemeyen bir beden midir aciz olan yoksa asla yankısını bulamayacağın bir şarkı söylemek midir dedirten bir almodovar filmi.
özellikle ortasındaki sessiz sinema zaferiyle büyüleyen pedro almodovar güzelliği. kesinlikle o sahnenin filmin güzelliğne güzellik kattığını düşünüyorum şahsen. söylemeyelim ki herkes izlemek zorunda kalsın. büyü bozulmasın. konuş onunla da iki adamın dostluğu söz konusu filmin iskeleti diyebileceğimiz. gene iki hasta kadına bakan iki adamın farklı yaklaşım tarzları ilgi çekici. filmin düğümlendiği yer işin bu kısmı kuşkusuz. konuş onunla, o duymuyor gibi yapsa da duyuyor seni. bundan kuşkun olmasın. o, hasta yatağında kulak kabartıyor sana. sen bunu bilemesende. film yaklaşım tarzlarını, sevginin üstünlüğünü leziz ifade ediyor bu hattıyla.bir de ne şekilde olursa olsun diğer tarafta kendisini geri çeken bir erkek var. bu dikkat çekici bir nokta. gene hamile kalan alicia'nın hayatının tekrardan doğmasında intihar eden marco'nun sevgisinin iletişimin payının büyüklüğünü görüyoruz. işte burda cinsellik, sapkınlık vs gibi etiksel bakış açılarını yerle bir edip, marco'nun alicia için hayatını adamış olduğu gerçeğini gözümüze sokuyor almodovar. bu da filmi oldukça başarılı kılıyor. marco rolünde javier camara çok iyi bir oyunculuk çıkarıyor.
sonuç, konuş onunla. o, seni duyuyor buna inan sen! sadece, inan!
10 üzerinden 8.5!
"konuş onunla" bittikten sonra, insan bir müddet konuşamıyor. durduk yere hüzünlendik yine ızdırabınas okayım!

gitar girer...
(bkz: pedro almodovar)ın bittikten sonra bir kaç dakika boyunca öylece donup bırakan, arka fonda çalan müzik eşliğinde gözünüzden akan bir kaç damla yaşı, kolunuzun tersiyle silmenize sebep olan bir aşk draması. o bilinen klasikleşmiş temalarla dolu aşk filmlerini
tamamen unutun. klasik bir aşk filmidir bu, diyerekten izlememezlik etmeyin. izledikten sonra değerli vaktinizin boşa gitmediğini görecek ve hatta bir kaç gün üzerinizde dolaşıp duran etkisiyle yaşayacaksınız.

bu film, aşk kavramının yeni bir boyut kazandığı, duyguları yeni baştan sorgulayan, 'platonik aşk' olarak sürekli düşündüğümüz ilişikliğe farklı bir yerden bakan bir başyapıttır. filmde anlatış sakinliği, yalınlık ve almodovar filmlerinin vazgeçilmez tesadüf öğeleri de ayrıca filmin seyir zevkini kat be kat artırmaktadır.

filmin müzikleri ise başlı başına ayrı bir güzelliktir.
belki 10 defa izlemişimdir. alicia ve marco filmin 'doğru' kişileri ve sonunda onlar kazanıyor(alici nın marco ya son sahnedeki tebessümü halen hatırımda) lydia ve benigno ise 'yanlış' kişiler şöyleki birisi aşık olduğu kişiye tecavüz ediyor diğeri ise aldatıyor. ve filmin sonunda kötüler kaybediyor, iyier kazanıyor bir anlamda. bence oyunculuklarıyla, müziğiyle,çekimleriyle güzel; yukarda bahsettiğim ayrıntıdan dolayı senaryosuyla zayıf bir film. zira iyilerin kazandığı kötülerin kaybettiği filmleri ilkokulda beğeniyordum en son.