bugün

gereksiz insanlardır. ulan o günlüğü tutuyonda , sanki sonra okuyon hepsini amk.

bu foto çekip sonra birine bile bakmayan tiplere benzer.
"vay lan ben 25 mart 2009 da neler yapmışım." diyen insandır.
hafıza sorunu olan insanlardır ya da ciddi ruhsal problemleri olabilir.

yoksa aklı başında bir insan neden kendi yaşadığı şeyleri kendine anlatsın?
Kendi hayatlarını roman sanan kişiler.
Yapilan kötülükleri cabuk unutanlar ve unutmak istemeyenler için çözüm.
Benimdir. Alışın günlük tutmaya saçma sapan bile olsa bişiler yazıyorsun sonra da bi bakmışsın şair olmaya başlamışsın.
Yakın zamanda ben de aralarına girmeyi düşünüyorum. insanlara anlatsan da derdini anlamıyorlar çünkü. En güzeli kağıda dökmek içindekileri.
tutmaz olaydım. 10 sene önceki durumumdan daha da geri gittiğimi fark ettirdi geçen sağolsun.
vakit kaybeden insandır.

yaşanılanları an ve an kafama atıyorum tıkır tıkır daha unutulan an olmadı.

kafa zehir.
bir gün günlüğüme bile dürüst olamadığını farkettim. hissettiklerim içimde öyle yer etmis ki kağıda geçmiyordu. insanlara o kadar alışmışız ki iyiyim demeye günlüğüme de içim yalan dolanla yansıyordu. bunu çözmek zor oldu. kendime karşı dürüst olabilmek beni rahatlattı. her zaman günlük tutamiyorsaniz bile bir dönem tutun derim.
Bana göre olmayandır.

Küçükken yazardım. Sonra okuduğumda saçma bulurdum yırtardım.
yazmazdım.
Denesem de aralarına giremediğim insanlardır. Deneyip yazıyorum, ama anlatılacak pek bir şey çıkmıyor ve 5 yaşındaki çocuk yazmış gibi gözüküyor. Hayır, öykü, deneme vb. yazarım ama günlüğü çok çocuksu yazıyorum.
Küçükken günlük tutan biri olarak iyi ki tutmuşum diyorum. Anlamlı, anlamsız her şeyi çocuk masumiyetiyle geçirmişim günlüğüme. Ve Şimdi her okuduğumda kahkahalara boğuluyorum ve çocukluğuma dönüyorum. En kıymetlimdir. Hep saklayacağım.
Kimse görmesin diye türlü yöntemlere başvuran insanlardır. Başka dilde mi yazmadık, tuttuk ayakkabı kutularında mı saklamadık, kodlu dandik bi harf skalası oluşturup onla mı yazmaya çalışmadık. Şu gözler neler gördü hey gidi. Sanki hapishanede kaçış planını saklıyoruz ama işte o gizlilik hali ferah bir özgürlük demosu yaşatmıyor muydu, ben yaşatıyordu diyorum.

Günlük tutma ödevlerine kıl olan biri olarak, küçükken yaptığım en güzel şey büyüyünce adına bilinç akışı diyeceklerini öğreneceğim mini bir seriydi. Oturur ne düşünüyorsam alakalı alakasız her şeyi yorulan kadar yazar sonra da günlük niyetine saklardım. Kendim için en doğru olanını bu kadar küçük yaşta bulmak şaşırtmıyor değil.

"içimi dökeyim" diye gecenin bilmem kaçında oturup deneyimler üstüne düşünerek odaklanınca sayfanın sonunu derbeder pessimist olarak kapatıyorum. Bunun en net sağlaması şu an yaşanıyor aslında. Gayet tebessüm ederek başladığım yazıda geldiğim noktaya bak. Çıkmaz sokak. Bilinç akışına dön. Tamam evet. Bi deneyeyim.

Günlük insanı pesimist yapıyor. Çok fazla düşünmek, kendine acımakla sonlanıyor. Güzel bir anıyla başlayan yazı ölümle noktalanabiliyor. Sıkıcı. Dürüst olmam gerekirse devastating, yıkıcı. Ana odaklı kalıp bilinç akışını kaydetmek, beyin sinyallerinin her an nasıl bir bağlantıyla sana ne hatırlatacağını bilmeden bodoslama gitmek müthiş bir heyecan. Positive tutuyor beni.

içini dökmek yaşananlara projeksiyon tutmak demek; sıralayarak, neden sonuç ilişkisiyle bağlantı kurarak, kendine bir yol çizmeye çalışarak. Gözlerini kapatıp bilincinin seni hangi noktalara götüreceğini denemek daha ufuk açıcı, daha anda hissettiren, hatta günün sonunda daha gerçek. Yorumlama yok bu süreçte çünkü, olan biteni olduğu gibi aktarma var sadece. Dolayısıyla kendine karşı güçlü negatif duygular beslesen bile odaklanamıyorsun ve puf, uçuyor.

Neyse. işte böyle.

Sahi başlık neydi?
Bir aralar ben. Neden mi ? Oraya yazdıkça psikolojik olarak rahatlıyordum. Kötü bir şey yaşadıysam bile kağıda aktardığımda o düşünce kafamdan bir nebze de olsa gidiyormuş gibi hissediyordum.
(bkz: facebookta 5 yıl önce hatırlamak isteyeceğiniz anılar var)

Şaka lan şaka silkmişim facebooku diyen insandır*
ileride günlüğü açıp okuyunca utanacaktır.
nasıl üşenmeden her gün yazabiliyorlar merak ettiğim insanlardır. ben denedim olmadı.
aslında tutmak istediği book of shadows'dur. günlük de bahanesi olmuştur.
Ben de günlük tutarım ama yaşadığım olayları pek anlatmam bu Günlüklerde. Günlük tutmak benim için bir çeşit not defteri tutmak gibi. Sonradan okurum diye yazmıyorum zaten.

Not 25 yıla yakın bir süredir günlük tutuyorum.
Maksimum 140 karakter düşünebilen; düşündüklerinden aq ları sadeleştirince birkaç harf kalan, düşünme yeteğini kaybetmiş, beynini sadece standart motor hareketleri yönetmeye yarayan bir elektronik kart gibi kullanan günümüz ergen ve genç neslinin hayal edip anlam veremediği önemli aktivite.
Bir türlü anlayamayacağız değil mi; teknoloji medeniyetten bağımsız birşey değil ki medeniyette toplumun birktirdiği düşünce katma değeri... Düşünmeyen toplum bir bok üretemez.
Yazmaya değer bir şeyleri vardır.
Geri dönüp bakınca kendi belgeselini izlemek gibi.
okurken bazen gereksiz kişi ve notlara basit bir gülücük attıran deftercik.
Malın önde gidenleridir. Evet.
güncel Önemli Başlıklar