bugün

Gülen hareketi Fethullah Gülen tarafından fikri temelleri atılan, toplumun özellikle milliyetçi muhafazakâr kesimlerinde taraftar bulan islami duyarlılığa sahip bir sivil toplum hareketidir. Harekete sempati duyanlar arasında organik bir bağ mevcut değildir, gönüllülük esasına göre faaliyet göstermektedir. 1966 yılında Gülen'in izmir'de temellerini attığı hareket bugün dunyanın pek çok ülkesinde aktiftir.


Gülen hareketi okulları

Gülen hareketine bağlı Yurt dışındaki Türk okulları çoğunluğu genç üniversite mezunlarından oluşan türk girişimcilerce dünyanın çeşitli yerlerinde açılan ilk ve orta öğretim düzeyinde özel okullardır.

5 kıta ve 120 civarında ülkede faaliyet gösteren ve sayısı toplamda 1000'den fazla olan bu okullar isim ve hukuki bakımdan birbirinden bağımsız olmakla birlikte, Gülen Hareketi kaynaklı oldukları bilinmektedir.

Bulundukları ülkelerde sınavla öğrenci alan Türk okulları elit ve üst düzey bürokrat kesimin çocuklarını gönderdiği okullar olarak bilinmektedir. Fakir ve parlak öğrencilere bu okullarca burslu eğitim imkanı tanınmaktadır.

Müfredat

Türk okullarında, bulundukları ülkenin dili + o ülkede en çok kullanılan yabancı dil + türkçe olmak üzere 3 dilde eğitim yapılmaktadır. Öğretmenlerin bir kısmı Türkiyeden gitme bir kısmı ise o ülkedendir.

Türk okullarında fen bilimleri ağırlıklı eğitim verilmektedir. Bu okullarda Türk halk oyunları ve folklorü de öğretilmektedir.

Faaliyetler

Türk okulları özellikle Uluslararası Bilim Olimpiyatlarındaki başarıları ile gündeme gelmektedir. 2007 yılında New York Türk okulu Amity School bilim olimpiyatlarında 28 madalya alarak eyalet birincisi olmuştur.

2003 yılından beri her yıl Türk okullarında okuyan öğrenciler arasında Şiir, Kompozisyon, Şarkı, Canlı performans gibi alanları kapsayan Uluslararası Türkçe Olimpiyatları isimli etkinlik düzenlenmektedir. 2007 yılında 5. si istanbul ve Ankara şehirlerinde düzenlenen Uluslararası Türkçe Olimpiyatları, TDK başta olmak üzere çeşitli devlet kurumlarınca desteklenmektedir.

Türkiye'de eğitim gören yabancı uyruklu öğrencilerin bir çoğu Türk okullarından gelmektedir.

(bkz: Uluslararası Türkçe Olimpiyatları)
(bkz: Türk Okulları)

kaynak: wikipedia.org
yavaş yavaş ve uzun vaadede Turkiye Cumhuriyetini ele geçirmeyi ve şeriata yasalarına göre yönetmeyi hedefleyen hareket. sabırlı bir şekilde faaliyetlerini gerçekleştiriyorlar. bu dönemi kuluçka dönemine benzetebiliriz. günü geldiğinde harekete geçip şeriat devletini kuracaklardır. galiba oruduya da sızıp buyuk çogunluğunu ele geçirdikleri gun kuluçka dönemi sona erecektir.
ayrıca said-i nursiin felsefesini de benimsedikleri çeşitli kitaplarda yer alır.
diyalog miyalog masallarıyla muhafazakar türk insanını layt müslüman haline getirmeyi, bu sayede milleti, batı dünyasından gelen her türlü melaneti alkışlayan yalaka güruhuna dönüştürmeyi amaç edinmiş ve büyük ölçüde başarıya ulaşmış harekettir.
din devletine giden yolun, her kademede en üst düzeyde bir yetkilinin kendilerinden olmasından geçeceğini bilen fethullahın, uzun vadede türkiye'yi kendisine yöneltecek politikacı, doktor, mühendis yetiştirdiği okullardır.
bir peygamber olarak fethullah gulen
· erdogan gulen e gizli elci gonderdi
· fethullah gulen
· fethullah gulen e fetos diyen zihniyet
· fethullah gulen i savunmak
· fethullah gulen in bulent arinc tarafindan cagirilmasi
· fethullah gulen in hic evlenmemesi
· fethullah gulen in yeni asya dan kopusu
fethullah gulen ve liberal dusunce
· gulen erbakan catismasi
· gulen in ulkedeki tum lokantalari satin almasi
· turkiye de iktidari fethullah gulen in belirlemesi
kanser gibi vucudumuzu saran harekettir.
abd'de ipe sapa gelmez danışıklı dövüşlü lobicilik yapmak da bu gülücükler haraketinin bir aktivasyonu olup sonunun ne olacağını merakla beklenmektedir.

(bkz: abd deki turk lobisi)

(bkz: klavuz ve kargalar)
(bkz: nurcu cemaati)
(bkz: ağlayan hareketi)
(bkz: nah)
emperyalizmin, nurcu papaz, müslüman rahip ve müslüman isevi yetiştirme faaliyetlerinin diğer adıdır.
(bkz: türk çocuklarını kimliksizleştirme operasyonu)
halkimizin ne yetistirmeye calistiklari uzerinde mutabakata varamadigi harekettir. birisi seriat getirecek derken digeri light musluman yapiyor diyor. birisi insanlara koktendincilik asiliyor derken digeri hristiyan-musluman uretiyor diyor.

kaniti, destekli iddiayi gectim... keske tutarli sallansa.
Irak'ta, afganistan'da, filistin'de, lübnan'da milyonlarca müslümanı katleden amerika ve israil gibi devletleri arkasına alan fettos'un, amerika'nın kontrolünde mustafa kemal atatürk ve laik cumhuriyet sistemine karşı oluşturulmuş harekettir.
isimlerine rağmen dünyadaki olaylara kayıtsız kalamayarak devamlı ağlayan hareket. tabii ağlamakla kalmayıp, bazı insanlar gibi yerlerinden sallamayarak, dünyanın her yerine dağılıp oralarda idealleri doğrultusunda çalışan cemaat.

bakıyorsun çinlisi-japonu-çadlısı-kenyalısı hepsi türkçe konuşuyor, istiklal marşımızı söylüyor. sonra diyorlar ki bunlar takiyye. böyle takiyyeye kurban ol sen bea. bunları söyleyenlerden de bir tane bir şey göremedik milletçe neden acaba. ama tabii gördüklerimiz de var. mesela tavuktan kurban olur mu, kurban kesmesek olur mu, başı örtmek dinde var mı, aslında namaz kılmak dinde zorunlu değilmiş vs tartışmaları halkın zihnine sokarken görüyoruz bunları.
her yeri sarmış olduğu, istihbarat birimlerinin içinde bile kümelendiği, devletin çeşitli kurumlarına sızdığı artık bir sır değil. son birkaç yıldır bunları kendileri de dillendirmeye başladı zaten. hukukçu abiler, polis abiler, doktor abiler, astronot abiler, abiler de abiler...

o değil de bu hareketten ürkmenin gereksiz olduğunu insanlara anlatmak gerekiyor çünkü bu yapılanmanın sadece basit bir çıkar ilişkisine dayandığını işin içine girip görmeyen insanlar bu adamları gerçekten kararlı, çelik iradeli amaçlarına ulaşana kadar mücadele edecek insanlar sanıyorlar. halbu ki durum böyle değil. inanmış 5-10 kişi bile tarihin akışını, bir ülkenin kaderini değiştirebilir, dünyayı yerinde oynatabilir. ancak gülen hareketi sadece beyni bok çuvalından kalabalık insan yığınları yetiştiriyor.

işte bugün bütün imkanlara sahipler ancak bende zerre kadar korku yok çünkü bunların ciğerlerini bildiğime inanıyorum. sıkıya gelemez bu tosuncuklar. anca steril evlerde yaşayıp, sığ sohbetler yaparlar, toplu halısah yaparlar, yer, içer, sıçarlar arada da din, imandan dem vururlar o kadar. bundan öteye geçeceğini sanmam. en ufak bir zorluk çıktığında karşılarına hepsi savrulup gidecektir.

ben türkiye'de öyle gerçekten samimi bir muhafazakar damar olduğuna da inanmıyorum. şimdi sokakta türban takan bayanların sayısı arttı bu tamamiyle bir moda. bir de iktidara yaranma psikozu tabi. iktidar bu insanlara dini yaşayabilmeleri için bir ortam sağladığı için türban takanları sayısı artmadı. ekonimik yönden, siyasi yönden bazı avantajları olduğu için hanımlar, kah kendileri isteyerek, kah da eşlerinin baskısıyla kendilerine muhafazakar bir imaj yarattılar. örneğin bir mevkiye bir atama yapılacak, ya da bir ihale yapılacak muhafazakarlar bir adım önde başlıyor yarışa. bu da görülüyor tabi. bu muhafazakarlaşma tamamen bir makyajdan ibaret yarın iktidar değişir. bugün şalvar giyenler yarın modern, açık görüşlü, ilerici olur. piyasanın rekabetçi koşullarına tam uyum sağlamakla ilgili yani para ile sermaye ile ilgili bir durum bu. korkulacak, tırsılacak bir durum yok.
abd'den yönetilen harekettir. ayrıca adı gülen olsa da genelde ağlar.
osmanlı'ya geri dönüş planlarının yeni ismi.
bu hafta salı günü can dündar'ın ntv'deki neden programında etraflıca değerlendirilen harekettir. hakkında ömer laçiner'in yaptığı değerlendirmelere katılıyorum.

--spoiler--
konu: ergenekon davası içinde fethullah gülen hareketini rolü

konuklar: gazeteci yazar nevval sevindi, birikim dergisi genel yayın yönetmeni ömer laçiner, gazeteci yazar merdan yanardağ ve polis akademisi öğretim üyesi yrd. doç. önder aytaç

can dündar: bu iş camiası meselesini ömer laçiner'e sorayım izin verirseniz, teşekkür ederim.

nevval sevindi: rica ederim.

can dündar: yani işin ekonomik boyutunu siz 95'te birikim'de yazdınız.

ömer laçiner: evet.

can dündar: onu yeniden okuduğum zaman gördüm ki sizde orada şeye vurgu yapmışsınız, yani milli görüşün tersine toplumun üstü tabakalarıyla ve varlıklı kesimlerle bir diyalog arayışında ve kaynaşma. o zamandan bu zamana baktığınızda yani aradan 13 yıl geçmiş neredeyse, ne tarafa evrildi hareket ve bugün o sizin tarif ettiğiniz hareket mi bu hareket?

ömer laçiner: şimdi zannediyorum zaten hareketten bahsetmeleri bu elitist karakterini ister istemez biraz kaybettiğini gösteriyor hareketin. yani benim 1995 yılında daha sonraları da epeyce bir süre takip ettiğim kadarıyla daha önceki evveliyatından yani gülen hareketi 1990'ların hareketi değil, 70'lerde falan başlamış bir hareket ya da bir cemaat. buradan itibaren bakıldığında fethullah gülen'in yaptıklarının siyasi tercümesi yaptığımızda, söylediklerinin, onun tasavvufi anlayışının tercümesini yaptığımızda onun ben yazımda da o zaman belirttim, halen de aynı kanıdayım, çekirdeği elitist bir harekettir. bir siyasi davası vardır, fakat bu siyasi davayı bildiğimiz partilerin, şunların bunların falan yollarından yapmayan, onlardan çok daha geniş ve çaplı düşünen bir projedir bu. yani böyle bir projesinin olması meşrudur, yani nihayet kullandığı araçlar eğitim, kadro yetiştirmek falan filan gibi yani hani yasal araçlar olduğu sürece de biz bunun amacına katılmasak dahi yani onunla sadece rekabet edebilirsiniz.

can dündar: sizde sivil toplum örgütü gibi mi görüyorsunuz?

ömer laçiner: bir sivil harekettir ama siyasi bir harekettir de. yani o sıralarda bizler ben o yazıyı yazdığım sırada fethullah gülen hareketinin herhangi bir siyasi amacı olmadığı söyleniyordu. bende aksine diyordum ki; bu bayağı uzun vadede türkiye toplumunun, belki türkiye'den daha geniş bir coğrafyanın siyasi elitini sadece siyasi plan değil, iktisadi toplumsal sahada elitini yetiştirmeyi amaçlayan, uzun erimli bir projesi olan ve bu kadroların yetiştirilmesinde birinci planda ağırlık veren bir harekettir.

can dündar: ne için bu yetiştirmek?

ömer laçiner: bu işte zaten kendilerinin de deyimlerinde bir altın nesilden bahsedilir mesela bütün bu okulların, mokulların falan yapılma şeyi o'dur. bu insanlar işte belirli bir ahlaki prensip dahilinde teknik ve işte idari konularda uzmanlaşmış olarak kendi çabalarıyla, performanslarıyla bir takım yerlerde toplumun kilit noktalarını tutacaklar. zaten fethullah gülen cemaatine hakim olan anlayış bu elitlerin yönlendirdiği bir sürü olarak gören, şekillendirecek bir nesne olarak gören bir anlayıştır.

can dündar: amaç nedir, yani siyasi amaç?

ömer laçiner: amaç milliyetçi bir karakteri var bunun. ben bunun milliyetçi karakterin yıllar içerisinde biraz yumuşadığını, daha enternasyonel bir hale geldiğini görebiliyoruz ama o zamanlar bu hareketin böyle bir osmanlı görkeminden müthiş etkilendiğini ve onun kadar etkili bir dünya ölçeğinde türkiye merkezli bir güç yaratmak, türkiye müslüman merkezli bir güç yaratmak bu projeyi hayata geçirebilecek kadroları eğitmek. bunlar hem iktisadi sahada olacaklar hem politik sahada olacaklar, hem teknik sahada olacaklar. bu kadrolarla böyle bir toplum ve böyle bir görkemli bir bünyenin yaratılabileceğine inanıyorlar. bu bakımdan da fethullah gülen hareketi, diğer dini hareketlerden ve cemaatlerden farklı olarak türkiye'de avamla hiç ilgilenmedi. şimdi ama geldiği bu noktada hem yetiştirdiği kadroları istihdam edebilmek hem hareketin kendi performansının göz alıcılığı nedeniyle pek çok yerden kendisine olan talepler arttığı anda da bütün bunları tümü ister istemez tabana doğru da yayılmayı, toplumun seçkinler dışındaki kesimlerle ilgilenmeyi gerektirebilecek bir genişlik kazandı. o bakımdandır ki mesela son 1-2 yıl içerisinde mesela fethullah gülen hareketinin o güne kadar hiç ilgilenmediği güneydoğu ile ilgilenmeye başladığını görüyoruz. mesela oralarda hiç yoklardı o bölgelerde. yani etkili değillerdi.

can dündar: peki bu altın nesil yetişti mi? yani şu anda yönetim kademelerine yerleşti mi?

ömer laçiner: yok ben mutlaka ki bir gayret vardır, yani bunların ..

can dündar: iddia o çünkü yani, belli bölgelere hani.

ömer laçiner: ben böyle bir şey yapmadım, bununla çok da ilgilenmedim şahsen. şunun için ilgilenmedim; yani böyle bir çaba gösterilebilir. herhangi bir siyaset gibi bu hareketin de iktidarla ilgili, devletle ilgili böyle bir projesinin olması meşrudur bence. yani bu bakımdan ben bu konuda ne yapıyorlar, şudur budur falan değil herhangi bir hareket gibi bunlar da yaptı. ben tabi söylentilerle, işte poliste çok etkili olduklarını, maliye bürokrasisinde etkili olmaya başladıkları falan söyleniyor ama bu herhangi bir siyasi harekette zaten bir iktidar mücadelesi veriyorsa yaptığı iştir ama ben şu durumda tahmin ediyorum yani söylenenlerde biraz abartma payı vardır. çünkü şu anda içinde yer aldığı, en azından iktidar imkanlarından yararlandığı, iktidarına destek verdiği akp hükümetinin ana gövdesi fethullah gülen hareketiyle şu veya bu ölçüde farklı bir çizgisi olan bir hareket. şimdi onlar herhalde diğerlerinden bu islami hareketler dünyası dışında olanlardan çok daha ciddi bir şekilde bu hareketle ilgileniyorlardı. aralarında müşterek noktalar, müşterek hedefler falan var olmasına rağmen zannetmiyorum ki yani hani burada başından beri islami hareketin tamamından daha farklı bir örgütlenme modeli geliştiren, daha farklı bir kadro politikası izleyen, yetiştiren, uzun zaman onlardan kendini izole eden, onların içine girdiği kavgalardan uzak duran böyle bir de bir sicili var. türban meselesinde falan 1990’larda, 28 şubat’ta falan fethullah gülen hareketi oldukça geride kaldı. diğer kavgalar öbürleri tarafından verildi, ya da baskılar.

nevval sevindi: fethullah gülen, türbanı çıkarın eğitim daha önemlidir, üniversiteye gidin dedi.

ömer laçiner: tabi. şimdi geçmişi böyle olan hareketin islami hareketin diğer kesimleri tarafından o kadar kolaylıkla kendisine alan açılacağını, ona işte ne bileyim öyle bir projesi varsa işte ne bileyim devleti ele geçirmek için böyle hani yardımcı olabileceğini falan sanmak biraz şey olur, yani o hareketlerin, islami hareket dünyasını az tanımak olur. benim sonuç olarak söyleyebildiğim şöyle bir şey; bir hareket olma yani kendilerinin planladığı, hesapladığı işte kontrol altında, sayılarını diyebildikleri bir nesil yaratma projesi başarılı oldu. bu başarının sonucu olarak da onun dışındaki insanları da kendine cezbedebilen hale geldi. zannediyorum ki fethullah gülen hareketi içinde bulunanlar hareketin şu sıralardaki genişleme çapını çok önce öngörüyor değillerdi.

can dündar: kontrol dışı mı bu, yoksa halen bir kontrol var mı?

ömer laçiner: kontrol dışı ister istemez, zannediyorum ki bir miktar kontrol dışılık vardır yani böyle bir araştırdığım, bildiğim falan filan yok ama yani doğal olarak gelişme öyledir. çünkü daha önce ciddi bir şekilde belirli aşamalardan geçen, belli işte okullara alınıyor, ışık okulların ışık evlerinde falan belirli bir tedrisattan geçiyor, işte yani tüm şeylerde var, belirli bir öğretim programına dahil olunduktan, buralardan geçtikten sonra müntesip oluyorsunuz. böyle bir prosesi vardı. şu anda bir sürü insanın yani en azından dışarıdan bakanlar işte bu fethullah gülen hareketine mensuptur denen kişilerden bir çoğunun ben en azından bu şekildeki bir prosesten geçmediğini tahmin ediyorum.

can dündar: onun adına hareket ediyor.

ömer laçiner: ama dışarıda insanlar onu fethullah gülen hareketinin mensubu görüyor olabilirlerdir.

can dündar: ya da onlar onun adına hareket ediyor gibi.

ömer laçiner: evet evet oluyor da olabilir yani bilemiyorum, kesin bir bilgim yok o konuda.

can dündar: çok teşekkürler

can dündar: evet ergenekon soruşturması ve ergenekon hareketinin içinde fethullah gülen'in yeri ve rolü konusunu tartışmaya devam ediyoruz. ömer laçiner'e döneceğim tekrar. siyasi bir hareket konusunda bir ittifak var, bu siyasi bir hareket ama siyasi amaç siyasi iktidardır dedi merdan yanardağ ve yani ...

ömer laçiner: ben tabi daha bildiğimiz bir hükümeti kurmak, efendim işte bakanlıklar ele geçirmek falan gibi anlamında demiyorum, bu anlamda siyasi ...

can dündar: o, o anlamda söylüyor, yani bir şekilde siyasi bir hareketin ...

ömer laçiner: bunu da kapsayan, bunu ihmal eden bir şey değil. daha geniş bir perspektifi olan bir siyasi hareket yani.

merdan yanardağ: siyasetin tanımında var zaten.

ömer laçiner: bunu söylüyor, onun için de bildik bir siyasi parti gibi davranmıyor, siyasi amacı var.

can dündar: ama sivil toplum örgütü gibi de değil diyor, çünkü hani yani sivil toplum hareketi polisin içinde örgütlenir mi?

ömer laçiner: yani sivillik siyasi amaç taşımamayı gerektirmez. yani sivil olursunuz yine sizin de bir iktidar, yani bu ülkenin gidişatı, siyaseti geniş anlamda kullanırsak ülkenin gidişatı, toplumun gidişatı, toplumun kurumlarının çalışması bu anlamda bununla gayet ilgili bir hareket. zaten onun için kadro yetiştiriyor diyorum, yani hani şeyi var. fakat ben bu hareketin yani biraz önce merdan’ın anlattığı şekilde böyle bir polise dayalı bir darbe falan olduğunu düşünmüyorum, böyle bir şey yok yani.

can dündar: ergenekon'u da böyle görmüyorsunuz?

ömer laçiner: görmüyorum, tabiki yani. ergenekon'da bizim izah etmemiz gereken çok ciddi vakalar var. bu olayların kendisi olmadığını düşünüyorum, ben ortada bu danıştay saldırıları, bilmem neler bir sürü işte ne bileyim suikastler, bombalar, bilmem neler, ölüm çukurları, kontrgerilla bağlantıları, işte güneydoğu'daki bir sürü faili meçhul cinayetlerle doğrudan ilişkili bir takım şahıslar, onların bağlantıları, ortada bir şey var yani, bir olay var. şimdi bunu bir intikam hareketi falan gibi göstermek yani bu olayların üzerlerini kapatmaktır, öyle bir şey değil. ben tekrar söylüyorum, şu anda emniyette bu soruşturmayı yürütenlerin fethullah gülen cemaatine yakın olduğu düşünülen insanlar oldukları söyleniyor. bunun ben doğrudan doğruya birinci dereceden bilgisine sahip değilim, olabilir ama bu adamların bu sorgulamayı yapan insanların şu anda soruşturdukları konunun kendisi iki tane, iki tane konu. birisi türkiye'de bir darbe teşebbüsünde bulunulmuş, bunun çok ciddi karineleri var. yargı ne cevap verir bunu bilemeyiz hani, en azından inanmamız gereken yani ciddiliğe inanmamız gereken deliller var ortada. birincisi bu soruşturuluyor, böyle bir olay var, icat edilmiş bir şey değil bu. elde ciddi kanıtlar var. ikincisi, cumhurbaşkanlığı seçiminin öncesine kadar dayanan çok ciddi bir takım provokatif teşebbüsler var. danıştaya saldırı gibi, işte cumhuriyet gazetesi'ne bombaların atılması falan gibi. üçüncüsü, yine aynı dönemde ortamı germek isteyen, işte bir takım insanların hakkında 301'den dava açılmasını sağlamaya çalışan, bunun için büyük ciddi böyle bir ajitasyonlarda bulunan, ondan sonra işte hrant dink'in öldürülmesi falan sırasında ciddi bir yani teşvikçi rolü oynadığından şüphelenilen, adları bulanan bir takım adamlar var veli küçük başta olmak üzere. bu adamlarla bağlantılı olan şahısların da yine bize dava iddianame dosyasındaki şeylerden öğrendiğimize göre türkiye'de bir darbe teşebbüsüne altyapı hazırlamak için yaptıkları bir takım çalışmalar var. en azından ben o iddianamelerin eklerine bakan biri olarak bu izlenimi edindim. bu bir vaka, bu bir olgu. bunun hukuki sonucu ne olur onu bilemeyiz, yargı karar verecektir. eğer burada bu olaylar olmadan sudan sebeplerle bir takım generaller, orgeneraller, milli güvenlik kurulu'ndan eski genel sekreteri, bilmem jandarma genel komutanı falan filan gibi adamlar eğer hiçbirimizin yani ortada ne var dedirtebilecek bir şekilde alınıyorsa, polis tarafından alınıyorsa biz o zaman deriz ki; hani bir intikam operasyonudur bu deriz. çünkü başka bir dayanağı yok ama bugün bu olaylar var oldukça bunlara böyle demek bana son derece aşırı bir iddia gibi geliyor. demin de söylediğim gibi fethullah gülen hareketinin türkiye'nin şimdi bütün yapılarında, bütün kurumlarında kilit noktalara bayağı iyi eğitilmiş, kendileri tarafından iyi eğitilmiş bir takım kadroların getirilmesi için çalıştıkları, böyle bir nesil yetiştirmeye çalıştıkları vaka. bunu zaten apaçık da yazıyorlar, bunun için uğraşıyorlar da ama demin de söyledim ...

can dündar: bu başka bir şey diyorsunuz.

ömer laçiner: bu bir yasal uğraştır.

nevval sevindi: ideal çerçeve.

ömer laçiner: ideal veya neyse yani ille öyle olması gerekmiyor ama yani hani bunu siz eğitim çalışması yapıyor, insanları eğitiyor, okullar açıyor diye hiç kimseyi suçlayamazsınız. bu yasal araçtır. bununla yetişmiş olan insanların ayrıca işte böyle bir proje dahilinde devlette işte etkin hale gelmeleri, ticarette etkin hale gelmeleri falan bunlarla uğraşıyorlar ise bunun karşısına ancak benzer bir çabayla karşı çıkarsınız, buna bir şekilde karşı çıkıyorsanız siz yine bunlar gibi meşru araçları kullanarak karşı çıkarsınız. bunların hiçbirisi gayri meşru sayılmaz.

--spoiler--

http://www.ntvmsnbc.com/n...tinler/neden/20090127.asp
yurdum, etliye sütlüye karışmayan, dünyadan bir haber şekilde yaşayan, dizi/tv kültürüyle yetişen, gerçeklerden uzak tutulan... dini bütün(!)* kesimini, dini mevzuları içine katarak, kişisel egolarını tatmin etme adına kendi taraflarına çekme istedikleri bir oluşum. bir kıpırtı. hareket bile denemez. ne kadar üst düzey yetkililer bile işin içinde olsa, evcilik oyunundan ileri gidemeyecek, sadece lafta kalacak, toplumun aydın, okumuş, eğitimli, geleceği görebilen... kesmini huzursuz etmekten, kendilerine küfür ettirmekten öteye gidemeyecek fikirsel kıpraşma.

(bkz: hareket yapma kralını görürsün)*
dahili ve harici düşmanlardan temizlenmek için bir fırsat.
kendilerini on numara müslüman, on numara demokrat zannedip, kendi düşüncelerine katılmayanları ise on numara islam karşıtı, on numara darbeci, on numara terör destekçisi olarak addeden kişilerin de müritleri arasında bulunduğu hareket.

ayrıca devletin malını yeme konusunda da bu arkadaşların yüksek lisans yaptıklarını, doktoralarını tamamladıklarını, yardımcı doçent ve doçentlikten sonra artık profesörlüğe adım attıklarını düşünmekteyim.

en son büyük buluşları ise şudur, malumunuz akp iktidarı ile birlikte bu abilerimizin cemaatinden çok sayıda insan kamu kurumlarında, akp'li belediyelerde kritik noktalara geldiler. müdür, müdür yardımcısı, amir, şef vesair.

bu yönetici kısım, çalışan kısmına mensup yine cemaat mensubu kişiye mesaiye kalmadığı halde mesaiye kalmış gibi belge düzenleyip, devletin ödemesini sağladıkları mesai ücretini de kendi hareketlerine -onlar hizmet derler- bağış olarak transfer ederler.

izmir'de böyle bir mevzuya şahit oldum lan... cemaat üyesi çalışanımız da "abi bu para haram" diyerekten, o parayı bağışlayarak vicdanını rahatlatıyor kendince...

müslümanlıkmış, islammış, harammış, helalmiş, bu kavramlar hep kendilerine göre... yavrularım benim.
bölücü bir harekettir.
çelişkilidir aslında ağlayan hareketi olmalıdır lakin bunlar hep aglayarak ortada görünür ve iş pişirirler.
1.Hareket:Orta parmak ve işaret parmağı tırnak kısımları zemine dik gelecek şekilde tutulur.
2.Hareket:Bu iki parmak tırnaklar zemine tamamen paralel oluşturulana kadar bükülür.
3.Hareket:Sonra 1. Hareket'e geri dönülür.
4.Hareket:Baş parmak,işaret ve orta parmağın arasına sokulur.

Not:Tabi siz bunu küçükken iki asker diz çöker ayağa kalkar resim çeker olarak öğrendiniz.Büyüdünüz,bi de baktınız aa gülen hareketi...
adinda da anlasildigi gibi gülen´lerin hareketidir. kendilerine "nerde hareket, orda bereket" sözünü düstur edinmislerdir. bugün dünyanin hemen her ülkesinde, adeta kardelenler gibi günesi bekleyen, insanliga tertemiz bir dünya birakmayi hedefleyen ve aklilli, düsünen insanlardan kabul görmüs, hosgörü hareketidir.
güncel Önemli Başlıklar