bugün
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması12
- icardi1905 silik olsun kampanyası21
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey9
- sözlük kızlarının ayakkabıları14
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı10
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler12
- arda güler10
- karınıza range rover alır mısınız18
- ekşi sözlük9
- şu anda çalan şarkı9
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- icardi190510
- ali erbaş11
- anın görüntüsü17
- bülent uygun15
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır10
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu21
- güzel kızların size abi demeye başlaması12
- sözlük yazarlarının pankekleri14
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü23
- ismail kartal12
- sivasspor'a verilen penaltı27
- sinemaların batma aşamasına gelmesi22
- patiswiss17
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı14
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi19
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı31
- trollerin karışması8
- fenerbahçe12
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı8
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi13
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- stanleywhite10
- junkman8
- siklememenin getirdiği huzur9
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek12
- xdearm8
- johnny bellington13
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
- binali yıldırım'ın servet15
- mersinden kıbrısa yüzmek12
orjinali;
"görmek istersen denizi,
yukarıya çevir yüzü;
deniz gibidir gökyüzü,
aldırma gönül, aldırma"
şeklinde olan sabahattin ali'ye ait can acıtacak türden mısraları işaret eder nitelikteki yargıdır.
nasıl bir psikoloji, nasıl bir insani ihtiyaç, nasıl bir tefekkür arkadaş bu?
sinop cezaevi...
rutubetli, fazlasıyla kasvetli, insanı hayattan bir makas gibi kopartma potansiyeli var buranın.
sabahattin ali, vaktiyle "işlemesi mümkün görülmeyen bir suç" işlediği yönündeki mahkeme kararı ile burada cezasını çekmiş ve bu sırada da neredeyse hepimizin bildiği "aldırma gönül" eserini kaleme almıştır. şiirin, bestelenmemiş(malum özgürlüğü fazla çağrıştıran mısralardan bahsediyoruz) bu kısmı ele alındığında nasıl bir özlem çekildiği de anlaşılabiliyor hâliyle.
etrafınızın, yüksek ve bir o kadar da kanuni duvarlarla çevrili olduğunu ve buna karşın karadeniz'in yapısı gereği durmaksızın kendini duyuran dalga seslerini düşünün. denizin, orada olduğunu biliyor, duyuyor, neredeyse aldığınız her nefeste hissediyor ama kafanızı uzatıp da o denize bakamıyorsunuz. nasıl bir işkencedir bu? belki de bu kasıtladır dünyanın en meşhur hapishaneleri hep su ortasında kalmış bir kara parçası üzerinde konuşlandırılmıştır. ama bu hapishanelerin misafirleri arasında bir tanesi de çıkıp sabahattin ali gibi tanımlayamamış maruz kaldığı işkenceyi görüyoruz ki.
derin maviliklere bakıp da dinleyin dalga seslerini. bir yandan da kendinize "gördüğünüz manzaranın denize ne kadar benzediğini" anlatmaya çalışın. sonra sabahattin ali'nin bunu nasıl yaptığına dönüp de bakın ve sonra da "bu adam neden ve kim tarafından öldürülür?" diye düşünün.
sırf konumuza bahis olan ifade yeteneği sayesinde dahi yaşamayı, pek çok ifade özürlü, oynak kalçalı götverene nazaran daha çok hakettiği kanısındayım bu adamın.
"görmek istersen denizi,
yukarıya çevir yüzü;
deniz gibidir gökyüzü,
aldırma gönül, aldırma"
şeklinde olan sabahattin ali'ye ait can acıtacak türden mısraları işaret eder nitelikteki yargıdır.
nasıl bir psikoloji, nasıl bir insani ihtiyaç, nasıl bir tefekkür arkadaş bu?
sinop cezaevi...
rutubetli, fazlasıyla kasvetli, insanı hayattan bir makas gibi kopartma potansiyeli var buranın.
sabahattin ali, vaktiyle "işlemesi mümkün görülmeyen bir suç" işlediği yönündeki mahkeme kararı ile burada cezasını çekmiş ve bu sırada da neredeyse hepimizin bildiği "aldırma gönül" eserini kaleme almıştır. şiirin, bestelenmemiş(malum özgürlüğü fazla çağrıştıran mısralardan bahsediyoruz) bu kısmı ele alındığında nasıl bir özlem çekildiği de anlaşılabiliyor hâliyle.
etrafınızın, yüksek ve bir o kadar da kanuni duvarlarla çevrili olduğunu ve buna karşın karadeniz'in yapısı gereği durmaksızın kendini duyuran dalga seslerini düşünün. denizin, orada olduğunu biliyor, duyuyor, neredeyse aldığınız her nefeste hissediyor ama kafanızı uzatıp da o denize bakamıyorsunuz. nasıl bir işkencedir bu? belki de bu kasıtladır dünyanın en meşhur hapishaneleri hep su ortasında kalmış bir kara parçası üzerinde konuşlandırılmıştır. ama bu hapishanelerin misafirleri arasında bir tanesi de çıkıp sabahattin ali gibi tanımlayamamış maruz kaldığı işkenceyi görüyoruz ki.
derin maviliklere bakıp da dinleyin dalga seslerini. bir yandan da kendinize "gördüğünüz manzaranın denize ne kadar benzediğini" anlatmaya çalışın. sonra sabahattin ali'nin bunu nasıl yaptığına dönüp de bakın ve sonra da "bu adam neden ve kim tarafından öldürülür?" diye düşünün.
sırf konumuza bahis olan ifade yeteneği sayesinde dahi yaşamayı, pek çok ifade özürlü, oynak kalçalı götverene nazaran daha çok hakettiği kanısındayım bu adamın.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar