bugün

bir toplumda uyulması gereken sosyal kurallardır.tamamen anonimdir.bazılarının sorgulanması gerekir.
toplum arasında osurmamak da bir görgü kuralıdır. ayrıca (bkz: osuruk)
ağzında yemek varken konuşmama kuralı kişi eğer boğuluyorsa göz ardı edilebilir görgü kurallarındandır.
insanların dostluk ve sukun ıcınde bırarada yasamaları ıcın toplum tarafından bılınen * kurallar butunudur..örn; bagıra cagıra konusmamaya ozen gostermek..
burnunuzu karıştırırken elinizde eldiven olmalıdır ve bu sebepten tokalaşılırken o eldiven elden çıkarılır...
yemek davetlerinde tabağın yanına konan peçete yemek bitiminde katlanıp ilk hali gibi koyulursa bu ev sahibinin sizi bir daha davet etmesini istediğiniz anlamına gelir. yüzsüzlüktür. insanlık ayıpbpdpr. yapmayınız.
- kapılar ardında konuşulanları dinlememeliyiz.

- öksürüp aksırırken ağzımızı mendille kapatmalıyız.

- başkalarının yanında gürültülü biçimde burun silmekten kaçınmalıyız.

- konuşurken sözlerimize olduğu kadar, davranışlarımıza da dikkat etmeliyiz.

- yeni tanıdığımız ya da tanımadığımız kişilerle, farklı yaş ve sosyal duruma sahip olanlarla konuşmalarımızda karşımızdakine "siz" diye hitap etmeliyiz.

- sofra, görgünün mihenk taşlarından biridir. bu nedenle ağzımızda lokma varken konuşmamalıyız.

- şaka yaparken insanların zayıf yanlarını, kusurlarını, bedeni sakatlıklarını konu yapmamalıyız.

- anne, babamızdan ve ninelerimizden, dedelerimizden moruk , "bizim ihtiyar" diye söz etmemiz hem bağışlanmaz bir nankörlük hem de terbiyesizliktir.

- sözlüğümüze yazarken sözlük formatı na uymalıyız...

yaaa yaaa...
(bkz: adab ı muaşeret)
-yellenirken sessiz yellenmeliyiz.
-yellendiğinizde koku çıktıysa suçu sakın başkasına atmayın.çok ayıptır.görgü kurallarına aykırıdır.hatalarınızla yüzleşin bir cengaver edasıyla ''ben osurdum''deyin.
yolda balgam atmamak ve elinle sümüğünü ağaca sürmemek de en büyük görgü kuralıdır kesinlikle.
insanın kendine saygı gösterilmesi için nasıl istersen öyle davran mantığını yürüttüğü davranış, kişinin kendisi yada genel olarak koyulup uygulanan hal ve hareket kuralları.
şahsıma çok rastgeldiği için yazma gereği duydum. en çok ihmal edilen ya da bilinmeyenlerinden biri de telefon adabıyla alakalı olanıdır. eğer birisi sizi aramışsa konuşma sonunda telefonu ilk olarak kapatacak kişi de yine karşı taraf olmalıdır. ihmal etmeyeniz, edeni tatlı dille uyarınız.
bir kısmı sistemin bize zorla yaptırım uyuladığı, vücudun gereksinimi olduğu halde, elitist topluma uygun olmaya zorlayan kurallardır. yemeği elle yemişsem, insanların bana kötü gözle baksanına sebep verecek karar mecii nedir. tavuk elle yenir, çünkü kemiklerinde et kalır. *
tanım:
Bir toplulukta terbiyeli, ince davranmak için gereken yollar ve kuralların bütünüdür...
görgü kuralları gereği, msn gibi ortamlara girerken ve çıkarken online olan kişilere selam verilmeli. madem maneviyat daha önemli, somut göremediğimiz ama orada bir yerde olduğunu bildiğimiz kişilere de saygısızlık yapmayıp onları yok saymayıp selam vermeliyiz. sözlüğe de girerken ve çıkarken selam verilmeli, baktın çok online var en azından 10 kişiye selam ver bir gün bakmışsın selam vermediğin kimse kalmamış. hem de bakmışsın mesaj kutunda onlarca kişi sana selam yolluyor böylece bağlar kuvvetlenir sevgi, muhabbet artar. *
vaktiyle ders olarak okutulan kurallar bütünü. bir örnek vermek gerekirse;
iki bayanla yürümek durumunda kalan bir bey ne yapmalı sorusunun cevabı, ortalarına geçmek olmalıymış.
Kapıda iki üç insanın sıkışmaması için geçiş önceliğinin ortamdan-binadan çıkan insana verilmesi gerekir kuralının da içersinde yer aldığı yazılı olmayan kurallar manzumesi, bir nevi hukuk türü.
insanların birbirleri ile olan ilişkilerinde saygıyı, sevgiyi ve hoşgörüyü esas alan kurallardır.
Tanımasak bile aynı binada çalışan veya asansörde karşılaşan insanlara 'günaydın', 'iyi akşamlar' diyebilmek, ökğz gibi davranıp suratsız gezmemek.
(bkz: adab-ı muaşeret)
kime göre, neye göre olduğu asla bilinemeyen kurallar bütünü, tabu.
görgü en temelde başkasını rahatsız etmemektir, bu minvalde toplumda çıkan ve yerleşen/yerleştirilmeye çalışlan kurallar da gmrgü kuralları oluyor.
en rahatsız eden ve görgü kurallarından uzak davranış ise;
"yemekten sonra dili kürdan gibi kullanıp sesli diş arası temizlik operasyonudur", iğrençtir, kusturur...
bunları öğrendikçe böyle kendimi daha bir öküz, daha bir mal, daha bir sığır gibi hissediyorum amına koyim. her zamankinden daha fazla yani.

bak mesela dayı;

asla ve kât'a kağıt peçeteye ağız silinmezmiş. töbeler töbesi a.q. bu bir.

restoranda ya da misafirlikte yemek yerken kumaş peçete illaki dizlerin üzerine serilmeliymiş. ben paso tabağın altına sıkıştırırdım ki; büyük bir hataymış. bu kumaş peçete eğer yemekten kalkıp tuvalete, lavaboya falan gidilecekse sandalyenin üzerine bırakılmalıymış. bu ''geri dönecem, daha bitirmedim.'' anlamı taşırmış. eğer masanın üzerine konursa ''mamiiii, aym ful!'' demekmiş. bu iki.

çay, kahve falan içerken, fincan/bardak ağza götürülürken tabak da diğer elle bardakla/fincanla birlikte kaldırılmalıymış. bu üç.

çoraplar kesinlikle ayakkabıyla aynı renk olmalıymış ki; bu dört. bunun görgü kuralı olması da ayrı bir mevzu.

yakası düğmeli gömleklere, ''spor gömlek'' kategorisine dahil olduğundan kesinlikle kravat takılmazmış. bu beş.

kravat takılmamış gömleklerin yukarıdan ilk üç düğmesi illaki açık olmalıymış. falan filan.

he bir de; karşı cinsle tokalaşma işlemi üç saniye sürmeliymiş. fazlası tacize, azı da samimiyetsizliğe işaret edermiş.
Görgü diye sokulan kurallar kaba saba olmamaktır. Oysaki görgü ne türk dizilerindeki gibi çatal kaşığı yerleştirmek ne de uygun giyinmektir. Halk ağzıyla oturup kalkmasını bilmektir.
-bir bayanla tanışıldığında bayan elini uzatmadan erkek elini uzatmamalıymış.
-elinle kapatsan da kürdan kullanmak kötü bir görüntü oluşturduğundan kürdanı masada kullanmayacakmışız.