bugün

(bkz: karagoz)
sevket altug ile sener sen in basrollerini oynadıgı bir türk filmi.
hayattir hayat.
harika müzikleri olan 'karanlık' film. 90'lar türk sinemasının nadide eserlerindendir.
(bkz: karabiberler)
nedense bazı anlarda bu filmde yaşadığımı düşünür korkarım.
deriden yapılmış figürlerin beyaz perdeye düşürülen gölgeleriyle yapılan oyun. *
bir cemal süreya şiiri.

GÖLGE OYUNU
Gölgeme bak gölgeme
Amma aşık, amma divane
Oturmuş kanepesinde gurbet elin
Kendini seyreder gözlerimde
Amma aşık, amma divane.

Gölgene bak senin gölgene
Amma fakir, amma biçare
Ceplerini elleriyle doldurmuş
Aynı kanepesinde gurbet elin
Amma fakir, amma biçare.

Ya öbür adamın gölgesi, öbür
Amma hinoğlu hin, amma hergele
Ayıp fiiller kuruyor belli
Kulakları toprağın üstünde kocaman
Amma hinoğlu hin, amma hergele.

Gölgelere bak gölgelere
Amma işsiz güçsüz, amma avare
Şarkılara inanıyorlar bütün gün
Hepsi de aynı şarkının insanları
Amma işsiz güçsüz, amma avare...
tarif etmek için kelimelerin anlamsız kaldığı , yetmediği bir yavuz turgul başyapıtı.
farsça zıll ı hayal olarak adlandırılan doğu kültürüne ait bir sanattır. deriden yapılan tasvirlere arka plandan fona vuran ışığın yansıması kullanılarak yapılır. karagöz ve hacivat en bilinen gölge oyunudur.
şevket altuğ' a madem bu kadar yeteneklisin niye onbeş yılda bir film çekip adamın asabını bozduruyosun dedirten yavuz turgul işi. bir lafımızda erkan can' a; ulan madem bu kadar güzel küfredebiliyodun, gemilerde talim vardı da, temel numarasıyla on senemizi niye yedin be insafsız. mahallenin muhtarı' ndan ilmuhaber kağıdı almak için miydi bütün bu heba çağı. biz istesen sana altın koza' larla kaplı evlenme cüzdanı bile verir, atilla dorsay' ın bize verdiği yetkiye dayanarak seni star bile ilan ederdik.
türk sinemasının köşe taşlarından, çok çok başarılı anlatıma ve oyunculuğa sahip yavuz tuğrul şaheseri. tabi ki:

(bkz: şener şen)
(bkz: şevket altuğ)
karagöz ve hacivatın yanısıra tuzsuz deli bekir,Beberuhi , Tiryaki , Acem , Laz , Matiz , Zeybek,Çelebi gibi renki karakterlerin yer aldığı oyun..
kült bir yerli yapımı film...
sessiz sedasız geçer gider ne oldugunu anlamadan biter, dün sabaha karsı uykum yokken beni tv'ye baglayan filmdir...
filmin verdiği o sürekli tedirginlik halini, pamuk ipliğne bağlı hayatları ve dostluğu, müzikleriyle tamamlayan bir yavuz turgul filmi...
insan filmi izledkten sonra , hele de üstünden uzun zaman gecmisse, sevket altug a ne oldu da birden kayboldu sorusunu kendine sormadan edemiyor.
geçen gece, yine kör bir saatte izlediğim film. kardeşim, en az beş kere izlemişim, kumru'ya en az 43 kere aşık olmuşum, şener şen'e yüzlerce kez gülmüşüm ama hala izliyorum. denk geldiğimde kanalı değiştirsem, sevgilime ihanet etmiş gibi hissedeceğim kendimi, biliyorum. dostluğu da arkadaşlığı da insanlığı da, muhsin bey'in yanına karabiberler'i katıp aramaya koyuluyorum. velhasıl bu filmi seviyorum.
ayrıca yıllarca emel sayın'ın ellerini mükemmel eller diye türk halkına yutturan insanlara da iki çift lafım var; efendiler, kumru büyükhanım'ın şakaklarını okşayarak masaj yaparken ekrandaki ellerden hiç utanmadınız mı? ya da kumru ellerini birleştirip güvercin yaparken çoluğunuzun çocuğunuzun yüzüne nasıl baktınız? evet efendim larissa bilmemneova fantastik bir insan. eliyle koluyla, minik dudaklı gülümsemesiyle. sabah sabah aklıma geldi bak gene.
mistik bir film.
(bkz: larissa litchevskaya)
geçen gece oynayan sonu bi bok olacakmış diye beklenen beni saat 4'e kadar uykusuz bırakan tek komik anı olan film( şener şenin kıza yabancı sevgilisini anlattığı an)
http://www.youtube.com/watch?v=qbutA3mJirQ
çok malesef porno sektörüne katılmış eğlence şeklidir. *
--spoiler--
http://www.youtube.com/watch?v=qK71P7WtCag
--spoiler--
(bkz: google oyunu) *
Yavuz Turgul, yazıp yönettiği nadide filmine boşuna vermemiş bu ismi. Zira yukarıdaki tanımdaki gibi; filmin dokusuyla da muhteşem örtüşen bir mukaddime var. Esere, Gölge Oyunu karakterlerini andıran çalgıcıların anlatımları ile giriyoruz, esas karakterleri anlatıp bizi hikayeye buyur ediyorlar.

Muhavere bölümüne ise çalgıcıların geri çekilip bizi buyur ettikleri kapıdan giriyoruz. Mahmut ve Abidin karakterleri karşılıyorlar bizi. Mahmut (Şevket Altuğ) duygusal, biraz içe kapanık, dürüst bir insandır. Etrafındakiler de böyle bilirler zaten kendisini. Ama Abidin öyle değildir, gemici eskisi olan kendisi, "her limanda bir sevgili" tarzındaki uçarı yaşamını devam ettirir, gerektiğinde fırıldaklara da girer, dürüstlük ve yardımseverlik gibi diğerlerine örnek olacak erdemlerden de yoksundur. ikisi farklılıklarına rağmen birbirlerini özümsemişlerdir ve maddi olanaksızlıklarına rağmen sırt sırta vererek sürdürürler hayatlarını. Burada ufak bir parantez açıp; Hokkabaz filmindeki ikilinin de bu filmden bir nebze ilham aldığını düşündüğümü söyleyebilirim. Ayrıca bu iki zıt karakter, biraz da Hacivat ve Karagöz havası oluşturmuyor değil izleyicinin zihninde. Kavgaları da oluyor çünkü arada.

Bu ikisi "Karabiberler Modern Komedi ikilisi" olarak basit bir pavyonda gösteri yapıyorlar. Pavyon basit, zaten gösterileri de öyle ilgiyle izlenen bir gösteri değil. Patronları, bu ikiliye boşuna para verdiği görüşünde hem.

Muhavere bölümü ile fasıl bölümünü buradan birleştirerek devam edelim;

ikilinin hayatına birden giren sağır ve dilsiz Kumru karakteri giriyor. Pavyonun patronuna konsomatris diye tanıtılan Kumru'nun sağır ve dilsiz olduğu sonradan anlaşılınca ve ilk geceden de kapı önüne koyulunca bizim iyi yürekli Mahmut dayanamayıp yanına alıyor Kumru'yu, evlerinde üçüne de yetecek yatak bile olmamasına rağmen.

Kumru karakterine göz atmakta fayda var. Zira Kumru okuyor karşısındakileri şiir gibi, kulakları duymasa bile. Kendisi gibi temiz yürekliler de karşısında ise anlatıyor da derdini rahatça. Kumru'nun bir haceti var ve bizim ikiliden yardım istiyor. ikili de -Mahmut'un zorlamasıyla biraz- Kumru'nun yardımına koşuyor tabii.

Ev sahibesi karakteri üzerine de Yavuz Turgul özen göstermiş sanıyorum ki. Çünkü onun repliklerini ve ızdırabını çektiği hastalığı filmin gizli ipuçlarını da içinde barındırıyor. Güzel bir derinlik katmış filme.

Fasıl bölümünde baş karakterlerimizin derin dünyalarına da ulaşıyoruz. Onların geçmişlerini anlatmalarını ve anılarını yorumlamalarını izliyoruz. Yavuz Turgu'un maharetini özellikle de Abidin'in terk etme üzerine sözleri sebebiyle bir kere daha takdir edelim.

Filmin gidişatı hakkında seyir zevkini bozacak bilgi vermek istemediğimden, düğümün çözüldüğü bitiş bölümüne geçelim;

Diğerlerinin "SON" yazıp bitireceği bölümde, Turgul bize oyununun prestijini(Nolan'ın The Prestige filminden yıllar önce Turgul kullanmıştır bu olguyu) gösteriyor. Tahmin edeceğimden çok daha mükemmel bir sonla bağlanıyor hikaye, enfes.

ikilinin hayatındaki değişime vurgu yapan çalgıcı ekibimiz, "Kim bilir?" diye sorarak, filmin sonunda yönetmenin izleyiciye sorduğu soruyu dile getiriyor.

------------------------------

Oyunculuk açısından bakarsak; Şener Şen ile Şevket Altuğ muhteşemler. Müzikler de filme uyumlu diyebiliriz.

Bu güzel filmin sanırım ki DVD'si yok, dolayısıyla Divx sunumu da yok. Çamur gibi görüntü ve oldukça boğuk kalitesiz bir sesle izlemek zorunda kaldım. Gerçekten enteresan.
spoliler lar silsilesi:

1. banka soyma girişimlerinden henem önce plan yaparlarken abidin:
- hem bankalar soyulmaya alışıktır

2. silahlar gelir. mahmut:
- bunlar ne? abidin:
- neye benziyor? : mah:
- tabanca
- aferin
- tabacayla mı yapıcaz soygunu?
- yok bunlar süs. tükürerek yapıcaz soygunu.

3. silahlar getiren eleman zili çalar. zırrrrrrrrrr. mahmut:
- eyvah yakalandık !!! abidin:
- istersen önce soygunu yapalım, sonra yakalanırız.
sonu inanılmaz güzeldir bu filmin, tahmin edilebilir fakat etkileyici. şevket altuğun oyunculuğu göz doldurmaktadır. tüyleri diken diken * eden kareler yok değildir hani.
filmine ait sine-kritik için:
http://www.sinemaestro.co...&id=233&Itemid=67