bugün

erkekler tarafından bi' türlü kabul göremeyen tedavi yöntemidir.

-yaklaşık olarak dört yıldır, çeşitli sanal platformlarda kullanmış olduğum bir kullanıcı adım var.-

yıl 2006. samimi bir arkadaşım kuleli askeri lise'sinde okuyordu ve o yaz tatil için şirin ilçemize dönmüştü. aylardır görmüyordum keratayı, merak etmiştim nasıl bir yıl geçirdiğini. evden fırlayıp doğruca yanına gittim, sarıldım.
"ebeni sikmişler lan, ne bu hal ehe ehe!"
kendimce dalga geçiyordum hayatın sillesini sağlı sollu yemiş olan bu gariban arkadaşımla. bir yıl boyunca bırakın bir kızın elini tutmayı, herhangi bir kızın on metre yakınına bile yaklaşamamıştı, üst devredeki öğrencilerden bol bol dayak yemişti, lanet yatakhanelerin lanet yataklarında uyumuştu ve boktan bir yemekhanenin bağırsak kurutan yemekleriyle beslenmişti.

cevap bile vermedi.

karşımda duruyor ve susuyordu.

"o'lum ayakta dikilmesene lan! otur şuraya!"

oldukça masumdu, kırılgandı. "oturamıyorum." dedi.

"niye lan, götten mi vurdurdun ehe!" -evet, o zamanlar liseliydim.-

"hemoroid oldum o'lum oturamıyorum."

"basur mu oldun lan ahahaa! kraldın lan sen hani ehe ehe. basur kral mı olur lan ahaha!!" kendimce onunla dalga geçiyordum, ki bu arkadaşım halı saha maçlarında gol attıktan sonra "kral burda." diye bağıran bir insandı.

genç olmamdan ve her şeyi hafife almamdan dolayı çok gülmüştüm o gün, hatta gülmekten karnıma ağrılar girmişti. gelin görün ki o ağrılar, bugünlerde benim götüme götüme giriyor. çok dertliyim sözlük, çooook!

on gün önce bi' genel cerraha muayene oldum, sonuç hüsrandı.

"eveeet, bir adet yırtığımız var, hemoroid olmuşuz delikanlı!"

doktorun, amansız hastalığımı benimsemesi hoşuma gitmişti. hani yemek tarifi programlarının vazgeçilmezi "soğanlarımızı ince ince doğruyoruz" vardır ya. doktorun bütün karşı çıkmalarıma rağmen benimle birlikte gelen anneme "hemoroidimiz var." deyişi gözümün önünden gitmiyor. benim basurum lan o, sana ne oluyo amına koyim?!

her neyse efendim, muayene öncesinde şortu ve donu indirip hemşirenin yanında doktora domalışım anında aklımdan geçenleri bi' ben bilirim, bi' de allah.

reçete yazdı bi' tane, tutuşturdu elimize. annem yasta, ben hasta tıpış tıpış gittik eczaneye aldık ilaçları.

eve geldim ve o inanılmaz derecede hakaret unsuru olan fitillerle göz göze geldim. can yücel'in meşhur fıkrası misali "götüne sokun!" demiş herhal dohtor bey. emma ben "çoh kızacah dohtor bey çoohh" demiştim öyle değel mi?

şu anda fitil orucundayım ve erkekliğime yakıştıramadığım için fitili götümün civarlarına bile yaklaştıramıyorum, annem hala yasta ve ben hala götten hastayım.

şimdi mi? pişmanım be sözlük! yıllar önce arkadaşımla dalga geçtiğim için de pişmanım, bu lanet nicki aldığım için de pişmanım.

varsın hastalıklar bizim olsun, ama o fitil bu göte girmesin be arkadaş! haa bi'de kolonoskopi denen bi' illet varmış, ha koca at yarrağını götüne sokmuşlar, ha bu hortumu.

neyse,

götünüze iyi bakın!
kıssadan hisse: eden bulurmuş demek ki kimseyi hor görmemeliyiz.
zaman kötü kolla sağı-solu. sağlık için dikkat etmek gerekir alışkanlık yapmasın sorun yok.
en güzel hikayesidir (bkz: Can yücel)'in;

yıllar önce gazetede yazmaya başlayan değerli şairimizin yazısında göt'ü g..t yazmayıp da aleni olarak göt yazdığı için soruşturma geçirerek tutuklanması ve sonra da beraat etmesi olayı.
Hakim şaire sorar: -sayın yücel neden böyle yazdınız? biliyorsunuz ki bu tür kelimeleri yazmak yasaktır ve suçtur.
Can yücel:- valla hakim bey bizim köyde göte göt derler de ondan.
Öncesinde de bir fıkra anlatır

Bir köyde ateşli bir hasta vardır, kasabaya doktora getirir hastayı köylüler. koca devletin koca doktoruna. doktor hastaya fitil verir ve köye döndükleri gibi hastaya fitili anüsten vermelerini söyler köylülere. köylüler tabi 'tamam dohtor bey' diyip köye giderler. köydeki herkese sorarlar, en bilgelere bile, ama kimse anüs ne demektir bilemez. bu nedenle bir türlü ilacı da veremezler hastaya. hastanın durumu da gitgide kötüleşmektedir. bunun üzerine köylü, doktora, koca devletin koca doktoruna telefon etmeye karar verir ama kimse buna yanaşmaz. ne cüret di mi doktoru arayacak bi köylü. neyse durumun vehameti üzerine muhtar aramayı kabul eder. bütün köylü toplanır santrale, muhtar arar, "biz ne yapacaamızı bilemedik dohtor bey" felan der işte. karşıdan doktor bişiler söyler. muhtar döner, ama arkasına: "makattan verin dedi dohtor" der.
yine tüm köye sorarlar, komşu köylere birilerini yollayıp sordururlar felan, ama makat ne bilen yoktur yine. hasta ise giti gidecek, ateşler içinde kıvranıyo baya.
ihtiyar meclisi toplanır. son çare, doktorun bir kez daha aranmasına karar verilir. yine kimse aramaz istemez doktoru. nihayetinde yine biri kandırılır, telefonun başına geçer, ama bi yandan söylenmektedir: "çok kızacak dohtor çok!" diye.
sonunda telefonu açar, durm anlatır, doktor bişiler söyler yine. telefondaki köylü, yüzü allak bullak, arkasını döner:
"çok kızacak demiştim; götüne sokun dedi"
fitil tedavisinin kaba ismidir. *
özellikle babaanneler soktuysa o fitil çıkmak bilmez.
(bkz: göte pamuk)
(bkz: orhan pamuk)
Bir garip lan. Küçükken ateşlenince, anne / anneanne uygulardı bu yöntemi. bilmezdik.

Büyüdükçe sıkıntı oluyor ama. anal fissür berbat bir şey. Hemoroid den kötü emin olun.
(bkz: supozituar)
(bkz: proctolog)
buzlu badem varken yanlıştır. ayıptır.
(bkz: procto glyvenol)
(bkz: umut sarıkaya tipi mutsuzluk)
(bkz: guti ye fitil sokmak)
(bkz: yaran yanlış okumalar)
doktora domalmak suretiye götünü göstermekten daha az can yakan bir hadisedir.

aynı iş benim başımdan şu şekliyle geçmiştir:

üniversitedeyiz o zaman.
2 ve 3. sınıfta bir yurttan bikaç arkadaş birbirlerine basur anılarını anlatmaktalar. işte doktor gelmişmiş götünü açar mısın demişmiş.
sonra parmağını bi güzel sokmuşmuş. ben ilkin basıyorum kahkahayı;
ahahahhaha lan domaldın mı lan, ahahahahha...olm kıllı götünden iğrenmiştir lan adam. ahahahhahaa..

ve işte o tarihi cümleler dökülüyor ağzımdan:
-olm ben öleceğimi bilsem açmam lan götümü.
utanç verici lan! ben olsam gitmezdim.
+ öle deme bz, bak valla olursan görürsün..

ve birkaç ay sonra makatta tarifsiz kaşınmalar, kanamalar, tuvalet alışkanlığında değişmeler.
belirtileri okkuyorum her gün netten, şurdan burdan kanser diyo hacı.
ya basursun ya kanser...algıda seçicilik olmuş, nerde bağırsak kelimesi görsem okuyorum.

sonra doktorlara gidiliyor, hastaneler dolaşılıyor, hepsi lan siktr git der gibi muamale ediyo.
öğrencisin fast food dan miden bozulmuş.
amk senin, ne çektiğimi nerden bilecen. açıp bi baksan ya.
millet de sanıyo ki göt açma sevdalısı. kanserim diye tutturdum gidiyorum.
en sonunda bir özel hastanede muayene olmaya karar veriyorum.
doktor sevecen, doktor iyi niyetli belli.( kötü niyetli olsa sankim skecek de)
güvenilir bir imajı olduğu için selamlaşmanın ve derdimi dinlemenin ardından ilk cümlesi olan secde eder gibi yap cümlesine hastalığın da verdiği korkuyla kayıtsız baş eğiyorum. neyse o zihninde canlandırmayı bırak şimdi sen.
ne diyodum rektoskopi olacaksın diyor doktor bey.
tamam diyorum randevu veriyor ve geliyorum buralarda çok acıklı bölümler var ama özet geçmem gerekiyor uzattım lakin.

rektoskopi anesteziyle yapılıyor. bu sefer baygın teslim oluyosun doktoruna. (allahtan hemşireler var.)
uyanıyorum. acaba kanser miyim diye de ölüyorum meraktan.
patolojiye gitmiş bağırsağımdan bir zerre.

15 gün sonra öğreniyorum.
meğer ben bir kronik crohn hastasıymışım.
olsun kanser değilmişim en azından.

ama götüde göstermem diyoduk da gösterdik be abi
hülasa açmam, zaaaa filan yok emi kurbanlar. allah veriyo valla.
normal bir olaydır. fitil zaten anüse konur, bu bakımdan ayrıca demezsin ki göte fitil koymak filan. galiz argonun da bir şerefi var!
çok çok farklı bir deneyim. hemoroidin ilerlememiş olan versiyonundan muzdarip idim yine de fitil de kullanayım nolur nolmaz hem de kızların halinden anlamış olurum diyerekten giriştim bu işe. fitil yumuşak mum gibi girişi kolay oldu ama ilk başta geri itiyor yaylı sistem gibi sen sokuyorsun o dışarı itiyor bastırınca bir daha çıkmıyor. bunda bir sıkıntı yok. asıl sorun kremde. iç kısma krem sürebilmek için götüne tüp sokmak durumundasın. allah affetsin o işlemi yaparken napıyorum lan ben dedim. iğrenç bir duygu. kendimden tiksindim bu saatten sonra adamım diye dolanamam ortalıklarda.
(bkz: ohhhh ohh ohh uwww)