bugün

Son birkaç yılda artarak devam eden sayıda ortada dolaşan, genellikle somut bir yerden karşılaştırılabilecek bilgilere değil, düz mantık ya da genel söylemlere dayanan bilgi ve haberlerdir.

Örneğin Egemen Bağış'ın bir yabancı programda söylediği, Türkiye'de gazetecilerin gazetecilik dışında suçlardan içeride yattığı hakkındaki haber.

http://www.cezmikalorifer.com/video/izle.php?id=6618

Öncelikle bakalım, çoğu gazetecinin suçları ne? Terör örgütü üyesi olmak, terör örgütüne yardım etmek. Diyor ki zatı-ı muhterem, banka soyan ve tecavüz eden kişi gazeteci kartı taşıyor diye mahkum olmayacak mı?

Gerizekalı olsam adam doğru söylüyor derim. Ama cümlede iki büyük hata var, anlatmak lazım.

1) içerideki gazetecilerin hangisi banka soymuş, hangisi tecavüz suçu işlemiş? Bu kişiler hangi suçlardan içeride yatıyor, niye net ifade edilmiyor?

2) içeride yatan gazetecilerin suç işledikleri kesinleşmiş mi? Bir delil, somut tanıklar var mı?

Yoksa gecenin bir vakti apar topar içeri alınıp yıllardır içeride yatan, suçu ne olduğu bilinmeyen, kendilerinin bile suçunun ne olduğunu bilmediği, içerideyken bile kitap ve makale üreten insanlar yok mu? Varsa niye yok gibi konuşuluyor? Yoksa içeride tecavüzden ve banka soygunundan yatanlar kimler? Ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?
Şu habere bir bakalım:

http://gundem.milliyet.co....2012/1512797/default.htm

Şu işe bakın! Şimdiki sistemde, hadi söyleyin; Atatürk'ün kurduğu eğitim sisteminde çalışan bir okul müdürü, öğrencisiyle ilişkiye giriyor. Arka plandaki mesaj ne: Sen kızını okula gönderirsen senin kızının da namusu elden gider.

Şimdi bu haber ele alalım:

1) Eğitim sistemi çok uzun yıllardır böyle değildi, maşallah oyun hamuru gibi oynaya oynaya müfredatı kuşa çeviren, okulları okul olmaktan çıkartan ben kendimi bildim bileli bir sürü hükümet oldu.

2) Milli Eğitim içerisindeki kadrolaşma yine eskiden beri var ve bu kadrolar sırasıyla MHP ve AKP'nin güdümüne girmiş durumda. ilkokul öğretmenliği birkaç yıl yapıp sonra küt diye en ballı kaymaklı orta ve lise dengi okulların müdürlüğüne terfi ettirilen imam hatip mezunu sayısı nedir, bize bir söylesinler bakalım? Bu arkadaşın kökeni nereden geliyor acaba? Pek merak ettim, acaba herhangi bir haber ajansı biliyorsa da bunu söyleyebilecek mi?

3) 4+4+4 sistemi gibi konuların gündemde olduğunda bu haberlerin manşete çekilmesi ilginç bir tesadüf olsa gerek. Sahi, bir zamanlar doktor yerine hacı hocaya giden, orada cinsel istismara uğrayan bir kesim vardı, buharlaştı mı bunlar? Ne oldu?

On senede eğitim sistemini kevgire çevirdikten sonra şimdi de başkalaştırarak sorunu çözeceğini iddia etmek kimin basiretsizliği kardeşim? 5 tane adamın bir araya gelip yazdığı bir rapor, sadece önder isimli bir stk tarafından onay gördüğü için mi milyonlarca insanın kaderini değiştirmeye değer bulundu? bunun için insanların görüşü alınmaz mı, komisyonlar kurulmaz mı? ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?
Yılın fotoğraf ödülü habertürk'ün:

http://www.haberturk.com/...abirine-gazetecilik-odulu

Aziz Yıldırım'ın gözaltındaki fotoğrafını yayınlayanlara ödül verilmiş. Haberde vah vah başlığı ve kullanmayalım mı kardeşim naraları atarak habertürk'ü haklı bulan herkese sormak istiyorum: Ahlak ne demek biliyor musunuz? Karşılaşmışlığınız var mı?

Yani yaptığın bir işle ilgili ödül aldığında, işi yapmak için kullandığın yolun ne kadar aşağılık bir yol olduğu, haberini yaptığın insanı ne hale soktuğunun hiç bir önemi kalmıyor mu? Bir insanı sevmeyenlerin çok olması demek, o insanın saygınlığına istediğinizi yapma hakkını size verir mi? hapse düşen, yüz kızartıcı suçlar işleyen bir sürü, hayvan bile diyemeyeceğiniz tipleri haber yaparken görüntülerini karoluyor, isimlerini saklıyorsunuz değil mi? Aynı kişinin ünlü olması, üstelik suçlandığı konu ile ilgili net hiç bir kanıt yokken, onun hapse atılırken çekilen resimlerini insanlara göstermenizi haklı gösterir mi? bu işi yapanların hakkı bence bir meydana dikip gelenin geçenin suratlarına tükürmesidir, suçu kesinleşmemiş bir insanın günahını alıyorsanız bu hani dini, ahlaki düşünceyle açıklanır? ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?
Milliyet web sayfasında daha açar açmaz karşınıza çıkan haber:

http://spor.milliyet.com.....2012/1515154/default.htm

Başlık da Çıldırmış Bunlar ve altında Kahrolsun Beşiktaş ve Galatasaray ve de alevli top.

Konu neymiş, Almanya amatör kümede Lokomotiv Leipzig diye bir kulübün taraftarları böyle bağırıyormuş, ırkçıymış.

1) Almanya bilmemkaçıncı ligindeki takımın taraftarının yaptığı her biri bir Almanya nüfusu kadar taraftara sahip iki kulübü niye bağlasın?

2) Niye ırkçı söylemlerle ilgili habere lapin gibi atlayıp anasayfaya koyuyorsunuz da, dostluk gösterisi falan olduğu zaman bu derece aşırı bir gösteriş merakı yok?

3) Irkçı diye ayıplıyor ve Alman hükümetinin yaptıklarını yazıyorsunuz da, niye bu adamların hayvanlığına ortak oluyorsunuz?

Kardeşim milliyetçi akımlar sebebiyle ulusların bölünmesi, sınırların ayrışması ve iç savaşlar dönemini geçireli ne kadar zaman oldu. Şu anda ne fiziken ne sanal olarak böyle bir ayrılıkçılığı körüklemek günümüzün hangi gerçeğiyle örtüşüyor? Bunun yerine yazsanıza Türkiye sınırları içerisindeki güzellikleri, yazsanıza Almanya'daki Türk asıllıların icraatlerini, yaptıklarını? Bu insanların bahsi geçmesi için ya manken ya da futbolcu mu olması gerekiyor? Siz kendi kendinizi tatmin edin Almanya'da ırkçılar var diye, iki nesil sonra görürüm Almanya'da kalıyor mu Türk'üm diyen, Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlı kalan ve kültürünü yaşatan? anlamıyorum arkadaş, ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?
messi fenerde .
Yayınları deşifre edelim, arkasındaki mesajları görelim derken, kendimi objektif iş ve gazetecilik yapma dersi verirken buluyorum. Anladığımdan değil, ama iş düsturu diye birşey vardır, insan kendine pay çıkartır bazı konularda. Bakın şimdi:

http://spor.milliyet.com.....2012/1515662/default.htm

Süleyman Seba açıklama yapıyor, diyor ki ben Yalçın Karadeniz'i aday olarak göstermedim. Şimdi habere bakın:

http://spor.milliyet.com.....2012/1514646/default.htm

Yazılı olarak açıklama yaptığı söyleniyor. Burada objektif bakalım bir çelişki var. Ya Süleyman Seba yalancı ya da bu haberi yapanlar. Bitti mi, hayır:

http://spor.milliyet.com.....2012/1515095/default.htm

Süleyman Seba'nın açıklaması üzerine aday olan ve adaylıktan çekilenler var. Şimdi, durumdan etkilenen ve vazife çıkartanlar söz konusu.

Ben diyorum ki ortada en az bir yalancı var. Bu yalancı Süleyman Seba ise basının ağzından girip burnundan çıkıp bunu ortaya dökmesi lazım. Resmen manipülasyon yapılmış durumda, açıklamadan etkilenenler var.

Yok, Seba böyle bir açıklama yapmadıysa, tarih sırasına göre ilk iki haber külliyen yalan demektir. Bu kurguyu kim niye yapıyor? Yoksa tüm haberler bu şekilde mi üretiliyor, kurgu dünyasında mı yaşıyoruz. Buna mutlaka edit atacağım çünkü havada kalan birşey var burada. Birisi açıklasın, ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?

edit: Anlaşılan o ki, Seba arkadaş arasında birşeyler söylüyor ve bu basına yetiştiriliyor. Yani yazılı açıklama ifadesi yalan. Ayrıca bu demek oluyor ki, bu haberi duyan akıllı muhabirlerden herhangi birisi gidip Seba'dan haberi teyit etmemiş. Bir de sanki olağanüstü bir durum gibi adamın düzeltme yapmasını haberleştiriyorlar. Bu gelen haberin doğruluğunu teyit etmeyi akıl edemeyen kuşbeyinlilerin utancıdır, utanmak yerine yeni haber bulmuş gibi yayınlamıyorlar mı?! Oof of!!

Bu arada Yalçın Karadeniz Beşiktaş - Atletico Madrid maçında içişleri Bakanı idris Naim Şahin ile yan yanaydı. Tesadüf? Protokol gereği? Yoksa??
http://www.sabah.com.tr/S...bzonu-karistiran-fotograf

Trabzon karışmış, niye? Yabancı futbolcular Türkiye Kupası'ndan elenince mutlu gözüktükleri için.

Futbolcu maç oynar ve üç ihtimallidir. Performansını da çok iyi, orta ve çok kötü olarak sıralayalım. Şimdi bu iki farklı değişken birbiriyle paralel çalışmaz. Yani futbolcu çok kötü oynadığı maçı kazanabilir ya da çok iyi oynadığı maçı kaybedebilir. Morali de buna bağlı ve hedefine bağlı olarak değişir.

Türkiye Kupası zaten bu sene nerede kaldı diye düşünülürken çıkan bir ara format. 4 büyükler Play-off maçlarına konsantre olmaya başlamışken, kim takar kupayı? Hadi bu düşüncem doğru olmasın, ya adamın moral bozucu bir sonuçtan sonra kendini toparlaması kötü mü? Disiplin kavramı var, tersinden anlayınca böyle oluyor.
allahaşkına ya!

http://dunya.milliyet.com....2012/1519097/default.htm

--spoiler--
Bugün açıklanan bir araştırmanın sonuçları, ingiltere'yi kıskandırdı.
Geçtiğimiz 12 ay içerisinde Avrupa'daki 30 ülkenin otoyollarındaki bakım, yenileme ve onarım çalışmalarının incelendiği raporda, Türkiye 118.352 yenilemeyle Avrupa genelinde altıncı sıraya oturdu.
--spoiler--

Uzatmayayım. Bu şuna benziyor: Televizyon alıyorsunuz, biri A markası arıza yapmıyor, diğeri B markası sürekli arıza yapıyor. Bir yılın sonunda teknik servisler arasında araştırma yapılıyor, B markası teknik servisleri A markası'ndan fazla onarım yapmış. Soru şu, sizce hangi marka televizyon daha iyi?
(#14964543) da açıkladım ama sinirimi alamadım, arkadaş yollar berbat durumda. Özene bezene, bütçenden kısıp, yıllık sıkı masrafları göze alıp araba sahibi oluyorsun, sonra gözbebeği araban iğrenç köstebek yuvası yollarda telef oluyor. Yani hem kel hem fodul durumu; hem yaptığın yollar kötü ya da altyapı olmadığı için yolları kazıp kazıp duruyoruz. Bir de marifetmiş gibi bunun fazlalığını başkalarının kıskandığını iddia ediyoruz ya, bu ne??

Yollarda giderken dakika başı hop oturup hop kalkıyoruz, çukura girmek ayrı, kasislerden aşıp gelmek ayrı zıplatıyor. bir de marifetmiş gibi anlatmıyorlar mı delireceğim ya! Bu kadar gerizekalı mı insanlar anlamıyorum ya? Ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?
Yine bir *Yıldırım Demirören vakası:

http://spor.internethaber...dogana-destek-119142.html

Aslında tek başına anlatmak istediğimi aktarmaya yeterli olmayacak, şunu da eklemem gerekir:

http://spor.milliyet.com.....2012/1521818/default.htm

Şimdi ben şaibeli bir şekilde * BJK kulübüne başkan oluyorum, sonra param da çok, BJK için eller cebe diye bir ton para ile bir sürü adam transfer ediyorum. Sonuçta adamların çoğu elimde patlıyor ama, ben diyorum ki kardeşim bu paraları ben hibe ettim, başkanlıktan ayrılırsam kulüpten isterim. Sonra hükümetin dümen suyuna gidiyorum, param çok yine, gazete satın alıp hükümet borazanlığı yapmaya başlıyorum, (bkz: milliyet) (bkz: vatan) ihaleler alıyorum (bkz: demirören alışveriş merkezi) ve bunun gibi gelişmeler sonucunda federasyon başkanı oluyorum.

şimdi ben federasyon başkanı iken bir bakıyorum ki uefa borcu olan kulüpleri Avrupa'ya almayacakmış. burada benim hinliğim cinliğim ortaya çıkar diye düşünüp, ihale üzerime kalmasın diye başbakanın avrupa ya hiç gitmeyiz fikrini destekler miyim? Desteklerim tabii.

Parası olanın herşeyi yapmaya hakkı olduğunu düşünen zihniyet, alın başınıza çalın! bu işin sonunun iyi olmadığı, futbol programlarında futbol görüntülerinin yayınlanmamaya başlanmasından belliydi. şu anda bakın neler konuşuluyor, futbol mu kaldı ortalıkta? ama şöyle bir şey var, futbol milletin afyonuydu ama, bu yorumculuk işine farklı dallardan insanlar, entellüktüel birikimi olan farklı fikirleri olan adamlar girdiğinden beri, biz aslında futbol üzerinden siyaset yapıyor idik. ama siyasi gündemi belirlemeye çalışan zihniyet gelip futbol rantından pay isteyince, kendi kalelerine golü atıverdiler. ondandır, fb taraftarları hükümet muhalifi oldu. uyuyan devi uyandırdılar, benim kavrayamadığım daha büyük bir planın parçası değilse eğer, şike soruşturması işi, hazırlayanların yüzüne gözüne bulaşacak.

o yüzden ne kadar sevmesem de, aziz yıldırım ın gittiği yol, yıldırım demirören'in gittiğinden çok çok iyi. en azından fenerbahçe taraftarı yıl içerisinde amatör kümeye gitmeye bile razıydı, kulüplerine de maddi manevi değer katıyorlar. bakın bakalım demirörenspor haline gelen beşiktaş ta durum ne? Ben kendim beşiktaş lıyım, ama eğer bu avrupa yolu tıkanması falan söz konusu olursa biliyorum ki burada sivrilecek takım fenerbahçe dir. o yüzden, bu çocuk oyunlarını gidin gerizekalılara yapın. niye ikide bir bu adamların yaptıklarını izlemek zorunda kalıyoruz ya, dumur olmaktan yorulduk kardeşim! Ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?
Karşı propaganda örneği:

http://magazin.milliyet.c....2012/1532456/default.htm

Efendim manşet Volkan Konak'ın Amerikan karşıtlığını bıraktığı ile ilgili. Haberde de, eski model jipine modifiye yaptığından bahsediyor.

Bir kere kişinin politik duruşu yaşantısını devam için kullandığı ürünlerle ölçemezsiniz. Kimse kusura bakmasın, parasıyla herhangi bir jipin son modelin de sonuncusunu alacağı Coca-Cola reklamını reddetmek başka birşeydir, Amerikan jipini kullanmak bambaşka birşeydir. Eğer bu iş arabanın markasıyla ölçülüyorsa kimse Türkiye sınırlarındaki Ford ve Toyota fabrikalarıyla artistlik yapmasın, ihracat rekoru otomotiv sektöründe falan demesin.. Mümkünse Türkiye'de Türk markası otomobil görelim. Hükümetin girişimleri vardı, ne oldu sahi? Efendim? Duyamıyorum? Fıss mı, o da ne demek??

Ayrıca modifiye yüksek tutmuş falan da kabul edilecek şeyler değil, bu trafikte adam belki de bir yerden bir yere giderken otel gibi kullanacağı bir arabaya ihtiyaç duyuyor? Modifiyeyi yerli bir firmaya, yerli ürünlerle yapmışsa ne diyebileceksiniz? Anlamıyorum, anlayamıyorum. Ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?
http://siyaset.milliyet.c....2012/1545559/default.htm

Bu haberle ilgili diyeceklerim için ben de bir analiz yapayım. Başbakan bir sürü konunun üzerinden geçmiş ve ben söylediklerinin normal bir zihnin ürünü olduğundan kaygılıyım. O yüzden maalesef tek başına 3 çocuk söylemini analiz etmek durumu kurtarmıyor.

Anne karnında bebeği öldürmenin bir vatandaşı öldürmekten çok farkı var. 20 yaşına gelmiş bir birey için 20 yıllık kaynağın çöpe atılması demek. Ayrıca, etik olarak insanların zihnindeki bir tartışmayı ortaya atıp hükümetin uludere deki kusurlarını unutturmaya çalışmak basitliğine artık girmeyip biraz sorumluluk almayı öğrenmeleri lazım. Herhalde kürtaj yapan doktorları ve hastaları ergenekon kapsamında içeriye almazlar. Yoksa??

Nüfusun fazlalığı değil niteliği sizin üzerinde durmanız gereken konu değil mi? Niye ülkedeki insanların yaşantısının niteliği üzerine analiz yok? Inşaatları yapıp, gereken yiyecek içecek neyse dışarıdan alıp milyonlarca adam besleyelim, ülkede ölenleri kalanları da düşünmeye gerek yok, zaten tohumbolca var mı demek mantıklı olan?

Bir de yolsuzluğun antitezine bakalım. Neler yapılmış?

Maaşlar denmiş. Buradaki iki ayda bir ne maaşı bilmiyorum, normal maaşlarsa insanların hakkı olanı vermek farklılık değil zorunuluktur.

Duble yollarınız duble köstebek yuvaları. Arabaya dünyanın parasını ver, iyi marka olsun diye, sonra tekrar tabanı köstebek yuvalarında, kasisli tepelerde delik deşik olsun. Yol inşaatları sırasında beklenilen kuyruklar ve çekilen sıkıntıların da hesabını birileri vermeli.

Derslik yapılıyor ama öğretmen atanmıyor. Yani yaptık denilen işlerin adı var, ortada birşeyler var ama içi boş içi.

Sıkıldım hakikaten. ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?
http://siyaset.milliyet.c....2011/1464299/default.htm

Kasım 2011 de bunu koymuş olsam belki bu başlık altına koymazdım da, hani baharlar geçti, Libya mısır falan ne olacağı belli oldu ya. Suriye, iran, Irak toptan düşman oldu ya. daha iyi bir yer bulamadım. Bir de haberin altındaki gazcılar acaba bugün ne demekteler merak ediyorum.
http://siyaset.milliyet.c....2012/1580419/default.htm

önce yukarıdaki geldi, sonra aşağıdaki:

http://siyaset.milliyet.c....2012/1580974/default.htm

(#16541201) de edilen lafın analizi var. bak video linkini de veriyorum: http://www.youtube.com/watch?v=WUjZZFzlx20

konu hüseyin çelik in devirdiği çam. şimdiye kadar bu başlığa konulan yazılarda gerizekalı yerine konma sebebine ulaşmak için türlü çözümlemeler yapmak zorunda kalıp, sonunda da hep "ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?" diye soruyordum. şimdi belki de başka bir başlık açmam lazım, şöyle diyeceğim: bu kafaya gelmek için ne kullanıyorsunuz

ya hakikaten televizyonda izleyecek birşey bulamamamın, gazetelerin yazılarından sıkılmamın bir sebebi varmış. çünkü burada yazılan çizilenleri hararetle savunacak bir sürü gazeteci yazar aydın vb. var. buradaki adamların hepsi, lafı edeninden savunmayı yapana kadar, milletin temsilcisi, hepsi de recep tayyip erdoğan ın yardımcısı. başbakan belki son birkaç yüzyılın ülke içindeki hakimiyetine baktığınızda en kuvvetli türk siyasi aktörü, ama yardımcılarının zeka düzeyi buysa hakikaten allah yardımcısı olsun. hem onun hem de bizim, görüyorum ki başka sığınacak yerimiz kalmamış.
http://www.sabah.com.tr/k...vazisi-beni-tiksindiriyor

Orhan pamuk isimli muhterem yine döktürmüş diyeceğim ama... Farklı birşey söylemiş olsa gam yemeyeceğim, biz bunları duymadı mıydık birader?

bir kere türkiye içinde yaşamadan, burjuvazinin son durumu hakkında nasıl fikir sahibi olabiliyor bu kişi bilmiyorum. hadi oldu, son durumlardan, islami burjuvaziden de pek haberi yok galiba. ben rahatlıkla söyleyebilirim ki, maddi açıdan belli bir rahata eren ama buraya gelmek için emek harcamayan insanlar Orhan Pamuk un anlattığı şekilde davranırlar. ama kadınları başörtülü-başörtüsüz diye ayırıp bunu beyaz-zenci ayrımına benzeten bir bakış açısına kızarım.

Benim birçok aile büyüğüm başörütülü ve başörtüsü olmayanlarla ayrı sınıfta değiller, aynı imkanlardan faydalanıyorlar, aynı yerlerde dolaşıyorlar, aynı işleri yapıyorlar. Asıl terbiyesizlik ve kabul edilemez durum, destek ya da sorgu kisvesi altında bu ülkede yaşayan insanları aslı astarı olmayan söylemlerle birbirine düşürecek bölücü düşünceleri yaymaya çalışmak; bunu da kendi fikri olması tartışılır, başka güçlerin kontrolünde yapmaktır. Kapitalist güçlerin oyunlarını ilk başladığı zamandan itibaren okuduk gördük izledik. Nedir bu arkadaş, ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?
http://skorer.milliyet.co...detay/1584970/default.htm

(bkz: türkiye futbol federasyonu başkanı)playoff son maçında stadyumda kontrolü sağlayamayan ve başbakanın talimatı olmadan bir adım atamayacak kadar basiretsiz olmakla kalmayıp, hepsi stat içinde bulunan vali ve tff başkanı ve emniyet müdürü sizce bu konuyla ilgili ne karar verebilirdi ki? o değil, ben de işimle ilgili başbakan talimat versin diye bekliyorum galiba, o canımı sıkıyor. alacağım kendimi bu kadar saçma gündemin içinden, arkadaş doğru düzgün haber yok mu? aslında, deplasmana da gitmesinler, kimse maça gitmesin. bu kimin işine gelecek peki? ne bu, ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?

edit: hıncal uluç ile aklımızdan hemen hemen ayni şeyler geçmiş, kendisini takip ettiğim için söylemlerim ona benzemiş de olabilir tabii, ama sonuçta doğru söze ne buyrulur:

http://www.sabah.com.tr/Y.../24/istanbulda-devlet-yok
http://siyaset.milliyet.c....2012/1585250/default.htm

çok detaylandırmadan hemen sorularımı sormaya başlayacağım. Şamil tayyar isimli şahıs hala gazetecilik yapıyor olabilir, lafım da yok. ama anlamadığım konu milletvekili olmuşken sadece gazeteci gibi hareket etmeye devam etmesidir.

aslında yaptığının gazetecilikle de bağdaşır tarafı yok, çünkü azıcık eli kolu tutan bir gerekçelendirme yapmak etik olarak habercilikte şarttır. bizim ülkedeki gibi oturduğu yerden işkembeden sallayarak gazetecilik olmaz ya, kafadan yanıtlaması gereken bir bu bilgiye nereden ulaştınız sorusunu net yanıtlaması gerekir. hadi böyle yalap şalap bir kariyerle bir yerlere gelmesine birşey demiyorum, insanların manevi değer ve erdemlerine maddi değer biçmesi de tuhaf gelmiyor; ne de olsa çok insan var ama allah muhtaç etmesin allah düşürmesin; ama milletvekilliği gibi bir makama gelip de hala pişkin pişkin işkembeden atan adama da senin işlevin nedir diye kimse sormuyorsa olay bitmiştir.

bir de, bu kadar basiretsizliği tek bir adama yıkma çalışmalarını kusura bakmayın yemezler. emniyette bir adam işten ayrılacak, şüphe etmek falan filan ara laflarla çaktırmadan sorumluluktan sıyrılacaksınız öyle mi? askeri olarak yapılan peşi sıra salaklıkların hesabını az biraz bu işten anlasak hepinize çatır çatır soracağız ama haber alma imkanımız sınırlı. malum gazeteci dediğin bugün doğru bilgi değil; yalan, propaganda ve kopya haber üretebiliyor. yettiniz ama, milletvekili seçilmiş adam bunu yaparsa, hem de kendi şehrinde olan olay karşısında bu gibi saçma bir yaklaşıma çanak tutarsa geri kalan ne yapsın? ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?
http://www.sabah.com.tr/S...meireles-ile-alay-ettiler

fenerbahçeli değilim, sempatizanı hiç değilim. Aziz Yıldırım'ı da hiç sevmedim, sevemedim. Ama uyduruk şike davası sürecinde yazılan ve çizilenleri, bunun sonrası ve devamında fenerbahçe'ye karşı yürütülen karalama kampanyasının zavallı çırpınışlarını gördükçe de artık yuh diyorum.

yukarıdaki haberde de, yazılan yorumlarla fenerbahçe ile aklı sıra kafa bulmuşlar. kulübün büyüklüğü ne ile ölçülür ki?

--spoiler--
They have passionate fans but this doesn't make big club. (Taraftarları ateşli fakat bu büyük kulüp olduğu anlamına gelmez)
--spoiler--

fenerbahçenin arkasındaki taraftar grubu gerektiğinde ekonomik, gerektiğinde politik, gerektiğinde psikolojik güç olduğunu geçmişte ve geçen yılki süreçte de gösterdi. ülkedeki en egemen güce boyun eğmediler, en kötü zamanda kulüp ekonomik olarak da zorlanmadı. O zaman? En büyük kulüpler bile dünyada ekonomik sıkıntılar yaşıyorken, büyüklük bu değil de nedir ki? neyi ispatlamaya çalışıyorlar anlamıyorum, ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?
http://gundem.milliyet.co....2012/1594180/default.htm

Halktan tepki gelince, önce Hüseyin Çelik geri vitese takmıştı. Mehmet"çik" ler bizim kanımız canımızmış, biri için bile meclis gece gündüz çalışırmış.. hmm, geçelim haberimize.

hükümet tarafından istatistik olarak görülen şehitlerin sayısını hafifletmek için artık öldürülen terörist sayısını yayınlıyorlar sanırım. ama farkında olmadıkları konu, bu sayıya bu kadar tutarsızlıktan sonra kimin inanacağıdır. kaldı ki pkk'lıları ötekileştirmek sorunu çözmek için adım değil, kendini halkın belli bir kesiminden daha soyutlamak, bir kısım insanı daha yeni bir gruba ayırmaktan başka birşey değildir. azıcık kafası çalışan adam da bilir ki, orada pkk safında ölen çocuklar o şebekedeki birçok kişi, kurum vb. den çok daha masumdurlar. o yüzden yemezler kardeşim, salak mı zannediyorsunuz herkesi? örgüte katılımın önünü kesmeden, ağalık düzenine incir ağacını dikmeden ben bunun nesini olumlu karşılayayım ki. nereye varmaya çalışıyorlar anlamıyorum, ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?

Temel ile Dursun şeker işinin karlı olduğunu görmüşler. şeker üretmek istiyorlar, onlar da hemen bir çare düşünmüş. bir çuval şeker almışlar, tarlaya serpmişler.

bir hafta sonra tarlaya geri gelmişler ama, ne görsünler? Tüm tarla sineklerle kaplı. çok sinirlenip, sineklerin hakkından gelmek için geri gidip silahlarını almışlar. ikisinin elinde birer çifte, sinek kovalamaya başlamışlar. tam o sırada Dursun'un alnına bir sinek konmuş, temel de çifteyi ateşleyivermiş. dursun un tam alnından isabet ettirmiş.

temel bakmış demiş ki: "Hadi bakalum, bir sizden bir de bizden." Ve çiftesiyle ateş etmeye devam etmiş.

ne karadenizliler'i ne de benzetme ile pkk'lıları aşağılamaya çalışıyorum. ama temel'in söylediği bu haberin ima ettiğinden daha az absürd değil, bunu rahatlıkla söyleyebilirim.
http://www.sabah.com.tr/T...19/artik-olduremeyecekler

Galiba bir delinin kuyuya taş atıp 40 akıllının çıkartamaması, bizim haber kaynaklarımız ile ilgili başımıza sürekli gelen bir hadise olmaya başlamış. elbette haberi başkasından duyup diğer kişilere doğrudan fısıltıyla aktarmanın kültürün bir parçası haline geldiği ülkemde kuş cıvıltısı ya da e-dedikodu mekanizmalarının bu konuyla ilgili standart haline gelmesi aslında sürpriz sayılmamalı diye düşünüyorum.

Yine de bunun bilimsel düşünceye ne kadar uzak olduğumuzla ilgisi olduğunu söylemek lazım. günümüzde en güvenilir haber kaynağı olması gereken ajanslar ve milletvekilleri bile yalan bilgi ve demagoji üzerinden bilgi aktarıı yaptığı için basit bilimsel ilkeleri uygulamak bir zorunluluk haline geliyor. normal koşullarda, bir bilgi açıklanırken eğer alıntı yapıldıysa kaynağı belirtilmeli, kişinin kendi elde ettiği bir bilgiyse de objektif unsurlarla bunu açıklamalıdır. her ne kadar üniversite sıraları bu bilgiyi bize teorik olarak veriyorsa da, pratikte en fazla sıkı bir yüksek lisans yapmış kişi, kaynak gösteriminin ve hipotez kurmanın ne derece kritik ve zor olduğunu bilir.

elbette haber denilen şey hızlı gelmeli, o anlamda bilimsel hassasiyetleri sonuna kadar üzerinde uygulayacağınız bir ürün değil ama kaynağı kimdir nedir diye bakmadan peşin hüküm vermememiz gereken dönemlerden geçiyoruz, ondan bilgilendirelim. tamam bunu fark etmek için biraz bilgi seviyesinin yüksek olması lazım ama, yine de insanın cnaı sıkılıyor. Kim bu hale getiriyor kardeşim medyayı, insanları, haber kaynaklarını? ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?
http://gundem.milliyet.co....2012/1599329/default.htm

Yuh diyorum ya, bu gerçek olamaz! Kim aynı topraklarda yaşadığım insanları, aynı topraklarda yaşama ortak amacımız dışında bir kefeye koyup farklı muamele ediyorsa allahından bulsun. olmayacak, başaramayacaksınız! alevi deyin, kürt deyin, muhafazakar deyin, istediğiniz etiketi yapıştırın insanlara. kimlerle ne hayatlar, neler yaşadık da. ben gelip bu saatten sonra etiketlediniz diye kimseyle birbirime düşmem. anadolu kardeşim burası, hiçbirşey olmasa binlerce yıllık kentlerin olduğu bir coğrafya burası. kimler gelmiş kimler geçmiş. o aşağılık ırkçılık oyunlarınız sökmez burada, her gün televizyonlarda saatlerce konuşsanız da, hukuku darmadağın etseniz de faydası yok. anlamıyorum ki, ben mi gerizekalıyım yoksa beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var?
aman allahım diyerek yazıya başlamak istiyorum, iki, yok daha da fazla nedenden ötürü

http://siyaset.milliyet.c....2012/1599459/default.htm

bülent arınç adana ya gidiyor, kendisinden şu andaki herkesin aklında olan asker ve polis ölümleriyle ilgili bilgi alınmaya çalışılıyor, ama konuyu açmaktan kendileri kaçınıyorlar.

haberin devamı olduğuna göre, buradan sonra bülent arınç tan duyacaklarımız kesin bu konudan daha önemli olmalı, bakalım: adana ulucami de deprem sırasında çalınan çinilerle ilgili devam ediyor haber. şimdi demek ki bu konu ilkinden daha önemli diye anlıyorum, buna odaklanılmış malum. hadi ziyaretin amacı bu olabilir, fazla üzerinde durmuyorum.

peki bu çiniler niye çalınmış, bununla ilgili bir soruşturma mı var? yoksa bunun restorasyonunun nasıl yapılacağına ilişkin bir bilgi mi var, bakıyoruz? hayır, konu çinilerin üzerinde yazan arapça yazıyı vakıflar müdürünün okumasının istenmesi! dahası, orada daha alt düzeyde çalışan birisi besmele çekip yazıyı okuyor, başbakan yardımcısı da siz yer değiştirin diyor. demek ki vakıflar müdür olma kriteri arapça okuyabilmek??

bir de son iki cümleye bakalım:

--spoiler--

Bizi annelerimiz okula gönderirken, Allah zihin açıklığı versin derdi. Sizlerde çocuklarınızı böyle uğurlayın Allah zihin açıklığı versin demek laikliği incitmez.

--spoiler--

Ya haberi aktaranda sorun var, ya benim kafam durdu ilgiyi kuramıyorum? kardeş benim annem de beni okula öyle uğurlardı, rahmetli babaannem de. ama biliyor musunuz, o zamanlar kimse bunun laiklikle bir ilgisini kurmuyordu. "din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasına laiklik denir." diye ezberlediğimiz bir tanım var, çocuğu okula yollamak devlet dairesinden evrak çıkması prosedürü ile ilgili midir hakikaten?

ben hala karşımdaki beni sinirlendirdiğinde allah aşkına derim. karşımdaki beni hiç anlamıyorsa allah seni bildiği gibi yapsın derim. beni güldürürse de allah iyiliğini versin derim. şimdi, burada beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var diye soruyorum ya, allah aşkına bu nedir birisi bana açıklasın. bu kadar tuhaf bilgileri aklım almıyor, buna karşılık geri adım atılacağına ne hükümettekiler mantığa dönmeye niyetli, ne de gazeteyi yazanların aklı yerinde gözüküyor. Allah sizi bildiği gibi yapsın! ben kendi kendime ne yapıyorum burada diye baktım da şimdi, bir de yazılanların mantığını anlamaya çalışıyorum. allah iyiliğinizi versin, ama sorun yok böyle demek de laikliği incitmez.
iktidar yalakası kutsal yandaş medya damacanalarının haberleri ve bilgileridir.
http://ekonomi.milliyet.c....2012/1599860/default.htm

Asgari ücretlilerden alınan vergi artık alınmayacakmış. bundan sonra işe asgari ücretle girecekler için tamam, peki şu ankiler için durum ne? Ben size söyleyeyim, arada SGK işçi ve işveren Payı olarak alınan vergi kişi başı aylık 125 TL. Bu kısım işyerlerinin cebinde çıkmayacak. Peki, bu durumda karlı olan kim? Haberimiz buna devlet politikası karar verir diyor.

Kimi kandırıyorsunuz kardeşim? Bu hükümet ne zaman patrondna yana çıkmadı da bugün çıkmasın. Ben size söyleyeyim, bu devletin patronlara sıkı bir kıyağıdır, bundan sonra asgari ücret gösterme furyası da tam gaz devam eder, prime bağlı ücretlendirme eğilimleri ağır basmaya başlar. beni gerizekalı yerine koymaya çalışanlar mı var? yok, kimsenin öyle bir derdi yok, akıllarına eseni uyguluyorlar. bu icraatle oy da arttırırlar, helal olsun. burada işçi lehine birşey çıksın bu haberi editlemezsem ne olayım, tükürdüğümü de yalayacağım buraya da yazıyorum.
http://gundem.milliyet.co....2012/1599888/default.htm

Buraya daha fazla yazı eklemek zorlayacak beni, birdi 1000 oldu.

uzun yazmaya gerek yok. başlığa bakın içeriğe bakın, bir tane köy korucusunu kaybetmişiz. atyık tek sütunluk haber bile değil satır arası bilgi oldu şehitlerimiz. üstelik etkisiz hale gitrme lafı da ne kadar muğlak, tamamen iyi niyetli olsam, hiç detayları düşünmesem yine şüphe ederim ya, bilgi doğru mu diye. yazıklar olsun!
http://gundem.milliyet.co....2012/1599929/default.htm
(bkz: oğlum bak git)

Gitgide günlük haberleri takip etmemek için yeni yeni sebepler yaratıyorlar, hayret birşey. bu ne demek, posta koyma işi kimsenin değil yaparsa mahkemeler yapar demek bana kalırsa. 2-5 yıl hapis nedir ya, videodan da belli kim tahrik etmiş kim ne yapmış, ben bu işte kasıt ararım. cumhuriyet savcılığı bunlarla uğraşıyorsa bence söz bitmiştir. bu davadan kim mesulse ona söylenecek bir cümle var: oğlum bak git!
güncel Önemli Başlıklar