bugün

Falcı bacıya kalmış neslimiz,
Okunmuş şekerler ilmimiz,
Türbelerde tüm dileklerimiz,
Oysaki onlar ölü biliniz.

Bedavadır tüm eleştirilemiz,
Yozlaşmışız çünkü hepimiz,
Terörden korkar olmuş milletimiz,
Selamın Aleyküm diyiniz.

Kulaklarımızla işitiriz ,
Doğru dilimizde kilitliyiz,
Stor perde gibi gözlerimiz,
Çünkü çalışmıyor beynimiz,

Saygıda keramet biziz,
Adabı mahşeretsiziz,
Vicdanı kimliksizseniz,
Lütfen siktirip gidiniz.
Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

Ne kadar yakından ve arada uçurum;
insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini

Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli

Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki

Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi…

Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

inan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri
Bazen ne istiyorum Biliyor musun ?
Yanımda ol ,
Dizime uzan...
Hatta konuşmayalım bile o an
Sarılma, öpme ama yanımda ol
Nerdesin, ne yapıyorsun, kiminlesin ...
Bunların hiç birini düşünmediğim bir an olsun istiyorum, güvende ve iyi olduğunu bileyim
Yani,
Yanımda ol ...
Binalar var binalar,
Bir göz olsada dile gelse,
Neler Olur neler orda,
Bir senarist olsa dile gelse. Evet.
beni de kırdılar içimde kırdılar
karanlık camlardan sular akıyordu
şimşekli bir boşlukta saat vurdu
beni de kırdılar belki yalnızdılar
belki onların da çocukluğu yoktu
bütün şarkılara kapalıydılar
bir genç kız değmemişti saçlarına

beni de kırdılar ben artık küsüm
yağmurları yağmıyor ağaçlarıma
sularından içmiyorum susadım ama
beni de kırdılar soğuk bir ölüm
çevik bir bıçak gibi çakıldı aklıma
oysa bir şarkıyım yeniden doğan günüm
bütün şarkılara kapalıydılar...

attila ilhan. evet.
suçluyuz düşes
mamafih suçluyuz!
suçumuz;
bir bardak suda okyanus görmek!
sevmek en büyük zaafı insanın,
ya kendini seviyor ve uzaklaşıyor her şeyden
ya da sevemiyor bir türlü kendini;
hadi diyor! hadi vazgeçsene...

h.b 27.06.16
Mersin
kıymet bilmeyen güzel fahişe
yazın ellere kışın bana mı
sus pus olunur böyle gidişe
bokumdaki boncuktan sana taç yaptım.
hayaller kurmuştuk etmişsin talan
ruhumu siktin de eyledin viran
seveni piç ettin kalmadı canan
bokumdaki boncuktan sana taç yaptım.
suratına sıçsam üzülür müsün
gözlerini silip düzelir misin
yağmur yağdı diye sevinir misin
bokumdaki boncuktan sana taç yaptım.
ardından resmine tükürdüm kaldım
işemeli sıçmalı ayinler yaptım
fasülyeden taç diye hediye yaptım
bokumdaki boncuktan sana taç yaptım.

Alıntıdır.
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
"Bu aralar ellerim hep üşür benim;
Doktor -kansızlık- der, ben -sensizlik- derim."

(Edip CANSEVER)
Ben öyle bitirdim,
Ne ettim ne bittim,
Aldım elime şeyi,
Sordum neyi. Evet.
iki çay söylemiştik orda, biri açık, keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Herkes gitmiş bir sen varsın.
Her şey bitmiş bir sen yarsın.

Vaktinde ben yazmıştım. Biraz da benimkini okuyun.
Sanma ki kalan mutlu, önce o ölüyo la önce o ölüyo
Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.
Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.
Ulan öldürdüler bizi bu pezevenkler
Bir tek günümüz geçmiyor ahsız ofsuz
Bir tek günümüz geçmiyor borçsuz harçsız
Bir tek günümüz be yahu, bir tek günümüz oh diyesi
Ulan öldürdüler bizi bu pezevenkler

Yahu kimin bu topraklar
Yahu kimin bu denizler
Bu ormanlar bu tirenler bu gemiler uçaklar
Bu madenler kimin yahu?

Kıydılar alımıza morumuza bu pezevenkler
Kıydılar yazımıza baharımıza
işimiz gücümüz mayın taramak
işimiz gücümüz ölü taşımak
işimiz gücümüz umuda yatmak
Ulan öldürdüler bizi bu pezevenkler
hadi al içkini uçsuz bucaksız evrene dal
devran kötü evlat cefacıdır tuzludur bal
içiver hadi ağlama gelmiş demek sıran
sunarlarsa dönüş şarabını bir gün orda kal.
Ulan öldürdüler bizi bu pezevenkler
Bir tek günümüz geçmiyor ahsız ofsuz
Bir tek günümüz geçmiyor borçsuz harçsız
Bir tek günümüz be yahu, bir tek günümüz oh diyesi
Ulan öldürdüler bizi bu pezevenkler
Yahu kimin bu topraklar
Yahu kimin bu denizler
Bu ormanlar bu trenler bu gemiler uçaklar
Bu madenler kimin yahu?
Kıydılar alımıza morumuza bu pezevenkler
Kıydılar yazımıza baharımıza
işimiz gücümüz mayın taramak
işimiz gücümüz ölü taşımak
işimiz gücümüz umuda yatmak
Ulan öldürdüler bizi bu pezevenkler

(bkz: Hasan Hüseyin Korkmazgil)
görsel
Ne zamandır defterime şiir kaydetmemişim.
Edit:burdan bakılınca yazım berbatmış civi yazısı gibi.
bağlanmayacaksın bir şeye öyle körü körüne
o olmazsa yaşayamam demeyeceksin
demeyeceksin işte
yaşarsın çünkü.
kargaşa.
anılacak günlerim olmadı mı benim?
ayaklarımın korkusuzca çiçeklendiği,
silahıma yapışıp sabahın serinliğini
beklediğim,
kuzey gemileriyle sağır olduğum günler,
sepet örmeyi unuttuğum günler olmadı mı?
ey geceyi ve kahverengi bir düzeni taşıyan ellerim!
yüzümün uğultusuyla şaşırtın beni.
o karanlık ormanı yangına vurun.
çünkü ben de kaçarken ardımda kalanları yakıyorum.
ama iyi biliyorum yıldızları,
ama yıldızların tanrıların da üstünde parladıklarını,
anılacak günlerimin git gide yok olduğunu biliyorum.
dinlerdim telaşlı kanunlardan sarışın türkçeyi
nasıl da sevdim ne iştir bilmeden sevmeyi
ürkek bir çilenti usulca yoklardı bahçeyi
nerde tavus kuşları nerde müjgan'ın gençliği
nasıl da sevdim ne iştir bilmeden sevmeyi

okşamak kumrallığını içimden uysal lambaların
beyhude ıslıklarını yakınlaşan sonbaharın
akşam tenhalığında birlikte duygulanmaların
saklı mutluluğuyla dalgından çok daha fazla dalgın
nasıl da sevdim ne iştir bilmeden sevmeyi

bir parça son yalnızlığa öncekiler hazırlıktır
insan bırakmaz sevdiğini sevmek insanı bırakır
kalırsa gözlerinin elinde yaldızı belki kalır
ney üşür kanun pırıldar udlar oldukça karanlıktır
nasıl da sevdim ne iştir bilmeden sevmeyi

attila ilhan.
Seçkin bir kimse değilim

ismimin baş harfleri acz tutuyor

Bağışlamanı dilerim



Sana zorsa bırak yanayım

Kolaysa esirgeme



Hayat bir boş rüyaymış

Geçen ibadetler özürlü

Eski günahlar dipdiri

Seçkin bir kimse değilim

ismimin baş harflerinde kimliğim

Bağışlanmamı dilerim



Sana zorsa bırak yanayım

Kolaysa esirgeme



Hayat boş geçti

Geri kalan korkulu

Her adımım dolu olsa

işe yaramaz katında

Biliyorum

Bağışlanmamı diliyorum..

ACZ.
Hangi uyanık tarafına uyuyor gibi davranayım, bilemedim.
Uyumadım da,
Uymadım da,
Sevmedim de mi acaba?
Ben sarhoş olmak için alkol tüketmeye ara veren insanım,
Hangi acziyet kendimin insan olduğunu cümlelerde vurgulatır.
Ankara; içinde noktalar, virgüller, ünlemler var diye anlamlı bir kelime olacak da değil..
Memesim geçişleri;
iki meme arası şiddetli fırtınaları hissederken, ter içinde çöl sıcaklığı..
Hangi çölün uç veren kaktüs dikeniydin,
Yeşerme hayaline umudumuz olaydı.
"herkesin bir hikayesi vardır,
Ama herkesin bir şiiri yoktur."

Küçük iskender