bugün

gece gelen ölme isteği gibidir.
gece midir insanı hüzünlendiren?
yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen..

demişözdemir asaf
seyahatte gelen hüzünle benzerlik gösterir. zira yalnız seyahat ediliyorsa düşüncelere dalar kişi.
nicelik olarak yalnız kaldığı içindir insan.
hayatı insana zindan eder ama mazoşist bir tadı da vardır.
Bütün günün gürültüsü, hareketi ve yorgunluğunu arkanızda bıraktığınız vakit * manen omzunuza fakat aslında zihninize çöken ağırlıktır. Bambaşka bir tadı da vardır aslında.
gece sessizdir. Gece lafazandır, gece suskundur, gece gevezedir, açık sözlüdür. gündüzün anlattığı ne varsa gece anlarsın. anladıkların ya uykunu kaçırır ya hüzünlendirir ya da kinlendirir.
kendisine " ahh gece gelme gündüz gel , tenhalarda menhalarda buluşalım vayy vayy" parçasını aramağan ediyorum.
alttan uaral açtırıp bi sigara yaktıran hüzündür.
yalnızlığın belirtisidir.
müzeyyen senar dinleyen bünyenin yaşadığı durumdur.

http://www.youtube.com/watch?v=I1WwFNahKRg
gündüz pusuda bekler, karanlığı görünce çöker.
bütün gün boyunca bi yerlerde saklanıp,tam da sevdiceğinizi özlediğinizi düşüp sigaraya uzanırken ce eee diyerek karşınıza çıkan hüzündür.
2.karanlık ya her yer, yok ya sahte maskeli yüzler... Mecburiyetler bitti ya hani. iş yerinde gülümsemek(!), ailemizi üzmemek(!), çevremize mutlu görünmek(!), hüznü saklamak(!).. Geçti ya bunlar.. kaldık ya gene kendimizle*, hani sardı ya bir karanlık cevremizi... gitti ya o mavi bulutlar.. Kapladı ya etrafı bir lacivert boşluk...
hiçlik, hiç de hiç gibi davranmayıp vurur boynuna boyunduruğu gece... karanlığın içinde huzur yoktur. gecenin içinde gizli gizli ağlayanlar, çığlık atanlar, yalnızlığının boğazına yapışıp onu öldürmek için tüm gücünü harcayanlar vardır. Karanlığın içinde küfür vardır, alkol vardır, onlarca paket sigara vardır. gecenin içinde biz yoktur, gecenin içinde yalnızca ben vardır.
aşk acısıyla beslenir..
el clasico olarak da nitelendirilebilir. Karanlık, slow müzik, yalnızlık ve bir adet yaşanmışlıkları kaydeden organ ile beslenir. Her gece gelir.
playlistle beslenir..
tüm sesler dinmiştir artık ve
o çıkagelir tüm ihtişamı ile.

koşulacak hedef odur artık,
beslenecek ümit,
koklanacak çiçek,
içilecek su,
yaşanacak hayat
hepsi o olmuştur.
kadehinde yudumladığın,
şarap değil odur.
güneş yoktur artık,
içini ısıtan odur.

sen yoksundur artık,
içindeki odur.
hep karanlığa ertelenen acıların sonucudur. hep gündüzün telaşı, gecenin boşluğu.

ve züleyha der ki;

terledim sevgilim, duş alayım güzel kokayım.
yıkanıyorum, parfümler sıkıyorum, yatıyorum, malum ya sabah erken kalkacağım.

uyuyamıyorum sevgilim, gözlerimi ne zaman kapatsam karanlık sen kokuyor.
ben sen kokan odalarda uyuyamıyorum.

04.04.2011, herhangi bir yer.
ansizin gelir ve nedeni belirsizdir. acaba memnun olmamaktan mi kaynaklanir, bunu kimse bilemez.
Gelmekten hiç vazgeçmeyendir.
sabaha geçer.

gaza gelmeyin, yatın ve sabahı bekleyin.

(bkz: denedim yüzde yüz çalışıyor)
Yarın sınavım var ve ben lanet bı kahve yuzunden su zamana kadar uyuyamadım ve uyuyamıyorum. Iste gece gelen huzun budur.
insanı hayatında kararlar almaya yönlendiren duygudur.
gündüzün o hızlı hareketli yapısından sıyrılıp yalnız, hüzünlü saatlere geliriz..