bugün

Gerçekliğin yansıması.
Her şeydir. Ama aynı zamanda hiçbir şeydir.
çoğu zaman yapmaya çalıştığım ama eninde sonunda sıçıp sıvadığımdır. lise de bir felsefe öğretmenimiz vardı, henüz gençti fakat saçına, sakalına ak düşmüştü. sanırım felsefecilerin hayatı gereğinden fazla sorgulamasındandır. iyi bir felsefeci olmak isterdim ancak şuan uludağ sözlük yazarıyım. neye niyet neye kısmet *
bilimin önünü açıyorsa tamam ama gidip boktan idealistlerin fikirleri hiçbir sike yaramıyor. adamlar beyinlerinde boş kavramlar yaratıp sonra o kavramları açıklamak için başka kavramlar da yaratıyor ve bu sonsuz döngüde hepten saçmalayıp götü başı dağıtarak çıkıyorlar. bunun kimseye bir faydası olduğunu düşünmüyorum, onun dışında deney ve gözlemin, aklın neden gerekli olduğunu anlatanlara bu konuda çarpışan gönül yoldaşlarına bir şey demiyorum.
sınırlarını bilmeyen her şeyi bit kadar aklına mantığına uydurmaya çalışan nicelerinin yoldan çıkmasına sebep olan boş sorgulama yöntemi.
öğrenin, öğretin.
Boşa uğraştır. Adamlar hala varlık var mıdırı tartışıyorlar. Varlık var ama felsefecilerin beyni yok. Bana orada bir beyin olduğunu kimse kanıtlayamaz.
Bana göre uzun vadede, pratikte, düşünsel ve fiziksel menfaat sağlayan mantık yürütme eylemidir.

Edit 1: Felsefe tanımımı değiştirdim.
Felsefe, "ise" bağlacı kullanarak birtakım sonuçlara ulaşmaktır.
Nerede özgür düşünce var olmuşsa orada felsefe de var olmuştur. Nerede insanlar var olanın akla dayalı biçimde anlamak ve açıklamak istemiş felsefe orada ve o zaman doğmuştur.ne zaman insanlar elindeki mevcut bilgiyle yetinmemiş, verilen bilgiden şüphe etmiş,otoritelere karşı çıkmış, saf bir bilme ve anlama isteğiyle hareket etmiş ve o zaman felsefi bilgiye ulaşmıştır.
iyi ve üst insan olmayı amaçlayan, insanı cehalet ırmağından alıkoyan ve hakikata ulaşmayı sağlayan öğreti, yaşam biçimi.
Bilimin doğduğu alandır. Felsefe dersleri ülkenin her bölümünde verilmeden, liselerde "felsefe tarihi" değil de hem tarihini hem de işleyişini içinde barındıran program olmadan bir ülkenin değerleri düşünebilmesi ve bu değerleri kullanabilmesi imkansızdır. Bakın Avrupa insanına bütün antik yunanı okuyorlar nerdeyse. Bu yüzden fark var. Felsefe eğitim değildir sadece. Matematik öğreterek avrupa insanını elde edemezsiniz, belki onun ekonomisine yaklaşabilirsiniz ama kültürünüz matematik ve bilimle az bir oranda değişir. Fakat düşünmeyi öğrenen toplumlar için yaşamak, daha çekilir bir hale gelir.
Hadi gelin biraz "Felsefe" yapalım.

Hemen korkmayın sizi direk "Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir" gibi cenderelerin içine sokmayacağım.

Amacım aslında Felsefe yapalım derken biraz "sistematik düşünme, kıyaslama ve kafanızın içindekilerle var olan elinizdeki bilgiyi sınama" kavramlarından bahsetmek gerekir diye düşünüyorum.

Felsefe dediğimiz şey aslında içinde Ying ve Yang' ı barındırıyor. Sizin savunduğunuz görüşün aksi savunduğunuz şeyin içerisinde bir yerde barınıyor. işte bu yüzden felsefe bir düşünce biçimi oluyor ve düşünmek istemeyen, kıyaslama becerisi gelişememiş ortamlarda bir kısır döngü olarak niteleniyor.

Birçok görüşün var olduğu felsefi ortamda aslında bütün görüşleri birbirinden etkilendiği ve birbirini geliştirdiğini görmek mümkündür. ilk çağ filozoflarından (Aristo- Platon- Anaximenes- Sokrat vb.) islam Rönesansının olduğu döneme ( ibni Sina- ibni Rüşd- ibni Haldun vb.) oradan günümüze kadar gelen felsefik akım öncüleri (Descartes- Kierkegaard- Sartre- Kant- Hegel vb.) her daim birbirilerinin düşüncelerinde noksan aramış, geliştirmeyi kendine vazife edinmiş veya kendi kıyaslamalarını yaparak acımasızca eleştiriler yapmışlardır.

işte bütün bu faaliyetler dünyanın aslında büyük bir düşünsel varlık olduğunun ve bu varlık içerisinde insan beyninin neleri başarabileceğinin en büyük kanıtıdır. Bütün bilgi birikimlerini özümseyebilen, bu bilgi birikiminden yeni çıkarımlar yapma becerisine sahip bir organın varlığı sanırım bahşedilmiş en üstün özelliklerden bir tanesi. Tabi kullanmayı bilen ve isteyene!

Çok da fazla içine girip sıkmak istemiyorum. Düşünmek meziyettir, felsefe de düşünme kabiliyetinin gelişmesini sağlayan, insanı kıyasa- yorumlamaya ve sistemaik bir düşünce biçimi oluşturmaya iten etmenlerden biridir. Dozunda felsefe her daim faydalıdır. Fazlası insanı demogojiye götürür. Aman Ha!
Bilgi kuramı dersinde slayt hazırlayamamıştım ve hoca bana 10 sayfa felsefe'ye giriş özeti yazma cezası verdi. Millet dışarda oyun oynuyor ben güneşin kavurucu sıcağında yazı yazıyordum. Sonra bu hoca çok üstüme gitti. ikide bir sözümü kesiyor, Sen ne biçim adamsın falan diyor. E her insan bir sınırı var. Dersin sonlarına doğru sinir krizi geçirip ağlayarak sınıftan çıkmışım pek hatırlamıyorum. Sonra bu hoca arkamdan geldi tuvalete götürdü git bi yüzünü yıka dedi,
Senle kişisel bir sorunum yok felan dedi,
attım kendimi tuvalete duvarlara sürtünerek ağlıyorum hoca dediki bana dayan, sarıldı bana ben ağlamaya devam ediyorum. Sonra hoca gitti sınıfa bana yaptığı için özür dilemeye. Ben tuvalette düşünüyorum ne yapacağım çok kötü rezil oldum diye kendimi harap bitap ediyordum.
işte bu yüzden felsefeden soğudum. Felsefe hocası yüzünden.
henüz küçük diyebileceğim bir yaşta iken doğayı oluşturan maddelerin oluşumunu sorgulamaya başladığımda '' neden sonuç'' gibi kavramlara çok takılınca. sokrates ile başlayıp, kant ve hegel ile devam eden araştırmalarım Karl Marx ile son buldu. sonra bir baktım diyalektik materyalizm i araştırır iken marksist olmuşum.
Düşünce Tarihi-Orhan Hançerlioğlu

Dünya felsefe tarihini anlatan çok güzel bir eser. ilk düşünürlerden başlayarak 20.y.y felsefesinin bir kısmınıda anlatan (ilkçağ felsefesi, ortaçağ felsefesi, islam felsefesi, modern felsefe) çok değerli bir çalışma. Yalnız düşünce tarihini Marksist bir bakış açısı ile incelemekte, o yüzden belki bu kitabı okumadan önce bir ön-okuma olarak Macit Gökberk’in ‘’felsefe tarihi’’ ya da Selahattin Hilav’ın ‘’100 soruda felsefe’’ adlı kitapları okunsa çok daha yararlı olabilir.
Felsefe konusunda gerçekten yararlı bir izleme yapabileceğiniz, herbiri en az 2-3 saat olan, ufuk açıcı, felsefe tarihini izlemenize yardımcı olan videolardır.
Kalemsiz Kağıtsız izlenmemesi tavsiye edilir, herbir cümle not edilesidir.

1- Teoman duralı-kafa dengi programı
2- dücane cündioğlu-teke tek(aydınlanma nedir)
3- Ahmet arslan-celal Şengör teke tek(2 program)
Bunların hepsi YouTube'da var, izlenmesini hararetle tavsiye ederim.
felsefe tarihi ile ilgili okuma yaptığımızda, felsefe hep antik yunandan başlatılır. bunun da sebebi ilk dine dayanmayan, akla dayalı düşünüş tarzının antik yunandan başladığıdır. daha önce felsefeye benzer düşünüşler olsa da bunlar dinden sıyrılamayan düşüncelerdir.

felsefe tarihi okuması yaptığımızda antik yunanın bana göre en ilginç yanı felsefenin başlaması yanı sıra, modern bilim ve felsefenin bütün konuları neredeyse antik yunandan bir şekilde işlenmiş olması. yani eğer aristo felsefesi yaklaşık 2000 yıl egemen olmasaydı, modern felsefe ve bilim çok daha erken ortaya çıkabilirdi.

sadece dikkat çeken iki karşılaştırma yapacağım, antik dönem sofistlerinden olan

1) sofist thrasymakhos ''ne tür parlak sözlerle anlatılırsa anlatılsın, adalet güçlü olana yarayan,güçsüze zararlı olan şeydir.''
bu düşünceden yıllar yıllar sonra marx neredeyse aynı şeyi işleyecek.

2) sofist kallikles ''adaleti güçsüzlerin kendilerini korumak için güçlülere karşı kurdukları bir tuzaktır.''

bu düşünceden çok sonrada nietzsche aynı şeyi tekrar dile getirecektir.
bbc' de yayınlanan, antik dünyanın dehaları-1-2-3 ve modern dünyanın dehaları-1-2-3. bilmeyenler için başlangıç olarak güzel, bilenler için görsel açıdan harika şeyler var. budha, sokrates, konfüçyüs, marx, freud ve nietszche.

https://www.youtube.com/watch?v=zEfgCmeCqP4

https://www.youtube.com/watch?v=n20hCtIuunY

https://www.youtube.com/watch?v=eqOkMhEL2N0

https://www.youtube.com/watch?v=nMGnslb1pyU

https://www.youtube.com/watch?v=0ZzK8ntuwlY

https://www.youtube.com/watch?v=KJl2ITEmqBo
güzel olan, saygı duyulan, sevilen ve araştırmayı ilke edinenlerin uğraşıdır. ama eleştiri de şart; felsefe yapan insan eğer edebiyat yapmıyorsa, gereğinden fazla genel geçer bilgilere bağlı kalıyorsa, edebiyat yapana nazaran daha az incedir.
çağımızın en büyük sorunu; akıllılar hep kuşku içindeyken aptallar küstahça kendinden emindir.

bertrand russell

https://youtu.be/ruv2OaGXLdU
hakikat yani truth kavramına bir çok yargı getirildi. hepsininde güzel yada daha doğrusu iyi olduğuna dair bir şey söylemek içi boş konuşmak olur.

pesimistler varoluşcular ve nietzsche'ye büyük ayıp olur, keza nihilistlere de.

hepsinin geçelim estetik rölatiftir. varlığa rölatif bakamayız. değişmez olduğunu kabul edeceğimiz bir şeye rölatifleştirmek onu sığlaştırmak ve yozlaştırmak olur.

iyi ve kötü bir tabana bağlamak adına güzel çirkin benzetmesine yukarıda dem vurdum.
düşünme metodu, kuşku, eleştiri ve sorgulamadır.
köle sahipleri ekmek kaygusu çekmedikleri
için felsefe yapıyorlardı, çünkü
ekmeklerini köleler veriyordu onlara;
köleler ekmek kaygusu çekmedikleri için
felsefe yapmıyorlardı, çünkü ekmeklerini
köle sahipleri veriyordu onlara.
ve yıkıldı gitti likya.
--spoiler--
yıllardır felsefecilik yapan birisi olarak söylüyorum
--spoiler--

Boş uğraştır. Yolda olmaktır bla bla demeyin. Bir yere varmıyorsa yolun ne önemi var!?
en büyük soruları tanrı var mıdır, var mıyız, ölüm sonrası ne olur gibi sorular olmakla birlikte, en çekici cevabı intihardır.