bugün

(bkz: ahsen-i takvim)
yaratılmış en üstün varlık yani insan.

keşke insan hep bu seviyede kalabilse.
mahluklarin, yani yaratilmis olanlarin en sefelisi olan, yani insan.
insanlardan en sereflisi ise peygamber efendimiz Hz. Muhammed (SAV) dir, ki yeryüzü onun yüzü suyu hürmetine yaratilmistir.
insan şayet yaratılmışların en şereflisi ise, evrende insandan daha zeki uygarlıkların var olmaması gerekir. çünkü eğer insan dna'sına sahip değillerse şerefsizdirler. zeki ama şerefsiz...
aslında bu durum başlı başına bir paradokstur. eğer kur'an bütün evrene hitap ediyorsa, neden yalnızca insanı hedefler, türban uzaylı dişiler için de gerekli midir, her uygarlığın bir kabe'si var mıdır.... sor allah sor!
*
(bkz: ismet özel)
(bkz: amentu)
islâm'ın insanlara bahşettiği canlıların en şereflisi olma durumu. derken bir şiir:

insanız, en şerefli mahlûkuz
deyip de pek fazla
övünmemiz haksız
atamız elma çaldı cennetten
biz o hırsızların çocuklarıyız!

(bkz: orhan seyfi orhon)
"yaratıkların şerefli olanı" demektir... ismet özel'in "amentü" şiirinde geçer...

- amentü -

insan esref-i mahlukattır, derdi babam
bu sözün sözler arasinda ayri bir yeri vardi
ama bir eylül günü bilek damarlarini kestigim zaman
bu söz asil anlamini kavradi
geçti çivginlarin, çibanlarin, reklamlarin arasindan
geçti tarih denilen tamahkar tüccari
kararmis yariklarindan sizarak
bu söz yüregime kadar alçaldi
damar kesildi , kandir akacak
ama kan kesilince damardan sicak
simsicak kelimeler bosandi
ask için karnima ve gögsüme
ölüm için yüregime sürdügüm ecza uçtu birden
ask ve ölüm bana yeniden
su ve ates ve toprak
yeniden yorumlandi
dilce susup
bedence konusulan bir çagda
biliyorum kolay anlasilmayacak
kanatlari kara fücur çiçekleri açmis olan dünyanin
yanik yagda bogulan yapilarin arasinda
delirmek hakkini elde bulundurmak
rahma çagdas terimlerle yanasmak için
bana deha degil
belgeler gerekli
kanitlar, ifadeler, resmi mühür ve imza
gençken
pespese kaç gece yillarca
aciyan yumusak yerlerime yaslanip uçardim
bilmezdim neden bazi saatler
alaturka vakitlere ayarli
neden karpuz sergilerinde lüküs yanar
yazgi desem kötü bir sey dokunmus olurdu sanki dudaklarima
tokat
aklima bile gelmezdi
babam onbes li olmas
meyan kökü kazarmis babam
kirlarda
ben o yasta koltugumda kitaplar
isaret parmagimda zincir, cebimde sedef çaki
cebimde kirlangiçlar, çilginlik say7falari
kafamda yasak düsünceler, gide mesela
kar yagarken kirlenen birsey di benim yüzüm
her sevinç nöbetinde kusmak sunuldu bana
gecenin anlami tikansin diye islik çalar
resimli bir kitaptan çalardim hayatimi
oysa hergün
merkep kiralayip da kazilan kökleri
forbes firmasina satan
babam di
budur
iste bir daha korkmamak için korkmaz görünen korku
iste sehirleri bayindir gösteren yalan
iste mevsimlerin degistigi yerde buharlasan
kelepçeler, sürgünler, gençlik acilariyla
güç bela kurdugum cümle iste bu
ten kaygusu yüklü bir agir bir haç tasimaktan
tenimin olanca agirligi yok oldu.
solgun evler, ölü bir dag, iyice solmus dudak
bile bir bir çinlayan
ihtilal haberidir
ve gecenin gümüs iplikler den islenmis olusu
nisan aylari gelince vücudu hafifletir
sahlanan grevler içinde kahkahalarim küstah
bakislarim beyaz bulutlara karsi obur
marslara ayarlanak hevesindeki sesim
gider sehre ve saraba yaltaklanarak
biraz aglayabilmek için
fotograflar çektirir
babam seferberlikte mekkaredir
insanin
gölgesi ile tanimlandigi bir çagda
marslara düser belki birkaç seyi açiklamak
belki ruhlarin gölgesi
düserde marslara
mümkün olur
babami varlik sancisi ile çigimak
ezan sesi duyulmuyor
haç dikilmis minbere
kafir yunan bayrak asmis
camilere, her yere
öyleyse gel kardesim
hep verelim elele
patlatalim bombalari
çanlar sussun her yarde
çanlar sustu ve fakat
binlerce yilin yabancisi bir ses
degdi minarelere :
tanri uludur tanri uludur
polistir babam
cumhuriyetin bir kuludur
bense anlamis degilim böyle maceralardan
ne godiva geçer yoldan, ne bir kimse kör olur
yalniz
coskunlugu karsisinda içlendigim sadirvan
nüfus cüzdanimda tuhaf
ekmek damgasi durur
benim isim bulular arsinlamak gün boyu
etin islak tadina dogru
yavas yavas uyanmak
çocuk kemiklerinden yelkenler yapip
hirsiz cenazelerine bine bine
temiz döseklerin ürpertisinden çesme
korkak dualarinda cibinlik kurarak
dokundugum banknotlardan tiksinmeyi itiraz
nakissiz yasamaklari
silahlanmak sanarak
çikardim
bogaza tikanan lokmanin hartasini
çikinimda günesler halka dagitmak için
halki suvarmak için saçlarimda bin irmak
ihtirdim caddeleri megerki mezarlarmis
hazirmis zaten duvar sikilmis bir yumruga
fly-am
drink coca-cola
tutun ve yüzlestirin hayatlari
biri kör bataklarin çirpinisinda kutsal
biri sekes ama oldukçada hakli
ölümler
ölümlere ulanmakta ustadir
hayatsa bir baska hayata karsi
orada
ask ve çocuk
bir birine katismaz
nasil katismiyorsa
basaklari agustos sicagi
kendi tehlikesi pesinden gider insan
putlarin dahi damarindan
aktigi güne kadar
sürdürür yolcu kovalamayi
hanidir görklü dünya dünyalar içre dogan ?
nerde hangi yöremizde zihnin
tunç surlardan berkitilmis ülkesi
agzi bayat su ile çalkanmis çocuga rahim olan
parti brosürleri yoksa kafiyeler mi?
hangi cisimdir açikça bilmek isterim
takvim yapraklarinin arasini dolduran
nedir o kati sey
ki gücü
gönlün dagdagasini durultacak?
hayat dört seyle kaimdir, derdi babam
su ve ates ve toprak
ve rüzgar
ona kendimi sonradan ben ekledim
pisirilmis çamurun zifiri korkusunu
ham yüregin pütürlerini geçtim
gövdemi alemlere zerkederek
var oldum kayrasiyla var edenin
esref-i mahlukat
nedir bildim
Başbakan kişisinin tayfasını oluşturan insanlarmış efenim.
tayyip erdoğan'dan duyunca küfür hissiyatı veren kelime.
Düşünebilen, hissedebilen, hatırlayan ''yaratılmış mahlukatın en üstünü olan 'insan
bu aralar sözlükte az rastlanır olan.
bir sıfat.
hacı hoca takımının zırvalarından biri. en şerefli varlık insanmış ! hadi oradan. insanoğlu kadar hain, nankör, satıcı, menfaatçi, çıkarcı, kalleş bir varlık var mı ?
Yaratılmışlar içinde en şerefli olan varlık için kullanılan sıfat.
Yani biz insanlar... Peki bizler insan olarak yaratılmanın hakkını verebiliyor muyuz?
Yaratılmışların en şereflisi anlamına gelen Arapça bir sözcük.
Hacı hoca tayfasının saçmalıklarından birisi. "insanoğlu çiğ süt emmiştir" derler bir kere yani insanlar nankördür demek.
Hani senin şerefin? Kaça sattın şerefini? Sen şerefsiz misin de şerefini ufak çıkarlar uğruna satıyorsun? Eşrefi mahlukat olan bir canlı bunu yapar mı? Yapmaz.
insan, eşrefi mahlukat değil aksine esfeli safilindir. Tarihi okudu mı görürsünüz. Anla artık seni budala sen de aynı benim gibi bir insansın. Hiçbir canlıdan üstün değilsin aksine doğanın bir parçasısın. Hayvanlar senin eğlence kölen değil.