bugün

cenk taner'in kent ozanları 1 albümünde yer alan şarkısı.

sözleri:

akşamları yorgunum
eve geldim sızdım kaldım
müzik tütün ve çay
tüm dertlerden çok uzağım
gitmişsin odan bomboş
başkasını istemem ki ben
para öldürmüş bizi yavaş yavaş
başkasını istemem ki ben (2)
beyazıt çınaraltında
sultanahmet parkında
soluduğumuz aynı hava
o bizanslı aşıklarla

eğ başını eğeceksen
yalnızca aşk için eğ
eğ başını eğeceksen
yalnızca aşk için eğ

ben çoktan razıyım
yitik şarkıların peşinden
kırık kalbim, yaşam zor
istikametim sana doğru
tam öğrendim ki sevmeyi
heyhat bu yüzyıl geçti gitti
kuşandım zırhımı, kıstım gözlerimi
önümde aşk barikatları (2)

eğ başını eğeceksen
yalnızca aşk için eğ
eğ başını eğeceksen
yalnızca aşk için eğ

ben çoktan razıyım
yitik şarkıların peşinden
kırık kalbim, yaşam zor
istikametim sana doğru
sana doğru
"itaat et"

ç- what is it?
ç- "it is fenerbahce"
şiddetle arayıp bulmadığım sarkılardan biri daha. kent ozanları albumunun bence en guzel şarkısıydı.* *

edit: an itibariyle limewiredan bulabildiğim ve cok sevinip surekli dinlemeye basladığım sarkı.
giriş müziğiyle bana bir başka şarkıyı hatırlatmaktadır. çıkaramadım.

sözleri güzel, kent ozanları albümünden bir cenk taner parçası.
var git giyotinlere, gideceksen. yalnızca, aşk için git.

1792 yılında ilk kez giyotine yatırılan Jacques Nicholas Pelletier adlı hırsız belki de birinin kalbini çalmıştı ha, ne dersin muhterem cenk taner? biraz fantazya göz çıkarmamalı. o değil de o kadar şarkı bir güzel ki, sulandırarak üzerindeki nazarı almaya çalışıyorum yanlış anlaşılmasın. peşinden koşulacak böyle yitik şarkıları saklandıkları yerlerde teker teker bulmak lazım. giyotine yatmayı göze alacak aşklar bulmak lazım. bu yüzyılda artık biraz zor galiba. o zaman, zamanda yolculuk yapmak lazım. biraz 19. yüzyıl rusya'sı rica edeyim kaptan. yardır.
özellikle, ''tam öğrendim ki sevmeyi heyhat bu yüzyıl geçti gitti'' deyişiyle gülümseten, huzurlu kılan yıllar yılı bıkmadan dinlediğim cenk taner nesnesi.
üstat, para öldürmüş bizi yavaş yavaş derken de kişiselliği alttan alta güzide biçimde vermekte.
kadıköy'de yürürken bu eşsiz eserin soluduğumuz aynı hava kısmını düşlemiştim. onu anımsadım gene. aramızda gönül mutabakatı var, gurur veren.
müzik, tütün ve çay... işin müzik kısmı kuşkusuz cenk. her daim cenk. samimiyetinden ve niteliğinden şüphe duymuyoruz. ömür boyu garantili sözler, yapıtlar... müzik, tütün ve çay... dönmek gerek eve... otobandan istanbul'a. biraz müzik iyi gelir yardım ederdi varmama. offffffffffff...offffffffff. kadıköy'e selam. candan tarafından.
ataol behramoğlunun bir sözünde eğilmek geçer. bana birden o sözü hatırlatan kelimedir*. (ne alaka bilinmez)

(bkz: zulmün önünde dimdik tut onurunu)
soluduğumuz aynı hava o bizanslı aşıklarla. büyüksün kaptan.

ayrıca kaptan seninleyiz.
ilkin Cenk Taner' tarafından solo olarak kent ozanları 1 adlı bu ülkede yapılmış en güzel alternatif müzik çalışmalarının bir arada toplandığı albümde söylenmiş, 2011 yılı sonlarında çıkan ve belki de son zamanlardaki en bütünlüklü ve ayakları yere basan rock albümü diyebileceğimiz doğdum ben memlekette'de kesmeşeker olarak başarılı bir orkestrasyonla yorumlanmış şarkı. ben ilk versiyonunu daha çok severim o ayrı.

basit bir 4 dk diyip geçemeyeceğimiz bu şarkının barındırdığı öyle sözler var ki dinlerken insanda hem şok etkisi yaratmakta hem de cenk taner'e duyulan saygıyı 3'e, 5'e katlamakta.

Beyazıt'ta Çınaraltında Sultan Ahmet Parkında sevgiliyle yüze vuran rüzgarın bizanslı aşıkların yüzüne vuran rüzgarla aynı olduğu metaforu ve tam sevmeyi öğrenmişken 20. yy'ın bitmesine gönderme yapmak eminim ki çok açık bir zihinin dışa vurumu.

yarin yanağından gayrı paylaşmak için her şeyi bir araya gelenler eminim ki başlarını eğeceklerse bir tek aşk için eğerler!